Mutlu birliktelikler yaşamak sizin elinizde!

Bayan_Tatlimm

-.-
Kayıtlı Üye
8 Mayıs 2012
149
16
“Ben de koşulsuz, mutlu, keyifli, huzur dolu bir birliktelik yaşamak istiyorum ama bunu başaramıyorum ya da her seferinde hep aynı sorunlarla karşılaşıyorum” diyorsanız henüz fark edemediğiniz ve yanlış yaptığınız bir şeyler var demektir. İşte size hepimizin duyduğu bildiği ama kimimizin henüz içselleştiremediği “bilinen sır”lar!
1_0b07e18820e71be0397a82e7b8cb0a170_52a17c0a523df4bcd332071dc8a701a6.jpg
Hepimiz ilişkilerimizde, evliliklerimizde hep mutlu olmak isteriz. Dahası, mutluluğumuzun daim olmasını bekleriz. Buraya kadar her şey tamam… Bunun nasıl sağlanacağına dair kulaktan dolma birçok kalıp duyuyoruz. Aslında bunun belli bir formülü ya da denklemi yok!

Yani mutlu birliktelik /evlilik = sevgi + şefkat + sadakat + aşk + cinsellik + anlayış + özveri + empati + ………… gibi artık hepimizin ezberlediği bu kalıpların çok daha ötesinde bir olgu…

Bu öğretilmiş formüller iyi, güzel, hoş da önemli olan tüm bunları bilmek değil, bu bilgileri içselleştirmek ve hayata geçirebilmek. Örneğin sigara içmenin sağlığa ne kadar zararlı olduğunu hepimiz çok iyi biliriz. Ama bunu bilmemize rağmen sigara içiyorsak bu bilgiyi bilmemiz anlamını yitirir.

O halde hemen bugün, hatta şimdi önereceğim uygulamaları (en azından bir ya da ikisini) eyleme dönüştürelim. Hepsini bir güne sığdırmaya çalışmayın. Vakit çok, eylem çok…
1_196555989900c2d967f0fd699ea3ab47f_52a17c0a523df4bcd332071dc8a701a6.jpg
İşte eylemler;
arrow_2.gif
Her şeyden önce karşınızdaki insandan hiçbir şey beklemeyin. Evet, yanlış duymadınız. Beklentiler insanı yorar, üzer bazen de derin hayal kırıklıkları yaratır. Sadece sevginizi koşulsuz verin ve arkanıza göz ucuyla dahi bakmayın. Siz “seni seviyorum” , “seni özledim” dediniz ya da büyük bir heyecanla ona bir sürpriz yaptınız. Ama o cevap vermedi ya da sürprizinize hiç tepki vermedi. Üzülmeyin, bunu dert etmeyin. Karşılık beklemediğinizi gördüğünde bakın neler olacak hayatınızda. Ne kadar az beklenti, o kadar çok mutluluk…

arrow_2.gif
Şu anda karşı taraftan beklediğiniz her neyse hemen onu yapın. Örneğin aramasını istiyorsanız siz arayın, size hoş bir sürpriz yapmasını istiyorsanız siz onu mutlu edecek bir sürpriz yapın. Bir düşünün bakalım şu an onu ne mutlu ederdi? Ve hemen harekete geçin. Aklınızda olsun birini mutlu etmek, mutlu olmanın temelidir. (Beklentiyi ortadan kaldırmak için ilk eylem)

arrow_2.gif
Karşınızdaki insanın beğenmediğiniz yönlerini değiştirmek ya da değişmesini beklemek yerine, işe kendinizi değiştirerek başlayın. Çünkü bir başkasında beğenmediğimiz her ne ise aynı şey aslında sizde de vardır. Bu değişmez bir gerçek. O halde değişim sizinle başlar. Siz değiştiğinizde tüm dünya değişir. Hadi değişmeye başlayın o halde.
1_20ab8e80a9bb65c239bb8860cd1e38ae6_52a17c0a523df4bcd332071dc8a701a6.jpg
arrow_2.gif
Kısıtlamaya çalışmak yerine güvenin ve özgür bırakın. Çünkü kısıtlamak, kıskanmak, güvenmemek “öz” ün değil, egonun yarattığı bir duygudur. Güvendiğinizde ve özgür bıraktığınızda eğer başka bir yerde ve başka biriyle mutlu oluyorsa onu engellemeye çalışmamalısınız. Sevmek aynı zamanda karşınızdaki insanın mutlu olma hakkına saygı duymak ve buna izin vermektir.

arrow_2.gif
Hoşunuza gitmeyen bir davranışla karşılaştığınızda kızmak, bağırmak, hemen tepki göstermek yerine onu anlamaya çalışın. Davranışının arkasında bunu hangi duyguyla yaptığını fark ettiğinizde tepki göstermek yerine bir süre sonra gülümseyerek onu anlamaya başladığınızı göreceksiniz.

arrow_2.gif
Birbirinizin “yaşam alan”larına saygı ve anlayış gösterin. Bunu açıklamak yerine Sevgili Halil Cibran’ın o muhteşem anlatımını sizlerle paylaşmak istiyorum;

“Siz birliktelik için doğmuşsunuz. Ölüm meleğinin beyaz kanatları sizi ayırana kadar ayrılmayacaksınız. Tanrı’nın sessiz tanıklığında bile beraber olacaksınız, ama birlikteliğinizde mesafeler bırakın; bırakın ki, cennetin rüzgarları aranızda dans edebilsin… Birbirinizi sevin ama aşk tutsaklığı istemeyin. Bırakın aşk, ruhunuzun kıyılarına vuran dalgalar gibi olsun… Birbirinizin bardağını doldurun ama aynı bardaktan içmeyin; ekmeğinizden verin birbirinize ama aynı somundan ısırmayın. Birlikte şarkı söyleyin; lakin birbirinizi yalnız bırakmayı da bilin, sazın telleri de yalnızdır ve armoni içinde aynı melodiyi seslendirir. Birbirinize kalbinizi verin ama karşılıklı kilitleyip saklamak için değil! Sadece hayatın eli o kalbi saklar! Birlikte durun, ama yapışmayın, tapınakların sütunları da bitişik değildir! Ve unutmayın; meşe ile çınar birbirlerinin gölgesinde büyümezler”.

Sevgi ve Aşk’la…

Jülide Öztürk
 
Tabi canım çok kolay mutlu birliktelikmiş..Sen istedigin kadar mutlu ol karşı taraf içine edeeeeeeeerrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr
 
valla yok iki tarafda yapmazsa bos yani tamam bekleme birsey ama nereye kadar tek basına yasamıyorsun ilişkiyi en sonunda yeter diyiveriyorsun
 
“Ben de koşulsuz, mutlu, keyifli, huzur dolu bir birliktelik yaşamak istiyorum ama bunu başaramıyorum ya da her seferinde hep aynı sorunlarla karşılaşıyorum” diyorsanız henüz fark edemediğiniz ve yanlış yaptığınız bir şeyler var demektir. İşte size hepimizin duyduğu bildiği ama kimimizin henüz içselleştiremediği “bilinen sır”lar!
1_0b07e18820e71be0397a82e7b8cb0a170_52a17c0a523df4bcd332071dc8a701a6.jpg
Hepimiz ilişkilerimizde, evliliklerimizde hep mutlu olmak isteriz. Dahası, mutluluğumuzun daim olmasını bekleriz. Buraya kadar her şey tamam… Bunun nasıl sağlanacağına dair kulaktan dolma birçok kalıp duyuyoruz. Aslında bunun belli bir formülü ya da denklemi yok!

Yani mutlu birliktelik /evlilik = sevgi + şefkat + sadakat + aşk + cinsellik + anlayış + özveri + empati + ………… gibi artık hepimizin ezberlediği bu kalıpların çok daha ötesinde bir olgu…

Bu öğretilmiş formüller iyi, güzel, hoş da önemli olan tüm bunları bilmek değil, bu bilgileri içselleştirmek ve hayata geçirebilmek. Örneğin sigara içmenin sağlığa ne kadar zararlı olduğunu hepimiz çok iyi biliriz. Ama bunu bilmemize rağmen sigara içiyorsak bu bilgiyi bilmemiz anlamını yitirir.

O halde hemen bugün, hatta şimdi önereceğim uygulamaları (en azından bir ya da ikisini) eyleme dönüştürelim. Hepsini bir güne sığdırmaya çalışmayın. Vakit çok, eylem çok…
1_196555989900c2d967f0fd699ea3ab47f_52a17c0a523df4bcd332071dc8a701a6.jpg
İşte eylemler;
arrow_2.gif
Her şeyden önce karşınızdaki insandan hiçbir şey beklemeyin. Evet, yanlış duymadınız. Beklentiler insanı yorar, üzer bazen de derin hayal kırıklıkları yaratır. Sadece sevginizi koşulsuz verin ve arkanıza göz ucuyla dahi bakmayın. Siz “seni seviyorum” , “seni özledim” dediniz ya da büyük bir heyecanla ona bir sürpriz yaptınız. Ama o cevap vermedi ya da sürprizinize hiç tepki vermedi. Üzülmeyin, bunu dert etmeyin. Karşılık beklemediğinizi gördüğünde bakın neler olacak hayatınızda. Ne kadar az beklenti, o kadar çok mutluluk…

arrow_2.gif
Şu anda karşı taraftan beklediğiniz her neyse hemen onu yapın. Örneğin aramasını istiyorsanız siz arayın, size hoş bir sürpriz yapmasını istiyorsanız siz onu mutlu edecek bir sürpriz yapın. Bir düşünün bakalım şu an onu ne mutlu ederdi? Ve hemen harekete geçin. Aklınızda olsun birini mutlu etmek, mutlu olmanın temelidir. (Beklentiyi ortadan kaldırmak için ilk eylem)

arrow_2.gif
Karşınızdaki insanın beğenmediğiniz yönlerini değiştirmek ya da değişmesini beklemek yerine, işe kendinizi değiştirerek başlayın. Çünkü bir başkasında beğenmediğimiz her ne ise aynı şey aslında sizde de vardır. Bu değişmez bir gerçek. O halde değişim sizinle başlar. Siz değiştiğinizde tüm dünya değişir. Hadi değişmeye başlayın o halde.
1_20ab8e80a9bb65c239bb8860cd1e38ae6_52a17c0a523df4bcd332071dc8a701a6.jpg
arrow_2.gif
Kısıtlamaya çalışmak yerine güvenin ve özgür bırakın. Çünkü kısıtlamak, kıskanmak, güvenmemek “öz” ün değil, egonun yarattığı bir duygudur. Güvendiğinizde ve özgür bıraktığınızda eğer başka bir yerde ve başka biriyle mutlu oluyorsa onu engellemeye çalışmamalısınız. Sevmek aynı zamanda karşınızdaki insanın mutlu olma hakkına saygı duymak ve buna izin vermektir.

arrow_2.gif
Hoşunuza gitmeyen bir davranışla karşılaştığınızda kızmak, bağırmak, hemen tepki göstermek yerine onu anlamaya çalışın. Davranışının arkasında bunu hangi duyguyla yaptığını fark ettiğinizde tepki göstermek yerine bir süre sonra gülümseyerek onu anlamaya başladığınızı göreceksiniz.

arrow_2.gif
Birbirinizin “yaşam alan”larına saygı ve anlayış gösterin. Bunu açıklamak yerine Sevgili Halil Cibran’ın o muhteşem anlatımını sizlerle paylaşmak istiyorum;

“Siz birliktelik için doğmuşsunuz. Ölüm meleğinin beyaz kanatları sizi ayırana kadar ayrılmayacaksınız. Tanrı’nın sessiz tanıklığında bile beraber olacaksınız, ama birlikteliğinizde mesafeler bırakın; bırakın ki, cennetin rüzgarları aranızda dans edebilsin… Birbirinizi sevin ama aşk tutsaklığı istemeyin. Bırakın aşk, ruhunuzun kıyılarına vuran dalgalar gibi olsun… Birbirinizin bardağını doldurun ama aynı bardaktan içmeyin; ekmeğinizden verin birbirinize ama aynı somundan ısırmayın. Birlikte şarkı söyleyin; lakin birbirinizi yalnız bırakmayı da bilin, sazın telleri de yalnızdır ve armoni içinde aynı melodiyi seslendirir. Birbirinize kalbinizi verin ama karşılıklı kilitleyip saklamak için değil! Sadece hayatın eli o kalbi saklar! Birlikte durun, ama yapışmayın, tapınakların sütunları da bitişik değildir! Ve unutmayın; meşe ile çınar birbirlerinin gölgesinde büyümezler”.

Sevgi ve Aşk’la…

Jülide Öztürk
bu yazıyı esıme bır hafta once gonderdım evlılık yıldonumumuzde
 
X