Bu forumu misafir konumunda ara sıra takip ediyordum. Forumun bu kısmına da fazla olmamakla beraber göz atıyordum ama bir gün buraya kendimle ilgili konu açacağım aklımın ucundan geçmezdi. Ne yazık ki aklıma gelmeyen, başıma geldi.
Yazdıklarımı sabırla okumanızı ve fikirlerinizi yazmanızı rica ediyorum.
Ben İstanbul da yaşıyorum ve özel bir bankada çalışmaktayım. Şu an çalışmakta bulunduğum bankada uzun bir zamandır görev aldığım için, ciddi bir arkadaşlık grubuna dahilim. Bir kaç kızın ve bir kaç erkeğin bulunduğu, beraber kendi açımdan mükemmel zaman geçirdiğim bir arkadaş grubu. Bu arkadaş grubumuza yaklaşık iki sene önce bir erkek daha dahil oldu. Yalnız bu kişi bankada çalışmıyordu, arkadaş grubumuzda bulunan birinin tanıdığıydı ve zamanla o da bize dahil oldu. Güler yüzüyle, esprileriyle, sıcak kanlılığıyla aramıza dahil olması çokta zor olmamıştı. Bu kişi ile benim aramda zamanla bir yakınlaşma oldu. Neyine kapıldım bilmiyorum, açıkçası sorgulamıyordum da. Çünkü bir önemi yoktu, ta ki bir gerçeği öğrenene kadar. Dediğim gibi, güler yüzlü, esprili, sıcak kanlı, bunların yanı sıra yakışıklı ve maddi durumu da gayet iyi olan bir insandı.
Hep beraber görüşmeye başladığımızdan altı ay kadar sonra bana yaklaşımı değişti. Bir arkadaştan öteye davranışlar sergilemeye başladı. Bu davranışlar kesinlikle rahatsız edici tarzda değildi ve açıkçası benimde hoşuma gidiyordu. Zira bende ondan hoşlanmaya başlamıştım. Bir kaç kere beni baş başa yemeğe davet etti. Buluştuk, yemek yedik, sohbet ettik, eğlendik vs. Bir kaç baş başa buluşmamızdan sonra bana açıldı ve benden hoşlandığını söyledi. Bende ona karşı boş olmadığımı itiraf ettim. Tabi bundan sonra aramızdaki ilişki arkadaşlık boyutundan çıktı ve iki sevgili boyutu kazandı. İlişkimiz bir yılı aşkın bir zamandır sürüyordu. Açıkçası çok mutluydum. Hayalimdeki erkek dersiniz ya, işte "O" öyleydi benim için. Beni inanılmaz mutlu ediyordu, benimde onu aynı şekilde mutlu ettiğimden bahsediyordu. Anlayacağınız, rüya gibi bir ilişki yaşıyorduk.
Şimdi o öğrendiğim ve beni yıkan gerçeğe geliyorum. Bizim bu ilişkimizi doğal olarak ortak arkadaş grubumuzda biliyordu. Onlarla her zaman ki gibi görüşmeye devam ediyorduk ki, zaten "O" hariç hepsiyle aynı yerde çalışıyordum. Bir gün o arkadaş grubumuzdan çok sevdiğim biri (bir kız) bana beraber olduğum kişiyle ilgili bir şeyler duyduğunu, bunu bana söyleyip söylememekte çok kararsız kaldığını falan söyledi. Bende her ne olursa olsun ne duyduğunu bana söylemesini istedim ve o da bana anlattı. Bana duyduklarını anlatan kız, beraber olduğum kişinin evli olduğunu ve bunu ona beraber olduğum kişiyi arkadaş grubumuza dahil eden kişiden duyduğunu söyledi. Aman yarabbi, o nasıl bir yıkımdır anlatamam. Başlarda inanmak istemesem de bunu sorgulamadan bu ilişkiye devam edemeyeceğimi gayet iyi biliyordum.
O akşam sevdiğim kişiyle buluştuk. Ona bir takım şeyler duyduğumu, onun evli bir adam olduğuna dair haberler aldığımı, bunun doğru olup olmadığını sordum. Önce sustu, hiç tepki vermeden yüzüme baktı. O an duyduklarım doğru olduğunu anlamıştım ama ağzından bunu duymak için bekledim. Kısa bir süre sonra "doğru" dedi ve ben ikinci yıkımı ama ilkinden çok daha büyük olan yıkımı yaşadım. Bunu bana neden yaptığını, neden evliliğini gizlediğini sordum. Yani hesap sormaya başladım. Benim evliliğim gerçek bir evlilik değil dedi. Aile zoruyla evlendirildiğini, karısını hiç bir zaman sevmediğin, onunla beraber dahi olmadığını falan söyledi. İnanmadım tabi. O yıkımı yaşarken, onun hiç bir lafına inanamazdım. Bana yeminler etti, en kısa sürede boşanacağını falan söyledi. Bana söyleyemediğini, çünkü beni kaybetmekten korktuğunu söyledi. Bende, bunun elbet bir gün ortaya çıkacağını, gerçekleri öğreneceğimi nasıl düşünemediğini söyledim ve beni zaten bundan böyle kaybettin dedim. Benimle konuşmaya devam etmeye çalıştı ama ben izin vermedim ve bulunduğumuz yerden ayrılıp evime gittim.
Beni defalarca aradı, açmadım. Evime geldi, (yalnız yaşıyorum) kapıyı açmadım. Mesaj çektim ve eğer gitmezse polise haber vereceğimi söyledim. Bir süre daha bekleyip gitti. Ertesi gün iş yerime gittiğimde o arkadaşımla konuştum. Sevdiğim kişiyi arkadaş grubumuza dahil eden arkadaşım. Bunu benden neden sakladığını sordum ona da. Özür diledi, hatalı olduğunu bildiğini ama ilişkimizin dışarıdan dahi ne kadar iyi gözüktüğünü falan söyledi. Onun eşiyle mutlu olmadığını, zoraki evlendirildiğini, eşinden boşanacağını ve "O"nun kendisine evli olduğunu bana söylememesi için yalvardığını söyledi. Her ne olursa olsun, bunu bana söylemesi gerektiği söyleyip onunla çok daha fazla konuşmadan, sohbeti bitirdim ve işimin başına geri döndüm.
Yaklaşık bir hafta beni aramadı, kapıma da gelmedi. İstediğim zaten buydu. Evli bir erkekle asla beraber olamazdım ve bu yıkımı onu görmeden atlatmak zorundaydım. Fakat; beni aramaması ve kapıma gelmemesi çok uzun sürmedi. Bir hafta sonra evime geldi yeniden, açmadım tabi kapıyı. Mesaj çekti, sadece konuşmak istediğini söyledi, kabul etmedim. Bir kaç saat bekledi, mesaj üstüne mesaj çekti. Son bir kez konuşmak istediğini, sonra bir daha beni rahatsız etmeyeceğini söyledi. Bunun üzerine kapıyı açtım ve eve girdi. O konuşmaya başlamadan önce, onu sadece beş dakika dinleyeceğimi ve ardından buradan çekip gitmesini, bir dahada karşıma çıkmamasını söyledim. Tamam dedi ama lütfen beş dakika beni bölmeden dinle dedi ve anlatmaya başladı. Başta aynı şeyleri söyledi. Ailesini zoruyla evlendirildiğini, bu evliliği babasının iş nediyle istediğini, ne kadar karşı çıksa da en sonun kabul etmek zorunda kaldığını söyledi. Eşini ala sevmediğini, eşinin de onu sevmediğini, hatta benimle birlikte beraber olduğunu duyarsa bunu hiç bir şekilde önemsemeyeceğini, o derece bir birlerinden kopmuş olduklarını söyledi. Ardından, eşinden boşanacağını, bu zamana kadar boşanmamasının bir hata olduğunu bildiğini ama babası yüzünden bu boşanmayı ertelediğini söyledi. En kısa zamanda işlemleri başlatacağını, eşinin boşanma konusunda hiç bir aksilik çıkarmayacağını, çünkü onunda bu evlilikten mutlu olmadığını söyledi. Boşanma işlemleri tamamlanana kadar beni rahatsız etmeyeceğini, boşandıktan sonra yanıma geleceğini söyledi. Gitmeden önce son olarak, senden tek bir şey istiyorum, boşanıp sana gelicem, lütfen beni bekle, sana olan aşkıma inan, ben seninle bir ömür geçirmek istiyorum dedi ve gitti.
Bu konuşmamızın üzerinden iki hafta geçti ve duydum ki boşanma davasını açmış. Fakat ben bu durumu gururuma yediremiyorum. Bana ilişkimiz boyunca yalan söylediğini, bu gerçeği sakladığını unutamıyorum. Bu iki haftalık süreçte bana hiç ulaşmadı ama biliyorum ki boşanır boşanmaz tekrar beni görmeye gelecek. Onu seviyorum, buna ne şüphe. Sevmekten öte tapıyorum bile denebilir. O gerçeği öğrenene kadar onunda bana olan aşkından zerre şüphem yoktu. Tabi gerçekleri öğrenince, neye inanıp neye inanmayacağımı şaşırır durumda kaldım. Sizden ricam, bana fikirlerinizle yardımcı olmanız. Ben şimdi ne yapacağım ? Boşanıp geri döndüğünde ona nasıl davranmalıyım ? Mantığı masla diyor, asla kabul etmemelisin diyor ama kalbim tam aksini söylüyor. Yüreğimin sesini susturamıyorum, arafta kalmış gibiyim.
Lütfen, yorumlarınızla bana yardımcı olun. Ben ne yapmalıyım ? Boşanıp döndüğünde, yüreğimin sesini dinleyip affetmeli miyim ? Yoksa, mantığımı seçip onu gerimi çevirmeliyim ?
(Bunun ne derece önemli olup, olmadığını bilmiyorum ama bu kişiyle hiç cinsel yönden bir ilişkimizde olmadı. Bunu da bilmenizde belki yarar vardır.)
Yazdıklarımı sabırla okumanızı ve fikirlerinizi yazmanızı rica ediyorum.
Ben İstanbul da yaşıyorum ve özel bir bankada çalışmaktayım. Şu an çalışmakta bulunduğum bankada uzun bir zamandır görev aldığım için, ciddi bir arkadaşlık grubuna dahilim. Bir kaç kızın ve bir kaç erkeğin bulunduğu, beraber kendi açımdan mükemmel zaman geçirdiğim bir arkadaş grubu. Bu arkadaş grubumuza yaklaşık iki sene önce bir erkek daha dahil oldu. Yalnız bu kişi bankada çalışmıyordu, arkadaş grubumuzda bulunan birinin tanıdığıydı ve zamanla o da bize dahil oldu. Güler yüzüyle, esprileriyle, sıcak kanlılığıyla aramıza dahil olması çokta zor olmamıştı. Bu kişi ile benim aramda zamanla bir yakınlaşma oldu. Neyine kapıldım bilmiyorum, açıkçası sorgulamıyordum da. Çünkü bir önemi yoktu, ta ki bir gerçeği öğrenene kadar. Dediğim gibi, güler yüzlü, esprili, sıcak kanlı, bunların yanı sıra yakışıklı ve maddi durumu da gayet iyi olan bir insandı.
Hep beraber görüşmeye başladığımızdan altı ay kadar sonra bana yaklaşımı değişti. Bir arkadaştan öteye davranışlar sergilemeye başladı. Bu davranışlar kesinlikle rahatsız edici tarzda değildi ve açıkçası benimde hoşuma gidiyordu. Zira bende ondan hoşlanmaya başlamıştım. Bir kaç kere beni baş başa yemeğe davet etti. Buluştuk, yemek yedik, sohbet ettik, eğlendik vs. Bir kaç baş başa buluşmamızdan sonra bana açıldı ve benden hoşlandığını söyledi. Bende ona karşı boş olmadığımı itiraf ettim. Tabi bundan sonra aramızdaki ilişki arkadaşlık boyutundan çıktı ve iki sevgili boyutu kazandı. İlişkimiz bir yılı aşkın bir zamandır sürüyordu. Açıkçası çok mutluydum. Hayalimdeki erkek dersiniz ya, işte "O" öyleydi benim için. Beni inanılmaz mutlu ediyordu, benimde onu aynı şekilde mutlu ettiğimden bahsediyordu. Anlayacağınız, rüya gibi bir ilişki yaşıyorduk.
Şimdi o öğrendiğim ve beni yıkan gerçeğe geliyorum. Bizim bu ilişkimizi doğal olarak ortak arkadaş grubumuzda biliyordu. Onlarla her zaman ki gibi görüşmeye devam ediyorduk ki, zaten "O" hariç hepsiyle aynı yerde çalışıyordum. Bir gün o arkadaş grubumuzdan çok sevdiğim biri (bir kız) bana beraber olduğum kişiyle ilgili bir şeyler duyduğunu, bunu bana söyleyip söylememekte çok kararsız kaldığını falan söyledi. Bende her ne olursa olsun ne duyduğunu bana söylemesini istedim ve o da bana anlattı. Bana duyduklarını anlatan kız, beraber olduğum kişinin evli olduğunu ve bunu ona beraber olduğum kişiyi arkadaş grubumuza dahil eden kişiden duyduğunu söyledi. Aman yarabbi, o nasıl bir yıkımdır anlatamam. Başlarda inanmak istemesem de bunu sorgulamadan bu ilişkiye devam edemeyeceğimi gayet iyi biliyordum.
O akşam sevdiğim kişiyle buluştuk. Ona bir takım şeyler duyduğumu, onun evli bir adam olduğuna dair haberler aldığımı, bunun doğru olup olmadığını sordum. Önce sustu, hiç tepki vermeden yüzüme baktı. O an duyduklarım doğru olduğunu anlamıştım ama ağzından bunu duymak için bekledim. Kısa bir süre sonra "doğru" dedi ve ben ikinci yıkımı ama ilkinden çok daha büyük olan yıkımı yaşadım. Bunu bana neden yaptığını, neden evliliğini gizlediğini sordum. Yani hesap sormaya başladım. Benim evliliğim gerçek bir evlilik değil dedi. Aile zoruyla evlendirildiğini, karısını hiç bir zaman sevmediğin, onunla beraber dahi olmadığını falan söyledi. İnanmadım tabi. O yıkımı yaşarken, onun hiç bir lafına inanamazdım. Bana yeminler etti, en kısa sürede boşanacağını falan söyledi. Bana söyleyemediğini, çünkü beni kaybetmekten korktuğunu söyledi. Bende, bunun elbet bir gün ortaya çıkacağını, gerçekleri öğreneceğimi nasıl düşünemediğini söyledim ve beni zaten bundan böyle kaybettin dedim. Benimle konuşmaya devam etmeye çalıştı ama ben izin vermedim ve bulunduğumuz yerden ayrılıp evime gittim.
Beni defalarca aradı, açmadım. Evime geldi, (yalnız yaşıyorum) kapıyı açmadım. Mesaj çektim ve eğer gitmezse polise haber vereceğimi söyledim. Bir süre daha bekleyip gitti. Ertesi gün iş yerime gittiğimde o arkadaşımla konuştum. Sevdiğim kişiyi arkadaş grubumuza dahil eden arkadaşım. Bunu benden neden sakladığını sordum ona da. Özür diledi, hatalı olduğunu bildiğini ama ilişkimizin dışarıdan dahi ne kadar iyi gözüktüğünü falan söyledi. Onun eşiyle mutlu olmadığını, zoraki evlendirildiğini, eşinden boşanacağını ve "O"nun kendisine evli olduğunu bana söylememesi için yalvardığını söyledi. Her ne olursa olsun, bunu bana söylemesi gerektiği söyleyip onunla çok daha fazla konuşmadan, sohbeti bitirdim ve işimin başına geri döndüm.
Yaklaşık bir hafta beni aramadı, kapıma da gelmedi. İstediğim zaten buydu. Evli bir erkekle asla beraber olamazdım ve bu yıkımı onu görmeden atlatmak zorundaydım. Fakat; beni aramaması ve kapıma gelmemesi çok uzun sürmedi. Bir hafta sonra evime geldi yeniden, açmadım tabi kapıyı. Mesaj çekti, sadece konuşmak istediğini söyledi, kabul etmedim. Bir kaç saat bekledi, mesaj üstüne mesaj çekti. Son bir kez konuşmak istediğini, sonra bir daha beni rahatsız etmeyeceğini söyledi. Bunun üzerine kapıyı açtım ve eve girdi. O konuşmaya başlamadan önce, onu sadece beş dakika dinleyeceğimi ve ardından buradan çekip gitmesini, bir dahada karşıma çıkmamasını söyledim. Tamam dedi ama lütfen beş dakika beni bölmeden dinle dedi ve anlatmaya başladı. Başta aynı şeyleri söyledi. Ailesini zoruyla evlendirildiğini, bu evliliği babasının iş nediyle istediğini, ne kadar karşı çıksa da en sonun kabul etmek zorunda kaldığını söyledi. Eşini ala sevmediğini, eşinin de onu sevmediğini, hatta benimle birlikte beraber olduğunu duyarsa bunu hiç bir şekilde önemsemeyeceğini, o derece bir birlerinden kopmuş olduklarını söyledi. Ardından, eşinden boşanacağını, bu zamana kadar boşanmamasının bir hata olduğunu bildiğini ama babası yüzünden bu boşanmayı ertelediğini söyledi. En kısa zamanda işlemleri başlatacağını, eşinin boşanma konusunda hiç bir aksilik çıkarmayacağını, çünkü onunda bu evlilikten mutlu olmadığını söyledi. Boşanma işlemleri tamamlanana kadar beni rahatsız etmeyeceğini, boşandıktan sonra yanıma geleceğini söyledi. Gitmeden önce son olarak, senden tek bir şey istiyorum, boşanıp sana gelicem, lütfen beni bekle, sana olan aşkıma inan, ben seninle bir ömür geçirmek istiyorum dedi ve gitti.
Bu konuşmamızın üzerinden iki hafta geçti ve duydum ki boşanma davasını açmış. Fakat ben bu durumu gururuma yediremiyorum. Bana ilişkimiz boyunca yalan söylediğini, bu gerçeği sakladığını unutamıyorum. Bu iki haftalık süreçte bana hiç ulaşmadı ama biliyorum ki boşanır boşanmaz tekrar beni görmeye gelecek. Onu seviyorum, buna ne şüphe. Sevmekten öte tapıyorum bile denebilir. O gerçeği öğrenene kadar onunda bana olan aşkından zerre şüphem yoktu. Tabi gerçekleri öğrenince, neye inanıp neye inanmayacağımı şaşırır durumda kaldım. Sizden ricam, bana fikirlerinizle yardımcı olmanız. Ben şimdi ne yapacağım ? Boşanıp geri döndüğünde ona nasıl davranmalıyım ? Mantığı masla diyor, asla kabul etmemelisin diyor ama kalbim tam aksini söylüyor. Yüreğimin sesini susturamıyorum, arafta kalmış gibiyim.
Lütfen, yorumlarınızla bana yardımcı olun. Ben ne yapmalıyım ? Boşanıp döndüğünde, yüreğimin sesini dinleyip affetmeli miyim ? Yoksa, mantığımı seçip onu gerimi çevirmeliyim ?
(Bunun ne derece önemli olup, olmadığını bilmiyorum ama bu kişiyle hiç cinsel yönden bir ilişkimizde olmadı. Bunu da bilmenizde belki yarar vardır.)
Son düzenleme: