- 7 Haziran 2022
- 75
- 68
- 29
-
- Konu Sahibi mizantropi
- #1
Kızlarım Hayırlı akşamlar öncelikle, yaklaşık 2/3 ay öncesinde burda konu açmıştım bilen bilir sayfa sayfa yazmıştım ancak sıkmamak adına özet geçeceğim.
Özeten: 1.5 senedir nişanlıyım, çok büyük sıkıntılar çektim. Bugünüme hamdolsun. Nişanlımın ailesi çok problemli. Bu zamana kadar hatayı hep kendimde aradım ancak onların hasta olduğuna kanaat getirdik. Nişanlım ile 9 senedir birlikteyim. Son 4 senedir aileler biliyor, 1.5 senedirde nişanlıyız. Şöyle söyleyip özet konusunu geçeyim. Benim ailem sorumluluklarının gayet bilincinde olan bir aile iken karşımıza gelenler bizi yok sayıyor vs vs.
Şimdi sizlere anlatmak istediğim şu Ben buraya daha önce yazdığımda, tecrübeli ablalarımızla/arkadaşlarımızla hasbihal ettik. Bana çok iyi geldiler. Özelliklede bir yorumu aklımdan atamıyorum. Abla yazmıştı ki “sonuna kadar okudum, nişanlının ailesinden hep sorunlu hasta ruhlu diye bahsediyorsun, hak veriyorum. ancak neden ısrarla bu insanlar ile akraba olmak istiyorsun” bu soru bir ampul gibi çınladı sanki benim beynimde.
Nişanlım, babasını ilah gibi görürdü. Bundan hemen hemen 1 ay öncesine kadar. Adeta tapardı, onların ailesinde öyle enteresan bi şekilde. -Kayınvalidem ile kayınpederim ayrılar ve ikisinin farklı ailesi var. eşleri çocukları ve akrabaları, kayınvalide tarafından problem yaşamıyorum kayınpeder tarafından şikayetçiyim-
Herkes mutlak gücün kayınpeder olduğunu iddia eder neredeyse tövbe haşa Allahın önüne geçirmişlerdi. kimse ondan habersiz bir şey yapamaz, kuş uçurtamaz gibi kayınpederimin karısıda haliyle bu olayı “first lady” şovuna çevirmişti ve deli gibi olay yaşamıştık.
Ben onların tarafından hiç sayılmadım, hep beni istemediler. İstemedikleri gibi iftiralarda bulundular, hakkımda sürekli orda burda konuştular. Şunu gönül rahatlığı içerisinde söyleyebilirim ki hiçbir saygısızlığım olmadı bunlara rağmen. Nişanlımı çok sevdiğim için ve onu kaybetmemek adına direndim diyebilirim. Ailemde bunların hepsine şahit oldu malesef, ne sinir krizleri ne ağlama krizleri hepsine şahit oldu annem babam ancak onlarda hemen hemen aynı şeyleri yaşadıkları için ayırmıyor saygı duyuyorlar “sevgime”. Nişanlımın ailesi kendi erbabında tanıdık bilindik kişiler, “mal mülk”leri varmış. Orda burda hakkımda konuşulmuş “soyismine geliyor, mala mülke geliyor, sevmiyor” diye. ancak ben söyle bir cümle kurdum akrabalarına, benim tek istediğim nişanlımla yuva kurmak. gerekirse soyismini almam evlilik sözleşmesi imzalarım, ev mal mülk hepsi sizin olsun. benim evim var, elhamdülillah her şeyi yapabilecek maddi güce de sahibim. elimde çok güzel bir mesleğim var. ancak kabullenemediler sebebi nedir inanın bilmiyorum. benim ailem onlara nazaran, çok daha güçlü bir aile (bunu laf olsun veya farklı bir amaç uğruna yazmıyorum şimdi anlayacaksınız). benim ailemi ti’ye aldılar. şu şekilde, 1.5 senedir nişanlı olan bir kızın ailesini hiç aramamak hiç sormamak evlerine gidip gelmemek yakış kalan bir durum değil. benim ailemde yok sayılıcak insanlar değil kaldı ki saygısızlığa ve terbiyesizliğe tahammül gösterecek insanlar değil. bu şekilde şeyler yaşandı. nişanlandıktan hemen 2 gün sonra, kayınpederim sordu düğünü ne zaman yapalım diye ben bu senenin 9. ayını söylemiştim. konuşuldu yani şizofren değilim ancak sanki onlar normalmiş ben hasta biriymişim gibi velhasıl ailemle konuşma gerçekleşmedi kimse benim ailemi saymadı. bu senenin haziran ayında ailem nişanı atmaya hazırland (aile büyüklerimiz) bi şekilde engel oldum. nişanlıma bu işin derhal çözüleceğini daha fazla vakit geçmemesi gerektiğini söylediler. nişanlım bu zamana kadar hep babası için “o ne derse o” tribinde olan biriydi. Allahıma hamdolsun, kime tapması gerektiğini öğrendiği günden beri gözündeki perde kalktı. Namaza başladı ve artık mutlak gücün babası değil Allah olduğunun farkında. Bana türlü türlü terbiyesizlikler yapıldığı için en basit örnek ile ben bunları görmek istemedim, yani sosyal medyada görmek istemiyorum mesela. Kayınpederim geçen gün kavga etmiş nişanlım ile, benim için: fotoğraflarımı beğenmiyor, eşimin storylerini izlemiyor, beni babalar gününde aramadı vb. cümleler kurmuş. bunlar benim çok garibime gidiyor. bunlarda nasıl insanlar storylerde laf sokalım, post atıp gönderme yapalım öyle tipler. görmek istememek benim en doğal hakkım bence. çok toksikler. ve beni aşağıya çekiyolar. ister istemez benimle alakalı olmasa dahi canım sıkılıyor, moralim bozuluyor. çünkü kayınpederimin bana karşı doldurulduğunu biliyorum, normal şartlarda o adamla benim aram iyiydi. her neyse.
1 aydır akli dengemi kaybetmiş gibiyim. hiçbir şeye hevesim kalmadı, gerçekten bu bir ayda ağladığım kadar ne zaman ağladım hatırlamıyorum. içimden hiçbir şey yapmak gelmiyor. dışarı dahi çıkmıyorum. çalışmıyorum. çalışamıyorum çünkü aklım meşgul olduğunda işime kendimi veremezsem şayet onlarca kişinin hayatına mâl olabilirim bu sebepten ötürü çalışamıyorum. kafamda sürekli birileri konuşuyor, paranoya olduğumu hissediyorum. ve çok yorulduğumu. bitap düştüm adeta. bi anda sistemim kapatıverdi beni. etrafımdaki herkes bu halimden çok endişeli. normalde çok enerjik biriyimdir, çok espri yapar çok gülerim. mesela şöyle diyim, ortada hiçbir şey yokken bile kınamın hayalini kuran biriydim. hiçbir şey olmasa bile bir kına tefine baktığımda içimde kelebekler uçuşurdu, onlar kalmadı artık malesef yapamıyorum. içimden hiçbir şey gelmiyor.
aldığım karar şu, nişanlımı çok seviyorum onunda beni çok sevdiğini biliyorum. şuanda izlediği tutum çok iyi, kimsenin düşüncesi artık benim umrumda değil yaparlarsa kendileri için yaparlar yapmazlarsa davetiyelerini evlerine yollarım modunda (düğün vs).
ancak ben bu insanlarla bir ömürü bu seneleri geçirdiğim gibi geçiremem malesef. elimden gelen her şeyi yaptım. iyi oldum olmadı, hiçbir şey yapmadım yine kötü oldum. kaldı ki, ben bu dünyaya iyilik meleği olarak getirilmedim. kimsenin sorunlu çocuklarıyla ilgilenecek gücüm yok.
nişanlımın bahsettiğim ailesiyle hiçbir şekilde görüşmeyi düşünmüyorum. hayatımın hiçbir yerinde zerre olsunlar istemiyorum. nişanlım görüşebilir, ailesidir. çocuğu olursa götürür getirir. bunlara karışamam haddim değil ancak benim evime giremezler. kapısından dahi geçemezler artık.
şunu istiyorum ama artık hayırlısıyla bir evlenebilsek kolaylıkla, kimsenin gönlü kırılmadan herkesin gönlü hoşnut olarak. çünkü, kendileri olmadığı zaman türlü türlü pislik yaparlar. bunlar böyle insanlar. illaki bir yerde bir günah işledim ve bu insanlar günahlarımın kefareti. Allahın bana bir imtihanı olduğunu düşünüyorum. şunuda açıklamak istiyorum, şizofren olduklarını net bir şekilde. düşünün bir yerde oturuyorsunuz birileriyle, bir şeyler konuşuyorsunuz. konuştunuz ama yani biliyosunuz ne konuştuğunuzuda. sizinle beraber 3 kişi daha şahit olmuş konuştuğunuza diyelim. bunu inkar ediyorsunuz söylemediğinizi iddia ediyorsunuz, söylediğiniz kanıtlanıyor hala inkar etmeye devam edip üste çıkmaya çalışıyorsunuz. bunlar “aile” adı altında, ağızlarına yalanın yuva yaptığı, birbirlerini pohpohlayıp gaza getiren, hayatta hiçbir amacı gayesi olmayan insan grubu. yani şu şekilde söyliyim, mesela gerçekleri değil kendi duymak istediklerini konuşurlar. yalan olduklarını bilselerde, yalan olması onları mutlu ediyor. ciddi hastalar. hepsi birbirinin arkasından konuşuyor, üstelik benim yanımda. ağzımdan tek kelime laf çıkmamasına rağmen (çok ciddiyim) çoğu şeyin benim üstüme kalmışlığı var. ölmüş akrabaları için bile bana “senin hakkında böyle demişti” diyorlar. nişanlıma şu sorulmuş, “seninki benim hikayelerimi izlemiyormuş x kişisine sordum senin hikayelerini izliyor mu diye onuda izlemiyormuş” ben anlamıyorum, beni önemsiyor musunuz yoksa nedir başka bir şey mi? her neyse, anlayamayacağım da hiçbir zaman bu düşünce yapısını.
ben bu hastalıklı insanların içinde kala kala, kendi sağlığımdan olmak üzereyim. olmuş bile olabilirim.
ben avukatım, insanların hayatlarına dokunan biriyim. benim psikolojim hep iyi olmak zorunda. antidepresan kullanamam, resmi olarak yasak. kullanma durumumda ruhsatım elimden alınır. annem artık yazık kadın, dün dediki seni bitkisel sakinleştiriciye başlatıcam bu böyle olmayacak. ki annem ilaca çok karşı bir insandır. artık dayanamıyor kızının sürekli saçlarını yolmasına. saç diplerim olduğu gibi kanayan yara. farkında olmadan tırnaklarımı sokuyormuşum. zona hastası oldum, vucudumun cesitli bölgelerinde kırmızı büyük yaralar çıktı. bunların hepsinin stres kaynaklı olduğunu biliyorum. çok yoruldum, çok üzüldüm.
ne yapacağımı, nasıl bir yol izlemem gerektiğini bilmiyorum sevgili ablalarım. çevremdeki insanların objektif yaklaşamadığını düşündüğümden mütevellit sizlerden yardım istemek istedim. bu hususta bana yardımcı olabilirseniz gerçekten çok sevinirim. Allah razı olsun hepinizden
Dipnot: Lütfen saygı çerçevesi içinde konuşalım olur mu, karşımızdaki insanında bir ananın yavrusu olduğunu unutmadan. Daha önce başlık açtığımda çok kırıcı yazılara maruz kalmıştım, konuyu kapattırmak durumunda kalmıştım. Teşekkür ederim.
Sevgiler
Özeten: 1.5 senedir nişanlıyım, çok büyük sıkıntılar çektim. Bugünüme hamdolsun. Nişanlımın ailesi çok problemli. Bu zamana kadar hatayı hep kendimde aradım ancak onların hasta olduğuna kanaat getirdik. Nişanlım ile 9 senedir birlikteyim. Son 4 senedir aileler biliyor, 1.5 senedirde nişanlıyız. Şöyle söyleyip özet konusunu geçeyim. Benim ailem sorumluluklarının gayet bilincinde olan bir aile iken karşımıza gelenler bizi yok sayıyor vs vs.
Şimdi sizlere anlatmak istediğim şu
Nişanlım, babasını ilah gibi görürdü. Bundan hemen hemen 1 ay öncesine kadar. Adeta tapardı, onların ailesinde öyle enteresan bi şekilde. -Kayınvalidem ile kayınpederim ayrılar ve ikisinin farklı ailesi var. eşleri çocukları ve akrabaları, kayınvalide tarafından problem yaşamıyorum kayınpeder tarafından şikayetçiyim-
Herkes mutlak gücün kayınpeder olduğunu iddia eder neredeyse tövbe haşa Allahın önüne geçirmişlerdi. kimse ondan habersiz bir şey yapamaz, kuş uçurtamaz gibi kayınpederimin karısıda haliyle bu olayı “first lady” şovuna çevirmişti ve deli gibi olay yaşamıştık.
Ben onların tarafından hiç sayılmadım, hep beni istemediler. İstemedikleri gibi iftiralarda bulundular, hakkımda sürekli orda burda konuştular. Şunu gönül rahatlığı içerisinde söyleyebilirim ki hiçbir saygısızlığım olmadı bunlara rağmen. Nişanlımı çok sevdiğim için ve onu kaybetmemek adına direndim diyebilirim. Ailemde bunların hepsine şahit oldu malesef, ne sinir krizleri ne ağlama krizleri hepsine şahit oldu annem babam ancak onlarda hemen hemen aynı şeyleri yaşadıkları için ayırmıyor saygı duyuyorlar “sevgime”. Nişanlımın ailesi kendi erbabında tanıdık bilindik kişiler, “mal mülk”leri varmış. Orda burda hakkımda konuşulmuş “soyismine geliyor, mala mülke geliyor, sevmiyor” diye. ancak ben söyle bir cümle kurdum akrabalarına, benim tek istediğim nişanlımla yuva kurmak. gerekirse soyismini almam evlilik sözleşmesi imzalarım, ev mal mülk hepsi sizin olsun. benim evim var, elhamdülillah her şeyi yapabilecek maddi güce de sahibim. elimde çok güzel bir mesleğim var. ancak kabullenemediler sebebi nedir inanın bilmiyorum. benim ailem onlara nazaran, çok daha güçlü bir aile (bunu laf olsun veya farklı bir amaç uğruna yazmıyorum şimdi anlayacaksınız). benim ailemi ti’ye aldılar. şu şekilde, 1.5 senedir nişanlı olan bir kızın ailesini hiç aramamak hiç sormamak evlerine gidip gelmemek yakış kalan bir durum değil. benim ailemde yok sayılıcak insanlar değil kaldı ki saygısızlığa ve terbiyesizliğe tahammül gösterecek insanlar değil. bu şekilde şeyler yaşandı. nişanlandıktan hemen 2 gün sonra, kayınpederim sordu düğünü ne zaman yapalım diye ben bu senenin 9. ayını söylemiştim. konuşuldu yani şizofren değilim ancak sanki onlar normalmiş ben hasta biriymişim gibi
1 aydır akli dengemi kaybetmiş gibiyim. hiçbir şeye hevesim kalmadı, gerçekten bu bir ayda ağladığım kadar ne zaman ağladım hatırlamıyorum. içimden hiçbir şey yapmak gelmiyor. dışarı dahi çıkmıyorum. çalışmıyorum. çalışamıyorum çünkü aklım meşgul olduğunda işime kendimi veremezsem şayet onlarca kişinin hayatına mâl olabilirim bu sebepten ötürü çalışamıyorum. kafamda sürekli birileri konuşuyor, paranoya olduğumu hissediyorum. ve çok yorulduğumu. bitap düştüm adeta. bi anda sistemim kapatıverdi beni. etrafımdaki herkes bu halimden çok endişeli. normalde çok enerjik biriyimdir, çok espri yapar çok gülerim. mesela şöyle diyim, ortada hiçbir şey yokken bile kınamın hayalini kuran biriydim. hiçbir şey olmasa bile bir kına tefine baktığımda içimde kelebekler uçuşurdu, onlar kalmadı artık malesef yapamıyorum. içimden hiçbir şey gelmiyor.
aldığım karar şu, nişanlımı çok seviyorum onunda beni çok sevdiğini biliyorum. şuanda izlediği tutum çok iyi, kimsenin düşüncesi artık benim umrumda değil yaparlarsa kendileri için yaparlar yapmazlarsa davetiyelerini evlerine yollarım modunda (düğün vs).
ancak ben bu insanlarla bir ömürü bu seneleri geçirdiğim gibi geçiremem malesef. elimden gelen her şeyi yaptım. iyi oldum olmadı, hiçbir şey yapmadım yine kötü oldum. kaldı ki, ben bu dünyaya iyilik meleği olarak getirilmedim. kimsenin sorunlu çocuklarıyla ilgilenecek gücüm yok.
nişanlımın bahsettiğim ailesiyle hiçbir şekilde görüşmeyi düşünmüyorum. hayatımın hiçbir yerinde zerre olsunlar istemiyorum. nişanlım görüşebilir, ailesidir. çocuğu olursa götürür getirir. bunlara karışamam haddim değil ancak benim evime giremezler. kapısından dahi geçemezler artık.
şunu istiyorum ama artık hayırlısıyla bir evlenebilsek kolaylıkla, kimsenin gönlü kırılmadan herkesin gönlü hoşnut olarak. çünkü, kendileri olmadığı zaman türlü türlü pislik yaparlar. bunlar böyle insanlar. illaki bir yerde bir günah işledim ve bu insanlar günahlarımın kefareti. Allahın bana bir imtihanı olduğunu düşünüyorum. şunuda açıklamak istiyorum, şizofren olduklarını net bir şekilde. düşünün bir yerde oturuyorsunuz birileriyle, bir şeyler konuşuyorsunuz. konuştunuz ama yani biliyosunuz ne konuştuğunuzuda. sizinle beraber 3 kişi daha şahit olmuş konuştuğunuza diyelim. bunu inkar ediyorsunuz söylemediğinizi iddia ediyorsunuz, söylediğiniz kanıtlanıyor hala inkar etmeye devam edip üste çıkmaya çalışıyorsunuz. bunlar “aile” adı altında, ağızlarına yalanın yuva yaptığı, birbirlerini pohpohlayıp gaza getiren, hayatta hiçbir amacı gayesi olmayan insan grubu. yani şu şekilde söyliyim, mesela gerçekleri değil kendi duymak istediklerini konuşurlar. yalan olduklarını bilselerde, yalan olması onları mutlu ediyor. ciddi hastalar. hepsi birbirinin arkasından konuşuyor, üstelik benim yanımda. ağzımdan tek kelime laf çıkmamasına rağmen (çok ciddiyim) çoğu şeyin benim üstüme kalmışlığı var. ölmüş akrabaları için bile bana “senin hakkında böyle demişti” diyorlar. nişanlıma şu sorulmuş, “seninki benim hikayelerimi izlemiyormuş x kişisine sordum senin hikayelerini izliyor mu diye onuda izlemiyormuş” ben anlamıyorum, beni önemsiyor musunuz yoksa nedir başka bir şey mi? her neyse, anlayamayacağım da hiçbir zaman bu düşünce yapısını.
ben bu hastalıklı insanların içinde kala kala, kendi sağlığımdan olmak üzereyim. olmuş bile olabilirim.
ben avukatım, insanların hayatlarına dokunan biriyim. benim psikolojim hep iyi olmak zorunda. antidepresan kullanamam, resmi olarak yasak. kullanma durumumda ruhsatım elimden alınır. annem artık yazık kadın, dün dediki seni bitkisel sakinleştiriciye başlatıcam bu böyle olmayacak. ki annem ilaca çok karşı bir insandır. artık dayanamıyor kızının sürekli saçlarını yolmasına. saç diplerim olduğu gibi kanayan yara. farkında olmadan tırnaklarımı sokuyormuşum. zona hastası oldum, vucudumun cesitli bölgelerinde kırmızı büyük yaralar çıktı. bunların hepsinin stres kaynaklı olduğunu biliyorum. çok yoruldum, çok üzüldüm.
ne yapacağımı, nasıl bir yol izlemem gerektiğini bilmiyorum sevgili ablalarım. çevremdeki insanların objektif yaklaşamadığını düşündüğümden mütevellit sizlerden yardım istemek istedim. bu hususta bana yardımcı olabilirseniz gerçekten çok sevinirim. Allah razı olsun hepinizden
Dipnot: Lütfen saygı çerçevesi içinde konuşalım olur mu, karşımızdaki insanında bir ananın yavrusu olduğunu unutmadan. Daha önce başlık açtığımda çok kırıcı yazılara maruz kalmıştım, konuyu kapattırmak durumunda kalmıştım. Teşekkür ederim.
Sevgiler