Majör depresyon...

Canım geçmiş olsun bizim bir aile dostumuz majör depresyon atlattı kendine dikkat et ilaçlarını düzenli al ve sakın bırakma...

ilacı sakın bırakma demek insanları korkutmuyor mu sizce.bende ilaç tedavisi gördüm.6 yıl depresyon yaşadığım için.yaşadığım için bir tecrübe kazandım,insanın kafasında bitiyor herşey.kendinizi hastayım diye şartlandırmayın.insanlar ara ara boşluğa düşebilir,yaşadıklarımızdan olumsuz etkilenebilir ruh sağlığımız.bunun çaresi öncelikle insanın kendisini pozitif tutmayı bilmesidir.öncelik haplar değildir.tabi onlarında faydası oluyor,elbetteki.ama sakın bırakma sözleri falan bu biraz yersiz,anlamsız.demek istediğinizi anladım AMA açıklama gerektiren bir cümle kurmuşsunuz.bu ilaçlar kullanıldıktan sonra biraz zor bırakılıyor.aniden bırakamıyorsunuz.bu cümlenin sonuna o cümleye getirmeliyiz.sakın ilaçları bırakma,aniden kestirip atma tedaviyi...gibi!çünkü ilaç tedavisinin en kısası 6 aylık tedavidir.6 ay dolmadan bırakıldığında yan etkiler oluyor,kimisi fazla etkileniyor,kimisi az...ve fayda göremiyorsunuz tedaviden,karamsarlık başlıyor..yapamadım,kullanamadım,faydası olmuyor vs..ilaçla yaşamak insanın doğasına da aykırı.benim sosyal yaşamımıda etkiledi.alkol almada sıkıntı,çevrendekilerce anlaşılmamak vs gibi.dediğim gibi,herşey kişinin kendisinde bitiyor.hemen hapa sarılmayın.bu hastalık kafada başlar,kafayı sağlam pozitif tutmak gerekir.saçma bir hastalık bu.gereksiz boşluklara girmeyin.kimse sizi anlamak istemez,daha yalnız kalabilirsiniz..herkes keyfine bakarken ben hastayım,psikolojim bozuk havasına girmeyin.siz kendinizi tedavi edin,ilaçta arta kalanları tedavi eder... :)
 




Melankoli Nedir ? Melankolik Kimdir ?
« : Temmuz 10, 2007, 1647 »


Melankoli Nedir ? Melankolik Kimdir ?

Ortada hiçbir sebep yokken öylesine durduk yere üzülmek … ağlamak …
Bir yandan yalnızlığı seçmek, diğer yandan insanlarla beraber olamayışının hüznünü duymak …
Toplumsallaşmaktan, bir yere bir kimseye bağlı olmaktan korkmak …
Hüzünlü bir şarkı duyduğunda hiçbir yaşanmışlığı olmamasına rağmen uzaklara dalıp gitmek, acı çekmek …
Güzel bi anı düşünüp özlemek, o anı içine çekip hiç bırakmamaktır …
Aynada, gülen yüzünün ağlayan yanını görebilmektir MelankoLi …
‘’ Melankoli, hüzünlü olma mutluluğudur ‘’ demiş vıctor hugo...bende aynıydım sizin gibi.yıllardır mutsuzum vs..devlet hastaneleri bu konuyla aynen böyle ilgileniyor işte.ilaç verip gönderiyorlar.size tavsiyem özel hastane seçin.o zaman daha çok ilgi görüyorsunuz doktordan.içinizi rahat dökebiliyorsunuz.herkese tavsiyem şu ki,inanın bu rahatsızlık başa çıkılamayacak birşey değil.hayat sizi değil siz hayatı yönlendirin.nasıl mutlu oluyorsanız öyle yaşayın.eminim şuan hayatınızda mutsuz olmanızı sağlayacak bir ortamdasınız veya mutsuz olmanızı sağlayan birileri var etrafınızda sürekli görmek zorunda olduğunuz.inşallah mutlu olduğunuz biçimde yaşayabilirsiniz.hayatınız mutluluğunuz için mücadele edin.hastayım diye koyuverilecek birşey yok.şuan kaybettiğiniz hiçbirşey yok.teslim olduğunuzda kaybedersiniz.ve sonra yaşamınızın anlamı kalmaz...
 
sanırım uzun süredir yaşıyorum..ama doktora gitmeyi erteliyorum, çok ağır pms dönemleri geçiriyorum, ailede b12 eksikliği falan da var..ama ne bileyim ilaç kullanmak istemiyorum bir türlü

neden ilaç kullanmak istemiyorsunuz?çok ağır pms dönemleri demişsiniz,bu rahatsızlığınızın neden oluştuğu konusunda birşeyler söyleyebilecek misiniz?merakettim.ağır bir rahatsızlık geçiriyorsanız,kendinizi hazırlayıp ilaç tedavisine başlayın derim.hoşçakalın.
 

ilaçları kullanmaya başlayalı çok olmadıysa bırakın derim.özel hastaneye başvurun.ssklıysanız muayene ücretleri fazla değil.sıkıntı yaşamazsınız.ve göreceksiniz özel hastanede doktorunuz sizi dinleyip adı sanı başka bir ilaç önerecek ve tedaviye başlayacak.yine diyorum içinden çıkılamayacak kadar kötü hissediyorsanız en azından bi 6aylık tedavi görün.iyi gelecek.tedavi görmeye başladınız diyelim..tedavinin ortalarında ilaç almayı unuttuğunuzda vücut hemen sinyalini veriyor zaten.ben içmediğim zaman başım dönme dolap gibi dönüyordu mesela.sıkıysa içme ilacı...hemen alıyordum.ben bırakalı 1 hafta falan oldu tedavimi.mutluyum birdahada kullanmak istemiyorum.6ay kullandım son olarak(özel hastanede tedavi gördüm) ondan öncesinde ise bende devlet hastanesine gitmiştim ve memnun kalmadım.beni salladılar.sırada çok kişi vardı..neyse...tavsiyem şu...dediğim gibi özel hastanede ennnn azından bi 6aylık ilaç tedavisi görün.inanın iyi gelecek...ayrıca kendi mutluluğunuz için yaşayın,kendinizi mutlu edecek şeylere yönelin.hayatınızı istediğiniz gibi yaşayın,istediğniz gibi kurup yönlendirin.üzülmek boşuna ve zaman kaybııı....
 

Aslında birileri için yorum yapmak ne kolay, kendi mutluluğunuz için yaşayın, istediğiniz gibi yaşayın, özel doktora gidin...
Ben söylediklerinizde kötü niyet olmadığını aksine yardımcı olmak istediğinizin farkındayım.
Yazdıklarım size cevap niteliğinde görmeyin, ama bilmediklerinize yönelik bir açıklama kabul edin.
İnsanın geçmişine dönük pişmanlıkları varsa geri dönülemez ve düzeltilemez demektir!
İnsanın maddi durumu ortalamanın gayet üzerinde olup ta HARCATILMADIĞI için tedavi için bile olsa özel doktora gidememek demektir!
Biraz da varlık içinde yokluk çekmek, sabır sürecinin saçmaca uzamasıdır insanı acıtan!
Çalıştığınız halde paranızın hesabının tutuluyor olması,
sizin çalışmanızın tek sigortasının para biriktirmek olması, paranızı tedaviniz için harcayamayacak olmanız demektir!
Yani son cümlemi açımlamak istiyorum; para biriktirmezsem çalışamam,
paraları harcayıp yine de çalışmak istersem eşim ve çevrem beni tamamlamaz ve desteklemez!
Yani; Beni tamamlamaz demek çalışan bir kadın olarak ev işinde yemeklerde eksik kalsam eşim katlanmak yerine sorun çıkarır.
Yani katlanmasının tek nedeni para biriktirme zorunluluğudur.
Kendi mutluluğumu öncelik edinemem çünkü çocuklarım var!
Çocuklarımın mutluluğu önceliğimdir ve bazen katlanmak zorunda olduğum için çok şeye katlanırım.
Gücüm yettiği kadar!
Aslında depresyon mutsuzluğunuza bahaneler bulmak demektir bir yandan!
Depresyon acı yaşantılarla körüklenebilen, yine de sebepsiz yere türeyebilen bir ilettir.
Evet melankolik te olabilirim, teşhisimi kendim koyacak bir durumda değilim...
Aslında biraz ruhsal yönden mazoşist olduğumu farkettim, acı çektiriyorum ruhuma...
Tek amacım iyi olmak...
Coşkulu ve sevgi dolu, başarılı, özgüveni tam...
 
Son düzenleme:

Şunu da söylemek isterim, yalnızlığı ben seçmiyorum.
Arkadaşlarımla olmak istiyorum ama arkadaşım yok. Eski lise arkadaşlarım da uzak ve gelip gitmezler.
Annem uğramaz. Bahçe ekerim gelip yardım etmez, gölge altında evinde oturup ona yetişen sebzelerimden götürmemi bekler.
Hep bana hep bana cinsinden.
Çocuklarımı bile emanet etmek istemem, menun kalmaz istemez çünki.
Kışlık hazırlarım gelip halin nedir diyen olmaz.
Komşularım oldukça az ve yaşları hep orta.
Burda kimse birbirine gelip gitmez.
Aslında hem çalışırım, hem bahçe ekerim,
Allah'ın izniyle gücüm yettiği kadar çocuklarıma, evime, kocama bakarım, okuyorum bir yandan,
bir de tüm bu hengamenin içinde kendim için sadece ve sadece rahat nefes alabilmek için çırpınıyorum!
İşte depresyon insanı boğuluyormuş gibi hissettirir.
Ben derdimin adını bilmiyorum, şimdilik depresyon koydum.
Yıllarca süren saçma bir mutsuzluk...
 

merhaba.sorunlarınızı bildiğim kadarıyla,anlattığınız kadarıyla yorumlamaya çalıştım.farklı sorunlarınız varmış.nerden bilebilirim...karşılıklı konuşabilmek isterdim sizinle.yazdıklarınız çok net ve yeterli olmadığı için birşey diyemiyorum.inanın benimde hayatımda çok problem oldu ve hala devam ediyor.aslında tek farkımız şu;sizin çocuklarınız var benim yok.neyse kısacası şunu demek istiyorum ısrarla;KENDİNİZ İÇİN YAŞAYIN...KENDİM(çocuklarım-ya da annem,babam vs..öncelikleriniz neyse artık)çünkü ruhsal anlamda ya da başka anlamda bir rahatsızlığınız olduğu zaman etrafınıza hatta evlatlarınıza bile iyi şeyler veremezsiniz.önce kendi sağlığınız.umutsuzluğa kapılmayın,güçlü olun temenniim bu.
 
Son düzenleme:

nerde oturuyorsunuz?bahçeyle uğraşıyorsunuz,merak ettim.sosyal yaşamınız yok gibi anladığım kadarıyla.borç ödemek için mi,ya da birşey sahibi olmak için mi bu para biriktirme çabası?inanırmısınız benimde hiiiiiiiiççççç ama hiiiiiiçççç arkadaşım yok.hiç!yıllardır...edinemedim.okul zamanlarında sürekli taşınıyorduk ordan oraya.düzen tutturamadım.2yıl 1 okulda kalamadım.ayrıca yaşıtlarım bana çok çocuksu gelmiştir hep.kafalarımız uymadı.gezme meraklısıydılar,erkek meraklsı,giyinme meraklısı...ben de melankolik :) onlara ayak uyduramadım hiç.kimseye uyduramadım.bu yüzden ortam kuramadım.hep tek başımayım heeeepppppp....siz nerelisiniz?evlendikten sonra mı değişti hayatınız?
 


merhaba kevsercim nasılsın bebeğin kaç aylık oldu? çalışıyosun demi yine.
ben bu ara çok karışığım neden anlamıyorum yine bişiler olacak gibi Rabbim korusun..
 
bende anksiyete var ve ayrıca majör depresyon. yeni değil aralıktan beri tedavi görüyorum. kızlar burdan paylaşalım lütfen belki paylaştıkça rahatlarız
 

aynen katılıyorum. hastayım dedikce dahada dibe vuruyorsunuz. işin kötü tarafı kimse anlamıyor sizi. durumunuzu basite alıyor o yüzden kimseye anlatamıyorsunuz sonuç olarak yalnız kalıyorsunuz. eskiler kötüyü anma kötüyü cağırırsın derlerdi. hastayım diyerek iyi olmak mümkün olmuyor kendimde görüyorum ben bunu.
 
yalnızca kendi düşüncelerimiz etkili olmuyor,çevremizdekilerin bize karşı düşünce ve davranışları da bizim psikolojimizi oldukça etkiliyor bence..
 
Umarım iyi oluruz. Yarın doktora gidicem. 2 haftam doldu. İlacı 2 kez unuttum.
Ama yarın nasıl konuşcam bilmiyorum. Ama ilkine göre daha rahatım.
Ben ankarada bir ilçede oturuyorum. Bahçem var, ekiyorum, biçiyorum.
Tek başıma çok uğraşıyorum. Öğretmenlik yapıyorum, eve gelip bahçe ekip çepinliyorum.
eve girip yemek yapıp evi topluyorum...
Yatmadan önce ders çalışacak gücüm ve hevesim kaldıysa çalışıyorum.
Dün sınavım vardı. sıkıntılı geçti. Yani fena değil yine de.
Sınav salonunda öğretmen masasında telefonumu unutmuşum.
bu gün eşim gitti aldı.
Unutkanlık arttı. Noolcak bilmiyorum.
Depresyon adlı kitapta 'Depresyondan kaynaklı unutkanlığın tedaviden sonra kalıcı olduğu' yazıyordu.
Umarım kalıcı olmaz.
Allah yar ve yardımcımız olsun.
 

Allah kolaylık versin canım yazdıklarını okurken bile yoruldum. bunca şeye nasıl yetişiyorsun. evet yalnızlık bencede seçim değil. seçimle olacak olsaydı kimse yalnız kalmazdı.sanki bataklıktaymışım çırpındıkça dahada batıyormuşum gibi geliyor artık. aynı senin nefes alamaman gibi. dua ediyorum allahım bir el çekip alsın beni artık diye o kadar yoruldum. geceleri depresyon krizim tutuyor o sırada sarılmak istiyorum sanki birine sarılınca destek alıcam gibi geliyor.ama sarılacak kimsem yok bırak sarılmayı oturup konuşacak kimsem yok. sonra uyuyorum eski lise arkadaşlarımı görüyorum rüyamda. bana en yakın olan arkadaşlarıma sarılıyorum rüyamda. uyandığımda rahatlıyorum sanki.3 gün üst üste aynı şeyi yaşadım. ama bıktım artık bu durumdan. inşallah Allah bu durumda olanları tez zamanda kurtarır.
 
merhaba herkese tekrar kızlar.
3 ay bitti 4. ayımdayım ilaç kullanıyorum. o karanlık kuyudan çıktım diye düşünürken kendimi bazen orada buluyorum. aslında iyi hissetmeme rağmen, sanki beni kovalıyor ve yakalayıp eskisine yani çok kötü halime çeviricekmiş gibi geliyor. hala tam olarak iyileşemedim. anksiyetelerim yok denecek kadar azaldı eskisiyle kıyaslarsam. ama hala hayattan haz alamıyorum. nişanlıyım hayal bile kuramıyorum çok unutkanım. iş yerinde hiçbişeye konsantre olamıyorum. gülüşlerim gerçek mi anlayamıyorum. ben eski halimi özledim. anın tadını çıkaramıyorum. herşeyi zorla yapıyorum içimden hiç bişey yapmak gelmiyor.sizde benim gibi misiniz nasıl yaşıyorsunuz çok yoruldum ne olucak hep böyle mi yaşamaya çalışıcaz
 

Canım kaç yaşındasın? Liseden yeni mi mezun oldun?


Ben de lise bitince yıllarca rüyamda okulumu arkadaşlarımı gördüm.
Çok özlerdim o sosyal hayatımı.
Çünkü hemen evlenmiştim ve eşim de ne gezmeyi bilirdi ne gezdirmeyi,
Evden çıkacak olsan bir sürü sıkıntı çıkarırdı ayrıca.
Zaten en ağır depresyonu o dönemde geçirdim.
Evliliğimin ilk yıllarında değildi ama sanırım 3.-4. yıllarındaydı.
Zaten hep birikerek ilerledi, yani evden çıkamama, gezememe, para sıkıntısı, kıskançlık....
Sürekli yargılanma, eleştirilme...
Zaten ya hata yapardın bu durumda ya da depresyona girerdin...
Ben ikisine de düştüm... Beni sanki eşim itti...
Aslında anlatamadığım o kadar çok şey var ki....
Bana yaşam alanı bırakılmayınca kendi yaşam alanımı aramaya başladım,
İnternet benim tek yaşam alanım oldu.
Çünkü insan etkileşimi olmayan ve yasaklarla dolu bir hayat yaşıyordum.
Olumsuzluklar yaşadım, tam açamıyorum...
Ve depresyon başladı, kilo verdim, hızla erimeye başladım.
57 kilodan 50ye düştüm,boyum uzun olduğu için çok çirkin duruyordu ve yanaklarım göçmüştü.
Annem ve babam da ayrılmıştı o dönem ve bazıları buna bağlıyordu, ben bilakis sevinmiştim.
Sonra hastanede sıra beklerken bayıldım, hayatımda ilk defa.
Durumumun vahim olduğunu kendimden başkası anlamıyordu.
Ne pisikolog ne arkadaş yüzü görüyordum.
Eşim sermayesine sermaye ekliyordu ama ben ölüyordum...
Tam o dönemden yeni kurtulduğum zamanlarda yazdığım günlük defterim geçti elime az önce.
Okudum okudum ağladım, dualarla ayakta kalmışım.
La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim, ile güç buldum o dönem
Nefesimden alev çıkıyormuş gibi canım yanıyordu...
Ne çok acı yaşamışım, ne çok sınav edilmişim...
Şimdi de ağlıyorum, içim yine aynı yanıyor sanki geçmişi hatırlayınca...
Mutfakta yarın öğrencilerim için yapacağımız partide yemek üzere pasta yapacaktım
Tarif defterimi kitaplıkta ararken günlük defterimi buldum. okudum ve
Ne kadar güzel kelimelerle dökmüşüm kağıtlara herşeyi...
Şimdi de ruh gibiyim, bazen hissedemiyorum duygularımı.
İnsan acı çekmekten de hissizleşiyor...
Çocukluğumda da benzer dönemler geçirdiğimi hatırlıyorum.
Belki çocukken de depresyona girmiştim çok kez.
Belki bu hüzünlü, sıkıntılı ruh halim o günlerden kaldı.
Yoksa kardeşim gibi bencil olmayı seçer üniversite okur, canımın istediğini yaşardım.
Bir sorun vardı baştan, belli, ama ben bencil insanlar dünyasındaydım, anlayamadılar.
Nasıl bir düzendir, nasıl bir dünyadır, Ya Rabbi...
İnsan insana acı çektiriyor.
Varlık içinde yokluk çekmek koyuyor en çok ta...
Yaa insan her şeyi düşünüyor, ayrılsam bu varlığın üstüne başkası konacak, senden sakınılan ona yedirilecek, diye düşünüp yapamıyorum. Aslında sevgi mi beni katlanmaya mecbur eden şartlar mı, belki şartlar daha baskın... Dünyada mutluluk yok, diye düşünüyorum ve elimdekilere sabrediyorum, her geçen gün eskisine nazaran maddi açıdan iyiye gidince insan dayanacak güç buluyor. Başkası olsa evini,yazlığını,arabasını, eşyasını 4, 4lük yapar gezer tozar, harcar yerdi, ama ben eve alınan taze sebzenin değil kuru baklagillerin pişirilmesi gerektiğinden sorumlu tutuluyorum.... Evime yardımcı çağıramıyorum, üstüme dilediğimi almak yok. Valla canım çok yandığından konuşuyorum kusura bakmayın...
 
Son düzenleme:
Çünki kuru baklagil bedava köyden geliyor.
Kurutulmuş sebzeler bedava çünkü yazdan bahçeden hazırlanıyor.

Yaa bir insan bu kadar mı olur,
Biz kaynım ile ortağız. Onlar bizden daha fena.
Asgari ücretli bir eve giren ürün onların evine girmiyordur.
Yemiyorlar içmiyorlar para biriktiriyorlar, nasıl bir mantıktır anlamadım.
MAksat beslenmek değil maksat doymak.
İnanın ki madımak satıp para biriktiriyorlar.
Varlık içinde fakir fukaralık yaşıyorlar...
Ortak hesaptan alınacaksa bir eşya en iyisini alıyorlar, kendi ceplerinden çıkacaksa en adisini...
Biz böyle insanlarla kıyaslanıyoruz.
Bahçe ekiyor benim gibi, gidiyor başka bir yer daha ekiyor, sebzesini satıp para kazanmak için.
Maksat ne biliyor musunuz, maksat bizimle yarışmak.
Kabul bunlar konumuz değil ama gerçekten çok canım yanıyor artık.
Sabır süreci çok saçmaca uzayıp gidiyor.
Adamın geliri iki profesör maaşı olmuş ama hayatında 1 kg kıyma almamış...
Düşünebiliyor musunuz, bunlar gerçek!
Böyle insanlar var dünyada....
Nasıl iyilik beklersin ki...
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…