Nasıl oldu da hayatta kalmayı başardın ?

85 liyim.

televizyonlarda susam sokağı minik kuş vardı.
şeker kız candy ile birlikte antonye ağladık terrye aşık olduk. (ekşideki "kızların efendi adam yerine piç adam tercihi" başlığının karşılığıdır ve o dönemde bu çizgifilmi izleyen her kızın platonik sevgilisidir terry.) bu çizgi film Türkiye de yarım kesildiğinden geçen yıl oturup kalan kısmı internetten izledim bende yeri hep ayrı olacaktır.
georgia diye bir çizgi film vardı bir keresinde elektrik kesilmişti de ne yalvarmıştım Allah'ım nolur elektrikler gelsin diye.
heman ve kuzeni she-ra kötülerle savaşıyordu.
casper vardı ailemizin sevimli hayaleti kötü hayaletleri yakalayan hayalet avcıları da vardı.
power rangerslar vardı hepimiz bir rengi seçer onlar gibi savaşırdık ben pembeyim o sarı rangers diye.
beverly hills vardı havalı havalı kızlar erkekler olurdu bu çizgi filmde de.
şirinleri vardı ki o zamanlar yahu bu şirinleri sadece iyiler görüyorsa gargamel nasıl görüyor diye sorgulamazdık.

sokaktaki oyunlardan geri kalmamak için anneme domates ekmek yaptırırdık nasıl severdim o domates suyuyla hafif hamurlaşmış ekmeği.
annem camdan bağırırdı haydi baban geldi haydi akşam oldu yemeğe diye.
saklambaç, yerden yüksek, ebelemece,kör ebe, uzay yolu, 9 taş, istop, yakantop, don ateş, simiiiiit oynardık.
oyunlardaki ebeleri çeşit çeşit tekerleme ile seçerdik o piti piti.
ip atlarkende tekerlemelerimiz eksik olmazdı uçak uçak iki kanatlı içindeki kızlar elma yanaklı oğlanlara gelince maymun suratlı ahahaha
ipin yüksekliği başarılı şekilde atladıkça artardı.
aliler aliler çingene aliler oynar karşı tarafın güzelini alırdık.
kolkola girip önümüze gelene bin tekme atardık.
1 nisanlarda suluğumuzu alır 1 nisan şakası derlerdi. sonra geri verirlerdi tabi.

bisiklet sürerdik yokuşlardan aşağı.
iki elini bırakıp bisikleti sürenlerin havasından geçilmezdi. (ben sadece tek elimi bırakabildim.)
arkadaşlarla senkronize olup birlikte bisiklette çeşitli akrobatik hareketler yapardık tek pedalın üstünde durma vs gibi.

ipleri parmağımıza dolar çeşitli kilim deseni gibi şeyler yapardık.
sinek diye bir şey vardı kağıdı katlayıp oynuyorduk.
sağdan soldan duyduğumuz şiirleri sözleri ajandalara yazıp renkli kalemlerle süslüyorduk. vur hançeri kalbime kalbim kana bulansın fazla derinlere vurma çünkü içinde sen varsın yanda bir kalp kalbe saplanmış hançer yere akan damlalar resmi .

o zamanlar süslü mektup kağıtları çok meşhurdu yazacak kimsemiz olmasa bile saklamak için alırdık.

mavi önlüğümüz dantel yakamız kurdele şeklinde saç tokamız vardı.
okullar açlınca herkesi tatlı bir telaş alırdı önlük küçükse büyüğü alınırdı fırfırlı çoraplar alınırdı.
okulun kapısına ders kitaplarının yazarları yazılırdı. gidip yazarları alır bir önceki yılla aynı olan kitap var mı diye araştırmaya başlardık.
o zamanlar kitapları kendimiz alıyorduk. sonrada bir kitap defter ciltleme işine girişirdik. etiketlere adımızı soyadımızı numaramızı sınıfımızı yazardık.
demir ve oyuncak şekilli kalemtıraş, basmalı kalem,spiralli defter, faber castelin sulu boyası, pastel boyası lükstü şimdi heryerde var.
kokulu üstünde arı maya olan silgimi hatırlıyorum hayal meyal.
hocalar başarılı öğrencilere kurdele takıyordu.
fişler ve fiş defterleri vardı ali ata bak emel eve gel. onları kesip fiş defterlerine dizerdik.
23 nisanlarda 19 mayıslarda kadrolu halaycıydım .

mahalleden bir çocuk bir kızdan hoşlandığında fırlama arkadaşları kızın yanına gelip " ayşee ali var yaaaaa (burayı iyice uzatıyoruz) senden hoşlanıyooo" derdi ali de fırlamaların ağzını kapatmaya çalışa çalışa olay mahallinden uzaklaşırdı. sevgiliyle el ele tutuşmak büyük bir olaydı şimdi ohooo.

tebeşirli tahtadan beyaz kalemli tahtaya geçmiştik herkes sırayla tahta kalemi alırdı. büyük külfet gibi gelirdi herkese.

anadolu lisesi sınavları vardı. orta sonda kasar anadolu fen lisesi kazanmaya çalışırdık.

pazarları banyo ve ütü günüydü benim için birde ödev günü ben ödevimi hep son gün yapardım.

sınıf başkanı yeşilay kolu beslenme kolu gibi kollar seçilirdi. herkes seçildiği kola göre atemin üstüne kolun baş harflerini işletirdi. yk sb bk gibi. hale seçiliyor mu bu kollar bilmiyorum.

o zaman kombi şofben mi vardı annem sobada su ısıtırdı o suyla banyo yapardık. sobada patates pişer yemek pişerdi. portakal kabuğunu sobanın üstüne dizer doğal ev parfümü üretirdik. sobanın bir aparatı vardı çamaşırlar onun üstünde kururdu. kışlar çok soğmukmuş ki soğuktan katılaşmış çamaşırları hatırlıyorum astığımız şekilde donup kalırlardı üstlerinde is desem değil değişik bir koku olurdu.

yerli malı haftası olurdu herkes birşeyler getirirdi. hep birlikte yerdik eğer getireceğimiz şey bakkaldan alınacaksa özellikle bakardık üzerinde Türk malı yazıyormu diye. 5. ve 8. sınıfta okulun son haftası yapılan veda partileri sınıfta yapılırdı aynı yerli malı haftasında olduğu gibi herkes evinden birşeyler hazırlar getirir müzikler eşliğinde yenilip içilirdi.

rosalinda, marimar, maria del barro, vahşi güzel vardı televizyonlarda bunlar lise dönemime denk geliyor diye hatırlıyorum. zavallı başrollerin başına gelmeyen olmazdı. bizimkiler vardı sabri beyin zabıt tuttuğunu bir görememiştik tutarım zabtı attırırım seni haa cıvık müdürüm afedersin benim adım cemilin her defasında bir tanıdığının meftasıyla milletin derdine dert kattığı diziydi. kaygısızlar vardı kültiğine aşıktım ben .

pantolon etekler moda olmuştu pantolon üstüne kısa etek. hülya avşar giymişti sanırım ilk.

küçük ibo onur günay lar fırtınası esiyordu.

lambada çok meşhurdu yine 23 nisanda oynamıştık.

para şeklinde şemsiye şeklinde çikolatalar vardı. meybuz alırdık renk renk birde çokomel. leblebi tozu vardı.
para biriktirip alman pastası alırdık biliyorum alman pastası hala var ama onun gibisi yok tadı hala damağımda.


uvv çok uzun bir mesaj oldu umarım okurken sıkılmazsınız.
 
81 doğumluyum
Ben küçükken herşey çok güzeldi.İnsanlar daha güvenilir,hayat bu kadar acımasız değildi..
Dışarda parklarda Akşam ezanına kadar İp atlar,saklambaç,körebe oynardık..
Babamın işi dolayısıyla soğuk bir Doğu şehrindeydik.Haziran sonunda yaz gelir Ağustos ayında kış gelirdi..
Bahçemizde bir vişne ağacı vardı çicek açar meyveler olmaya başlardı daha kızarmadan hava soğurdu.
Soğuk ama sıcak insanlarla dolu ,bir kap yemeği paylaşabildiğimiz insanlarla doluydu.
Bayramları hiç unutulmaz Yörenin adetlerine göre arefe günü çocuklar bayramlıklarını giyinip kabuklu fındık,fıstık toplardık.O günleri hiç unutmam.
Kurban bayramında babam 1 hafta önceden bir koç alırdı bahçemizde gün boyu oynardık.
Pembe panter,susam sokağı,temel resi,edi-büdü hatırladığım çizgi filmler.
Çok oyuncağımız yoktu ama çok arkadaşımız vardı.
Okula giderdik ama ailemiz bu kadar derslerimizi takmazdı.
Şimdi çocuklarımızı karşı markete yollayamıyoruz
Oyun oynamak nedir bilmiyorlar ancak pc oyunları.
İnsanlara güven yok.Bayramlar,arkadaşlık,akraba ilişkileri çoktan bitmiş..
Okulda ayrı bir yarış.
Her türlü imkanlar var ama çocuklar mutsuz,doyumsuz..
Oysa ben annemin bana aldığı ilk et bebeği dün gibi hatırlıyorum..
Keşke hep çocuk kalsaydım yada çocuklarımda benim yaşadığım gibi çocukluk yaşasaydı
 
hayatın çok acımasız olduğunu anladığımda eşim ve çocuğum için güçlü olmam gerektiğini hissettim..ondan sonrası kendiliğinden geldi zaten..
 
Bunu hatırlayan varmı:)
(İstanbul aksarayda ufi mağzası)
 
Son düzenleme:
94 lüyüm. Ve kendimi bildim bileli annemin ve babamın " aman yavrum canım yavrum " ları eşliğinde el bebek gül bebek her şeyden sakınılarak büyüdüm. Değil sokaklarda koşturup oynayıp zıplamak, yan dairedeki arkadaşıma bile tereddüt ederek bırakırlardı..
Şuradaki yorumları okuduçada aklımdan geçen tek şey " Ben neden 80 ler çocuğu olmadım !? " Oldu..
 
67 liyim ortaokulda en çok bisiklet sürerdik , ağaçlara tırmanırdık en çok oynadığım oyun samimi kız arkadaşımla badmington bütün yaz oynardık birde lastikli ip atlardık ve mahalle arasında rollerskates ile dolaşırdık diz kapaklarım hep yaralı olurdu
pek evde olmazdım anne ve baba çalışınca daha çok dışarıda doğada
oynardık güzel çocukluğum oldu , tv gelecek olan sinema filmlerine gün öncesi atıştırmalık alınırdı ve hep birlikte kardeşlerle izlenirdi
en çokta yıl başında eğlenirdik ,
 
80'liyim, çocukluğumu çook çok özleyenlerdenim bende :) Tvler yeni yeni renklenmeye başlamıştı, gerçi tek bi kanal Trt vardı sadece. Çizgi filmler belli saatlerde çıkardı, günde bir saat, bilemedin iki saat belki de. O yüzden büyüklerin izlediği programları bizde izlerdik. İsimleri aklıma gelmiyor ama Brezilya dizileri falan vardı gündüz kuşağında, Köle Isaura mesela. Amerikan dizileri vardı, Şahin tepesi, Cuma akşamları Mavi ay için özel hazırlık yapardık, poğaça, kek, kurabiye falan yapardı annem, dizi başlamasına yakın hazırlıklar tamamlanır, ekran karşısında heyecanlı bekleyiş başlardı. Perihan abla vardı, Cumartesileri çıkıyordu, onu da genelde kısır eşliğinde izlerdik :)) Heman, Şirinler, Voltran, Uçan kaz ve niels, cumartesi, pazar sabahları Donald ducklı eski amerikan çizgi filmleri, sonra İngilizce öğreten kısa saçlı, yanında tavşan bulunan kadın... Ay neler neler, ne günlerdi be, anlat anlat bitmez. Sokakta özgürce, düşe kalka, atlaya zıplaya, her türlü mikropla haşır neşir bir şekilde, hunharca oynardık. İnşaat varsa etrafta, kumları bizden sorulurdu. Çayırlık alanlarda yuvarlanırdık aşağı kadar. Walkmaniyle hava atan veletler, bakkala gazoz almaya gelirler, içerkende walkmanlerini kurcalarlardı, amaç hava atmaktı tabiiki de :)) küçücük atariler vardı bizim en kolay ulaşabileceğimiz, onu bile herkes alamıyordu. Lahana bebek vardı hayalimde, yeni yeni çıkmaya başlamıştı onlar ve pahalıydı, alamamıştık. Ortak bir bisikletimiz vardı kardeşimle, beeş vitees hemdee :))) lakin ben hiç bir zaman binememiştim.
Yazarken o günleri yaşıyorum tekrar, aah ah, iyi ki seksenler çocuğuymuşum :)
 
Her sonbaharda bir soba kurma telaşı başlardı. Kömür alınırdı tonla, kamyon evin yakınına bir yere döker giderdi. Ailecek taşırdık kömürlüğe, bi telaş bi telaş. Sonra banyoya, akşama da sıcacık sobanın başına:) Her haftasonu merdaneli çam. mak. telaşı olurdu bir de. Okulda lambada, sokakta tilki tilki saatin kaç oynardık. Lambada ayakkabıları çıkmıştı süngerden, renk renk, içine de beyaz çorap, bilekleri fırfırlı olcak :)) Yıldızlı pek iyiler vardı, şimdi var mı bilmem. Küçücük üçgen poşette renkli kolonyalar vardı, çok güzel kokardı. Altın şeklinde çikolatalar, cam şişede kolalar, tebrik ve simli simli yılbaşı kartları. Ev telefonu yıllarca beklenirdi, hat sırası gelmediğinden. Tel. klübeleri boş kalmazdı hiç. Bir başka gece programı yılbaşlarında yakın akrabalarla toplanarak izlenir, hadi anlat bakalım bölümünde heyecan doruğa ulaşırdı. Pazar konserlerinde t.v. kapatılır, Barış Manço' da açılırdı. Pazar gününü hiç sevmezdim ertesi gün okul var diye.
 
Bir de şimdiki gibi çocuklar için makyaj setleri yoktu, annemin neyi varsa sürerdim yüzüme, palyaço gibi :)) Örgüden etekler yapılırdı, pantolonlar yapılırdı çocuklara. Muşambadan bebek bezleri vardı, içine koyulan bez yıkanıp tekrar kullanılıyordu.
Örgü paspaslar, kilimler vardı. Aklıma geldikçe yazıyorum, böyle bi konu olsa da yazsam diye bakıyomuşum :)
 
Bunları hep yaşadım.Resimdeki merdaneli makinanın daha eskisi bizde vardı.Teybin de.Ev telefonumuz yokdu bile.Olduğunda ben 20li yaşları yeni geçmişdim.
 
Bunları hep yaşadım.Resimdeki merdaneli makinanın daha eskisi bizde vardı.Teybin de.Ev telefonumuz yokdu bile.Olduğunda ben 20li yaşları yeni geçmişdim.

Bizim yaşlarda olupta bunları yaşamayan var mı, diymi ama :) Annem çalışıyordu, o yüzden haftasonları yıkanırdı çamaşırlar, annem merdaneye verir, babam da sıkılanları alırdı leğene, suyunuda hortumla kendileri boşaltıyorlardı, onu bile makine yapmıyordu yani ya da bizimkisi bozuktu belkide. Teybe az sesimi kaydetmezdim, kaç kaset doldurdum öyle, hala duruyor kasetler ama seneleer oldu dinlemeyeli, bozulmuşlardır belki. Telefonumuz vardı fakat hat yoktu :)) açılması için çok beklemiştik. Açıldığında sevinçten ölecektim. Arkadaşlarımda bir telefona özeniyordum bir de uzaktan kumandalı tv. ye :) Hatta renkli tv almadan önce, bizim renksiz tvnin önüne konulan ayrı bir ekran vardı mavi renkli, şeffaf bir plastik ekran, onu takıyordun tvnin önüne, al sana renkli televizyon )
 
O mavi ekranları hatırlıyorum:).Çocukdum ozaman.
Kasetler çıkmadan önce buna benzer vardı bir tane.
 
86 dogumluyum
en basta susam sokagı olmak uzere , alf ,jetgiller , hayalet avcıları ,tas devrı , he man , redkit,agackakan , tom ve jerry , mufettıs gadget, temel reıs, nınja kaplumbagalar hatırladıgım cızgı fılmlerdı hıc kacırmazdım perıhan abla vardı.
yalan ruzgarı unutulmaz fılmler beter bocek , gelecege dönüs
ya parlament gece sineması buz patenı yarısmaları olurdu bıde kırmızı noktalı fılmler basladımı bızı hemen uyuturlardı onun ne oldugunu buyuyunce ogrendım ben

trt vardı ozaman gece 12 de ıstıklal marsından sonra ekran kararır beyaz bı saat cıkar tık tık saat 12 derdı bı ses ve yayın bıterdı gece
dıger kanalların acıldıgı gunlerı hatırlıyorum.... gunluk yayın akısı sabah 5 bucuk - 6 da baslardı
ozamanlar gercekden ızledıklerımız, dınledıklerımız goz ve kulak doyurucuydu...

tansu cıller mesut yılmaz sıyasetcılerın ozaman karikaturu yapılır rahat elestırıldı
atv de sureklı haberden sonra cızgı kalemcı ele alırdı

olacak okadar. bı demet tıyatro vardı ve adam olacak cocuklar 7 den 70 e... inermısın cıkarmısın ısımlı yarısmalar ızlerdık
yılbası programlarında dansöz cıkardı
banu alkan ahu tuba nurı alco hulya avsar ıbrahım tatlıses

ılk aldıgım kaset sezen aksu dan gulumse idi...
teyip vardı ustelık bızımkı ozamanlar pek kımsede olmayan modeldı gerı bıle sarıyordu ama yınede kalem ıle kasetın ılıskısını tabıkı bılırım ustelık oyle bı sarardık kı kalemle tam da sarkının basladıgı yerı tık dıye bılırdık
gameboy walkman ateri super mario

mahallenın cocuklarıydık , leblebı tozunu avucumuza koyar hepımız bırbırımızın avucunu yalardık yahu piihh sımdı olsa cocuguma yaptırmam
yumiyum vardı ne severdım o şekeri...

burak kut ,athena ,tarkan, mustafa sandal, çelik , yonca evcımık , cici kızlar bunlar bızım odamızda posterıyle hayranlıgımızı kazanmıstı


enteresan olan ozamanlar kısa sort gıyerdık kımse bıze laf atmaz kotu gozle bakmazdı...

acık hava sıneması vardı , ya o gazozlar... o balık kraker, o tuptekı saralle aynı tadı vermıyor artık... ya tadı degıstı ya bız buyuduk

ev telefonu tek tek numaraları cevırırdık ve herkesın numarası ezberımızdeydı
saat yonunde cevırır bırakırdık tıktıktıktıktık ederdı

ankesörlü telefon jetona ıp gecırıp uyanıklık yapan tek bızmıydık ?

mektup arkadasım vardı...

80 lerın sonu 90 ların bası... en guzel cocuklar bızlerdık
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…