• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

neden böyleyiz?

Allah yardımcın olsun.Lohusalık gerçekten en zorlandıgım dönemlerden biriydi psikolojik olarak.Sen birde üst üste hamilelikler doğumlar yaşamışsın hiç kolay değil.Eşinide anlıyorum maddi olarak yetersiz olmak sorumluluk sahibi bi erkek için çok zor.Onunda psikolojisi normal değildir.Bu sürectede yıpranmanız gayet normal.Şun çocuklarınız çok kücük biraz daha sabretmeye çalış.Sende bir ıse girersin hem kendine güvenin gelir hem elin bollaştıkça isteklerini gerçekleştirdikce daha iyi hissedersin.Ben hemen boşan diyemem biraz çaba sarfetmeden yuvayı kurtarmayı denemeden yapma.Sürekli hastalık hali kolay değil insanın en iyi doktoru kendisi bunu unutma.He baktın olmadı düzelmiyor o zamanda yolunu cizersin.İşin kolay degil ama öncelikle annesin.Annelerin süper güçleri vardır unutma 😉
Sadece ikinci doğumumda yaşadım lohusalık. Ama böyle berbat bir dönem yok. Ve evet psikolojik olarak oda iyi değil anlıyorum. Çünkü her gün herşey zamlanıyor. Ve o bir şey istediğimizde param yok dedikçe gerçekten çok daha kötü hissediyor biliyorum . Ben ondan benim onu anladığım gibi anlamasını bekliyorum zaten. Sohbet edelim içimizi dökelim istiyorum. Ama o susuyor. Film izliyor dizi izliyor. Kendince beraber vakit gecirmek olarak adlandırıyor
 
Çocuklara üzüldüm
İkimiz de onlara bu durumu belli etmiyoruz. Zaten bu yüzden dışardaki insanlar sorunumuz yok sanıyor. Yemek konusunda üzüldüyseniz de sağlıkları için gerçekten. Sabahtan akşama kadar her öğünleri dolu dolu. Ama belli saatten sonra yiyince uyumak değil o aldıkları enerjiyi atmak istiyorlar. Uyku düzeni bozulunca özellikle kızım kilo veriyor. Sürekli uykulu olduğu için ağlıyor. O yüzden belli saatten sonra yemek yemek yasak yada meyve.
 
üst üste 2 çocuk, bir sebeple bir şekilde soğumuz eş, zor bir durumdasınız ama ne olur çocuklarınızı eşinize bırakın, annenizi çağırın bişey yapın terapinizi alın. şu anda önceliğiniz terapinizi almak bozukluk nevroza olmadan toparlamak...

bir de
" Ben o dönem durumlardan dolayı başta aldırmak istedim ama inanırmısınız ona bile maddi gücümüz yoktu. Ailelerimizin desteği ile yaşıyorduk. Birde benim maaşım. Doğal olarak eşim daha çok strese girdi. Gerçekten altınlarla bir iş kurdu ve hızlada topladı. Sadece daha çok çalışması gerekiyordu artık. Benim doğumum yaklaştıkça işleri kötüleşmiş ve tekrar iflas eşiğine gelmişti. Böyle böyle kızım doğdu biz yine toparladık."

bunlar sizin cümleleriniz
sizin maaşınız var + aileler yardım ediyor ama kürtaj için bile para yok (eş rızası varken ne kadar para istiyorlar ki kürtaja?) sonra nikah altınları bozduruluyor iş kuruluyor.
hakketen nutkum tutuldu.

zaten coronada evlenmişsiniz yani düğün yapmadınız diye anladım, düğün borcu yok, siz çalışıyorsunuz, ailer yardım ediyor, altınlar duruyor...kürtaj olacak para yok ama ve adam depresona ramak kala durumda. bu neyin trajedisi tam olarak?

bir gebelik 9 ay bu sürede kürtaja para yokken
adam iş kuruyor, toparlıyor, daha doğum olmadan tekrar iflas eşiğine geliyor.
abooov yani.
siz herşeyi mi bu kadar hızlı yaşıyorsunuz? insanlar 9 ayda beyaz eşya/tatil taksidi anca bitiriyor...
Devlet almıyor zaten. Özeldede ben her hastaneye gidemiyorum. Kan hastalığım var. Düğün borcu yoktu ama eşyalar aldık onların taksitleri vardı, onları ailelerimiz ödedi bende kira + site aidatı ve faturaları vs. Yani 0 borçsuz değildik. Kızım doğduktan 1 yada 2 ay sonra tam anlamıyla rahat nefes aldık. Çok detaya girseydim daha çok uzardı yazı. Altınlarla aslında biraz daha birikim yapıp ev alacaktık. Ama tekrar iş kurması daha önceliğimiz diye verdim.
 
hani imkansızdır demiyorum ama

bunlar daha hiç çocuk yokken, kadın çalışıyorken bile adam işsiz kaldığı anda, o saniye daha kürtaj parası bulamayan bir çift (evlenirken düğün de yapmamalarına rağmen ortada para yok, kenara bi para atalım demeden evlenmişler, 3 kuruş biriktirmeden de gebe kalmış sanırım)
şu anda kadın zaten çalışamıyordur + 2 çocuk, adam iş kurmuş bağkurunu yatıramıyor

kumarı hangi parayla oynayacak ki?

yok adam aslında kazanıyor da kumarda yiyorsa bilemeyiz tabi de
anladığım adam yetemiyor madden, yetmediği için de iyice cılkı çıkmış işin, ki en başta işsiz kaldığı an adam depresyona girmiş, kadın sürekli depresyonda, 2 depresif karakterle tüm bu değişikliğin olması normal değil mi?
Ben hiç evlilik düşünmedim normalde. Bu yüzden evet birikim yapmadım yedim içtim gezdim. Gençtim, ailemde hiç paranı bize harca diyen insanlar değildi. Bu yüzden can sıkıntısı içinde işten çıkıp baba parası ile yaşamışlığım var. Şuan eşim yetişemiyor evet çünkü 23.000 bizim sadece kiramız. 60.000 kazanıyor ama buna aylık benzin ve bakım masrafları da dahil. Motor arızalansa ekstra gider. Ev ısınsın diye çok yakıyoruz mesela buda daha fazla fatura demek. Bez masrafı çocukların düzenli kontrol masrafı vs var. Bunlar zaten anca ucu ucuna gidiyor. Siz nasıl yaşiyorsunuz ben bilemedim şuan
 
Biraz herşeyi umursamayi bırakın ve sadece huzura odaklanın ,anda ki güzellikleri görün ,yavrularınizin nasıl da kosulsuzca sizi sevdiğini ,minicik ellerini ,merakla hayata tutunmak için cabalarini,mini mini konuşmaya çalışmalarını... Onlar uyurken sakince için kahvenizi ,nefes egzersizleri yapın,güzel şeyler okuyun ,dinleyin.. siz sakinlestikce hayatınızda ins olumlu fark görmeye başlarsınız... Huzursuzluk halı daha bir bataklığa sokuyor insanı ,eşiniz evde iken bir saatte olsa dışarı çıkabilirsiniz,yani demem o ki size iyi gelecek şeyler yapmaya çabalayin zira bu günlerde geride kalacak unutmayın...
Çok geç saat olmasa çıkarım ama Türkiye'de yaşam malum korkuyorum. Bu arada beni zaten bu kadar kötü olmaya iten bir sebep uyutuyorlar. Yani 2 aydır uyku düzenleri bozuk. Dinleyemiyorum. Eşimle paylaşmıyorum. Bu beni bu kadar kötü yaptı
 
Merhaba arkadaşlar. Aslında buraya yada bu tarz bir platforma oturup dertlerini yazan birisi hiç olmadım. Ama şuan sağlıklı düşünemiyorum. Mental olarak çok kötü durumdayım ve kesinlikle tarafsız fikirlere ihtiyacım var. Öncelikle eşimle çok iyi giden bir ilişkimiz vardı. Eşim artık işi daha fazla ciddileştirmek istiyordu. Lakin ben o dönem özel sebeplerden dolayı depresyon tanısı almıştım. Ama eşim hiç vazgeçmedi ve benimle her seansa geldi, her seans sonuda gerçek anlamda destek oldu.

O dönem geçince ben ve eşim çok daha güzel bir ilişkiye sahip olduk. Corona dönemi olduğu için sade bir nikahla birleştirdik hayatımızı. Herşey harikaydı. Takii eşimin şirketi iflas verene kadar. Gerçekten çok kötüydü. Ben çalışıyordum ama onun evde oturuyor olması bile problemdi eşim için. Sorumsuz bir karakteri olsa gerçekten bende sorun ederdim. Ama kendisini bildiğim için sadece bak böyle şeyler olabilir önemli olan birlikte hareket ederek bunları aşmamız lazım tarzı cümlelerle yanında olduğumu , nikahta takılan altınlarla kurabilecekse yeni bir iş kurmasını söyledim. Çünkü yapabileceğim tek şey buydu.

Ticaret işlerinden anlamam ama en azından yanında olduğumu bilsin istedim hep. Daha sonra bir mucize oldu ve benim hamile olduğumu öğrendik. Mucize diyorum çünkü doktor eşim için kısır demişti. Ben o dönem durumlardan dolayı başta aldırmak istedim ama inanırmısınız ona bile maddi gücümüz yoktu. Ailelerimizin desteği ile yaşıyorduk. Birde benim maaşım. Doğal olarak eşim daha çok strese girdi. Gerçekten altınlarla bir iş kurdu ve hızlada topladı. Sadece daha çok çalışması gerekiyordu artık. Benim doğumum yaklaştıkça işleri kötüleşmiş ve tekrar iflas eşiğine gelmişti. Böyle böyle kızım doğdu biz yine toparladık. Ama bu durumlar oldukça eşim benden uzaklaşmaya başladı. Yada ben öyle hissettim. Bu durumu ona açık açık sordum ama yok öyle bir şey diyip geçti. Sonra kavgalar başladı. Ben çocuklu hayata adapte olmakta zorlanıyordum. Mesela en basiti tek dışarı çıkmaktan korkuyordum. Ya altına yaparsa ya acıkırsa gibi. Bu yüzden mümkün olduğunca eşimle çıkıyordum.

Tam kızımla hayata alışmıştım ki 5 aylık hamile olduğumu öğrendim hemde korunmama rağmen. Bu sefer ben psikolojik olarak çöktüm. Hayatım bitmişti. Bir ara eşimi bile suçladım sen hani kısırdın diye. Sürekli ağlıyor depresif bir halde yaşamaya çalışıyordum. Yeniden gelen hamilelik kiloları, her gün bir evin içinde dönüp durmak derken hoşgeldin depresyon! Yeter mi? Hayır. Doğum sonrası çok büyük bir depresyon daha yaşadım. Eşim ise hiç anlayışlı davranmadı. Sürekli kendine gel kafayı yedin hastaneye yat falan diyordu. Bana bunları derken çevremizdeki insanlara aaa üstündeki çok yakışmış vs falan gibi iltifatı eksik etmiyordu. Gereksiz kaygılar başladı. Eşim daha çok çalışmaya başladı ben evde 2 çocukla tek. Evden çıkmak 6 ayda bire düştü. Ben iyice delirdim. Psikoterapiye başlamak istedim. Ama eşimin sigortası olmadığı için 300 tl gibi bir ücret talep ediyor devlet. Daha ilk seansın sonunda eşim hep mi alacaklar diye sordu. Sonra terapiyi konuşmak için söze başladığımda yoğunum konuşuruz akşam dedi. Kapattık. Annem, kayınvalidem ablam vs hatta karşı komşum bile sordu bu arada ne oldu ne dedi diye. Konulan tanı yeme bozukluğu. İntihar meyilliliğim varmış ve bunu yapmadığım için kendimi cezalandırıyormuşum.

Bunun bir sonraki evresi bulimiya nevroza ve kusturmaya başlar ilaç + terapi şart, daha da ilerlerse anoreksiya nevroza ki ondada yatış ile tedavi var dedi. Yani ben anlamıyorum. Eve geçtiğimde eşim hiç sormadı. Diğer randevu tarihini söyledim. Annem o gün izinli değil neyine güvenip o güne randevu aldın dedi. Dedim ki randevuyu ben değil doktor verdi. Kabul etmeseydin diyor. Bunun için tartıştık. Sonra ki gün ben evde sinir krizi geçirdim. Tabi çocuklara gözükmeden. Baktım geliyor kriz kaçtım hemen çocukların yanından. Ama eşim haberdar değil. Bu noktaya gelene kadar ona her gün bildiğiniz yalvardım. Konuş benimle, sohbet edelim, ben çok yanlız hissediyorum dedim. Dışarı çıkalım dedim sürekli ya hava soğuk ya hava sıcak dedi. Ne zaman yorgun ve hasta hissediyorum desem bende dedi geçti. Ben bakıyorum, benim ilk tanıdığım adam değil. Eskiden öf desem nasıl içlenirdi. Şimdi umrunda değil. Ben kızıldım ve sırf rahatsız hissediyor diye Doğala döneyim diye maddi baskı uyguladı bana. Sakıza trilyon versem gık demedi ama saç boyası ve kızılsa param yok dedi geçti. Dipleri gelmiş gezmemek için Doğala döndüm mecbur.

Aynaya baktığım zaman cıvıl cıvıl görmeye alışık olduğum mutlu bir kız yok. Sanki başkasının hayatı bu hayat. Daha önce tartıştığımızda boşanmayı teklif ettim. Çocukları alırım diyor. Sanki bakabilecek. İki dakika tahammül edemez, kalkmış afra tafra yapıyor. Şeytan bir ara bırak ver çocukları görsün dedi ama ikiside çok küçük. 2.5 ve 1.5 yaşındalar. Çocuklarımı çok seviyorum ama şuan gerçekten yeterli hissetmiyorum. Sürekli olarak ağlama modundayım ve gerçekten terapiye ihtiyacım var. Herşey tamken neden eşim böyle yapıyor hiç anlamıyorum. Yani elbetteki hala maddiyat olarak harika değiliz son kurduğu iş biraz pürüzlü masraflarıda var o yüzden üstüne gitmek istemiyorum ama bende yoruluyorum. Ben gün içinde bazen yemek yemeyi geçtim tuvalete gitmek için fırsat bulamıyorum ama bana çocukları yatır ben açım diyor (bizim çocuklarımız biraz fazla yiyor, bir hastalıkları yok şükür gözleri aç o yüzden yatmadan 1.5 2 saat öncesi evde kimse gıda tükenmiyor yasak.) benim sesim biraz yükselse sesini düşür diyip duruyor millet rahatsız olur diye ama beni düşünmüyor. Bu arada aldatma yok. Çünkü fırsatı yok.

Utanıyorum ama bir iki kez telefonuna bile baktım. Gerçekten yok. Çalışıyor yorgun anlıyorum ama insan karısına seni seviyorum diyemezmi yani. Doğum günümde bana 1 kez seni seviyorum demedi mesela. Bunu ona söylediğim zaman off diyip göz devirdi. Sevgisi bittiyse bitti desin diyede konuştum, hayır seviyorum diyor. Doktoruna beraber danıştık bu arada, kısır değilmiş, sadece çok düşük ihtimalmiş ve ümitlenmesin diye abartarak söylemiş. Bende aşırı doğurgan olunca süprizi yaşamışız. Ve zaten bunu demeden bile çocukların ondan olduğu aşırı belli genleri çok baskın. Görseniz direkt bu çocuklar bu adamın dersiniz. Aldattığımıda düşünemez yani. Ama ne var neden böyleyiz ve ben ne yapacağım bilmiyorum. Ya ben hayat arkadaşıma sarılıp ağlayamıyorum rahatlayamıyorum.
Merhaba, erkekler maddi anlamda gücünü kaybettiklerinde kendilerini yetersiz hissettikleri için ve rahat bir hayat yaşayamayıp size de yaşatamadıkları için depresif haller sergiliyorlar ne yazık ki. Biz kadınlar bu durumu idare ediyoruz üstesinden gelebiliyoruz bir günümüz depresifse ikinci gün pozitif olmak için gayret ediyoruz ama onlar öyle değiller ne yazık ki. Lütfen herşeyden önce kendinize odaklanın ve psikolojinizi toparlamaya çalışın bunu kendiniz kendinize yapabilirsiniz ve en önemli kısım Allah’a sığının namazlarınızı aksatmayın bol bol dua edin çıkın çocuklarla bi nefes alın hep dua edin inanın toparlayacaksınız. Allah bizi imtihana sokuyor bunun üstesinden gelecek olan sizsiniz eşinizle konuşun yükselmeyin sabır gösterin lütfen herşey düzelecek inanın🌸
 
Dilerim yoktur, bu sizin icin0z en buyuk temennim, umarim ben yaniliyorumdur.

Ama su ilk mesajinizi bir okuyun derim ben, cidden belki baskasinin derdiymis gibi okursaniz, bu mesajinizda yazdığınız "erkeklik gururunun incinmesi" bahanesinin sevgiliykenki adamla alakasi olmadigini eminim goreceksinizdir.
O öyle dedi. İçini bilmiyorum. Ona iyi niyetli söylediğim şeyler onu daha kötü hissetirmiş. " Sen öyle dedikçe kendimi daha yetersiz hissediyorum, sizi götürmek istediğim yerlere götüremiyorum çünkü çalışmam lazım, size almak istediklerimi alamıyorum çünkü kira ödemem lazım fatura ödemem lazım, ama sen kalkıp birde bunlar elbet geçecek biz hep senin yanındayız diyince daha da suçlu hissediyorum " Dedi. Aynen buydu cümlesi. Ama dediğim gibi ne kadar doğru bilemem
 
Erkeklere destek olmayacaksın.Fedakarlik yaramıyor. Kendileri yirtininip didinince daha iyi oluyor. Sizin gibi hep destek olanlara erkekler köstek oluyor. Burada çok okudum. Ne hali varsa görsün modunda takılınca daha kıymetli oluyorsunuz. Yani erkeğe para cimrisi olmanız gerek.
Normalde çalışırken ne maaşıma ne harcamama hiç bir şekilde karışmazdı. Ama şu iflaslardan sonra... Allahım değişti adam resmen
 
Ya yapacağın şey bence bir süre akışına bırakmak. Bazen mesafe iyidir ruhsal anlamda. Senin asıl odaklanmam gereken şey çobukla dışarı çıkma işini çözmek
İki bebek arabası var tek başıma imkânsız. Hadi birini almasam, kızım bazen kafasına esince tutma elimi ben kendim yürürüm kafasına giren birisi. Ona güvenmiyorum daha çok. Zaten çevremizdeki herkeste bu durumun farkında. Çok zor çocuklarım var.
 
Merhaba arkadaşlar. Aslında buraya yada bu tarz bir platforma oturup dertlerini yazan birisi hiç olmadım. Ama şuan sağlıklı düşünemiyorum. Mental olarak çok kötü durumdayım ve kesinlikle tarafsız fikirlere ihtiyacım var. Öncelikle eşimle çok iyi giden bir ilişkimiz vardı. Eşim artık işi daha fazla ciddileştirmek istiyordu. Lakin ben o dönem özel sebeplerden dolayı depresyon tanısı almıştım. Ama eşim hiç vazgeçmedi ve benimle her seansa geldi, her seans sonuda gerçek anlamda destek oldu.

O dönem geçince ben ve eşim çok daha güzel bir ilişkiye sahip olduk. Corona dönemi olduğu için sade bir nikahla birleştirdik hayatımızı. Herşey harikaydı. Takii eşimin şirketi iflas verene kadar. Gerçekten çok kötüydü. Ben çalışıyordum ama onun evde oturuyor olması bile problemdi eşim için. Sorumsuz bir karakteri olsa gerçekten bende sorun ederdim. Ama kendisini bildiğim için sadece bak böyle şeyler olabilir önemli olan birlikte hareket ederek bunları aşmamız lazım tarzı cümlelerle yanında olduğumu , nikahta takılan altınlarla kurabilecekse yeni bir iş kurmasını söyledim. Çünkü yapabileceğim tek şey buydu.

Ticaret işlerinden anlamam ama en azından yanında olduğumu bilsin istedim hep. Daha sonra bir mucize oldu ve benim hamile olduğumu öğrendik. Mucize diyorum çünkü doktor eşim için kısır demişti. Ben o dönem durumlardan dolayı başta aldırmak istedim ama inanırmısınız ona bile maddi gücümüz yoktu. Ailelerimizin desteği ile yaşıyorduk. Birde benim maaşım. Doğal olarak eşim daha çok strese girdi. Gerçekten altınlarla bir iş kurdu ve hızlada topladı. Sadece daha çok çalışması gerekiyordu artık. Benim doğumum yaklaştıkça işleri kötüleşmiş ve tekrar iflas eşiğine gelmişti. Böyle böyle kızım doğdu biz yine toparladık. Ama bu durumlar oldukça eşim benden uzaklaşmaya başladı. Yada ben öyle hissettim. Bu durumu ona açık açık sordum ama yok öyle bir şey diyip geçti. Sonra kavgalar başladı. Ben çocuklu hayata adapte olmakta zorlanıyordum. Mesela en basiti tek dışarı çıkmaktan korkuyordum. Ya altına yaparsa ya acıkırsa gibi. Bu yüzden mümkün olduğunca eşimle çıkıyordum.

Tam kızımla hayata alışmıştım ki 5 aylık hamile olduğumu öğrendim hemde korunmama rağmen. Bu sefer ben psikolojik olarak çöktüm. Hayatım bitmişti. Bir ara eşimi bile suçladım sen hani kısırdın diye. Sürekli ağlıyor depresif bir halde yaşamaya çalışıyordum. Yeniden gelen hamilelik kiloları, her gün bir evin içinde dönüp durmak derken hoşgeldin depresyon! Yeter mi? Hayır. Doğum sonrası çok büyük bir depresyon daha yaşadım. Eşim ise hiç anlayışlı davranmadı. Sürekli kendine gel kafayı yedin hastaneye yat falan diyordu. Bana bunları derken çevremizdeki insanlara aaa üstündeki çok yakışmış vs falan gibi iltifatı eksik etmiyordu. Gereksiz kaygılar başladı. Eşim daha çok çalışmaya başladı ben evde 2 çocukla tek. Evden çıkmak 6 ayda bire düştü. Ben iyice delirdim. Psikoterapiye başlamak istedim. Ama eşimin sigortası olmadığı için 300 tl gibi bir ücret talep ediyor devlet. Daha ilk seansın sonunda eşim hep mi alacaklar diye sordu. Sonra terapiyi konuşmak için söze başladığımda yoğunum konuşuruz akşam dedi. Kapattık. Annem, kayınvalidem ablam vs hatta karşı komşum bile sordu bu arada ne oldu ne dedi diye. Konulan tanı yeme bozukluğu. İntihar meyilliliğim varmış ve bunu yapmadığım için kendimi cezalandırıyormuşum.

Bunun bir sonraki evresi bulimiya nevroza ve kusturmaya başlar ilaç + terapi şart, daha da ilerlerse anoreksiya nevroza ki ondada yatış ile tedavi var dedi. Yani ben anlamıyorum. Eve geçtiğimde eşim hiç sormadı. Diğer randevu tarihini söyledim. Annem o gün izinli değil neyine güvenip o güne randevu aldın dedi. Dedim ki randevuyu ben değil doktor verdi. Kabul etmeseydin diyor. Bunun için tartıştık. Sonra ki gün ben evde sinir krizi geçirdim. Tabi çocuklara gözükmeden. Baktım geliyor kriz kaçtım hemen çocukların yanından. Ama eşim haberdar değil. Bu noktaya gelene kadar ona her gün bildiğiniz yalvardım. Konuş benimle, sohbet edelim, ben çok yanlız hissediyorum dedim. Dışarı çıkalım dedim sürekli ya hava soğuk ya hava sıcak dedi. Ne zaman yorgun ve hasta hissediyorum desem bende dedi geçti. Ben bakıyorum, benim ilk tanıdığım adam değil. Eskiden öf desem nasıl içlenirdi. Şimdi umrunda değil. Ben kızıldım ve sırf rahatsız hissediyor diye Doğala döneyim diye maddi baskı uyguladı bana. Sakıza trilyon versem gık demedi ama saç boyası ve kızılsa param yok dedi geçti. Dipleri gelmiş gezmemek için Doğala döndüm mecbur.

Aynaya baktığım zaman cıvıl cıvıl görmeye alışık olduğum mutlu bir kız yok. Sanki başkasının hayatı bu hayat. Daha önce tartıştığımızda boşanmayı teklif ettim. Çocukları alırım diyor. Sanki bakabilecek. İki dakika tahammül edemez, kalkmış afra tafra yapıyor. Şeytan bir ara bırak ver çocukları görsün dedi ama ikiside çok küçük. 2.5 ve 1.5 yaşındalar. Çocuklarımı çok seviyorum ama şuan gerçekten yeterli hissetmiyorum. Sürekli olarak ağlama modundayım ve gerçekten terapiye ihtiyacım var. Herşey tamken neden eşim böyle yapıyor hiç anlamıyorum. Yani elbetteki hala maddiyat olarak harika değiliz son kurduğu iş biraz pürüzlü masraflarıda var o yüzden üstüne gitmek istemiyorum ama bende yoruluyorum. Ben gün içinde bazen yemek yemeyi geçtim tuvalete gitmek için fırsat bulamıyorum ama bana çocukları yatır ben açım diyor (bizim çocuklarımız biraz fazla yiyor, bir hastalıkları yok şükür gözleri aç o yüzden yatmadan 1.5 2 saat öncesi evde kimse gıda tükenmiyor yasak.) benim sesim biraz yükselse sesini düşür diyip duruyor millet rahatsız olur diye ama beni düşünmüyor. Bu arada aldatma yok. Çünkü fırsatı yok.

Utanıyorum ama bir iki kez telefonuna bile baktım. Gerçekten yok. Çalışıyor yorgun anlıyorum ama insan karısına seni seviyorum diyemezmi yani. Doğum günümde bana 1 kez seni seviyorum demedi mesela. Bunu ona söylediğim zaman off diyip göz devirdi. Sevgisi bittiyse bitti desin diyede konuştum, hayır seviyorum diyor. Doktoruna beraber danıştık bu arada, kısır değilmiş, sadece çok düşük ihtimalmiş ve ümitlenmesin diye abartarak söylemiş. Bende aşırı doğurgan olunca süprizi yaşamışız. Ve zaten bunu demeden bile çocukların ondan olduğu aşırı belli genleri çok baskın. Görseniz direkt bu çocuklar bu adamın dersiniz. Aldattığımıda düşünemez yani. Ama ne var neden böyleyiz ve ben ne yapacağım bilmiyorum. Ya ben hayat arkadaşıma sarılıp ağlayamıyorum rahatlayamıyorum.
ne salak doktor ya
 
Eşinizi boşverin siz biraz çıkın dolaşın çocuklara yürüyün parka gidin o kafayı dağıtın biraz lütfen
 
O öyle dedi. İçini bilmiyorum. Ona iyi niyetli söylediğim şeyler onu daha kötü hissetirmiş. " Sen öyle dedikçe kendimi daha yetersiz hissediyorum, sizi götürmek istediğim yerlere götüremiyorum çünkü çalışmam lazım, size almak istediklerimi alamıyorum çünkü kira ödemem lazım fatura ödemem lazım, ama sen kalkıp birde bunlar elbet geçecek biz hep senin yanındayız diyince daha da suçlu hissediyorum " Dedi. Aynen buydu cümlesi. Ama dediğim gibi ne kadar doğru bilemem
Su bir gerçek biz nasil anne olunca eski kimliklerimizi tasiyamaz hale geliyoruz, erkeklerde buna benzer depresif durumlar elbette yasayabilir, yasiyorda (eşimden biliyorum, bambaska biri oldu baba olunca)


Sonucta sorumluluklari artiyor, yukleri agirlasiyor, bir de Turk toplumu genel itibariyle evlenene dek cocuklarini sorumluluk bilinciyle tanistirmadigi icin bocaliyorlar, bu konu ne kadinlarin ne de erkeklerin hakkini yiyemem.

Ama iste orada kocaman bir ama var, yaninda dimdik duran, ona guven asilayan, derdiyle dertlenen kadina sirt donmek bu sorumluluklarin altinda ezilme bahanesiyle açıklanabilir mi... iste orasini ben kestiremiyorum.
 
O öyle dedi. İçini bilmiyorum. Ona iyi niyetli söylediğim şeyler onu daha kötü hissetirmiş. " Sen öyle dedikçe kendimi daha yetersiz hissediyorum, sizi götürmek istediğim yerlere götüremiyorum çünkü çalışmam lazım, size almak istediklerimi alamıyorum çünkü kira ödemem lazım fatura ödemem lazım, ama sen kalkıp birde bunlar elbet geçecek biz hep senin yanındayız diyince daha da suçlu hissediyorum " Dedi. Aynen buydu cümlesi. Ama dediğim gibi ne kadar doğru bilemem
Su bir gerçek biz nasil anne olunca eski kimliklerimizi tasiyamaz hale geliyoruz, erkeklerde buna benzer depresif durumlar elbette yasayabilir, yasiyorda (eşimden biliyorum, bambaska biri oldu baba olunca)


Sonucta sorumluluklari artiyor, yukleri agirlasiyor, bir de Turk toplumu genel itibariyle evlenene dek cocuklarini sorumluluk bilinciyle tanistirmadigi icin bocaliyorlar, bu konuda ne kadinlarin ne de erkeklerin hakkini yiyemem.

Ama iste orada kocaman bir ama var, yaninda dimdik duran, ona guven asilayan, derdiyle dertlenen kadina sirt donmek bu sorumluluklarin altinda ezilme bahanesiyle açıklanabilir mi... iste orasini ben kestiremiyorum.

Size yazik degil mi? (Sizin ozelinizde bu durumu -ben dahil- yasayan tum kadinlar icin yaziyorum bunu)
 
Merhaba arkadaşlar. Aslında buraya yada bu tarz bir platforma oturup dertlerini yazan birisi hiç olmadım. Ama şuan sağlıklı düşünemiyorum. Mental olarak çok kötü durumdayım ve kesinlikle tarafsız fikirlere ihtiyacım var. Öncelikle eşimle çok iyi giden bir ilişkimiz vardı. Eşim artık işi daha fazla ciddileştirmek istiyordu. Lakin ben o dönem özel sebeplerden dolayı depresyon tanısı almıştım. Ama eşim hiç vazgeçmedi ve benimle her seansa geldi, her seans sonuda gerçek anlamda destek oldu.

O dönem geçince ben ve eşim çok daha güzel bir ilişkiye sahip olduk. Corona dönemi olduğu için sade bir nikahla birleştirdik hayatımızı. Herşey harikaydı. Takii eşimin şirketi iflas verene kadar. Gerçekten çok kötüydü. Ben çalışıyordum ama onun evde oturuyor olması bile problemdi eşim için. Sorumsuz bir karakteri olsa gerçekten bende sorun ederdim. Ama kendisini bildiğim için sadece bak böyle şeyler olabilir önemli olan birlikte hareket ederek bunları aşmamız lazım tarzı cümlelerle yanında olduğumu , nikahta takılan altınlarla kurabilecekse yeni bir iş kurmasını söyledim. Çünkü yapabileceğim tek şey buydu.

Ticaret işlerinden anlamam ama en azından yanında olduğumu bilsin istedim hep. Daha sonra bir mucize oldu ve benim hamile olduğumu öğrendik. Mucize diyorum çünkü doktor eşim için kısır demişti. Ben o dönem durumlardan dolayı başta aldırmak istedim ama inanırmısınız ona bile maddi gücümüz yoktu. Ailelerimizin desteği ile yaşıyorduk. Birde benim maaşım. Doğal olarak eşim daha çok strese girdi. Gerçekten altınlarla bir iş kurdu ve hızlada topladı. Sadece daha çok çalışması gerekiyordu artık. Benim doğumum yaklaştıkça işleri kötüleşmiş ve tekrar iflas eşiğine gelmişti. Böyle böyle kızım doğdu biz yine toparladık. Ama bu durumlar oldukça eşim benden uzaklaşmaya başladı. Yada ben öyle hissettim. Bu durumu ona açık açık sordum ama yok öyle bir şey diyip geçti. Sonra kavgalar başladı. Ben çocuklu hayata adapte olmakta zorlanıyordum. Mesela en basiti tek dışarı çıkmaktan korkuyordum. Ya altına yaparsa ya acıkırsa gibi. Bu yüzden mümkün olduğunca eşimle çıkıyordum.

Tam kızımla hayata alışmıştım ki 5 aylık hamile olduğumu öğrendim hemde korunmama rağmen. Bu sefer ben psikolojik olarak çöktüm. Hayatım bitmişti. Bir ara eşimi bile suçladım sen hani kısırdın diye. Sürekli ağlıyor depresif bir halde yaşamaya çalışıyordum. Yeniden gelen hamilelik kiloları, her gün bir evin içinde dönüp durmak derken hoşgeldin depresyon! Yeter mi? Hayır. Doğum sonrası çok büyük bir depresyon daha yaşadım. Eşim ise hiç anlayışlı davranmadı. Sürekli kendine gel kafayı yedin hastaneye yat falan diyordu. Bana bunları derken çevremizdeki insanlara aaa üstündeki çok yakışmış vs falan gibi iltifatı eksik etmiyordu. Gereksiz kaygılar başladı. Eşim daha çok çalışmaya başladı ben evde 2 çocukla tek. Evden çıkmak 6 ayda bire düştü. Ben iyice delirdim. Psikoterapiye başlamak istedim. Ama eşimin sigortası olmadığı için 300 tl gibi bir ücret talep ediyor devlet. Daha ilk seansın sonunda eşim hep mi alacaklar diye sordu. Sonra terapiyi konuşmak için söze başladığımda yoğunum konuşuruz akşam dedi. Kapattık. Annem, kayınvalidem ablam vs hatta karşı komşum bile sordu bu arada ne oldu ne dedi diye. Konulan tanı yeme bozukluğu. İntihar meyilliliğim varmış ve bunu yapmadığım için kendimi cezalandırıyormuşum.

Bunun bir sonraki evresi bulimiya nevroza ve kusturmaya başlar ilaç + terapi şart, daha da ilerlerse anoreksiya nevroza ki ondada yatış ile tedavi var dedi. Yani ben anlamıyorum. Eve geçtiğimde eşim hiç sormadı. Diğer randevu tarihini söyledim. Annem o gün izinli değil neyine güvenip o güne randevu aldın dedi. Dedim ki randevuyu ben değil doktor verdi. Kabul etmeseydin diyor. Bunun için tartıştık. Sonra ki gün ben evde sinir krizi geçirdim. Tabi çocuklara gözükmeden. Baktım geliyor kriz kaçtım hemen çocukların yanından. Ama eşim haberdar değil. Bu noktaya gelene kadar ona her gün bildiğiniz yalvardım. Konuş benimle, sohbet edelim, ben çok yanlız hissediyorum dedim. Dışarı çıkalım dedim sürekli ya hava soğuk ya hava sıcak dedi. Ne zaman yorgun ve hasta hissediyorum desem bende dedi geçti. Ben bakıyorum, benim ilk tanıdığım adam değil. Eskiden öf desem nasıl içlenirdi. Şimdi umrunda değil. Ben kızıldım ve sırf rahatsız hissediyor diye Doğala döneyim diye maddi baskı uyguladı bana. Sakıza trilyon versem gık demedi ama saç boyası ve kızılsa param yok dedi geçti. Dipleri gelmiş gezmemek için Doğala döndüm mecbur.

Aynaya baktığım zaman cıvıl cıvıl görmeye alışık olduğum mutlu bir kız yok. Sanki başkasının hayatı bu hayat. Daha önce tartıştığımızda boşanmayı teklif ettim. Çocukları alırım diyor. Sanki bakabilecek. İki dakika tahammül edemez, kalkmış afra tafra yapıyor. Şeytan bir ara bırak ver çocukları görsün dedi ama ikiside çok küçük. 2.5 ve 1.5 yaşındalar. Çocuklarımı çok seviyorum ama şuan gerçekten yeterli hissetmiyorum. Sürekli olarak ağlama modundayım ve gerçekten terapiye ihtiyacım var. Herşey tamken neden eşim böyle yapıyor hiç anlamıyorum. Yani elbetteki hala maddiyat olarak harika değiliz son kurduğu iş biraz pürüzlü masraflarıda var o yüzden üstüne gitmek istemiyorum ama bende yoruluyorum. Ben gün içinde bazen yemek yemeyi geçtim tuvalete gitmek için fırsat bulamıyorum ama bana çocukları yatır ben açım diyor (bizim çocuklarımız biraz fazla yiyor, bir hastalıkları yok şükür gözleri aç o yüzden yatmadan 1.5 2 saat öncesi evde kimse gıda tükenmiyor yasak.) benim sesim biraz yükselse sesini düşür diyip duruyor millet rahatsız olur diye ama beni düşünmüyor. Bu arada aldatma yok. Çünkü fırsatı yok.

Utanıyorum ama bir iki kez telefonuna bile baktım. Gerçekten yok. Çalışıyor yorgun anlıyorum ama insan karısına seni seviyorum diyemezmi yani. Doğum günümde bana 1 kez seni seviyorum demedi mesela. Bunu ona söylediğim zaman off diyip göz devirdi. Sevgisi bittiyse bitti desin diyede konuştum, hayır seviyorum diyor. Doktoruna beraber danıştık bu arada, kısır değilmiş, sadece çok düşük ihtimalmiş ve ümitlenmesin diye abartarak söylemiş. Bende aşırı doğurgan olunca süprizi yaşamışız. Ve zaten bunu demeden bile çocukların ondan olduğu aşırı belli genleri çok baskın. Görseniz direkt bu çocuklar bu adamın dersiniz. Aldattığımıda düşünemez yani. Ama ne var neden böyleyiz ve ben ne yapacağım bilmiyorum. Ya ben hayat arkadaşıma sarılıp ağlayamıyorum rahatlayamıyorum.
bu arada doktor kisir deyince he tamam o zaman deyip sevismeye gitmissiniz gibi duruyor. tanisi nedir, ihtimaller nedir vs normalde arastirir insan. o yuzden bu medikal bilgisizlikle yeniden hamile kalma ihtimaliniz yuksek. bir tane kadin dogum doktoruna gidin ve bir dogum kontrol yontemine baslayin. prezervatif, hap falan tam korumaz. hap zaten depresyonu da etkileyebilir
 
Korunmadığımı nerden çıkardınız? Cahil birisi değilim lohusalıktan hemen sonra korunmaya başladım. Bu arada hani gerçekten ona köstek olsam anlayacağım o yüzden daha çok bunaldı ama öyle bir şey de yok. Evet mesleğim var, annem bizzat boşan diyor ama benim babamla aram çok kötü. Oda boşanma demez ama. Hani arkamda dururlar ama annem bana yardım edemez çocuk bakımımda çünkü iki kolunda da kas yırtığı var. Üstelik 10 yaşında kardeşim var onunla zor ilgileniyor. O yüzden bu konuda beklentiye girmemek gerekiyor
Gerilmeye gerek yok. Çocuğunuz olunca doğal olarak korunmadığınızı düşündüm, zaten konuda da korundum diye belirtmemişsiniz. Size cahil falan da demedim, hatta tam tersi cidden üzüldüm ve incitmemek adına kelimelerimi de çok dikkatli seçtim, tavrınız bana saldırgan göründü.
Annenize çok geçmiş olsun, umarım bu cendereden çıkıp evlatlarınızla huzurlu bir hayata erişirsiniz
 
İki bebek arabası var tek başıma imkânsız. Hadi birini almasam, kızım bazen kafasına esince tutma elimi ben kendim yürürüm kafasına giren birisi. Ona güvenmiyorum daha çok. Zaten çevremizdeki herkeste bu durumun farkında. Çok zor çocuklarım var.
Bebek arabasıni yatay yapıp art arda iki çocuğu koyun yada ikinci arabada diğeri de çocuklar uzaklaşmasin diye halatlar satılıyor bir ucu anneye diğeri çocuğa takılıyor onlardan alın. Her halükarda dışarı çıkmak zorundasiniz. İki küçük çocuğum vardı benimki de art arda oldu ama hep çıktım yürüdüm parklara gittim evde durmak zaten psikolojiyi bozar
 
Merhaba, erkekler maddi anlamda gücünü kaybettiklerinde kendilerini yetersiz hissettikleri için ve rahat bir hayat yaşayamayıp size de yaşatamadıkları için depresif haller sergiliyorlar ne yazık ki. Biz kadınlar bu durumu idare ediyoruz üstesinden gelebiliyoruz bir günümüz depresifse ikinci gün pozitif olmak için gayret ediyoruz ama onlar öyle değiller ne yazık ki. Lütfen herşeyden önce kendinize odaklanın ve psikolojinizi toparlamaya çalışın bunu kendiniz kendinize yapabilirsiniz ve en önemli kısım Allah’a sığının namazlarınızı aksatmayın bol bol dua edin çıkın çocuklarla bi nefes alın hep dua edin inanın toparlayacaksınız. Allah bizi imtihana sokuyor bunun üstesinden gelecek olan sizsiniz eşinizle konuşun yükselmeyin sabır gösterin lütfen herşey düzelecek inanın🌸
Umarım düzelir. Ama artık uyanması gerekir. Yani hayat hep böyle değil mi inişli çıkışlı
 
Eşinizi boşverin siz biraz çıkın dolaşın çocuklara yürüyün parka gidin o kafayı dağıtın biraz lütfen
İki çocukla zor, kızım özgüven patlaması yaşıyor. Elimi bırak ben yürürüm elimi bırak ben yaparım. Zaten diğeri de küçük. İki bebek arabası ile zaten çıkamam tek.
 
Su bir gerçek biz nasil anne olunca eski kimliklerimizi tasiyamaz hale geliyoruz, erkeklerde buna benzer depresif durumlar elbette yasayabilir, yasiyorda (eşimden biliyorum, bambaska biri oldu baba olunca)


Sonucta sorumluluklari artiyor, yukleri agirlasiyor, bir de Turk toplumu genel itibariyle evlenene dek cocuklarini sorumluluk bilinciyle tanistirmadigi icin bocaliyorlar, bu konu ne kadinlarin ne de erkeklerin hakkini yiyemem.

Ama iste orada kocaman bir ama var, yaninda dimdik duran, ona guven asilayan, derdiyle dertlenen kadina sirt donmek bu sorumluluklarin altinda ezilme bahanesiyle açıklanabilir mi... iste orasini ben kestiremiyorum.
Bende bunu anlamıyorum zaten. Mesela annesi bana bir keresinde benim oğlumun alışık olduğu hayat böyle değil dedi. Yani oturup kıyaslama yapmam elbetteki herkesin iyi kötü yönleri vardır ama ailesi onu liseden alıp çalışma hayatına sokarken ve o kardeşine bakmak için annesine destek olurken ben gerçekten can sıkıntısı olarak kurs değiştiriyordum. Basketbolu sırt topu sert burnum kırılabilir diye bırakıp voleybola falan geçen insanım. Ben ondan bana yine bu hayatı vermesini talep etmiyorsam annesinin verdiği hayatı da o benden talep etmemeleri. Bizim yeni düzenlerimiz olmalı haksız mıyım
 
Back