Ceza sadece düşünce paspası değildir. Çocuğum bana vurursa uygun bir kararda aynı şekilde vurur ve bak acıdı, benimki de acıyor derin. Düşürdüğünü döktüğünü toplatır ve toplatırken yanlışlığını anlatırım. Saçma sapan bir ağlama nönetinde onu görmezden gelirim hatta odasına götürüp susmadan çıkma ağladığını değil konularak derdini anlattığını duymak istiyorum da derim. Oğlum 12 kızım 8 yaşına girmek üzere, ikisi de gayet girişken uyumlu ve özgüvenli çocuklar. Yapma dediğim şeyi yaparsa sevdiği bir şeyden men ederim. Çünkü hayatta böyledir. Her etkinin bir tepkisi vardır.
Öğününü yemedi diye yediğinde verdiğiniz atıştırmalıkları vermemek ceza değil mi yani
oğlunuz uykusundan uyanıp ağladığında "sen bir hata yapmışsın ve bunun karşılığı bu, aynı şeyi tekrar yapmazsan sıkılmak zorunda da kalmazsın" demeyi denediniz mi?
17 yıllık öğretmenim, iki çocuğa sahibim, bir çok çocuk gelişimi kitabı okuduğum gibi üstün yetenekliler, yaratıcılık ve özel çocukların eğitimi üzerine ağitimler aldım. Özel öğrenme güçlüğüne çalışmak üzere hazırlık yapıyorum. Beni da hala öğrencilerim arar dua eder, şu anki öğrencilerim de hayrandır bana ki 17 yıl boyunca hep hayran olunan öğretmen konumunda oldum.
Çocuklarıma ceza veririm yeri geldiğinde, neden ceza aldıklarını bilirler, karşıma geçip çatır çatır haklarını da savunurlar. Ceza vermek despot olmak değildir. Hatanın bedelini ödemeyi öğretmektir. CEza deyince hepinizin aklına despot insanlar geliyor. Tatlı sert diye bir model var. Hem sağlıklı hem de gerçekçidir.