Muhafazakar eş ailesi ve mecburiyetler

ahbubenn

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
20 Eylül 2016
637
1.109
113
29
Kızlar selam. Ben bir konuda fikrinizi almak istiyorum. Çok uzun olacak isteyen okusun istemeyenin canı sağolsun

Eşimin ailesine bir türlü alışamadım. Yaklaşık 2 sene önce evlendik. 3 yıllık ilişkinin 1. yılında ailenin aşırı muhafazakar olduğunu öğrendim. Uzun bir süre eşimin benimle evlenmesine kendilerince “rıza” göstermediler. Tesettürlü olmadığım için. O dönemde de ciddi özveri gösterdim. Eşimin sorunları çözmesini bekledim sessizce. Fevri davranmadım. Ben de tam tersi oldukça seküler bir kadınım. Ailemden asla baskı nedir görmedim. Rahat, kariyer odaklı yetiştirildim. Bu muhabbetler olunca neye uğradığımı şaşırdım. Bunların hala var olmasına şok oldum. Dizilerde olur sanırdım sadece.

Eşime de bu evlenme mevzuları açılmadan önce ben kendi şehrimden ayrılmam, evlilik teklifi gibi bir düşüncen varsa benim şehrime geleceksen olsun yoksa hiç bu toplara girmeyelim dedim, seçimi ona bıraktım, o da tamam dedi. Düğünden kısa süre önce eşimin işi dolayısıyla bir süre onun şehrinde yaşama mecburiyeti çıktı. (Bu durum eşim de dahil hepsinin işine geldi, çünkü aile çok baskı yapıyordu, kız gelir erkeğin memleketine diye.)

Sonrasında evlendik. Gelinliğim bile zerre istemediğim bir modeldi bu insanların saçma sapan kuralları yüzünden. Çok içimde kaldı bu gelinlik mevzusu. Hatta sırf gelinliğimi sevmediğim için hevesim kırıldı, düğüne falan hiç ilgi göstermedim, saldım. Eşim sadece ailemin yanında biraz kıyafetine oturup kalkmana dikkat et yeter diyordu eyv dedim. Ama hala rahatım çünkü giyim kuşam dışında neyle karşılaşacağım hakkında en ufak fikrim yok. Evlenince onların yanında pantolon giyerim biter kafasındayım. Kültür farkı ne giydiğinle bitmiyormuş meğerse..

Onun şehrinde yaşama durumu ilk çıktığında “bak ben senin ailene pek uyum sağlayamam, yengenle abin sürekli git gel halinde, ben bu şekilde yaşamak istemiyorum” dedim. O da “yok ya ayda yılda bir gider geliriz” demişti. Saf gibi inandım. Evlendim ve bir ay olmadan “bizi yemeğe almadınızlar” başladı. “Balkonunda bir kahvaltı etmeden yaz bitti” vs. Sonra yemeğe çağırdım daha pilav yapmayı öğrenemeden 12 kişiye yemek daveti verdim. Destek alabileceğim kimsem de yoktu. Tamam dedim adettir neyse..

Kv 2-3 günde bir çağırır oldu. Birine bahane uydursak birine mecbur gidiyorduk. 1 hafta görüşmesek küsüyodu. Hayatım resmen onlarınkine dönmüştü. Kvne git gel. Evlilik, eş ailesini tatmin etmekten ibaretmiş herhalde dedim. Bu arada ikimiz arasında hiçbir sorun yok ama aile bana inanılmaz batıyordu.

Tabi dayanamadım benim şehrime taşındık, planımızdan erken oldu ama eşim de bunu kabullendi. Çünkü gerçekten bunalıma girmiştim. “Ben her halükarda burdan gideceğim, ya senle ya da sensiz, istersen gelirsin” dedim. Blöf değil, çok ciddiydim ve taşındık. Mesafe çok kısa. Şimdi de sürekli buraya geliyorlar. Mesela kasım ayında 4 haftasonu vardı ve hepsinde burdalardı. Bazı akrabaları burda yaşıyo, onlardan biri grip olsa bile kalkıp geliyolar. Ben artık bunun “biz çocuğumuzun tepesindeyiz” mesajı olduğunu düşünmeye başladım.

Kötü insanlar değiller, sadece çok farklıyız çok. Birbirleri olmadan nefes alamıyorlar gibi. Kvnin çocuklarından başka bir dünyası yok. Obsesif derecede eşşek kadar çocuklarına saplantılı. Benim eşim daha benci. İsteklerimi dinler ve çözüm üretir. Taşınmak gibi. Bu yüzden de benim onu parmağımda oynattığımı düşünüyolar. Özellikle görümcem çok laf sokuyor, bu çocuğu ne hallere düşürdün deyip duruyor. (Örn; sırf kendi kıyafetini ütülüyor diye) Eşimin yenidoğan yeğeni var, eşime “o seni hiç sevmeyecek çünkü sen onu bırakıp gittin” falan diyolar. (Bu adamın ailesi, çocuğu olmayacak çünkü, hayatını yeğenine göre yaşaması gerekiyor.) Karar verildi, taşındık ama hala iğrenç bir baskı var adamın üzerinde.

Benim de bir ailem var. Ben de birilerinin çocuğuyum. Evlendim gittim, annem “siz mutlu olun gerisi mühim değil” dedi. (Ki benim annemle babam ayrı, annem hep tek başınadır evde, onlar gibi koloni değiliz) Buraya geldik daha bir kere darlamadı, canımız ister gideriz. İstemez bir ay gitmeyiz. Çoğunlukla da ben tek gider annemle kahve içerim eşim de evde, dışarıda canı ne istiyorsa yapar. Ama benim bu konuda özgürlüğüm yok. Kendisi de buraya taşındıktan sonra “gerçekten ailelerimiz çok farklıymış, bu kadar tahmin etmiyordum, ben Türkiyede çoğu aile bizimki gibi sanırdım” dedi. Benim dünyamın nasıl değiştiğini anladı mı bilmem.

Bir kere bizi çağırdılar kvler yine. Daha yeni taşınmışız. Ben evlenince aile evimde bıraktığım kedimi buraya dönünce tekrar yanıma almıştım. “Eve alışma sürecinde tekrar anneme bırakamam, yine düzeni bozulacak” dedim. Eşim “Sen gelmezsen laf ederler” dedi diye dünyanın kavgasını ettik. “Bir kere de Laf etmesinler anlayış göstersinler” dedim. “Annem evcil hayvandan anlamaz” diyo. Yani bunlar kendi alışkanlıkları, yaşam tarzları dışında hiçbir şeyi anlamıyorlar.

Eşimi de anlıyorum, onlarla samimi olmayı pek istemediğimi anlıyor ve buna üzülüyor. Bir kere beni yine gelmem için darladı “annem kızını da görmek istiyor” dedi (kızı benmişim) ben de “ben onun kızı değilim, kimseye evlat olmak için evlenmedim, benim bir annem var” dedim. Bu eşime çok dokundu. Ama benim görüşüm bu yönde maalesef.

Beklentileri sürekli iç içe yaşamak, gidip gelmek ve sadece oğullarının gitmesi inanılmaz ayıp, ben de gitmeye mecburum. Misafirlikleri de inanılmaz ağır, muhafazakarların hizmet tutkusunu bilirsiniz, sırf eşim mahcup olmasın diye ben de elimden geleni yapıyorum. Çeşit çeşit ikram hazırlıyorum ama gücüm yetmiyor artık. Ben bu şekilde yetiştirilmedim. Bizde bu gibi kasıntı durumlar yok. Onların en yakınları bile misafir gibi ama biz aile gibiyiz. Evlenmeden önce kendi halinde yaşayan biriyken bir anda hayatım gelin evi programına dönüştü.

Maddi olarak da imkanlarım çok azaldı, ailemin durumu iyi olduğu için sosyal, canı istediği zaman istediği yerde olan biriydim. Şimdi ikimizin geliri bana o hayatı sağlamıyor tabi. Bundan şikayetçi değilim, biliyordum ve maddiyat hiçbir zaman önceliğim olmadı. Ama üstüne bu aile de gelince, herkes evlenip hayatı güzelleşirken ben güzelim hayatımı ziyan etmiş gibi hissediyorum bazen. Çok fedakarlık yaptım, anlatmadığım şeyler de var. Hayatım çok değişti ve bu beni ruhen de başka biri yaptı. Karakterim değişti. Burda benzer bir konuya yorum yapmıştım, “sakın evlenme bunlar rengarenk bir genç kızı eli tepsili bir geline çevirirler” diye. İşte bana bundan oldu.

Hiçbir şeyden keyif almıyorum. Eşimi çok sevsem de evlilik benim mutluluğumu, gençliğimi aldı. Bu mecburiyetlerden bıktım. Eşim dünyanın en tatlı insanı ama onun da aile üzerindeki tesiri ancak bu kadar. Sevilmek onun için çok önemli, ben ya da kendisi birileri tarafından sevilmeyecek, dışlanacak diye ödü kopuyor. Kimler tarafından yetiştirildiğini görünce iyi bile çıkmış o aileden diyorum o ayrı. Ona göre o evlatlıktan reddedilmeden bizim evlenebilmemiz bile bir mucize.

Kızlar bilemedim, bu durum gerçekten sıkıntılı mı yoksa ben bu insanlara ısınamadığım için mi batıyor, kin mi var içimde? Ben nasıl alışacağım bu düzene, bu misafirlik aşkına, bu geleneksel aileye, ailenin beklentisi aşırı yüksek kadınlarına? Hayat hep mi böyle evlenince? Gerçi değil görüyorum. Arkadaşlarım da evlendi gayet gençliklerini yaşıyorlar, ben ise adeta aşiret geliniyim ama altınsız aşiret
 
Son düzenleme:
Yani qyrilir misiniz bilmem ama bu aile ile yapamayacağınız ortada. farklı dünyaların insansınız. hasta eder sizi bunlar. bitirmenin mantıklı olan.
Haklısınız ben de aynı yorumu yapardım, ki benzer konularda yapıyorum da. Kendimi kaybetmekle eşimi kaybetmek arasındayım sanki. Belki bir yol bulurum diye düşünüp duruyorum sadece
 
Yani bunun dizisi bile var :) kızılcık şerbeti doğa sendromu diyelim asdf . Ben mesela okurken tam tersini yaşadığımı hatırladım bir kez daha ben de eşinizin ailesi gibi bir ailede doğdum büyüdüm her konuda baskı gördüm giyim kuşam saç makyaj herşey yasaktı üniversiteye gittikten sonra eve dönmedim bir daha kendi hayatımı kurdum atandım 2 şehir değiştirdim falan ancak eşimin ailesi tam tersi özgür saça makyaja bayılan düğün derneklere ayrıca hazırlanan hiçbir baskının olmadığı bir aile. İnanın bendeki nasıl bir rahatlama ise sizdeki de tam tersi bir çöküş. Ben hayatımda hiç ailemle düğüne gidememişken kıyafet meselesi yüzünden şimdi eşimin ailesi ile her yere gidiyorum ve bana dekolteli renkli kıyafetler aldığımda iltifatlar ediyorlar kapalı tercih edersem de yine çok güzel diyolar. Yani anlayacağınız iş kıyafette bitmiyor tüm kafa yapısı biraz da bu kıyafet olayından kendini belli ediyor boşanın demem ama çocuk konusunu iyi düşünün çünkü bu tarz aileler torunları kendileri ile büyüsün diye delirirler devamlı müdahale ederler çocuğun da aklını karıştırırlar
 
Kendinize ne güzel bir iyilik yapmışsınız. Mutluluğunuz daim olsun. Ben sadece eşinle değil ailesiyle de evlenirsin lafını pek ciddiye almazdım. Annem böyle söylerdi, haklıymış. Anne olmak hayatta en çok istediğim şey ama dediğiniz nokta beni de çok düşündürüyor, korkuyorum o nedenle
 
Evlenmeden önce belliymiş neyin ne olacağı. Olmayacak duaya amin denilmez. Siz demişsiniz, geçmiş olsun.
Haklısınız, yabancısıydım mevzunun. Daha önce bu tarz bir aile görmemiştim. O yüzden bilemedim.. dediğim gibi mevzu sadece kıyafet sanıyordum. Eşim de durumu öyle yansıttı
 
Haklısınız, yabancısıydım mevzunun. Daha önce bu tarz bir aile görmemiştim. O yüzden bilemedim.. dediğim gibi mevzu sadece kıyafet sanıyordum. Eşim de durumu öyle yansıttı
O zaman eşim çok iyidir deme. Anlatmamış sana evlendikten sonra ailesinin beklentisini, kendisinin ailesine diş geçiremediğini, nasıl bir ortamda yaşayacağını. Evlenelim, sonrasına bakarım demiş. Ailesinin kafasında eşin. Yoksa saçma nedenlerle, örneğin sevilmemekten korkmak gibi, sana bu hayatı zindan etmezdi. Kendini kandırıyorsun sadece.
 
bu aileye bir torun vermeyi hayal edebiliyor musun?
bence zararin neresinden dönsen kar. esini simdi seviyorsun ki simdi bile oldukca ezik birisi. bir de seni savunamadigi gibi dogacak cocugunu da ailesine ezdirdigini düşün. kaynananin bakarim ben diye size karargah kurdugunu, kayinbabanin gelin emziriyor demeden yali kazigi gibi salonun ortasinda oturup hizmet beklemesini, diger torunlarla kiyaslar, ozledik bahanesiyle hep gelmeler, görüntülü aramalar, toruna dede ismi vermek istemeler, gittigi kursu sacma bulmalar, her an bjr anne elestirisi, sunnete karisma, ille düğün isteme... ne bileyim dedigim gibi esini simdi seviyorsun. yarin nefret etmen olasi. KK masallah diyip alkisladigimiz nice kocalardan lohusa doneminde tiksindirdi bizi. siz devam da etseniz yolun sonu guzel bjr yere cikmayacak gibi
 
Haklısınız ben de aynı yorumu yapardım, ki benzer konularda yapıyorum da. Kendimi kaybetmekle eşimi kaybetmek arasındayım sanki. Belki bir yol bulurum diye düşünüp duruyorum sadece
Yani direk ayrılın derim normalde ama eşiniz de çabalıyor. sevgi var aranızda. en mantıklısı yurt dışına kaçın. senede bir gelip on gun filan eşinizin hatrina görmezden gelirsiniz
 
Bence iki tarafta mutsuzsa ayrilmali dunyaya bir kere geliyoruz ve bunun keşkelerle geçsin istemez kimse esin kendi ve ailesi gibi muhafazakar kiz bulursa daha mutlu olacağı huzurlu olacağı kesin ayni sekilde sende ailende gordugun rahatligi özgürlüğü baska bir adamda ve ailesinde bulabilirsin..
 
Gece gece uyuyamayınca üye olayım bari dedim ve yazını gördüm. Benim ailem de muhafazakardır ama babamla annem her işlerini birlikte yaparlar. Çocukları çağırmadıkça nadir giderler evlerine(ben uzaktayım) yani bu anlayışla alakalı bir durum. Kendi kendilerine bir dünya yaratmışlar kimse buna uymak zorunda değil elbette, bu hikayede tek sorumlu eşin görünüyor. Ağırlığını koyması ve açık açık benim eşim böyle şeylere alışkın değil demeli. Ne demek yatılı misafir gitsinler hotelde kalsınlar insan kendi evinde de rahat etmeyecekse.. kimse evladını eşinin ailesini memnun etsin diye yetiştirmiyor
 
Keşke, keşke biraz kendimi pozitif yönde kandırabilen biri olsam.. Size katılıyorum ona kızdığım çok nokta var. Bunları düşünüp tartmak onun göreviydi. Ya da şu an idare etmek. Ben aile konuları haricinde iyi bir eş olduğundan bahsettim. Tamamen ailesi gibi diyemem mesela eşim asla dindar değil, beni de asla kısıtlamaz hiçbir konuda ama konu ailesi olunca beni anlamıyor, hep ters düşünüyoruz
 
Konuyu okurken sizinle karşılıklı olarak dertleşiyor gibi hissettim. Kendinizi çok güzel ifade etmişsiniz sohbet havasındaydı. Ben de muhafazakar bir ailedeyim ve ailemizi seçemiyoruz, seküler biri benim ailemi senin yabancıladığın gibi yabancılar ama tabiki erkeklerin bu uyum sağlama konusunda işleri kadınlardan daha basit.

O hizmet olayı bizde de var, misafirler gidene kadar çevrelerinde dört dönülüyor. Detaya girmeme gerek yok zaten siz de bu olayı eşinizin ailesinde görmüşsünüz.

Eşiniz "anneci" diye tabir edilen erkeklerden değil, sizinle ailesinin arasında dengeyi sağladığı sürece bence eşinizden yana bir problem yok. Eşinizin ailesine de elinizden geldiğince sınır koyun, mesela az konuşun mesafeli durmaya çalışın.

Ama böyle ailelerin basmakalıp davranışları ve düşünce kalıpları vardır zaten bunlara siz de şahit olmuşsunuz, bu sık sık gidip gelme olayı olsun diğer yakındığınız konular olsun maalesef düzelmeyecek.

Aslında siz de buradan birine tavsiye verdiğinizi ama kendinizin de böyle bir duruma düştüğünü belirtmişsiniz, gayet kendini düzgün ifade eden kültürlü biri olduğunuzu düşünüyorum. Ama aşkın gözü kördür derler, yani eşiniz iyi biri olsa bile aile konusu sıkıntı olmuş. Ailesi ile sizin aranızdaki dengeyi sağlaması güzel.

Verebileceğim bir tavsiye maalesef yok çünkü eşinizin ailesi değişmez, eşiniz de bu dengeyi sağladığı sürece ondan yana da bir problem olduğunu düşünmüyorum.
 
Son düzenleme:
Keşke aileler evliliğin bu kadar içinde olmasaydı ne diyeyim
 
Maalesef bu konuda tabuları yıkamamış bir toplumuz. Bir ailede herkes aynı görünmeli, aynı yaşamalı sanıyorlar. Siz içine doğmuşsunuz, ben içine düştüm. Aslında yazarken de hiçbir şeyin değişmeyeceğini bilerek yazdım. Kötü olmadan, arayı açmadan bir şeylerin değişmesi pek mümkün değil
 
Evet istina aileler kesinlikle var, ben durumun rahat anlaşılması için muhafazakar kelimesini kullandım. Hatta bu zamanda benimkiler gibisi çok kalmamıştır bence.

Eşim daha çok bir güncük dayansan nolucak kafasında ama işte bitmiyor ki.. Örneğin; ben sana yardım ederim, hazır alırız vs. çözümler üretiyor sadece. Halbuki derdim yorgunluk değil, derdim baskılanmak. Hem büyüdüğü aile böyle diye, hem de erkek olduğundan mevzuyu anlamıyor
 
Yani kötü olup arayı açsanız bile ziyareti kesmezler, sizi kötü gelin ilan ederler devamlı laf dokundururlar... Bence en güzeli mesafenizi koruyup soğuk olmanız. Sanırım en azından şu an farklı şehirlerdesiniz. Yoksa çok daha sık gelirlerdi, evlerine devamlı davet ederlerdi.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…