- 14 Ağustos 2008
- 743
- 21
kızlar yaa bi krem araştırıyorum şu günlerde ama alsam mı hala karar veremedim,
marka önemli değil, mavi anemon çiçeği içeriği olan bir krem hiç kullandınız mı,kullandıysanız tavsiye eder misiniz ?
ben de bu kremi derya baykaldan duydum tvde (belki markası farklıdır bilmiyorum marka vermedi ama önemli olan içerik ),o da kullanıyormuş da öyle araştırayım dedim
aşağıdaki açıklamaları satışı yapılan siteden direkt kopyaladım,acaba ne kadar iyi yaaa ?? ne dersiniz,kullananların yorumlarını bekliyorum
ılvina Mavi Anemon Yoğun Kinetin Cilt Kremi Ne Yapar ?
ılvina Mavi Anemon Çiçeği Kremi cildinizin sağlığını korumaya yaşlanma ve güneşe bağlı hasarları düzeltmeye yardımcı
olur.Cildinizin daha fazla nem tutmasını sağlar.Çillerin ve lekelerin görünüşünü düzeltmeye yardımcı olur.
Kullanımı
Daha iyi sonuç için temiz cilde sabah ve akşam masaj şeklinde uygulayınız.
ılvina Mavi Anemon Nasıl Etki Gösterir ?
Kinetin
Nilgün Belgün sayesinde krem satışları patladı
Tiyatrocu Nilgün Belgün, Kanal D’de yayınlanan "Sabah Sabah Seda Sayan" programında iki yıldır kullandığı anemon çiçeği kremi sayesinde cildinin güzelliğini koruduğunu söyledi. Mavi anemon çiçeğinden üretilen ürünlerin satışı bir anda patladı.
Nilgün Belgün, geçtiğimiz günlerde konuk olduğu "Sabah Sabah Seda Sayan" programında, hassas temizleme köpüğü, kinetin içeren destekleyici serum, göz bakım kremi ve cilt bakım kremiden oluşan ürünleri iki yıldır ABD’den getirttiğini, Türkiye’de satışa sunulduktan sonra bunları eczaneden almaya başladığını söyledi. Belgün, ürünlerin ABD’de Brad Pitt, Jenifer Ariston gibi Hollywood yıldızları tarafından da kullanıldığını belirtirken, "Ben dört ürünü de kullanıyorum. Özellikle cilt kremi botoks etkisi yapıyor. Türkiye’de de Amerika’daki fiyatıyla satılması çok iyi oldu" dedi. ışte bu sözler, kullandığı kozmetik ürününün satışlarında patlama yarattı.
Amerika’da anemon çiçeğinden üretilen, ülkemizde de şubat ayından beri satılan ürünlerin Türkiye’deki satış müdürü Dr. Kaan Oran, Kinerase cilt bakım ürünlerinin Amerika’da 2,5 yıldır satıldığını, Valeant ılaç’ın ise Türkiye pazarına şubatta Kinerase ürünleriyle girdiğini söyledi. Ürünlerde kullanılan kinetin maddesinin dünyada sadece Valeant ilaç tarafından 0.1 oranında etkin kullanım hakkının olduğunu belirten Dr. Oran, "Mavi anemon bitkisi ısviçre’de yetişiyor ve baharın habercisi. Mavi anemon bitkisinden üretilen kinetin maddesinin ise üç etkisi var. Çok iyi nemlendiriyor. Güneşe bağlı oluşan lekeleri gideriyor. Oluşmuş kırışıklıkları ortadan kaldırıyor. Kinetin vücutta var olan bir molekül olduğu için ürünler hücre düzeyinde etki yapıyor. Klinik çalışmalar dışarıdan deriye uygulandığı zaman cilt hücrelerinin yaşlanmasını da geciktirdiğini gösteriyor" dedi.
Son 2 haftadır ürün yetiştiremiyoruz
Valeant ilaç tarafından Anemon çiçeğinden üretilen ürünlerin 2005 New York Moda Haftası’nda kullanıldığını da söyleyen Dr. Oran, şubattan beri ürünlerin ıstanbul’da 100 eczanede satıldığını, ancak son 2 haftadır satışların patladığını ve ürün yetiştiremediklerini anlattı. Dr. Oran, makyajla kullanılabilen ve 25 yaşından itibaren tavsiye edilen ürünün akneli ve alerjik ciltlerde de kullanılabileceğini belirtti.
Etkisini 1 ayda gösteriyor
Ciltteki bir hücrenin döngüsünün 28 gün olduğunu söyleyen Dr. Kaan Oran, kremin kırışıklıklar üzerindeki etkisini ilk ayda gösterdiğini, sabah akşam düzenli kullanılırsa üç ay kullanıldıktan sonra çok belirgin bir etki yarattığını belirtti. Ayrıca ürünler yüzün yanı sıra omuz, dekolte ve boyun için de kullanılabiliyor.
Kaynak: Yeliz ÖZ / Hürriyet - Kelebek
Anti-Aging (Yaşlanmayı Geçiktirme) Nedir ?
Bilim adamlarının gençliği korumanın sırrını keşfetmek için uzun yıllardır yaptıkları yoğun araştırmalar sonucu yeni bir yöntem ortaya çıktı: Anti-Aging. Bu yöntemin hedefi, uzun yıllar gençliğinizi korumak ve fit kalmanızı sağlamak! Anti-Aging yöntemine göre, önemli olan ne kadar uzun yaşadığınız değil, bu yaşadığınız süreyi ne kadar kaliteli değerlendirdiğiniz! Artık şunu biliyoruz ki gençliği uzatıp yaşlanmayı geciktirmek mümkün. ınsan ömrü 125 yaş sınırlarını zorlayacak yakında. Hem de ileri yaşlarda, orta yaşlıların dinçliği ve zindeliğiyle! Bunu başarmak için yapmanız gereken, bilince dayalı sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemek ve Anti-Aging uzmanı doktorunuzun önerilerini dikkate almaktır.
Yaşlanmanın pek çok sebebi var, ama en önemli 3 faktörü büyük ölçüde kontrol edebiliriz: Serbest radikaller, hormonların azalması ve sağlıksız yaşam. Siz de bu faktörlere savaş açarak, uzun yıllar gençliğinizi koruyabilirsiniz. Serbest radikaller: Nefes alıp verirken vücuda giren oksijen, aynı zamanda "serbest radikal" denilen, elektronlarını kaybetmiş zararlı maddelerin ortaya çıkmasına neden oluyor.
Serbest radikaller, buldukları dokularla birleşerek, onları, fonksiyonlarını yapamaz hale getiriyor. Bu etki 30 yaşında başlıyor, 40´lı yaşlarda artarak ilerliyor ve 50´li yaşlardan itibaren dramatik bir şekilde çoğalarak farkedilen bir yaşlanmaya ve pek çok hastalığın ortaya çıkmasına neden oluyor. Glikolizasyon ise konrolsüz şekilde inişler ve çıkışlar göstererek kan şekerinin ve insülinin dokulara zarar vermesine yol açıyor. Güçlü bir anti-oksidan sisteme sahip olmak, oksijene dayalı bir yaşam için en temel gereksinimdir. Tek hücreli organizmalar bile eğer serbest radikallere karşı savunma mekanizması geliştirmemiş olsalardı, hayatta kalamazlardı. Oksijenle yaşayan her organizma bu tehlikeyi etkisizleştirecek sistemlere sahiptir, ancak bunun etkili oluş derecesi büyük farklılıklar gösterir. Örneğin fareler serbest radikalleri durdurmada pek de iyi değildir. Bunların DNA'larının hergün maruz kaldığı serbest radikal hücumu insanlardakine oranla on kat daha fazladır. Fareler sadece birkaç yıl yaşarlar. ınsanlar bu açıdan daha iyi durumdadır. Biz daha uzun yaşıyoruz.
Ne Yapmalı ?
Bedenin serbest radikallerle savaşan üç grup savunma hattı vardır.
1. Birinci hatta; enzim sistemleri yer alır. Bunlar DNA'da mevcut olan bilgilere göre beden tarafından üretilen moleküler araçlardır. Bu enzimler serbest radikalleri uzaklaştırır veya bunların dikenlerini köreltirler.
2. ıkinci hatta; bedende üretilen çok çeşitli biyomoleküller yer alır,bunlar kendi elektronlarını vermek suretiyle serbest radikallerin elektron açlığını giderirler. Bu moleküller, hücre dışı serbest radikal etkisizleştiricileri olarak bilinir. Bunlar kendilerini feda ederek hücre içinde yaşamsal önem taşıyan moleküllere, onların olmak üzere bir elektron verirler.
3. Savunmanın son hattını besinler; bedenin dışardan hazır olarak aldığı maddeler- oluşturur. Bu takviye güçler de kendilerini feda ederek işlev görürler.
Birinci gruptaki enzimler vücudumuzun doğal işleyişi içinde yer alırlar. Eğer dış etkiler sebebiyle (sigara, kirli hava soluma, stres yoluyla biriken toksik yük) yetersiz kalmışsa Bio-Oksidatif tedaviler sınıfına giren ozon/oksijen tedavisi gibi yöntemlerle takviye etmek gerekebilir.
Bu enzimler, üçüncü grupta geçen ve dışardan hazır olarak alınan besinler ve kendilerini feda ederek etki gösteren biyokimyasal maddelerden (vitaminler gibi) bin kat daha etkilidir. Örneğin, E vitamini yırtıcı bir açlık içinde bulunan bir serbest radikali doyurmak için bir elektronundan vazgeçer ve böylece aslında kendisi bir serbest radikal haline gelir.
DR.M.ALı BARS
Akupunktur ve Medikal Estetik Tabibi
marka önemli değil, mavi anemon çiçeği içeriği olan bir krem hiç kullandınız mı,kullandıysanız tavsiye eder misiniz ?
ben de bu kremi derya baykaldan duydum tvde (belki markası farklıdır bilmiyorum marka vermedi ama önemli olan içerik ),o da kullanıyormuş da öyle araştırayım dedim
aşağıdaki açıklamaları satışı yapılan siteden direkt kopyaladım,acaba ne kadar iyi yaaa ?? ne dersiniz,kullananların yorumlarını bekliyorum
ılvina Mavi Anemon Yoğun Kinetin Cilt Kremi Ne Yapar ?
ılvina Mavi Anemon Çiçeği Kremi cildinizin sağlığını korumaya yaşlanma ve güneşe bağlı hasarları düzeltmeye yardımcı
olur.Cildinizin daha fazla nem tutmasını sağlar.Çillerin ve lekelerin görünüşünü düzeltmeye yardımcı olur.
Kullanımı
Daha iyi sonuç için temiz cilde sabah ve akşam masaj şeklinde uygulayınız.
ılvina Mavi Anemon Nasıl Etki Gösterir ?
- ılvina Mavi Anemon Çiçeği Kremi ciltten su kaybını azaltan bariyer mekanizmasına etki ederek,cildin nem koruma yeteneğini % 25 e kadar arttırır.Tüm cilt tiplerine uygundur.Bu ürün hipoalerjeniktir.
- Non-komedojenik olduğundan vilt gözeneklerini tıkamaz.
- ılvina Mavi Anemon Çiçeği Kremi,aynı zamanda piyasada bulunan üstün dermatolojik nemlendiricilerden biridir
Kinetin
- Kanıtlanmış anti-aging etki
- Anti - oksidan etki
- Hiperpigmentasyonda etkili
- Kırışıklıkların görünümü düzeltmede yardımcı
- Etkili nemlendirici özellik
Nilgün Belgün sayesinde krem satışları patladı
Tiyatrocu Nilgün Belgün, Kanal D’de yayınlanan "Sabah Sabah Seda Sayan" programında iki yıldır kullandığı anemon çiçeği kremi sayesinde cildinin güzelliğini koruduğunu söyledi. Mavi anemon çiçeğinden üretilen ürünlerin satışı bir anda patladı.
Nilgün Belgün, geçtiğimiz günlerde konuk olduğu "Sabah Sabah Seda Sayan" programında, hassas temizleme köpüğü, kinetin içeren destekleyici serum, göz bakım kremi ve cilt bakım kremiden oluşan ürünleri iki yıldır ABD’den getirttiğini, Türkiye’de satışa sunulduktan sonra bunları eczaneden almaya başladığını söyledi. Belgün, ürünlerin ABD’de Brad Pitt, Jenifer Ariston gibi Hollywood yıldızları tarafından da kullanıldığını belirtirken, "Ben dört ürünü de kullanıyorum. Özellikle cilt kremi botoks etkisi yapıyor. Türkiye’de de Amerika’daki fiyatıyla satılması çok iyi oldu" dedi. ışte bu sözler, kullandığı kozmetik ürününün satışlarında patlama yarattı.
Amerika’da anemon çiçeğinden üretilen, ülkemizde de şubat ayından beri satılan ürünlerin Türkiye’deki satış müdürü Dr. Kaan Oran, Kinerase cilt bakım ürünlerinin Amerika’da 2,5 yıldır satıldığını, Valeant ılaç’ın ise Türkiye pazarına şubatta Kinerase ürünleriyle girdiğini söyledi. Ürünlerde kullanılan kinetin maddesinin dünyada sadece Valeant ilaç tarafından 0.1 oranında etkin kullanım hakkının olduğunu belirten Dr. Oran, "Mavi anemon bitkisi ısviçre’de yetişiyor ve baharın habercisi. Mavi anemon bitkisinden üretilen kinetin maddesinin ise üç etkisi var. Çok iyi nemlendiriyor. Güneşe bağlı oluşan lekeleri gideriyor. Oluşmuş kırışıklıkları ortadan kaldırıyor. Kinetin vücutta var olan bir molekül olduğu için ürünler hücre düzeyinde etki yapıyor. Klinik çalışmalar dışarıdan deriye uygulandığı zaman cilt hücrelerinin yaşlanmasını da geciktirdiğini gösteriyor" dedi.
Son 2 haftadır ürün yetiştiremiyoruz
Valeant ilaç tarafından Anemon çiçeğinden üretilen ürünlerin 2005 New York Moda Haftası’nda kullanıldığını da söyleyen Dr. Oran, şubattan beri ürünlerin ıstanbul’da 100 eczanede satıldığını, ancak son 2 haftadır satışların patladığını ve ürün yetiştiremediklerini anlattı. Dr. Oran, makyajla kullanılabilen ve 25 yaşından itibaren tavsiye edilen ürünün akneli ve alerjik ciltlerde de kullanılabileceğini belirtti.
Etkisini 1 ayda gösteriyor
Ciltteki bir hücrenin döngüsünün 28 gün olduğunu söyleyen Dr. Kaan Oran, kremin kırışıklıklar üzerindeki etkisini ilk ayda gösterdiğini, sabah akşam düzenli kullanılırsa üç ay kullanıldıktan sonra çok belirgin bir etki yarattığını belirtti. Ayrıca ürünler yüzün yanı sıra omuz, dekolte ve boyun için de kullanılabiliyor.
Kaynak: Yeliz ÖZ / Hürriyet - Kelebek
Anti-Aging (Yaşlanmayı Geçiktirme) Nedir ?
Bilim adamlarının gençliği korumanın sırrını keşfetmek için uzun yıllardır yaptıkları yoğun araştırmalar sonucu yeni bir yöntem ortaya çıktı: Anti-Aging. Bu yöntemin hedefi, uzun yıllar gençliğinizi korumak ve fit kalmanızı sağlamak! Anti-Aging yöntemine göre, önemli olan ne kadar uzun yaşadığınız değil, bu yaşadığınız süreyi ne kadar kaliteli değerlendirdiğiniz! Artık şunu biliyoruz ki gençliği uzatıp yaşlanmayı geciktirmek mümkün. ınsan ömrü 125 yaş sınırlarını zorlayacak yakında. Hem de ileri yaşlarda, orta yaşlıların dinçliği ve zindeliğiyle! Bunu başarmak için yapmanız gereken, bilince dayalı sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemek ve Anti-Aging uzmanı doktorunuzun önerilerini dikkate almaktır.
Yaşlanmanın pek çok sebebi var, ama en önemli 3 faktörü büyük ölçüde kontrol edebiliriz: Serbest radikaller, hormonların azalması ve sağlıksız yaşam. Siz de bu faktörlere savaş açarak, uzun yıllar gençliğinizi koruyabilirsiniz. Serbest radikaller: Nefes alıp verirken vücuda giren oksijen, aynı zamanda "serbest radikal" denilen, elektronlarını kaybetmiş zararlı maddelerin ortaya çıkmasına neden oluyor.
Serbest radikaller, buldukları dokularla birleşerek, onları, fonksiyonlarını yapamaz hale getiriyor. Bu etki 30 yaşında başlıyor, 40´lı yaşlarda artarak ilerliyor ve 50´li yaşlardan itibaren dramatik bir şekilde çoğalarak farkedilen bir yaşlanmaya ve pek çok hastalığın ortaya çıkmasına neden oluyor. Glikolizasyon ise konrolsüz şekilde inişler ve çıkışlar göstererek kan şekerinin ve insülinin dokulara zarar vermesine yol açıyor. Güçlü bir anti-oksidan sisteme sahip olmak, oksijene dayalı bir yaşam için en temel gereksinimdir. Tek hücreli organizmalar bile eğer serbest radikallere karşı savunma mekanizması geliştirmemiş olsalardı, hayatta kalamazlardı. Oksijenle yaşayan her organizma bu tehlikeyi etkisizleştirecek sistemlere sahiptir, ancak bunun etkili oluş derecesi büyük farklılıklar gösterir. Örneğin fareler serbest radikalleri durdurmada pek de iyi değildir. Bunların DNA'larının hergün maruz kaldığı serbest radikal hücumu insanlardakine oranla on kat daha fazladır. Fareler sadece birkaç yıl yaşarlar. ınsanlar bu açıdan daha iyi durumdadır. Biz daha uzun yaşıyoruz.
Ne Yapmalı ?
Bedenin serbest radikallerle savaşan üç grup savunma hattı vardır.
1. Birinci hatta; enzim sistemleri yer alır. Bunlar DNA'da mevcut olan bilgilere göre beden tarafından üretilen moleküler araçlardır. Bu enzimler serbest radikalleri uzaklaştırır veya bunların dikenlerini köreltirler.
2. ıkinci hatta; bedende üretilen çok çeşitli biyomoleküller yer alır,bunlar kendi elektronlarını vermek suretiyle serbest radikallerin elektron açlığını giderirler. Bu moleküller, hücre dışı serbest radikal etkisizleştiricileri olarak bilinir. Bunlar kendilerini feda ederek hücre içinde yaşamsal önem taşıyan moleküllere, onların olmak üzere bir elektron verirler.
3. Savunmanın son hattını besinler; bedenin dışardan hazır olarak aldığı maddeler- oluşturur. Bu takviye güçler de kendilerini feda ederek işlev görürler.
Birinci gruptaki enzimler vücudumuzun doğal işleyişi içinde yer alırlar. Eğer dış etkiler sebebiyle (sigara, kirli hava soluma, stres yoluyla biriken toksik yük) yetersiz kalmışsa Bio-Oksidatif tedaviler sınıfına giren ozon/oksijen tedavisi gibi yöntemlerle takviye etmek gerekebilir.
Bu enzimler, üçüncü grupta geçen ve dışardan hazır olarak alınan besinler ve kendilerini feda ederek etki gösteren biyokimyasal maddelerden (vitaminler gibi) bin kat daha etkilidir. Örneğin, E vitamini yırtıcı bir açlık içinde bulunan bir serbest radikali doyurmak için bir elektronundan vazgeçer ve böylece aslında kendisi bir serbest radikal haline gelir.
DR.M.ALı BARS
Akupunktur ve Medikal Estetik Tabibi