Ne Kadar Nafaka alabilirim

ben de aynı şeyi söylüyorum ama şu anda size "bu kadar zor mu bunu anlamak?" gibi bir cümle kursam muhtemelen feveran edip terbiyesiz dersiniz bana. o halde siz de terbiyenizi takınarak yazınız.
ben de nafaka hakkını savunmak yerine -birey olarak- çalışma, sosyal ve yaşam haklarının savunulmasından yanayım ama ülkede de yadsınmaz gerçekler var.
ve siz de hukukçu olarak biliyorsunuz. nafaka hakkını sorguya açtığımız anda hep bir "ama faktörü" oluyor. birisi çıkıp "süreli nafaka" diyecek. bir başkası "ama ben evlilik yaptım. eski karıdan bana ne?" diyecek.
ben en azından nafakanın gerekliliğinin burada sorgulanmaması gerektiğini savunuyorum.
sizin tonunuzda size sesleneyim anladığınız bu olduğu için: bunu anlamanız bu kadar zor olmamalıydı
Bu kadar zor mu bunu anlamak yazmadım anlamakta güçlük mü çekiyorsunuz yazdım. Bir konuyu ısrarla anlamayan ve sürekli aynı şeyleri tekrarlayan bir insana ne dememi bekliyorsunuz? Açıkça insanların yazdığını anlamıyorsunuz işte. Ne diyecektim başka?

Saçma bir konuyu savunup bir de insanlara çok üst seviyelerdeymişsiniz gibi yok anladığınız bu olduğu için böyle sesleneyim falan yazmak komik. En azından ben bir şekilde de olsa bir şeylerden anlıyorum demek ki.

Nafaka hakkını sorguya açalım demiyorum. Hak neyse o yerini bulsun diyorum. Bir düzenlenme olması gerektiğinden bahsettim bunu da anlamamışsınız :) Yani gerçekten mağdur olanlarla keyfi bir şekilde nafaka alanları ayırsınlar diyorum. Çünkü bu konuda bazen de erkekler mağdur oluyor onların hakları ne olacak diyorum. Biliyorsunuzdur diye düşünüyorum nafaka alabilmek için belli bir süre evli kalmak gerekmiyor. Sizce de bu suistimale açık bir uygulama değil mi? Ve bu nafakalar süresiz oluyor. 4 ay evli kalıyor hayatına başkasını alıyor ama hala eski eşinden nafaka almaya devam ediyor bu mu normal olan? Bir iki örneği vardı 3 ay evli kalan bir kadına hakim 2 yıl süreyle nafaka tayin edilmesine karar vermişti bazı kadınlar kıyamet kopardı. Hakim döndü dedi ki “Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir”. İşte ben tam olarak bu uygulamadan bahsediyorum. Buradaki kadın öğrenciydi ve hakim bunu uygun görmüştü. Özellikle kısa evliliklerde insanların ne süreyle ve ne şartlar altında nafaka alması gerektiği evliliğin ve sonrasındaki şartların değerlendirilmesi sonucuna bağlanmalıdır diyorum. Herkesin nafaka alabiliyor olması eleştiriliyor genel olarak. Yoksa ne süreli nafakadan bahsettim( bu sadece kısa süreli evli kalıp iş bulup hayatını yoluna sokması için uygulanabilir) ne de 15 yıl evli kalsın ama nafaka almasın dedim.
 
Hakkaniyete dayalı bir fikir istiyorsanız nafaka istemeden önce, takılan altınların yarısını eşinize iade edin, ondan sonra talep edin yoksulluk nafakasını.
Yok bunların hepsi benim hakkım derseniz de bunaltmayın adamı, mahkeme kararıyla değil gönül rızasıyla kendisinden isteyin.
 
“Gelir kapısı” sözü size ait değil, nafaka mağduru erkekler derneği diye bir dernek var, çocuklarına bile nafaka vermek istemeyen(Boşanmayı biliyorsa o çocuklara maddi manevi bakmayı da bilecek diye düşünüyorlar!) bu platformdaki bazı kadınların mağdur ilan ederek desteklediği erkeklerin derneği, onların ortaya attığı bir ifade bu ve ne yazık ki birçok kadının hem aklına yer etmiş hem diline yapışmış. Vermemek için türlü taklalar attıkları üç kuruş nafakaya(300-500 tl) gelir kapısı diyorlar ya, pes!
Şu konuda 727262525 mesajım var. Hala anlaşılamadıysam ekleyecek başka bir şeyim yok.
 
Valla o kadar güzel icra ediyorum ki diliyorum hiç işiniz düşmesin bana ama :) ben kadınların nafaka hakkını sonuna kadar savunan biriyim. Avukat olmam özelinde değil bir kadın ve vatandaş olarak. Ancak aynı zamanda kadınların kendi ayaklarının üzerinde durması gerektiğine de inanan da biriyim. Zaten mahkemece onun çalışmadan hayatını idame ettirmesine yetecek bir nafaka çıkmayacak evet, ve hiç kimse boşanmak için evlenmiyor ona da evet, ancak adil olmak da önemlidir
Nikahın ertesi günü daha taraflar bir araya gelmeden vefat eden adamın malının yarısını alanı da gördü bu gözler. Kanuna uygun mu evet. Adil mi orası vicdanlara kalmış.
Somut olaya gelecek olursak ;öğrenci iken evlenmiş (olabilir ben de evlendiğimde öğrenciydim) KPSS ye hazırlandığına göre mezun olmuş ya da yakın zamanda olacak. Zaten mevcut bir iş olanağı olup da bırakan biri değil daha bu aşamaya yeni gelmiş biri isterse bir yerde girip çalışacak sağlıklı da biri. Şimdi peki neden sırf bir boşanma davası açtı diye evlilik süresinden daha uzun bir nafaka alabilsin ki karşı taraftan ? Neden ama? Biliyoruz tedbir nafakası kusur durumundan bağımsız takdir edilir. Kanunen durum şöyle ki bir taraf diğerini aldatsa evi terk etse bilumum kötü şey yapsa tedbir nafakası talep ettiğinde bağlanılabilir. Her kanuna uygun olan adildir diye bir şey yok. Zaten kanun da bunu öngörerek hakime takdir yetkisi tanımıştır nafaka konusunda.

Ben işin özü kızlığın çok değerli ve kaybedildiğinde bedelinin erkek tarafından ödenmesi gerektiği düşüncesine karşıyım. Kadın olduğu için kendisine dul denilecek düşüncesiyle bunun bedelinin ödetilmesinin istenilmesi yerine öncelikle biz kadınlar kendi içimizde bu düşünce tarzını değiştirmeliyiz. Ben güçlü kendi ayakları üzerinde duran kadınları çok seviyorum.

Hukuk fakültesine bebeğiyle gitmiş ders dinlerken bebek emzirmiş biri olarak söylüyorum bunu. O yüzden ben olsam bir kadına sen nasıl avukatsın derken acaba suizan mı yapıyordum diye düşünürdüm :)

Bu düşüncelere sahip bir avukatın bir halt savuncagini asla düşünmüyorum.
Bebeğini emzirirken kocan seni terk etseydi görürdünüz o güçlü kadını. bebeği bırak o zama üniversiteye giderdiniz. Güçlü kadın imajı çizmeye çalışmışsınız olmamış. ta üniversite zamanında evlenmeyi seçtiğinize göre eşiniz varlıklı olmalı bunları ondan destek alarak yapmaşsınız.
 
Ben işin özü kızlığın çok değerli ve kaybedildiğinde bedelinin erkek tarafından ödenmesi gerektiği düşüncesine karşıyım. Kadın olduğu için kendisine dul denilecek düşüncesiyle bunun bedelinin ödetilmesinin istenilmesi yerine öncelikle biz kadınlar kendi içimizde bu düşünce tarzını değiştirmeliyiz. Ben güçlü kendi ayakları üzerinde duran kadınları çok seviyorum.
Vallahi alkışlıyorum.
 
Bu düşüncelere sahip bir avukatın bir halt savuncagini asla düşünmüyorum.
Bebeğini emzirirken kocan seni terk etseydi görürdünüz o güçlü kadını. bebeği bırak o zama üniversiteye giderdiniz. Güçlü kadın imajı çizmeye çalışmışsınız olmamış. ta üniversite zamanında evlenmeyi seçtiğinize göre eşiniz varlıklı olmalı bunları ondan destek alarak yapmaşsınız.
Ya sabahtan beri neyi savunuyorsunuz? Herkes gibi bu kadın da essek gibi çalışacak. Bir biz mi salağız sabahın köründe işe gidip bir sürü şeyle uğraşıyoruz. Bulsaydık bir tane memur 2.ayda tüm altınları alıp bir de nafaka isteseydik madem. Bunu da savunmazsin ya biraz gurur olur insanda.
 
Bu kadar zor mu bunu anlamak yazmadım anlamakta güçlük mü çekiyorsunuz yazdım. Bir konuyu ısrarla anlamayan ve sürekli aynı şeyleri tekrarlayan bir insana ne dememi bekliyorsunuz? Açıkça insanların yazdığını anlamıyorsunuz işte. Ne diyecektim başka?

Saçma bir konuyu savunup bir de insanlara çok üst seviyelerdeymişsiniz gibi yok anladığınız bu olduğu için böyle sesleneyim falan yazmak komik. En azından ben bir şekilde de olsa bir şeylerden anlıyorum demek ki.

Nafaka hakkını sorguya açalım demiyorum. Hak neyse o yerini bulsun diyorum. Bir düzenlenme olması gerektiğinden bahsettim bunu da anlamamışsınız :) Yani gerçekten mağdur olanlarla keyfi bir şekilde nafaka alanları ayırsınlar diyorum. Çünkü bu konuda bazen de erkekler mağdur oluyor onların hakları ne olacak diyorum. Biliyorsunuzdur diye düşünüyorum nafaka alabilmek için belli bir süre evli kalmak gerekmiyor. Sizce de bu suistimale açık bir uygulama değil mi? Ve bu nafakalar süresiz oluyor. 4 ay evli kalıyor hayatına başkasını alıyor ama hala eski eşinden nafaka almaya devam ediyor bu mu normal olan? Bir iki örneği vardı 3 ay evli kalan bir kadına hakim 2 yıl süreyle nafaka tayin edilmesine karar vermişti bazı kadınlar kıyamet kopardı. Hakim döndü dedi ki “Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir”. İşte ben tam olarak bu uygulamadan bahsediyorum. Buradaki kadın öğrenciydi ve hakim bunu uygun görmüştü. Özellikle kısa evliliklerde insanların ne süreyle ve ne şartlar altında nafaka alması gerektiği evliliğin ve sonrasındaki şartların değerlendirilmesi sonucuna bağlanmalıdır diyorum. Herkesin nafaka alabiliyor olması eleştiriliyor genel olarak. Yoksa ne süreli nafakadan bahsettim( bu sadece kısa süreli evli kalıp iş bulup hayatını yoluna sokması için uygulanabilir) ne de 15 yıl evli kalsın ama nafaka almasın dedim.

gerçekten çok yoruldum ve sıkıldım. sizin tavrınızdan da hiç hoşlanmadım.
bir tek yanıtı cımbızlayıp asla diğer yanıtlarıma bakmadan yazıp duruyorsunuz. usandım gerçekten. dediklerime bir eleştiri getirecekseniz bütün yazdıklarıma bir bakın. neler demişim?
 
Ben işin özü kızlığın çok değerli ve kaybedildiğinde bedelinin erkek tarafından ödenmesi gerektiği düşüncesine karşıyım. Kadın olduğu için kendisine dul denilecek düşüncesiyle bunun bedelinin ödetilmesinin istenilmesi yerine öncelikle biz kadınlar kendi içimizde bu düşünce tarzını değiştirmeliyiz. Ben güçlü kendi ayakları üzerinde duran kadınları çok seviyorum.

Bizde karşıyız ama biz karşıyız diye kadın bedel ödemiş olmuyor. Boş konuşuyorsunuz kısaca.
 
Bu düşüncelere sahip bir avukatın bir halt savuncagini asla düşünmüyorum.
Bebeğini emzirirken kocan seni terk etseydi görürdünüz o güçlü kadını. bebeği bırak o zama üniversiteye giderdiniz. Güçlü kadın imajı çizmeye çalışmışsınız olmamış. ta üniversite zamanında evlenmeyi seçtiğinize göre eşiniz varlıklı olmalı bunları ondan destek alarak yapmaşsınız.
Konu sahibi emzikli anneyken mi terk edilmiş ki… senaryo yazmayın
 
Ya sabahtan beri neyi savunuyorsunuz? Herkes gibi bu kadın da essek gibi çalışacak. Bir biz mi salağız sabahın köründe işe gidip bir sürü şeyle uğraşıyoruz. Bulsaydık bir tane memur 2.ayda tüm altınları alıp bir de nafaka isteseydik madem. Bunu da savunmazsin ya biraz gurur olur insanda.

Başında beri savunduğum şey hep aynı bana cavap yazarak bazı şeylere ikna etmeye çalışan sizlersiniz.
 
Yani bilmiyorum, anlattığınız örnek bana anadolu için bile fantastik geldi. Dövse de sövse de bırakmayacak adama verirler kızı onu biliyorum da, rezil edip kapının önüne atan adama kız üstüne kız vermelerini hala aşamıyorum. Ne bu, Afrika kabilesi reisi mi, kimse gık demiyor?
Yalnız burada şunu da unutmayın: Bu aileler birbirlerini tanımıyorlar ki! İlk eşi olan kuzenim, çocuğu olmuyor diye babasının evine getirilip bırakıldı. Suç kıza atıldı ve herkes öyle bildi. Duyduk ki ikinciye sahipsiz bir kızla evlendirilmiş, o da aynı sonu paylaşmış, 3. sefer de başka bir ilçeden biriyle evlenmiş. Onun da sonu aynı. Bu arada, kuzenim iki-üç yıl sonra iş yerinden bir vesileyle biriyle tanışıp evlendi. İki yıl sonra korunmayı bırakır bırakmaz çocuğu oldu. Ş.refsiz eski eşi, kızı doktora bile götürmemişti, kendisi de gitmemişti, üstelik üç kadınla evlilik yapmış olmasına rağmen çocuğu yok hâlâ. Ailesi ise tüm bu kızları “çocukları olmuyor, kısırlar” diye yaftalamıştı. Velhasılıkelam, ataerkil zihniyet için kadınlar o kadar değersiz ki bizi o kadar kolay harcıyorlar ki anlatamam. Birbirimize sığınmak zorundayız. Birbirimize destek olmak zorundayız.
 
Bu düşüncelere sahip bir avukatın bir halt savuncagini asla düşünmüyorum.
Bebeğini emzirirken kocan seni terk etseydi görürdünüz o güçlü kadını. bebeği bırak o zama üniversiteye giderdiniz. Güçlü kadın imajı çizmeye çalışmışsınız olmamış. ta üniversite zamanında evlenmeyi seçtiğinize göre eşiniz varlıklı olmalı bunları ondan destek alarak yapmaşsınız.
Sen kimsin ki benim mesleğimi icra edişimle ilgili görüş bildiriyorsun:) “bir halt savuncağımı” düşünmüyormuş. Kendini ifade etmekte bile zorlanıyorsun.
Bebeğimi emzirirken kocam beni terk etseydi ya hakkıyla bana bakardı ya da bakmasaydı kanunen mahkeme yoluyla bana ve bebeğime bakardı tabi ben o sırada iki üç yıllık evli olurdum ve bebeğim küçük olduğu için düzenli saatleri olan bir işe giremezdim Türk yargısı da dosyama bakan hakim de bunu gözeterek nafaka takdir ederdi.

4 aylık evliyken kocamla geçinemeyip ayrılsaydım dönüp de arkama bakmazdım. Konu sahibini yargılamıyorum. Kanunen uygun da olabilir adil olup olmadığına vicdanı karar versin diyorum.

He çok güzel bir örnek vereyim yeri gelmişken bununla ilgili. Adam ya da kadın bir iş kazası ya da tazminat davası geçirip gözlerini ayaklarını kaybetsin ve bir tazminat almış olsun. Eşi de olayın olduğu günden sonra kaza geçiren eşine gram destek göstermediği gibi onun kaybolan uzuvları ile ilgili dalga geçip aşağılasın. Kaza geçiren eş boşanmak istediğinde bu tazminatın evlilik içerisine isabet eden kısmın yarısını onunla alay eden hastaneye bile gelmeyen eşine ödemek zorunda kanunen :) hatta kaza geçiren eş bu sebeple öldüğü zaman diğer eş yarısını alır üstüne de miras hakkını alır. Kanuna uygun mu evet son derece :)
 
Sen kimsin ki benim mesleğimi icra edişimle ilgili görüş bildiriyorsun:) “bir halt savuncağımı” düşünmüyormuş. Kendini ifade etmekte bile zorlanıyorsun.
Bebeğimi emzirirken kocam beni terk etseydi ya hakkıyla bana bakardı ya da bakmasaydı kanunen mahkeme yoluyla bana ve bebeğime bakardı tabi ben o sırada iki üç yıllık evli olurdum ve bebeğim küçük olduğu için düzenli saatleri olan bir işe giremezdim Türk yargısı da dosyama bakan hakim de bunu gözeterek nafaka takdir ederdi.

4 aylık evliyken kocamla geçinemeyip ayrılsaydım dönüp de arkama bakmazdım. Konu sahibini yargılamıyorum. Kanunen uygun da olabilir adil olup olmadığına vicdanı karar versin diyorum.

He çok güzel bir örnek vereyim yeri gelmişken bununla ilgili. Adam ya da kadın bir iş kazası ya da tazminat davası geçirip gözlerini ayaklarını kaybetsin ve bir tazminat almış olsun. Eşi de olayın olduğu günden sonra kaza geçiren eşine gram destek göstermediği gibi onun kaybolan uzuvları ile ilgili dalga geçip aşağılasın. Kaza geçiren eş boşanmak istediğinde bu tazminatın evlilik içerisine isabet eden kısmın yarısını onunla alay eden hastaneye bile gelmeyen eşine ödemek zorunda kanunen :) hatta kaza geçiren eş bu sebeple öldüğü zaman diğer eş yarısını alır üstüne de miras hakkını alır. Kanuna uygun mu evet son derece :)

Ben değil siz kendinizi ifade edemiyorsun. Paraf paragraf yazma ihtiyacı hissediyorsunuz.
 
X