- 3 Temmuz 2010
- 11.071
- 11.546
- 498
- Konu Sahibi redvelvetcake
-
- #1
Ezik miyiz biz? Salak mıyız? Boşu boşuna mı okuyoruz? Hadi okumadık, okutulmadık hiç mi kişiliğimiz yok? Kocasına karşı masaya yumruğunu vurup "HAYIR!" diyecek cesaretimiz yok mu? Tacize uğrayınca suçu karşı tarafta aramak yerine "ben açık giyindim herhalde" diyecek kadar karaktersiz miyiz? Kendimizi eve kapatıp çalışmamak, tek görevimiz ev işi yapıp çocuk doğurmak mı? Ekonomik özgürlüğümüz olmadan kendimizi tamamen kocaya mı bırakmak? Dayak mı yemek, şiddet mi görmek, tecavüze mi uğramak? Sesimiz neden gür çıkmıyor? Aslında hep kendimiz yüzünden yine...
Dayak yiyen kız evine gidince annesi "o senin kocan, döver de sever de" der geri yollar
Tacize, tecavüze uğrayan kıza "ne yaptın da adamı tahrik ettin" der
Bir takım öküzler dürtülerini dizginleyemiyor diye saçımızı kapatmak zorunda olan biz, mağdurken suçlu durumuna düşen biz. Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz? Saç teli gören erkek tahrik olmasın, aman onlar bir şey yapıp günaha girmesin diye kendimizi kısıtlamak zorunda olan yine biz.
Evlenince kadın ev işi yapmak zorunda mı, erkeğe karşı görevi mi?
Aman kızım erkek arkadaşın olmasın, elin erkeğin eline değmesin, aman evlenmeden önce olmaz, yasak. Erkektir o ama, yapar! Ergenliğe girdi mi annesi ooo benim oğlum ne kızlar atacak eve der. O eve atılan kızların anası babası yok mu, onlar namussuz mu? Erkek her haltı yesin, özgür yetiştirilsin ama kızın erkek arkadaşı olmasın, eğer giderse üniversitede olsun, sonra da okul bitsin evlensin. İşini yapamasın, eve kapansın temizlik yapsın, yemek yapsın, izdivaç izlesin. Çocuk doğursun. Kocası zorlasın kapansın. Belki daha 14 yaşında babası kapatmıştır onu. Gün gelsin dayak yesin, korksun bir şey yapamasın boyun eğsin. Belki de dayaktan ölür, haber bültenlerine çıkar, 2 dakikalık bir haber yapılır, işi biter. Allah rahmet eylesin, ruhuna el fatiha.
Belki kız sevdiğiyle ilişkiye girmiştir, haşa günah ama! Yine de evlenmeden olmaz ya, o yüzden gitsin ameliyat olsun diktirsin. Kim bilir evleneceği erkek kaç kızın bekaretini bozdu da karşındakini bakire arıyor; ama öyle olması lazım, kayın valide çarşafı görecek ya!
Üzgünüm ama bu ülkede bu olayların sorumlusu erkekleri yetiştiren kadındır, kurban kadındır, her şekilde mağduruz. Mağdurum da mağdurum.
1934 yılında şimdi bizi beğenmeyen Fransa'da bile yokken, Atatürk kadınlarımıza seçme seçilme hakkı verdi, kadınlar kendilerini göstersin, ülkeye bir katkıda bulunsun diye. Şimdi ise kapanıp evde oturup çocuk yapmaya teşvik ediliyoruz. Biz müsaade etmesek, Sibel Üresin ve en son çıkan "kadın kocasına boyun eğmeli" diyen türevleri ortaya çıkar mıydı?
Yuvayı dişi kuş kuruyor, bu düzeni neden dişi kuş değiştirmesin? Neden 89 yıl önce hedeflenen o çağdaşlığa dişi kuşlar ulaştırmasın bizi?
Neden Türk kadınları yatakta memnuniyetsiz? Neden Türk kadınları vajinismus oluyor? Neden birçok kızlık zarı diktirme operasyonu yapılıyor? Aman kızım, cinsellik kötü, yasak, erkek yapsın bırak ama sen yapma. Uzak dur, acır, acıdan çarşafları yırtarsın, kan kaybından acile kaldırılırsın.
Bağırarak değil, sözümüzü dinleterek bunu yapmalıyız. Hayvanlar da bağırıyor, onlar da şiddet kullanıyor. Bizim ne farkımız olur o zaman?
Sesimizi çıkarma vakti gelmedi mi.. Yetmedi mi bu kadar haksızlık?
Evliliğini devam ettirmek uğruna ezilmeye razıysanız tamam, ama mutsuz evlilik=mutsuz bireyler=mutsuz çocuklar... Verdiğimiz/vereceğimiz zarar kendimizle kısıtlı kalmaz.
O en son çıkan Sibel Üresin tarzı kadın bozuntusu kadınlar erkekleşiyor, kadın erkek eşit değil, bu yüzden evlilikler bitiyor demiş. Ben ezilmektense boşanmayı tercih ederim! Ben kocama itaat edip ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmek zorunda mıyım?! Ben kadınım, seni de bir kadın doğurdu, bana insan gibi davranmak zorundasın ey adam!
Artık kadınlar ezilmesin, kızlarımızı özgür bireyler olarak yetiştirelim, ekonomik özgürlüklerini kazanmadan, kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmeden evlenmelerine izin vermeyelim.
Bu gidişata dur demek için önce kendimizi sonra çevremizi değiştirelim.
(Not: kimseye özel yazmadım, istisnalar olabilir, genelleme yapmış gibi durabilir ama maalesef genel durum bu; ama elbette her kaidenin bir istisnası vardır ancak bu istisnalar Türkiye'deki genel kaideyi pek bozmaz, bozacak gibi görünmüyor da..."
Oh be rahatladım :)
Dayak yiyen kız evine gidince annesi "o senin kocan, döver de sever de" der geri yollar
Tacize, tecavüze uğrayan kıza "ne yaptın da adamı tahrik ettin" der
Bir takım öküzler dürtülerini dizginleyemiyor diye saçımızı kapatmak zorunda olan biz, mağdurken suçlu durumuna düşen biz. Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz? Saç teli gören erkek tahrik olmasın, aman onlar bir şey yapıp günaha girmesin diye kendimizi kısıtlamak zorunda olan yine biz.
Evlenince kadın ev işi yapmak zorunda mı, erkeğe karşı görevi mi?
Aman kızım erkek arkadaşın olmasın, elin erkeğin eline değmesin, aman evlenmeden önce olmaz, yasak. Erkektir o ama, yapar! Ergenliğe girdi mi annesi ooo benim oğlum ne kızlar atacak eve der. O eve atılan kızların anası babası yok mu, onlar namussuz mu? Erkek her haltı yesin, özgür yetiştirilsin ama kızın erkek arkadaşı olmasın, eğer giderse üniversitede olsun, sonra da okul bitsin evlensin. İşini yapamasın, eve kapansın temizlik yapsın, yemek yapsın, izdivaç izlesin. Çocuk doğursun. Kocası zorlasın kapansın. Belki daha 14 yaşında babası kapatmıştır onu. Gün gelsin dayak yesin, korksun bir şey yapamasın boyun eğsin. Belki de dayaktan ölür, haber bültenlerine çıkar, 2 dakikalık bir haber yapılır, işi biter. Allah rahmet eylesin, ruhuna el fatiha.
Belki kız sevdiğiyle ilişkiye girmiştir, haşa günah ama! Yine de evlenmeden olmaz ya, o yüzden gitsin ameliyat olsun diktirsin. Kim bilir evleneceği erkek kaç kızın bekaretini bozdu da karşındakini bakire arıyor; ama öyle olması lazım, kayın valide çarşafı görecek ya!
Üzgünüm ama bu ülkede bu olayların sorumlusu erkekleri yetiştiren kadındır, kurban kadındır, her şekilde mağduruz. Mağdurum da mağdurum.
1934 yılında şimdi bizi beğenmeyen Fransa'da bile yokken, Atatürk kadınlarımıza seçme seçilme hakkı verdi, kadınlar kendilerini göstersin, ülkeye bir katkıda bulunsun diye. Şimdi ise kapanıp evde oturup çocuk yapmaya teşvik ediliyoruz. Biz müsaade etmesek, Sibel Üresin ve en son çıkan "kadın kocasına boyun eğmeli" diyen türevleri ortaya çıkar mıydı?
Yuvayı dişi kuş kuruyor, bu düzeni neden dişi kuş değiştirmesin? Neden 89 yıl önce hedeflenen o çağdaşlığa dişi kuşlar ulaştırmasın bizi?
Neden Türk kadınları yatakta memnuniyetsiz? Neden Türk kadınları vajinismus oluyor? Neden birçok kızlık zarı diktirme operasyonu yapılıyor? Aman kızım, cinsellik kötü, yasak, erkek yapsın bırak ama sen yapma. Uzak dur, acır, acıdan çarşafları yırtarsın, kan kaybından acile kaldırılırsın.
Bağırarak değil, sözümüzü dinleterek bunu yapmalıyız. Hayvanlar da bağırıyor, onlar da şiddet kullanıyor. Bizim ne farkımız olur o zaman?
Sesimizi çıkarma vakti gelmedi mi.. Yetmedi mi bu kadar haksızlık?
Evliliğini devam ettirmek uğruna ezilmeye razıysanız tamam, ama mutsuz evlilik=mutsuz bireyler=mutsuz çocuklar... Verdiğimiz/vereceğimiz zarar kendimizle kısıtlı kalmaz.
O en son çıkan Sibel Üresin tarzı kadın bozuntusu kadınlar erkekleşiyor, kadın erkek eşit değil, bu yüzden evlilikler bitiyor demiş. Ben ezilmektense boşanmayı tercih ederim! Ben kocama itaat edip ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmek zorunda mıyım?! Ben kadınım, seni de bir kadın doğurdu, bana insan gibi davranmak zorundasın ey adam!
Artık kadınlar ezilmesin, kızlarımızı özgür bireyler olarak yetiştirelim, ekonomik özgürlüklerini kazanmadan, kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmeden evlenmelerine izin vermeyelim.
Bu gidişata dur demek için önce kendimizi sonra çevremizi değiştirelim.
(Not: kimseye özel yazmadım, istisnalar olabilir, genelleme yapmış gibi durabilir ama maalesef genel durum bu; ama elbette her kaidenin bir istisnası vardır ancak bu istisnalar Türkiye'deki genel kaideyi pek bozmaz, bozacak gibi görünmüyor da..."
Oh be rahatladım :)