• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Ne olur ÇOK GEÇ OLMADAN UYAN TÜRKİYE!!!

okudum özellikle ilk mesajını.
ve ne mesaj vermek istediğini anladım arkadaşım.
söylediklerini gayet de haklı buluyorum.

ve bir ek daha yapmak istiyorum.
bu ülke daha yeni satılmadı. bir asırdır satılıyor bu devlet.
çok farklı fikirlerim var hatta ispatlarım da ama Türkiyemiz her gerçeği bilmeye hazır değil ne yazıkk ki :31:

İlk mesajla sınırlı kalmayın lütfen,diğer mesajlarımda da geniş bilgiler var...

Ve inanın yapılan tüm özelleştirmeler bir yana bu kanun ile bir ülkenin EN BÜYÜK ZENGİNLİĞİ VE BAĞIMSIZLIK KAYNAĞI elden gidecek...

En ilginç yanı da şu ki hiç kimsede ses etmiyor, bu işe muhalefet eden bile yok..

İşgal altındaki Irak'ta bu kanunu silah zoruyla bile geçiremiyorlar gerisini siz düşünün...
 
İlk mesajla sınırlı kalmayın lütfen,diğer mesajlarımda da geniş bilgiler var...

Ve inanın yapılan tüm özelleştirmeler bir yana bu kanun ile bir ülkenin EN BÜYÜK ZENGİNLİĞİ VE BAĞIMSIZLIK KAYNAĞI elden gidecek...

En ilginç yanı da şu ki hiç kimsede ses etmiyor, bu işe muhalefet eden bile yok..

İşgal altındaki Irak'ta bu kanunu silah zoruyla bile geçiremiyorlar gerisini siz düşünün...

senelerdir yeraltı kaynaklarımızdan ve kullanamadığımızdan bahsedilir. yani yeni değil ülke kuruldu kururlalı.
üzerinde anlaşmalar olduğu söyleniyor. eğer öyle bi anlaşma yoksa da şimdiye kadar niye açamadık.
peki şimdi nasıl oldu da işleme izni alınabiliyor. hatta başka ülkelere bile verilebiliyor.
100 yıllık anlaşmalar olduğu söyleniyor. 2023 te biteceği söylenen??

bunları bilginiz olduğu için ciddiyetle soruyorum. kesinlikle art bi niyetle değil.
eylemciler içinde tek empati kurabildiğim insan siz oldunuz.
çünkü kıran döken bi ağaçsever hiç inandırıcı gelmemişti bana. ama sizin tavrınız hoşuma gitti.
 
Son düzenleme:
senelerdir yeraltı kaynaklarımızdan ve kullanamadığımızdan bahsedilir. yani yeni değil ülke kuruldu kururlalı.
üzerinde anlaşmalar olduğu söyleniyor. eğer öyle bi anlaşma yoksa da şimdiye kadar niye açamadık.
peki şimdi nasıl oldu da işleme izni alınabiliyor. hatta başka ülkelere bile verilebiliyor.
100 yıllık anlaşmalar olduğu söyleniyor. 2023 te biteceği söylenen??

bunları bilginiz olduğu için ciddiyetle soruyorum. kesinlikle art bi niyetle değil.
eylemciler içinde tek empati kurabildiğim insan siz oldunuz.
çünkü kıran döken bi ağaçsever hiç inandırıcı gelmemişti bana. ama sizin tavrınız hoşuma gitti.

Birkaç yazı daha paylaşıcam az sonra...

Eğer üşenmez ve okursanız sorularınızın cevaplarını bulacaksınız...

Bu zamana kadar yapılanların + ları ve - leri vardı ve herkes kendi penceresinden bakıp değerlendiriyordu ama bu kanunun bir tek + sı yok...

Petrol iş sendika başkanı ile yapılan bir söyleşiyi paylaştım birkaç sayfa önce o söyleşinin son kısmını da okuyun bi lütfen..

Ve onlardan yada bunlardan değilim şuanda sadece kızının geleceği için görüldüğü üzere neredeyse TEK BAŞINA mücadele eden bir anneyim...
 
Bu soruya tek bir yazı içinde “detayları ile cevap vermek” mümkün değil. Bu yüzden “yaptığım araştırmalardan” elde ettiğim sentezi size aktarmak ve sonrasında konuyu geçmişten bugüne detaylandırmak istiyorum; evet, Türkiye’de ve çevresinde hatta karasularımız içinde kalan bölgelerde “petrol var”...

Ne zaman çıkarılacak derseniz; Türkiye, yabancılar tarafından tam olarak kontrol edilip, yapılacak düzenlemeler ile “yabancı petrol devleri” bize hiçbir şey vermeden “petrolün tamamını alabilir” hale geldiklerinde, Türkiye’nin her yerinden petrol fışkıracak...

Sevgili dostlar, bu sentez cümlesini yazmak için aylardır araştırma yapıyorum. Binlerce sayfa resmi belge inceledim. Size bu belgelerde adı geçen yörelerimizden birkaç örnek vereyim; Adıyaman, Edirne, Antalya, Hakkari, Sivas, Saros Körfezi, İskenderun, Erzurum, Van , Kastamonu ve daha sayamayacağım birçok bölgemizde “arama-kapatma-engelleme” şeklinde gerçekleşen, “yaşayanların” resimleri ile kaydettiği yüzlerce olay var. Birini tam olarak aktarayım; Adıyaman’da petrol araması yapan yabancı ortaklı bir şirket “Burada petrol yok” diyerek kuyuyu kapatıyor. Prof. Muammer Aksoy ve yanındakiler savcılığa başvurarak “bu kuyunun” bilerek kapatıldığını iddia ediyorlar. Savcı 3 yıl bu olay üstünde araştırma yapıyor ve 3 yıl sonra bu kuyu açılıyor. Bugün hâlâ o kuyudan saate 20 varil petrol üretiliyor...

Sevgili dostlar, günümüzde tartışılan “petrol kanununa” geçmeden biraz geriye gitmek ve 1952 yılına dönmek istiyorum. O zaman tartışılan konu yine petrol. Bir kanun yapmak gerekli ve aranan isim hemen bulunuyor; İsrail petrol kanununu yapan hukukçu-jeolog Max Ball.

Dönemin Başbakanı Adnan Menderes, Ball’ın gelişi dolayısıyla şu açıklamayı yapıyor; “Biz, petrol kaynaklarımızın üretilmesinde ecnebi sermaye ile işbirliğinin zaruri olduğuna inanan bir parti ve hükümetiz...” Aynı dönemde İsmet İnönü’den karşı açıklama geliyor; “Tarihten yabancılar kapitülasyonlar himayesiyle Türkiye’yi istismar ettiler, petrol kanunu bir kapitülasyon kanunudur. Biz bu memleketi sokakta bulmadık yabancı ellere kaptırmayız. Bu kanunun her maddesi Türk Devleti’nin petrol işletmemesi üzerine kurulmuştur. Bırakmam yakalarını...” Böyle söylüyor ama 1960 sonrası “gücüne” rağmen, İnönü dahi bu yasayı asla “elleyemiyor.”

Gelelim bugüne...

Son hükümetlerimiz tarafından yapılan “Türk Petrol Kanunu” ile ilgili detaylara geçmeden bir çıkarım yapmam gerekli; Max Ball tarafından yapılan düzenlemeler dahi “atılan son adımlardan” çok uzaktı. Bu kadar ileri gidip kendi elimizle “her şeyimizi vereceğimizi” ve bunu kabul edeceğimizi o dönemin “Kemal Derviş’i” olan Max Ball dahi düşünememişti.

Peki TBMM’den geçen ve yabancıların dahi “aslında bu kadarını almayı beklemediği” detaylar neler?

Bugün yer kalmadığı için TBMM’den geçen kanunun maddelerini, özellikle teknik kurnazlık ile içine saklanan detayları, kısaltarak atlamak istemediğim için yarına bırakıyor ve ana fikri dağıtmadan “yazının devamını kaçırmayın” diyerek size bugünün sonuç cümlesi ile veda etmek istiyorum.

Sonuç: Konu çok uzun ve “üzerinde çok tartışmamız” gerekli. Bana inanıyorsanız; yaptığım araştırmanın sonucu çok açık: Türkiye’de petrol ve doğalgaz var. Var ama yabancılar “hukuken”, “bunları çıkarıp, parasıyla bize satar” konuma gelene kadar çıkması çok ama çok zor!
 
Dün “Türkiye’de petrol var mı?” sorusunu sormuş ve “Menderes hükümetlerinden” bugüne “özellikle Kemal Derviş’in ilk sürümü” olan “yabancı uzman” Max Ball’dan bahsetmiştim.

Bugün konuya kaldığımız yerden devam edeceğim. Yalnız son hükümetlerimiz tarafından yapılan “Türk Petrol Kanunu” ile ilgili detaylara geçmeden bir çıkarım daha yapmam gerekli; Menderes döneminde Türkiye’ye gönderilen Max Ball tarafından yapılan düzenlemeler dahi “atılan son adımlardan” çok uzaktı. Bu kadar ileri gidip kendi elimizle “her şeyimizi vereceğimizi” ve bunu kabul edeceğimizi o dönemin “Derviş’i” olan “Ball kardeşimiz veya üstadımız” dahi düşünememişti.

Peki beni bir vatandaş olarak dehşete düşüren “ne var” petrol kanunumuzda?

İşte TBMM’den geçen son petrol kanunumuzdan bazı ayrıntılar;

- Petrol arama ve üretim faaliyetinde bulunmak için yapılan başvurunun değerlendirilmesinde, önceki yasanın ilk kriteri olan “talebin milli menfaatlere uygun olması” ölçütü yasadan çıkarılarak; öncelikle ülke yararını gözetme anlayışından vazgeçilmiştir.

- “Yabancı devletlerin doğrudan doğruya veya dolayısıyla idaresinde etkili olabilecekleri şirketler ile yabancı bir devlet için veya yabancı bir devlet namına hareket eden şahısların, petrol faaliyetinde bulunamayacakları, mülk edinemeyecekleri, tesis kuramayacakları” hükmü yeni yasa ile çıkarılarak; stratejik öneme sahip bir konuda yabancı devletlerin belirleyici olması önündeki engeller ortadan kaldırılmıştır.

- Yabancı şirketlere ürettikleri petrol üzerinde sınırsız tasarrufta bulunarak, tamamını ihraç etme hakkı getirildi. Olağanüstü durumlarda bile üretilen petrolün ülke içinde kullanılması ve memleket ihtiyacını gözetme zorunluluğu kaldırıldı.

- Yabancı şirketlere sınır tanımaksızın her yerde faaliyette bulunma hakkı getirildi.

- Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın mevcut yasada bulunan devlet adına petrol arama ve üretim faaliyetlerinde bulunma hakkı kaldırılarak, özelleştirilmesinin önü açıldı.

- TPAO yabancı şirketlerle aynı statüde değerlendirilmeye alındı. Önceki yasada yer alan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın diğer şirketlerden daha fazla arama ruhsatı alabilme hakkı, tasarı ile kaldırıldı. TPAO’nun ruhsat sayısındaki avantajlı konumu yok edildi.

- Üzerinde arama veya işletme hakkı bulunmayan bir sahanın, işletme ruhsatnamesi mevzu olarak, müzayedeye çıkmadan önce, TPAO’ya teklif edilerek, TPAO’ya işletme ruhsatının verilmesine ilişkin mevcut yasa maddesi kaldırılarak, kamu kuruluşumuzu diğer yabancı şirketler karşısında gözetme anlayışı terk edildi.

- Türkiye, sadece kara ve denizler olmak üzere iki bölgeye ayrılarak, ruhsat alanları karada 100.000 denizde 1.000.000 hektara, ruhsat süreleri de karada 5, denizde 8 yıla yükseltildi. Ruhsat sayısına hiçbir sınırlandırma getirilmeyerek, tek bir uluslararası şirketin veya yabancı bir devlet şirketinin bütün ülkeyi kapsayacak alanda tek başına ruhsat sahibi olmasına imkân verildi.

- Arama ruhsatlarından hektar başına alınan devlet hakkı geliri tamamen kaldırılarak gelir kaybı yaratıldı.

- Ham petrolden alınan yüzde 12.5’lik devlet hissesi oranı, günlük üretim miktarına göre kademeli olarak yüzde 2’ye kadar indirildi ve bunun sonucu olarak üretimden sağlanan ülke mevcut geliri yüzde 70 azaltıldı.

- Denizlerde bulunacak petrol üretiminden alınacak devlet hissesi oranlarının düşürülmesinden sonra, su derinliğine bağlı olarak yüzde 30’a varan ilave indirimler getirildi.

Son söz: İki bölümlük yazının sonuna geldik. Yeni düzenlemelerden bazı bölümleri sizlere aktardım. Aleyhimize “korkunç” maddeler ve ne sizin ne benim “konuyu bilmediğimiz” için ilk bakışta göremeyeceğimiz “inanılmaz teknik kazıklar” var. Böyle bir düzenleme “silah zoru olmadan” nasıl çıkar hâlâ anlayabilmiş değilim... Uzun lafın kısası: 1952’de Max Ball’ın “bunları da kabul ettirebilir miyim” diye hayal dahi edemeyeceği her şeyi, “TBMM okumadan kabul etmiş!” Helal olsun vekillerimize!
 
Usha bu sabah size de bahsetmiştim köşe yazarlarına yazıyorum diye bugün ben dışarıdayken birinden cevap gelmiş,
şimdi gördüm, demek ki doğru yoldayız
 
Ankara Ticaret Odasi (ATO) Baskani sayin Sinan Aygün 04.03.2002 tarihli bir mektupla Devlet Güvenlik Kurulu (DGK) üyesi ve Genelkurmay Baskani sayin org. H. Kivrikogluna "Petrol ve Türkiye Üzerine Oynanan Oyunlar" basligini tasiyan resmî bir rapor sunmustur. Sayin Aygün ATO'nun yayinlarindan (kitaplardan) bazilari ile bu mektubu ve raporu bize de göndermek lütfunda bulunmuslardir.

Rapordaki çok önemli gerçekleri özetler halinde :
"... En güvenilir yöntem olan uzaydan uydu vasitasiyla yapilan arastirmalarda yerküresinin haritasi çikarilmistir ve 5000 metre derinlerde çok büyük rezervler tespit edilmistir. Bu rezervlerin büyük bir kismi ise Türkiye topraklari üzerindedir.
Nitekim bu tespitler birçok kaynak tarafindan da dogrulanmistir. 1970'li yillarin ortalarinda dünyanin dev petrol sirketleri Türkiye üzerinde uzaydan uydu ile petrol arastirmasi yapmislardir (genelkurmayin izni ile). Arastirma sonucunda Türkiye'nin 5000-5500 metre derinliklerinde çok zengin petrol yataklarinin oldugu ortaya çikmistir.

Türkiye'de 20 yil müddetle Shell firmasinin Arastirma Genel Müdürlügünü yapmis olan Antony Hages sunlari söylemistir: "Petrol ile ilgilenen herkes bilir ki; Türkiye bir petrol okyanusu üzerinde oturmaktadir."
Türkiye'de büyük rezervler oldugunu ortaya koyan tespit ve açiklamalar vardir.

Bunlardan birkaç örnek:
-Hakkâri'de TPAO-Avusturya ve ABD tarafindan açilan ve "burada petrol yok" denilen kuyuda son derece yüksek ve kaliteli rezerv bulundu.
-Arce sirketi tarafindan 10 yil önce kapatilan kuyuda Dogu ve Güneydogu Anadolu bölgesinin en zengin yatagi bulundu. (Cumhuriyet Gazetesi)
-Hava Kuvvetleri Komutani Cumhur Asparuk: "Birakin Afganistan'i Türkiye'ye bakin. Dünyanin en zengin petrol yataklarinin Türkiye'de oldugunu biliyor musunuz?" (Star Gazetesi)
-Ceylanpinar yakinlarinda 2.5 milyar varillik rezerv tespit edildi.
-Adiyaman bölgesinde yüksek basinçli ve çok zengin dogalgaz yatagi bulundu.
-Flash TV'de bir açik oturuma konuk olarak katilan Prof. Dr. Anil Çeçen su bilgiyi vermistir: "Zamanin Cumhurbaskani Cevdet Sunay'a Sovyetler Birliginin o devirdeki Ankara Büyükelçisi uzaydan yaptiklari arastirmalarda Türkiye'nin çok zengin petrol yataklarini tespit ettiklerini ve bunlarin birlikte çikarilip isletilmesini teklif etti."
-Hakkâri ilinde 3000 metre derinlikte Shell firmasinin 1991 yilinda açtigi ve "burada petrol yok" diyerek terkedilen kuyuda zengin petrol damarina rastlanmistir.
-Geophysical Institute of Israil adli sirket yaptigi arastirmalarda Trakya'da çok zengin dogalgaz Diyarbakir'da ise petrol sahalari oldugunu açiklamistir.
-TPAO'nun 20 yil önce terkettigi kuyulari alan özel sektörümüz halen basarili bir sekilde isletmektedirler.

Basta DPT olmak üzere TPAO yetkilileri de halkimizi Türkiye'de petrol olmadigina inandirmaya çalismaktadirlar. DPTTürkiye'de petrol çikarilmasinin son derece pahali ve riskli oldugunu söylemektedir. Bütün gerçekler ortadayken bu nasil bir söylemdir? Halbuki dünya petrol devletleri sunlari söylemektedir: "TÜRKIYE TÜRKLERE BIRAKILMAYACAK KADAR KIYMETLI BIR ÜLKEDIR."

Bes sahifelik rapordan alinan bu gerçekler göstermektedir ki; resmî bilgi ve kaynaklara göre Türkiye dünyanin en zengin petrol rezervlerine sahip bulunmaktadir.


 
Usha bu sabah size de bahsetmiştim köşe yazarlarına yazıyorum diye bugün ben dışarıdayken birinden cevap gelmiş,
şimdi gördüm, demek ki doğru yoldayız

Çok teşekkür ederim kızım adına milletim adına duyarlılığınıza...
Paylaşmak isterseniz özelden gönderebilirsiniz..

Yol doğru da ne kadar yürütürler bu yolda bilemiyorum...
Çok ilginç şeyler yaşıyorum, anlayamadığım garip bir tepkisizlik var...
Eskiden gülerdim ağlanacak halimize artık sadece ağlayabiliyorum...
 
Çok teşekkür ederim kızım adına milletim adına duyarlılığınıza...
Paylaşmak isterseniz özelden gönderebilirsiniz..

Yol doğru da ne kadar yürütürler bu yolda bilemiyorum...
Çok ilginç şeyler yaşıyorum, anlayamadığım garip bir tepkisizlik var...
Eskiden gülerdim ağlanacak halimize artık sadece ağlayabiliyorum...

özelden fotoğraf gönderemiyor muyum? Ekran görüntüsünü gönderecektim
 
evet yazılar çok açıklayıcı. özellikle çıkan maddeleri anlayabilmek adına. ve korkutucu da..


yazarın ise yanlı yorum yaptığını düşünüyorum.
ismet inönünün bu kadar milli çıkarı düşündüğünü sanmıyorum.
demek bu petrol işine sadece sağ hükümetler yönelmiş ama ismet inönü ve diğerleri ise petrolün yerinde yatmasını tercih etmişler.
aklıma şu takıldı..
neden cumhuriyetin ilk yıllarında o kadar atılım yapılırken fabrikalar kurulurken onca petrol kaynaklarımız yatmaya bırakıldı..
bu işe kalkışmaya Abdülhamit bile cesaret etmişken adnan menderese gelene kadar hiç mi tek parti başkanın aklına gelmedi bu petrolleri bulup ülkenin lehine kullanmak???

ben şunu istiyorum.
lütfen bu hükümet, adnan menderes eleştirildiği kadar cumhuriyetin karanlıkta kalmış liderleri de eleştirilebilinsin..
benim hiç bi partiyle ideolojiyle bağım yok. ancak yanlı olunmaktan çok bıkkın vaziyetteyim.
 
usha en az 50 ki$iye yazdim , ikiser uçer defa biriisi bile olumsuzda olsa cevap vermedi
tamam bi kaçini orgutlemi$ler olabilirlerde
butun toplumumu orgutlediler anlamiyorumki
Sabah ki umudum yok maalesef :(
 
evet yazılar çok açıklayıcı. özellikle çıkan maddeleri anlayabilmek adına. ve korkutucu da..


yazarın ise yanlı yorum yaptığını düşünüyorum.
ismet inönünün bu kadar milli çıkarı düşündüğünü sanmıyorum.
demek bu petrol işine sadece sağ hükümetler yönelmiş ama ismet inönü ve diğerleri ise petrolün yerinde yatmasını tercih etmişler.
aklıma şu takıldı..
neden cumhuriyetin ilk yıllarında o kadar atılım yapılırken fabrikalar kurulurken onca petrol kaynaklarımız yatmaya bırakıldı..
bu işe kalkışmaya Abdülhamit bile cesaret etmişken adnan menderese gelene kadar hiç mi tek parti başkanın aklına gelmedi bu petrolleri bulup ülkenin lehine kullanmak???

ben şunu istiyorum.
lütfen bu hükümet, adnan menderes eleştirildiği kadar cumhuriyetin karanlıkta kalmış liderleri de eleştirilebilinsin..
benim hiç bi partiyle ideolojiyle bağım yok. ancak yanlı olunmaktan çok bıkkın vaziyetteyim.


Biraz beklerseniz bunlarında cevapları geliyor..
 
Bir çok sitede yer verilmiş. Yorum ve tepki var mı?
Yok tabi...
Gerçi verilen tepkiler de "hakkımı helal etmiyorum" dan bi üst levela geçemiyor.


 
usha en az 50 ki$iye yazdim , ikiser uçer defa biriisi bile olumsuzda olsa cevap vermedi
tamam bi kaçini orgutlemi$ler olabilirlerde
butun toplumumu orgutlediler anlamiyorumki
Sabah ki umudum yok maalesef :(


İyi bari size sadece dönen olmamış
Benim şahsıma dönmeyip tweeti şikayet ediyorlar sabahtan beri 3 kez hesabım askıya alındı

gönderdiğim tweet;

#6491SayılıTÜRKPETROLKANUNU cumhurbaşkanının onayına engel olunmalı haydi vatanseverler #Türkiye #eylemvakti #geziparkı
 
İyi bari size sadece dönen olmamış
Benim şahsıma dönmeyip tweeti şikayet ediyorlar sabahtan beri 3 kez hesabım askıya alındı

gönderdiğim tweet;

#6491SayılıTÜRKPETROLKANUNU cumhurbaşkanının onayına engel olunmalı haydi vatanseverler #Türkiye #eylemvakti #geziparkı

Askıya alınmasının başka nedenleri olmalı... Bu yüzden hesap askıya alınmaz.
Ha spam saldırısına uğramışsanız bilemem tabi...
 
Bir çok sitede yer verilmiş. Yorum ve tepki var mı?
Yok tabi...
Gerçi verilen tepkiler de "hakkımı helal etmiyorum" dan bi üst levela geçemiyor.




Aslında bu bahsettiğiniz anlayabileceği düşünülen dille konuşmak...

Kul hakkını önemsediği düşünülen insanlara bundan daha büyük laf edilebilir mi?

Yoksa kul hakkını kimse düşünmüyormu?

Aaa demeyin öyle olur mu hiç??

Bu arada ilk hesap askısı Sn Abdullah GÜL E bu yasayı onaylarsanız hakkımı size helal etmiyorum şeklinde attığım tweete binaen geldi...

Ne demek istedi acep...
 
Son düzenleme:
2. Abdülhamid Han'ın hazırlattığı petrol haritasında gösterilen yerlerde sondaj yapan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, Türkiye'nin en verimli petrolüne ulaştı.
Türkiye'nin en kaliteli petrolünün Batman'da çıkması gözleri Abdülhamid Han'ın bir asır önce hazırlattığı petrol haritasına çevirdi.
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının (TPAO) Batman'ın Kozluk ilçesinde yaptığı sondaj çalışmalarında TPAO tarihinde en verimli petrollere ulaştığı belirtilirken, Abdülhamid Han'ın Alman maden mühendisine hazırlattığı haritada Batman'ın da aralarında bulunduğu 65 noktadaki petrol yatakları bulunuyor.
34'üncü Osmanlı Padişahı Sultan 2. Abdülhamid, 1800'lerin son çeyreğinde petrolün stratejik bir maden olduğunu görmüş, şahsi mal varlığından ödenek çıkartarak, geniş çaplı bir petrol rezervi tespit çalışması başlatmıştı. Bu çalışma neticesinde, yabancı ve yerli mühendisler eşliğinde Musul ve Bağdat bölgesinde, Dicle ve Fırat havzasında petrol taraması yapıldı. Alman maden mühendisi Paul Groskoph ve Habib Necib Efendi yönetimindeki araştırma ekibi, çalışmalarını 1901'de Sultan Abdülhamid'e sundular.Sultan'ın petrol haritası, sadece Kuzey Irak'ta değil, Hakkâri ve Bitlis'te de petrol bulunabileceğini gösteriyor. Haritayı hazırlayan heyet, Bitlis Suyu denilen çayın kıyısı boyunca önemli petrol rezervleri tespit etmiş. Bugün TPAO'nun arama yaptığı bölgeler de haritada gösteriliyor.
Petrol havzasını dolaşan Groskoph, Siirt tarafında ve Dicle Nehri kıyısında zengin petrol rezervlerinin bulunduğunu belirtiyor.Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da çalışmalarını tamamlayan heyet daha sonra, bugün Irak sınırları içinde kalan merkezlerde petrol taramasına devam etmiş. Kerkük, Zaho, Süleymaniye, Bağdat, Musul ve Altınköprü'deki petrol noktaları, kilometre ve yerleşim yerlerine göre yön tayini yapılarak kayıt altına alınmış.
Harita Türkiye Cumhuriyeti'nin yakın tarihine de damgasını vurdu. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal haritanın doğru olup olmadığını tespit etmek için akademisyenleri görevlendirmişti. Hatta Özal'ın Körfez Savaşı sırasında Musul ve Kerküt'e girme isteğinin arkasında petrol haritasının olduğu iddia ediliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da haritanın gerçek olduğu belirterek, bilimsel gerçeklerle örtüştüğünü açıklamıştı.


 
Back