Merhabalar,
Foruma kaydolalı 2 gün oldu ama şu an yaşadıklarımı çok az arkadaşım biliyor ve burda sayısız evli, deneyim sahibi insan var. Çoğu benden büyük.
Ben 25 yaşındayım, reklam ajansım var. Üniversiteyi İstanbul’da tam burslu okudum. Dışa dönük, sosyal, çevresinin aşırı güzel bulduğu biriyim.
17 yaşındayken şu anki erkek arkadaşımla tanıştım. Ben lise sondaydım o da gönüllü olduğum bir yardım kuruluşunda gönüllüydü, ortak arkadaşlarımız vardı. buna aşık oldum, hiçbir sebebi yokken.
Daha sonra yaş farkını görüp ve (üniversite sınavı vs) bu iş olmaz diyerek bağı kopardım.
Evlendiğini biliyordum, ben de evliliğe giden 2 senelik bir ilişkiyi kıskançlık sebebiyle bitirmiştim. Hiç ilişkiye niyetim yoktu. onun çalıştığı kuruma bir başvurum olmuştu, konuştuk.
Sonra her hikayeme yanıt vermeye başladı. Çevremiz ortak, işimiz benzer, etraftaki herkes iyi konuşuyor hakkında. Kardeşi de arkadaşım. 6 ay sonra ben iş için Ankara’ya geldim. O sıra bir sempozyum vardı, sinemayla alakalı. Davet etti, ama beni sarmadığı için işim var dedim. Oysa sadece alışveriş yapıp Ankara hasretimi gideriyordum.
Neyse akşam oldu, sempozyum bitince buluştuk. Ben sempozyum binasına girdim ve bana uzaktan bakınca içimden dedim ki, “tamam, hayatında gerçekleşmeyen son hayalini de gerçekleştirdin” çünkü yerine mıhlanmış bana bakıyordu.
Sushi sevdiğimi tutmuş aklında hikayelerden, öyle bir yere gittik, mevsim kıştı bir kahve içtik. Sonra eve davet etti, biz arkadaş çevresi olarak birbirimizde kalıyoruz. Aile evimize bile davet ediyoruz. Teşekkür edip otelime gittim, bir şişe şarap ile film izleyip uyudum.
Sabah yine yazdı, öğlen yine. O sırada ben meb’e gelmiştim, plan yaptık. O gün meb’de çalışan arkadaşımda kalacaktım ama bütçe görüşmeleri geceye sarktığı için arkadaşım da mesaiye kaldı. Çok ısrar edince kabul ettim. Evine gittik, şarap aldık ve bütün gece yök’ün makalelerini inceledik, o sırada bir markaya tarım stratejisi hazırlıyordum.
Özel bir kanalda sunucu kendisi. Sabah haberlerini sunup dönüyordu. Gelince kahvaltı hazırladık. Ben o gün dönecekken yollar kötü olduğu için kaldım. Akşam da teşekkür amaçlı bir biber dolması ve karides yaptım.
Ertesi gün ben dönerken gel istersen dedim ama tamamen bir nezaket davetiydi. Tamam! dedi ve birlikte istanbula döndük :) Akşam arkadaşlarla buluştuk, 20 kişiye yakınız, herkes bana “hayırdır?” diyor ben cevap veremiyorum.
Ben çok yoğun olduğum için bilgisayarımla geziyorum, o masada bile iş tamamlıyorum sene sonu çünkü. Neyse, biz böyle ayrılmayan bir ikili olduk. O iş gezisinden beri en uzun ayrılığımız 1 hafta, üstelik başka şehirlerden.
Bu böyle 1,5 ay sürdü. Ben gidiyorum o geliyor, ama bir canım bile denmemiş hiç. İkimiz de mesafeliyiz. Sonra bir gün, benim hastalıklar bu kadar yola dayanamayınca kötü oldum. Uzanırken sarıldı bana ve hiç ayrılmadık o günden sonra.
Ben ona eskiden aşık olduğumu söyledim, inanmadı. Lise arkadaşıma ona ilk aşık olduğumda gösterdiğim fotoğrafı atınca ismini söyledi, öyle inandı :) çünkü onu seveceğimi düşünmemiş. Hep çekinmiş.
Bizim ilişkimiz herkeste şok etkisi yarattı. Kimse benim boşanmış, kendimden büyük biriyle olmamı beklemiyordu. Hatta onun arkadaşları bile, “çok genç, çok güzel, senin hayatına uyum sağlayamaz” demiş, bazıları da alenen küçümsemiş, sonradan duydum. Benim ailemin maddi durumunun daha iyi olduğunu bildikleri için arada maddi bir neden de yok, herkes gıpta ile baktı bana.
Sonra bir gün ablası öğrendi bizi ve sadece fotoğrafımızı gönderdi kardeşine. Bu kız kim, ne yapıyor bile değil. O konuda çok başka bir ailesi var, erkek çocukları bile kısıtlanıyor. Neyse beni inkar edince ben çıktım İstanbul’a döndüm. Evli bir arkadaşıma anlattım. Onun eşi de erkek arkadaşımın kardeşiyle arkadaş. Eşinin aylar önce arkadaşına üzülüp anlattığını söyledi. Daha bizim ilişkimiz yokken o da ayrıca duymuş bu kısıtlamaları. Yumuşadım bir şey demedim. Anneme anlattım.
Annem iyi biri olduğunu düşündüğü için ailesi sorun olur dedi, ama söz hakkını kendi eline alabilirse olur dedi. Çünkü nezaketi, terbiyesi, işi gerçekten iyi biri. Ben çok temizlik yapmayı bilmem, her gün yapar eder, evden anlar, açım dersem yemek yapar, gidelim derim kabul eder, hasta olunca başımda durur, az su içtiğimde suyumu bile kontrol eder. Yoğurt sevdiğim için yoğurt bile yapar.
3 sorun var bu ilişkide.
1-Benim hayat tarzım, ona fazla geliyor. Bunu söylüyor. Kısıtlamıyor ve kendini geri çekiyor.
2-Ailesi. Zehir gibi tutucular. Yeni gelinleri bir karış kısa manto giydi diye laf ediyordu annesi, ürperdim.
3-Evlenip boşanması, yaşı ve çocuk istememesi. Bunlar da önceki evliliğinin travması.
Sevmesine seviyor, ama o kadar farklıyız ki. Benim de kusurlarım olmuştur elbet, ama bu yaşımda kısıtlanmak istemiyorum. Şimdi bir de hamilelik çıktı, ben bu ilişkiyi bitirmek de istemiyorum. İlerde birine kürtaj yaptığımı söylemek istemiyorum. Bugün olmadı, yarın olur. Çocuk istiyor, ama biraz düzen kurduktan sonra. (Ailesinden dolayı yurtdışı istiyor)
Boşanırken ailesi bizde boşanma olmaz diyerek reddetmiş onu. Zor toparlamışlar. O korku kalıcı olmuş, tartışmak yerine gitmek istiyor.
Buraya kadar okuyan varsa, gerçekten yoruma ihtiyacım olduğunu bilsin.
Foruma kaydolalı 2 gün oldu ama şu an yaşadıklarımı çok az arkadaşım biliyor ve burda sayısız evli, deneyim sahibi insan var. Çoğu benden büyük.
Ben 25 yaşındayım, reklam ajansım var. Üniversiteyi İstanbul’da tam burslu okudum. Dışa dönük, sosyal, çevresinin aşırı güzel bulduğu biriyim.
17 yaşındayken şu anki erkek arkadaşımla tanıştım. Ben lise sondaydım o da gönüllü olduğum bir yardım kuruluşunda gönüllüydü, ortak arkadaşlarımız vardı. buna aşık oldum, hiçbir sebebi yokken.
Daha sonra yaş farkını görüp ve (üniversite sınavı vs) bu iş olmaz diyerek bağı kopardım.
Evlendiğini biliyordum, ben de evliliğe giden 2 senelik bir ilişkiyi kıskançlık sebebiyle bitirmiştim. Hiç ilişkiye niyetim yoktu. onun çalıştığı kuruma bir başvurum olmuştu, konuştuk.
Sonra her hikayeme yanıt vermeye başladı. Çevremiz ortak, işimiz benzer, etraftaki herkes iyi konuşuyor hakkında. Kardeşi de arkadaşım. 6 ay sonra ben iş için Ankara’ya geldim. O sıra bir sempozyum vardı, sinemayla alakalı. Davet etti, ama beni sarmadığı için işim var dedim. Oysa sadece alışveriş yapıp Ankara hasretimi gideriyordum.
Neyse akşam oldu, sempozyum bitince buluştuk. Ben sempozyum binasına girdim ve bana uzaktan bakınca içimden dedim ki, “tamam, hayatında gerçekleşmeyen son hayalini de gerçekleştirdin” çünkü yerine mıhlanmış bana bakıyordu.
Sushi sevdiğimi tutmuş aklında hikayelerden, öyle bir yere gittik, mevsim kıştı bir kahve içtik. Sonra eve davet etti, biz arkadaş çevresi olarak birbirimizde kalıyoruz. Aile evimize bile davet ediyoruz. Teşekkür edip otelime gittim, bir şişe şarap ile film izleyip uyudum.
Sabah yine yazdı, öğlen yine. O sırada ben meb’e gelmiştim, plan yaptık. O gün meb’de çalışan arkadaşımda kalacaktım ama bütçe görüşmeleri geceye sarktığı için arkadaşım da mesaiye kaldı. Çok ısrar edince kabul ettim. Evine gittik, şarap aldık ve bütün gece yök’ün makalelerini inceledik, o sırada bir markaya tarım stratejisi hazırlıyordum.
Özel bir kanalda sunucu kendisi. Sabah haberlerini sunup dönüyordu. Gelince kahvaltı hazırladık. Ben o gün dönecekken yollar kötü olduğu için kaldım. Akşam da teşekkür amaçlı bir biber dolması ve karides yaptım.
Ertesi gün ben dönerken gel istersen dedim ama tamamen bir nezaket davetiydi. Tamam! dedi ve birlikte istanbula döndük :) Akşam arkadaşlarla buluştuk, 20 kişiye yakınız, herkes bana “hayırdır?” diyor ben cevap veremiyorum.
Ben çok yoğun olduğum için bilgisayarımla geziyorum, o masada bile iş tamamlıyorum sene sonu çünkü. Neyse, biz böyle ayrılmayan bir ikili olduk. O iş gezisinden beri en uzun ayrılığımız 1 hafta, üstelik başka şehirlerden.
Bu böyle 1,5 ay sürdü. Ben gidiyorum o geliyor, ama bir canım bile denmemiş hiç. İkimiz de mesafeliyiz. Sonra bir gün, benim hastalıklar bu kadar yola dayanamayınca kötü oldum. Uzanırken sarıldı bana ve hiç ayrılmadık o günden sonra.
Ben ona eskiden aşık olduğumu söyledim, inanmadı. Lise arkadaşıma ona ilk aşık olduğumda gösterdiğim fotoğrafı atınca ismini söyledi, öyle inandı :) çünkü onu seveceğimi düşünmemiş. Hep çekinmiş.
Bizim ilişkimiz herkeste şok etkisi yarattı. Kimse benim boşanmış, kendimden büyük biriyle olmamı beklemiyordu. Hatta onun arkadaşları bile, “çok genç, çok güzel, senin hayatına uyum sağlayamaz” demiş, bazıları da alenen küçümsemiş, sonradan duydum. Benim ailemin maddi durumunun daha iyi olduğunu bildikleri için arada maddi bir neden de yok, herkes gıpta ile baktı bana.
Sonra bir gün ablası öğrendi bizi ve sadece fotoğrafımızı gönderdi kardeşine. Bu kız kim, ne yapıyor bile değil. O konuda çok başka bir ailesi var, erkek çocukları bile kısıtlanıyor. Neyse beni inkar edince ben çıktım İstanbul’a döndüm. Evli bir arkadaşıma anlattım. Onun eşi de erkek arkadaşımın kardeşiyle arkadaş. Eşinin aylar önce arkadaşına üzülüp anlattığını söyledi. Daha bizim ilişkimiz yokken o da ayrıca duymuş bu kısıtlamaları. Yumuşadım bir şey demedim. Anneme anlattım.
Annem iyi biri olduğunu düşündüğü için ailesi sorun olur dedi, ama söz hakkını kendi eline alabilirse olur dedi. Çünkü nezaketi, terbiyesi, işi gerçekten iyi biri. Ben çok temizlik yapmayı bilmem, her gün yapar eder, evden anlar, açım dersem yemek yapar, gidelim derim kabul eder, hasta olunca başımda durur, az su içtiğimde suyumu bile kontrol eder. Yoğurt sevdiğim için yoğurt bile yapar.
3 sorun var bu ilişkide.
1-Benim hayat tarzım, ona fazla geliyor. Bunu söylüyor. Kısıtlamıyor ve kendini geri çekiyor.
2-Ailesi. Zehir gibi tutucular. Yeni gelinleri bir karış kısa manto giydi diye laf ediyordu annesi, ürperdim.
3-Evlenip boşanması, yaşı ve çocuk istememesi. Bunlar da önceki evliliğinin travması.
Sevmesine seviyor, ama o kadar farklıyız ki. Benim de kusurlarım olmuştur elbet, ama bu yaşımda kısıtlanmak istemiyorum. Şimdi bir de hamilelik çıktı, ben bu ilişkiyi bitirmek de istemiyorum. İlerde birine kürtaj yaptığımı söylemek istemiyorum. Bugün olmadı, yarın olur. Çocuk istiyor, ama biraz düzen kurduktan sonra. (Ailesinden dolayı yurtdışı istiyor)
Boşanırken ailesi bizde boşanma olmaz diyerek reddetmiş onu. Zor toparlamışlar. O korku kalıcı olmuş, tartışmak yerine gitmek istiyor.
Buraya kadar okuyan varsa, gerçekten yoruma ihtiyacım olduğunu bilsin.
Son düzenleme: