Ne yiyorsunuz?

Bir de eskiler doğal diyoruz, her şey iyi diyoruz da. Yaşam standardı ve ölüm yaşı gittikçe yükseliyor bu iyi bir şey. Eskiden 50 demeden ölüyorlarmış.
Yani yemeyle içmeyle alakalı olsaydı.

Her neyse bir araştırmada okumuştum, her konuda fazla takıntılı olan insanlara gelme olasılığı daha fazlaymış. Yani şöyle söyleyim kanser olmaktan çok korkarsan bu hastalık sana daha çok yaklaşıyor gibi. Doğruluk payını bilmiyorum ama mantıklı gelmişti. Sakınan göze çöp batar misali. Ölümden fazlaca korkan adamın erken ölmesi gibi gibi. Her şeyi kontrol altında tutmak imkansız. Bu da sizi ve beyninizi yorar.
O dediğin eski insanların çoğu salgın ve bulaşıcı hastalıktan, tıbbın ve imkanların şimdiki kadar gelismemesinden dolayı ölüyordu.
Genetik faktörler, başka biyolojik kişilik özellikleri de etkili ama yeme icmeyle çoook alakali
 
Evimin yakınında haftada bir organik pazar açılıyor o açıdan çok şanslıyım. Peyniri tereyağını güvendiğim bir markanın kendi mağazasından alıyorum zeytinyağımı internetten bile olsa egedeki yerel üreticilerden alırım. Bakliyatı Ovacık belediyesinin organik ürünlerinden alıcam artık. Mezbaha sisteminin korkunçluğu yüzünden aylardır et yiyemiyorum kardeşimle beraber kendi hayvanını yetiştiren köylüden alıp dondurucuya koyarak tüketeceğiz. Valla çok zor doğru dürüst beslenmeye çalışmak
 
Meyve suyunu nasıl yaptığınızı tarif edermisiniz?


Size bir öneride bulunabilirim , mevsiminde şeftaliyi kabuklarını soyup dilimleyip çok az şekerle haşlayıp konserve yapar gibi kavanozlara koydum..Neyse kış geldi açtım , blender dan geçirdim ama rengi, tadı inanılmaz güzeldi..Normalde kutu meyve sularını içemiyorum midemde ekşime,asit saçma sapan şeyler yapar bu asla dokunmuyor da..Denemek için az yapmıştım ama pişman oldum evdekiler bayıldı,inşallah bu yaz fazla fazla yapmak istiyorum..

Bu arada isterseniz ezmeden komposto gibi de yiyebilirsiniz ...
 
Misal kapıma süt gelse ömrüm billah almam. Yıllardır aynı markanın sütünü içiyorum. Dişlerim beton kadar sağlam. Yirmi yaş dişimi iki kişi zor çektiler. Kemikler desen onlar da sağlam zannımca. O kadar düşmeye kalkmaya, yok kırılmıyorlar. Köy yumurtası diye satılan her yumurtaya ölümcül bir şüpheyle yaklaşıyorum. Organik domates dedikleri sebzelere bi bakıyorum, hepsi birbirinin tıpkısının aynısı. Şekilli mekilli kalemle çizilmiş gibi. Bilmiyorum galiba bende de doğal besin fobisi var :)

Açık süt dedin aklıma getirdin; ben de tersine sütü, mümkün olduğunca pastörize almam. 2 marka vardır sütte güvendiğim, onları da günlük süt aksayınca ancak kullanırım.

Yaşanılan yerin imkanları, biraz araştırı-samimiyet kurma ve alışkanlıklar bu farkları getiriyor sanki. Burada hususi araçla, ortalama bir saat yol gidip gelerek, kendi ineğinden sütünü aldığım iki adres var. Veterinerlik hizmetlerini/kontrollerini de eşimin çalıştığı yer veriyor ve bu iki aileyi de bu alış-verişlerin devamlılığı, biraz gözlem vb. sebeplerden tanıyoruz, sütü doldurdukları şişeye kadar nasıl temiz, titiz davrandıklarını görüyoruz ve sütü aynı gün sağıp verirler, aldığımızda hala ılık olur.
Kaynatırım mis gibi tüter, içeriz/Yoğurt yaparız. Çocukluğumdaki hissi alırım. Buna imkan varken de işte diğer sütleri tercih etmiyorum.

Köy yumurtası, aynı şekilde bildiğimiz bir aileden alıyoruz. Tanıştık, samimi olduk öyle söyleyeyim.
Kendileri "Yumurta yok maalesef şu kadar günlük oldu, bu sıcakta veremeyiz" dediler de kaç kez.
İşin bu kısmı da güven üzerinden yürüyor yani. Markaya güvenir gibi insanları tanıyıp onlara güveniyoruz.

Kapıya gelenlerse zaten şey gibi ya hani bir ara şarbonlu zarflar vardı ya tövbest, içinden ne çıkacağı belli değil, öyle bir bilinmez.
 
bu gdo dan dolayı hiçbirşeyde tat kalmadı. hatta köy ürünlerinde bile hile hurda var. dediğiniz doğru hiç bir eyde lezzet yok.
 
O dediğin eski insanların çoğu salgın ve bulaşıcı hastalıktan, tıbbın ve imkanların şimdiki kadar gelismemesinden dolayı ölüyordu.
Genetik faktörler, başka biyolojik kişilik özellikleri de etkili ama yeme icmeyle çoook alakali
Evet sağlık şartlarının kötü olması da vardı evet. Şimdi de tam tersi sağlık imkanları gayet iyi.
Eskiler dediğim çok da geriler değil. Şimdi hepsini salgın hastalığa, sağlığa bağlamak saçma olur.
 
Aslında peynir vs gibi şeyleri şarküteriden, eti kasaptan, bakliyatı açık satan güvenilir bi yerden, sebzeyi pazardan ve mevsiminde alırsanız daha lezzetli olduğunu farkedeceksiniz. Süpermarketlerde herşey lezzetsiz, bi keresinde kapalı peynir almıştım aman allahım resmen deterjan kokuyordu :KK12: depolama sürecinde herşey iç içe depolanıyor o yüzden koku kalmıyor bence.
 
Ülke de tarım mı kaldı ki bakliyatların arkasına bak hep yurt dışı Hindistan Amerika Kanada
 
Bu kadar abartmayın allah aşkına ya geçen çıkan bi doktor da bunu söyledi milletçek her şeyi abartıyoruz dedi ben sizin kadar takılmıyorum bu mevzuya mesela vitamin değerleriniz ailecek doktorları şaşırtır derecede normal çıktı. Hatta bir doktor bana dedi ki ben bi doktor olarak fikkatli besleniyorum ama şimdi ölçüm yapsam bu kadar iyi çıkmaz değerlerim dedi.
Biz mesela haftada bir balık yeriz en az ceviz de hayatımızın merkezinde gibi makarnayı mezeleri ve salataları hatta kahvaltılık peynirleri hep cevizle koyarım sofraya onun dışında her şeyden yeriz işlenmiş gıdalar hariç sucuk yeriz kendim yaparım ama kızartma da yeriz iki haftada bir ama yani her şeyden yemeli ama kararında yemeli bence yoksa onu yeme bunu yeme tabi ki bi şeyler eksik oluyor
 
Bu arada köy yumurtası alamayıp benim gibi markete kalanlar için söyleyeyim. Yumurtaların üzerinde kodlar oluyor arkadaşlar, onlara bakarak alın. TR 1 bla bla TR 3 bla bla gibi. Yumurtanın üzerinde damga yoksa ürünü şikayet edebilirsiniz.

0: Organik yetişen tavuktan
1: Serbest dolaşan tavuktan
2: Kümeste dolaşan tavuktan
3: Tek başına kafeste duran tavuktan

Haberiniz olsun, bilenler bilmeyenlere duyursun. :)
 
Meyve suyunu nasıl yaptığınızı tarif edermisiniz?
Kırmızı erik
Visne şeftali kayisi cilek siyah üzüm
Doğrayıp haşlıyorum iyice piştikten sonra süzgeçten iyice sıkarak süzüyorum sonra tekrar tencereye alip bir iki taşım kaynayip sekeri ayarlıyorum kavonoza koyup kapağı kapatip ters ceviriyorsun.

Bazende doğrayıp kavanoza koyuyorum içine su ve seker ..kapağı altta kalcak sekilde tencere de pişiririm kavanozu

Kirmizi.erik vişne cilekte indirmeden cubuk tarçın atıyorum iki dakika falan kaynıyor cok lezzeti olur ... ve cig badem de atarim oda guzel olur
 
Bence bu kadar detaya takılmamak lazım. Ailecek vitamin eksiğiniz varmış bir de.
İnsanlık tarihini okursanız çeşitli kaynaklardan, belki size faydası olur. Avcı-toplayıcılar ateşi bulduktan sonra kömür ile etleri pişiriyorlarmış ve o dönemde de kanser hastalığı yüksekmiş. Ya da tarım devrimi döneminde tek tip beslenme tarzı yüzünden insanlar 20 yaşını zor görüyormuş çoğunlukla. Eskiden her şey doğaldı diye yaşam kalitesi ve süresi fazla değilmiş yani. Bence şu an yaşanılan dönem, insanlığın sağlık ve gıda açısından en konforlu olduğu zaman dilimi.
Doğa her zaman canlının yanında değildir. Ya da “doğal olan her şey faydalıdır” kafası doğru değil.
Bilgileriniz ilginc geldi u konuda okudugunuz bir kitap var mi onerebileceginiz
 
Bilgileriniz ilginc geldi u konuda okudugunuz bir kitap var mi onerebileceginiz
“Hayvanlardan tanrılara homosapiens”
“İnsanın hikayesi”

Buz adam ötZi yi okuyun, onla ilgili çok makale var. Zincirleme gerisi geliyor. Bir de “evrim ağacı” nı takip edin, orası da bilimsel yayın paylaşır.
 
Her şeyi marketten hazır alıyorum, tatlarını da gayet beğenerek yiyorum. Tadını beğenmediğimin markasını değiştiriyorum.
Sağlık açısından demir gibiyim.
 
Size bir öneride bulunabilirim , mevsiminde şeftaliyi kabuklarını soyup dilimleyip çok az şekerle haşlayıp konserve yapar gibi kavanozlara koydum..Neyse kış geldi açtım , blender dan geçirdim ama rengi, tadı inanılmaz güzeldi..Normalde kutu meyve sularını içemiyorum midemde ekşime,asit saçma sapan şeyler yapar bu asla dokunmuyor da..Denemek için az yapmıştım ama pişman oldum evdekiler bayıldı,inşallah bu yaz fazla fazla yapmak istiyorum..

Bu arada isterseniz ezmeden komposto gibi de yiyebilirsiniz ...
Teşekkür ederim. Bütün meyvalardan bu taridfinizi yapacağım. Çilekten de güzel olur. Mevsimi de geliyor.
 
Ben de İstanbul'da yaşayan bi egeliyim. Gıda konusunda aynı hassasiyetlere sahibim. Malesef eskiden yediğim lezzetlerin hiçbirini İstanbul'da marketlerden yaptığım alışverişlerde bulamıyorum. Medyada da hep yediklerimizin ne kadar sağlıksız olduğundan bahsediliyor
Ambalaja girmiş ürünlerden mümkün olduğunca uzak duruyorum elimden geldiğince doğal beslenmeye çalışıyorum. Meyve sebze alışverişimi pazardan yapıyorum.
Salçamı, biberimi de memleketten eşimiz dostumuz gelirken getirtiyorum.
İnstagramdan satış yapan de biçok firma görüyorum bence onları deneyebilirsiniz.
Ben kilig gıdayı önerebilirim son zamanlarda alışveriş yaptım çok memnunum inşallah bozulmazlar.
instagram hesapları kiliggida
Bir de N11 mağazasıları var. https://www.n11.com/magaza/kilig
Patates kızartmasının zararlı olduğunu ben de biliyorum ama vazgeçemiyoruz çocuklar illa istiyorlar. Yağı sadece 1 sefer kullanıyorum 2. ye kullanmıyorum. Ayrıca patatesleri elma dilimi doğrayıp kırmızı biber kekik kimyonla baharatlayıp 1 tatlı kaşığı da zeytinyağı ekliyorum fırına veriyorum, kızartma gibi çok lezzetli oluyor.
Sucuğu da ısıl işlem görmüş değil fermente olmasına dikkat et bence. Salam sosisi zaten hiç kullanma onlar gıda değil. Sadece sucuk ve pastırma.
 
Back
X