Maddi sıkıntılar ve eşimin kayınvalideme taşınma isteği

distopyadan

Üye
Anneler Kulübü
Kayıtlı Üye
2 Aralık 2024
79
117
8
29
Kızlar herkese iyi akşamlar. Eşimle son zamanlarda karar vermekte zorluk çektiğimiz, daha doğrusu ortak bir noktada buluşamadığımız bir durum var. Sizin fikirlerinizi merak ediyorum. Çok ayrıntıya girmeden anlatmaya çalışacağım. Şimdiden okuyup yorum yaptığınız için teşekkür ederim. Lütfen empati yaparak kendinizi benim yerime koyup anlattıklarımı kendiniz yaşıyormuş gibi yorum yapın. ya da siz bu durumda olsaydınız ne yapardınız aslında merak ettiğim bu.

Şu anda maddi olarak zor bir süreçten geçiyoruz. Bir iş kurmayı denedik başaramadık. Bankalara olan borcumuz bir hayli fazla. Kendi boyumuzu aştı yani.

Eşimin babası o küçükken vefat etmiş. Annesi ve kız kardeşi var. Ve senelerce evde erkek figürü eşim olmuş. Biz evlendikten sonra da bu böyle devam etti. Ben bunu biraz geç fark ettim. Kayınvalidem, görümcem ve eşim bunu bu şekilde kabul etmeye devam ediyorlar. Ayrıca evde otursak da görünüşte kayınvalidem ve görümcem bana klasik kayınvalide ve görümce gibi davranmasalar da bu böyle. Dile getirsen kabul etmezler. Ama davranış ve beklentilere baktığın zaman bunun hala devam ettiği net bir şekilde anlaşılıyor. ( küçük bir örnek vermek gerekirse, kayınvalidemin babası Ankara’ya yakın bir ilçede eşimin teyzesi ile beraber yaşıyor. Dede yaşlı, kayınvalidem yarı zamanlı bir yerde çalışıyor. Yaklaşık iki senedir babasının durumunu bilmesine rağmen ve babası onu beklediğini açıkça belirtmesine rağmen kendi hiçbir şekilde gitmedi. Gitmesi zor bir yer değil tek bir otobüsle gidilebilecek bir yer. Kendi ekonomik özgürlüğü var. Ama o ısrarla bizimle beraber gitmek istediği için ve biz bir türlü müsait olamadığımız için bu süre uzadıkça uzadı. Bizimle beraber yani oğlu torunlarıyla beraber gitmek istemesini anlayabilirim bunda bir problem yok gidebiliriz. Ama illa bizimle gidilecek diye bir kural yok. Çünkü bizim ayrı bir hayatımız var eşimin ayrı bir işi var. Bu kadar beklendiğini bildiği bir durumda bizi beklemesine gerek yok. Kendi bir şekilde gidip babasının gönlünü alıp, daha sonra müsait olunca da beraber gidilebilirdi. Ama o ısrarla beraber gitmek istedi ve bunu bize dayattı. Umarım anlatabilmişimdir)

Eşim maddi olarak annesinden kopmadığı için, ben hala o evin lideri olarak kendimi görüyorum dediği için, kayınvalidemin belki farkında olmadan eşinden beklemesi gerektiği her şeyi oğlundan beklediği için bu durum ufak tefek ufak tefek şeylerden Çığ gibi büyüdü. Bu tabii ki benim tarafımdan böyle, diğer taraf için olması gereken bu. Yanlış anlaşılma olmasın ben kesinlikle beraber bir yere gitmeyelim gelmeyelim, birlikte olmayalım demiyorum. Ama bu o kadar benimsendi o kadar normalleştirildi ki bizim ayrı bir aile olduğumuz, bizim de kendimize ait bir yaşantımız olduğu, bazı şeyleri baş başa yapmak isteyebileceğimiz, tamamen unutuldu.

Eşim gerek izin olarak gerekse maddi durumlardan dolayı senede bir kere gidebildiğimiz tatili sürekli annesigile planlayıp sürekli onlarla beraber gitmek istedi. Kayınvalidem de sürekli bu şekilde bir fikir içerisinde. Bunu da bir örnek olarak söylüyorum.

Problemin çoğunluğunun eşimden kaynaklandığını farkındayım. o aradaki sınırı net olarak koyamadığı için ve kendine kadar kabul etmek istemese de oradan tam anlamıyla kopamadığı için bu şekilde oluyor.

Ben bende de hata var tabii ki. İlk başta bu durumu fark edemedim. Ya da ilk başta bu boyutta değildi bilmiyorum. Sonradan fark ettim. Rahatsızlığım hat safaya ulaştı. İlk doğumdan sonra kayınvalidemin Çatkapı ve sürekli habersiz gelmesi, benim kendi ailem kuzenlerim ya da arkadaşlarımla yaptığım planları ortak olmak istemesi ya da benim bu planları iptal etmek zorunda olmam sebep oldu. bu konuyu eşime açtım ilk başta, hallederiz dedi annemle konuşurum dedi ama konuşmadı. Ben kayınvalidemle konuştuğum zaman da ki daha öncesinde direk böyle bir konuyu konuşmak istemediğim için kaç kere ima ettim planımı iptal ettiğimi belirttim hani anne gelmeden önce sana zahmet arar mısın diye güzelce söyledigim halde aldığım cevap ben oğlumun evine randevuyla mı geleceğim. Bende randevu sistemi yok. gibi bir cevap oldu. Zamanla bu birazcık daha düzeldi.

Evlerimizin arası yürüyerek 15 dakika arabayla 5 dakika olmasına rağmen bazen kayınvalidemgile gittiğimizde orada kalmamız istediler. Ben rahat edemediği kalmak istemediğimi soyledigim zaman hem eşimden hem de kayınvalidemden tepki gördüm.

Ama bu ve bunun gibi çok çok fazla böyle mahremiyetine gölge düşüren, tam olarak Çekirdek aile olarak yaşamama müsaade edilmeyen durumlar oldu. Kısaca anlatacağım dedim ama şimdiden bile çok uzun oldu o yüzden daha fazla detaya girmek istemiyorum.

Kayınvalidem ve görümcem evim kirliymiş yemek güzelmiş ya da kötüymüş gibi şeylere takılmazlar. Yani klasik kötü kaynana ve kötü görümce değiller, kötü insanlar da değiller onları seviyorum ve sayıyorum.

Ama sınırsızlık ve düşüncesizlik çok fazla. Bundan dolayı ben bir süredir biraz mesafe koymaya çalışıyorum. Eşimle de bunun mücadelesini veriyorum.

Şimdi bunların üstüne eşim benim kök aileme karşı hep mesafeli. Uzun süre gidip gelmeye bile sıkıntı çıkardı. Hareketlerinin altında hep bir şeyler aradı, ya da daha doğru bir ifadeyle söylenen ya da yapılan her sözü yanlış anlamaya aşırı meyilliydi hala da biraz öyle. Kök ailemden birinin yaptığı en ufak bir şeyi, hoşlanmadığı en ufak bir davranışı gelip çok net bir şekilde benim suratıma söyleyebiliyor. Ama ama bahsettiğim şeyler çok saçma sapan şeyler. Tabii ki eşim bana söyleyebilir. Ama mesela biz de insanız kayınvalidem de benim de anlaşamadığım, ya da aynı fikirde olmadığımız konular oluyor. Ben bunları çok dikkatli ve özenle sectigim sözcüklerle eşime aktardığımda bile asla kabul etmiyor, sen yanlış anladın diyor. Annem ya da kardeşim kötü niyetli değil diyor. Yani ona göre bir taraf hep Suçlu, yapılan hareketler hep kasıtlı, her şeyi yanlış anlaşılabilecek davranışlarda, ama kendi tarafında her şey iyi niyetli, hiçbir şeyi yanlış anlaşılamaz, ve art niyetli olan kişi benim.

Bu durumda ister istemez beni eşimin anlayabilmesi adına onun kök ailesine karşı sınır koyma kararımı kesinleştirdi. Zaten bir rahatsızlığın böyle bir durumum vardı, bu da bunu pekiştirdi.

Son haftalardaki duruma geldiğimde ise maddi sıkıntılarımızdan dolayı eşim annesigile taşınmamızı teklif etti. Ama kayınvalidemin evinin küçüklüğünü falan bir kenara bırakıyorum benim yapabileceğim bir durum değil.

Eşim oraya taşınırsak kendimizin maddi olarak toplayabileceğimizi borçlarınızı daha rahat ödeyebileceğimizi söylüyor. Beni ikna etmeye çalışıyor. Ben de bütün maddi sıkıntıları kabul ettim. Eşime de bunu söyledim yanında olduğumu belirttim. Kesinlikle böyle bir kararı desteklemediğimi, orada huzursuz olacağımı. Bunun annesini ve kardeşini sevmedim ya da saymamadığım anlamına gelmediğini, ve bunun bir insanın iyi ya da kötü olmasıyla da alakası olmadığını anlattım. Aynı şekilde benim annemgile taşınmayı teklif etse de kabul edemeyeceğimi söyledim.

Şu anda zaten maddi sıkıntılar, maddi sıkıntılardan dolayı bunalmış stresli bir eş ve iki tane küçük bebek bir evi çekip çevirmeye çalışıyorum. Yaşayanlar tam olarak ne demek istediğimi anlarlar. Benim için de hiç kolay bir durum değil. Bazen kendi evimde bile duvarlar benim üstüme üstüme gelirken, acaba bir şans mı versem belki iyi olur diye kendimi düşünmeye zorluyorum. Kendimi orada yaşarken hayal etmeye çalışıyorum ama hiçbir şekilde hayal edemiyorum.

Ve erkek ve kadın arasındaki fark burada devreye giriyor şöyle ki, eşimin durumu kısaca anlatıp konuştuğu erkek kişileri benim davrandığımı, maddi olarak toparlanabilmek için bunun tek yolu olduğunu söylüyorlar. Benim konuşup kısaca anlattığım kadınlar ise, huzurum maddiyattan daha önemli olduğunu böyle bir durumda bu kadar stres ve kaygı ile beraber mutlu olamayacağım ve evliliğimiz açısından işlerin daha kötüye gideceğini söylüyorlar. Tabii ki benim kendi fikrim düşüncem belli bir kararım var ve sonuna kadar bunun arkasındayım zaten. Sadece eşim kendi yakınları ile konuşurken anlattığı için ve destek bulduğu için ona karşı bak konuştuğum insanlar da bu açıdan bakıyor benim açımdan da ben haklıyım diye kendimi ifade edebilmek için sordum birkaç kişiye.

Siz benim yerimde olsanız napardınız? Ben kesinlikle bu şekilde yaşayamayacağımı, psikolojik olarak iyiye gitmeyeceğimi, annesigile problem yaşayacağımı biliyorum. Çünkü şu anda bile hayatımıza bu kadar müdahale ederlerken ve ben bunu sınırlamaya çalışırken tamamen iç içe geçmek isteyeceğim son şey bile değil. Aynısı benim kök ailem için de geçerli bu arada, ama eşim zaten mesafeli olduğu için böyle bir şey söz konusu bile değil.

Bu arada bu şu anki durumumuz için tek çözüm yolu değil bunu belirtmek isterim. Ve eşimi azıcık tanıyorsam o evin faturalarından doğalgazına mutfak masrafına kadar her şeyini kendi karşılamak isteyecek, annesigile de çoğu zaman bir şey ödetmeyecek, buna eminim. Çünkü şu anda bile durum böyle. Faturalar falan ödemese bile çoğu şeyi kendi karşılamaya çalışıyor. Böyle bir durumda da bizim maddi olarak oraya taşınsak dahi toparlanmamız mümkün değil. Şu an bunu dile getirsem kesinlikle kabul etmez ama ben eşimi tanıyorum.


Not İstanbul’da yaşayan arkadaşlarıma çok geçmiş olsun. Umarım herkes iyidir. Böyle bir zamanda böyle bir konu açtığım için kusura bakmayın ama ateş düştüğü yeri yakıyor. Yani benim derdim beni yakıyor. Şimdiden herkese teşekkürler
 
benim aileme sebepsiz yere tepki koyan, görüşmeyen, gitmeyen, problem çıkaran eşimin ailesiyle birlikte yaşamam.
kaldı ki hiçbir sorun olmasa dahi kalmam.
gerekirse her gün makarna yerim yine de gitmem.
kendi ailenizi saymayan bir adamla nasıl evli kalabiliyorsunuz? ailenize yapılan saygısızlığı üzerinize alınmıyor musunuz?
bakın siz gidip gelmeyince problem ediyormuş kocanız o gidip gelmeyince siz neden problem etmiyorsunuz?
onun ailesi kıymetlide sizinkiler değil mi?
 
Kızlar herkese iyi akşamlar. Eşimle son zamanlarda karar vermekte zorluk çektiğimiz, daha doğrusu ortak bir noktada buluşamadığımız bir durum var. Sizin fikirlerinizi merak ediyorum. Çok ayrıntıya girmeden anlatmaya çalışacağım. Şimdiden okuyup yorum yaptığınız için teşekkür ederim. Lütfen empati yaparak kendinizi benim yerime koyup anlattıklarımı kendiniz yaşıyormuş gibi yorum yapın. ya da siz bu durumda olsaydınız ne yapardınız aslında merak ettiğim bu.

Şu anda maddi olarak zor bir süreçten geçiyoruz. Bir iş kurmayı denedik başaramadık. Bankalara olan borcumuz bir hayli fazla. Kendi boyumuzu aştı yani.

Eşimin babası o küçükken vefat etmiş. Annesi ve kız kardeşi var. Ve senelerce evde erkek figürü eşim olmuş. Biz evlendikten sonra da bu böyle devam etti. Ben bunu biraz geç fark ettim. Kayınvalidem, görümcem ve eşim bunu bu şekilde kabul etmeye devam ediyorlar. Ayrıca evde otursak da görünüşte kayınvalidem ve görümcem bana klasik kayınvalide ve görümce gibi davranmasalar da bu böyle. Dile getirsen kabul etmezler. Ama davranış ve beklentilere baktığın zaman bunun hala devam ettiği net bir şekilde anlaşılıyor. ( küçük bir örnek vermek gerekirse, kayınvalidemin babası Ankara’ya yakın bir ilçede eşimin teyzesi ile beraber yaşıyor. Dede yaşlı, kayınvalidem yarı zamanlı bir yerde çalışıyor. Yaklaşık iki senedir babasının durumunu bilmesine rağmen ve babası onu beklediğini açıkça belirtmesine rağmen kendi hiçbir şekilde gitmedi. Gitmesi zor bir yer değil tek bir otobüsle gidilebilecek bir yer. Kendi ekonomik özgürlüğü var. Ama o ısrarla bizimle beraber gitmek istediği için ve biz bir türlü müsait olamadığımız için bu süre uzadıkça uzadı. Bizimle beraber yani oğlu torunlarıyla beraber gitmek istemesini anlayabilirim bunda bir problem yok gidebiliriz. Ama illa bizimle gidilecek diye bir kural yok. Çünkü bizim ayrı bir hayatımız var eşimin ayrı bir işi var. Bu kadar beklendiğini bildiği bir durumda bizi beklemesine gerek yok. Kendi bir şekilde gidip babasının gönlünü alıp, daha sonra müsait olunca da beraber gidilebilirdi. Ama o ısrarla beraber gitmek istedi ve bunu bize dayattı. Umarım anlatabilmişimdir)

Eşim maddi olarak annesinden kopmadığı için, ben hala o evin lideri olarak kendimi görüyorum dediği için, kayınvalidemin belki farkında olmadan eşinden beklemesi gerektiği her şeyi oğlundan beklediği için bu durum ufak tefek ufak tefek şeylerden Çığ gibi büyüdü. Bu tabii ki benim tarafımdan böyle, diğer taraf için olması gereken bu. Yanlış anlaşılma olmasın ben kesinlikle beraber bir yere gitmeyelim gelmeyelim, birlikte olmayalım demiyorum. Ama bu o kadar benimsendi o kadar normalleştirildi ki bizim ayrı bir aile olduğumuz, bizim de kendimize ait bir yaşantımız olduğu, bazı şeyleri baş başa yapmak isteyebileceğimiz, tamamen unutuldu.

Eşim gerek izin olarak gerekse maddi durumlardan dolayı senede bir kere gidebildiğimiz tatili sürekli annesigile planlayıp sürekli onlarla beraber gitmek istedi. Kayınvalidem de sürekli bu şekilde bir fikir içerisinde. Bunu da bir örnek olarak söylüyorum.

Problemin çoğunluğunun eşimden kaynaklandığını farkındayım. o aradaki sınırı net olarak koyamadığı için ve kendine kadar kabul etmek istemese de oradan tam anlamıyla kopamadığı için bu şekilde oluyor.

Ben bende de hata var tabii ki. İlk başta bu durumu fark edemedim. Ya da ilk başta bu boyutta değildi bilmiyorum. Sonradan fark ettim. Rahatsızlığım hat safaya ulaştı. İlk doğumdan sonra kayınvalidemin Çatkapı ve sürekli habersiz gelmesi, benim kendi ailem kuzenlerim ya da arkadaşlarımla yaptığım planları ortak olmak istemesi ya da benim bu planları iptal etmek zorunda olmam sebep oldu. bu konuyu eşime açtım ilk başta, hallederiz dedi annemle konuşurum dedi ama konuşmadı. Ben kayınvalidemle konuştuğum zaman da ki daha öncesinde direk böyle bir konuyu konuşmak istemediğim için kaç kere ima ettim planımı iptal ettiğimi belirttim hani anne gelmeden önce sana zahmet arar mısın diye güzelce söyledigim halde aldığım cevap ben oğlumun evine randevuyla mı geleceğim. Bende randevu sistemi yok. gibi bir cevap oldu. Zamanla bu birazcık daha düzeldi.

Evlerimizin arası yürüyerek 15 dakika arabayla 5 dakika olmasına rağmen bazen kayınvalidemgile gittiğimizde orada kalmamız istediler. Ben rahat edemediği kalmak istemediğimi soyledigim zaman hem eşimden hem de kayınvalidemden tepki gördüm.

Ama bu ve bunun gibi çok çok fazla böyle mahremiyetine gölge düşüren, tam olarak Çekirdek aile olarak yaşamama müsaade edilmeyen durumlar oldu. Kısaca anlatacağım dedim ama şimdiden bile çok uzun oldu o yüzden daha fazla detaya girmek istemiyorum.

Kayınvalidem ve görümcem evim kirliymiş yemek güzelmiş ya da kötüymüş gibi şeylere takılmazlar. Yani klasik kötü kaynana ve kötü görümce değiller, kötü insanlar da değiller onları seviyorum ve sayıyorum.

Ama sınırsızlık ve düşüncesizlik çok fazla. Bundan dolayı ben bir süredir biraz mesafe koymaya çalışıyorum. Eşimle de bunun mücadelesini veriyorum.

Şimdi bunların üstüne eşim benim kök aileme karşı hep mesafeli. Uzun süre gidip gelmeye bile sıkıntı çıkardı. Hareketlerinin altında hep bir şeyler aradı, ya da daha doğru bir ifadeyle söylenen ya da yapılan her sözü yanlış anlamaya aşırı meyilliydi hala da biraz öyle. Kök ailemden birinin yaptığı en ufak bir şeyi, hoşlanmadığı en ufak bir davranışı gelip çok net bir şekilde benim suratıma söyleyebiliyor. Ama ama bahsettiğim şeyler çok saçma sapan şeyler. Tabii ki eşim bana söyleyebilir. Ama mesela biz de insanız kayınvalidem de benim de anlaşamadığım, ya da aynı fikirde olmadığımız konular oluyor. Ben bunları çok dikkatli ve özenle sectigim sözcüklerle eşime aktardığımda bile asla kabul etmiyor, sen yanlış anladın diyor. Annem ya da kardeşim kötü niyetli değil diyor. Yani ona göre bir taraf hep Suçlu, yapılan hareketler hep kasıtlı, her şeyi yanlış anlaşılabilecek davranışlarda, ama kendi tarafında her şey iyi niyetli, hiçbir şeyi yanlış anlaşılamaz, ve art niyetli olan kişi benim.

Bu durumda ister istemez beni eşimin anlayabilmesi adına onun kök ailesine karşı sınır koyma kararımı kesinleştirdi. Zaten bir rahatsızlığın böyle bir durumum vardı, bu da bunu pekiştirdi.

Son haftalardaki duruma geldiğimde ise maddi sıkıntılarımızdan dolayı eşim annesigile taşınmamızı teklif etti. Ama kayınvalidemin evinin küçüklüğünü falan bir kenara bırakıyorum benim yapabileceğim bir durum değil.

Eşim oraya taşınırsak kendimizin maddi olarak toplayabileceğimizi borçlarınızı daha rahat ödeyebileceğimizi söylüyor. Beni ikna etmeye çalışıyor. Ben de bütün maddi sıkıntıları kabul ettim. Eşime de bunu söyledim yanında olduğumu belirttim. Kesinlikle böyle bir kararı desteklemediğimi, orada huzursuz olacağımı. Bunun annesini ve kardeşini sevmedim ya da saymamadığım anlamına gelmediğini, ve bunun bir insanın iyi ya da kötü olmasıyla da alakası olmadığını anlattım. Aynı şekilde benim annemgile taşınmayı teklif etse de kabul edemeyeceğimi söyledim.

Şu anda zaten maddi sıkıntılar, maddi sıkıntılardan dolayı bunalmış stresli bir eş ve iki tane küçük bebek bir evi çekip çevirmeye çalışıyorum. Yaşayanlar tam olarak ne demek istediğimi anlarlar. Benim için de hiç kolay bir durum değil. Bazen kendi evimde bile duvarlar benim üstüme üstüme gelirken, acaba bir şans mı versem belki iyi olur diye kendimi düşünmeye zorluyorum. Kendimi orada yaşarken hayal etmeye çalışıyorum ama hiçbir şekilde hayal edemiyorum.

Ve erkek ve kadın arasındaki fark burada devreye giriyor şöyle ki, eşimin durumu kısaca anlatıp konuştuğu erkek kişileri benim davrandığımı, maddi olarak toparlanabilmek için bunun tek yolu olduğunu söylüyorlar. Benim konuşup kısaca anlattığım kadınlar ise, huzurum maddiyattan daha önemli olduğunu böyle bir durumda bu kadar stres ve kaygı ile beraber mutlu olamayacağım ve evliliğimiz açısından işlerin daha kötüye gideceğini söylüyorlar. Tabii ki benim kendi fikrim düşüncem belli bir kararım var ve sonuna kadar bunun arkasındayım zaten. Sadece eşim kendi yakınları ile konuşurken anlattığı için ve destek bulduğu için ona karşı bak konuştuğum insanlar da bu açıdan bakıyor benim açımdan da ben haklıyım diye kendimi ifade edebilmek için sordum birkaç kişiye.

Siz benim yerimde olsanız napardınız? Ben kesinlikle bu şekilde yaşayamayacağımı, psikolojik olarak iyiye gitmeyeceğimi, annesigile problem yaşayacağımı biliyorum. Çünkü şu anda bile hayatımıza bu kadar müdahale ederlerken ve ben bunu sınırlamaya çalışırken tamamen iç içe geçmek isteyeceğim son şey bile değil. Aynısı benim kök ailem için de geçerli bu arada, ama eşim zaten mesafeli olduğu için böyle bir şey söz konusu bile değil.

Bu arada bu şu anki durumumuz için tek çözüm yolu değil bunu belirtmek isterim. Ve eşimi azıcık tanıyorsam o evin faturalarından doğalgazına mutfak masrafına kadar her şeyini kendi karşılamak isteyecek, annesigile de çoğu zaman bir şey ödetmeyecek, buna eminim. Çünkü şu anda bile durum böyle. Faturalar falan ödemese bile çoğu şeyi kendi karşılamaya çalışıyor. Böyle bir durumda da bizim maddi olarak oraya taşınsak dahi toparlanmamız mümkün değil. Şu an bunu dile getirsem kesinlikle kabul etmez ama ben eşimi tanıyorum.


Not İstanbul’da yaşayan arkadaşlarıma çok geçmiş olsun. Umarım herkes iyidir. Böyle bir zamanda böyle bir konu açtığım için kusura bakmayın ama ateş düştüğü yeri yakıyor. Yani benim derdim beni yakıyor. Şimdiden herkese teşekkürler
Yani iyi ki ayrıntıya girmemişsin boğuldum resmen. Neyse başlığa ithafen cevabım peynir ekmek yerim yine de kayınvalideyle aynı evde yaşamam
 
benim aileme sebepsiz yere tepki koyan, görüşmeyen, gitmeyen, problem çıkaran eşimin ailesiyle birlikte yaşamam.
kaldı ki hiçbir sorun olmasa dahi kalmam.
gerekirse her gün makarna yerim yine de gitmem.
kendi ailenizi saymayan bir adamla nasıl evli kalabiliyorsunuz? ailenize yapılan saygısızlığı üzerinize alınmıyor musunuz?
bakın siz gidip gelmeyince problem ediyormuş kocanız o gidip gelmeyince siz neden problem etmiyorsunuz?
onun ailesi kıymetlide sizinkiler değil mi?
Aynı şeyleri yaşayarak ve eşimle bunun tartışmasını vererek bu konuda bir tık ilerleme katettik. Ama içten içe benim aileme karşı hala çok mesafeli davranıp benden de birlikte yaşamak teklifini yapınca benim reddetmemdeki en büyük etkenlerden biri de bu oldu zaten.
 
Aynı şeyleri yaşayarak ve eşimle bunun tartışmasını vererek bu konuda bir tık ilerleme katettik. Ama içten içe benim aileme karşı hala çok mesafeli davranıp benden de birlikte yaşamak teklifini yapınca benim reddetmemdeki en büyük etkenlerden biri de bu oldu zaten.
Şey deyin mesela o zaman benim ailemin yanına taşınalım?
 
Borçları nasıl yaptıysa aynı şekilde eşek gibi ödesin. Aşırı derecede sinirlendim. Sizin aileniz ana baba değil de bir tek onunki mi kıymetli? Sırf aradaki bu dengesizlikten ötürü bile adımımı atmazdım o eve. Siz fazla anlayışlısınız. O eve girerseniz de bir daha çıkamazsınız ayrıca.
 
Borçları nasıl yaptıysa aynı şekilde eşek gibi ödesin. Aşırı derecede sinirlendim. Sizin aileniz ana baba değil de bir tek onunki mi kıymetli? Sırf aradaki bu dengesizlikten ötürü bile adımımı atmazdım o eve. Siz fazla anlayışlısınız. O eve girerseniz de bir daha çıkamazsınız ayrıca.
İnanın süre belli değil zaten belli olsa da asla istediğim bir durum değil gitsem bir daha çıkamam. Bir kere daha anladım doğru şeyi düşündüğümü.
 
Hayır gitmem yaşamam. Son iki paragrafta da bunun çıkış yolu olmadığını söylüyorsunuz. Zaten eş ailesinden kaynaklı sorunlar var, bir evin içine girseniz bu sorunlar daha da büyüyecek. Gelecekte de annemi yalnız bırakamam deyip başka eve de çıkarmaz sizi. Az aşım ağrımaz başım. Gitmem kesinlikle.
 
Bu seferde benim evde kız kardeşlerim olduğu için ben orda mesela rahat duş alamam ama annemlerin evde erkek yok sen daha rahat edersin diyip işin içinden çıkıyor
Ne alakaymış. Kafaya bak pırıl pırıl. Yanlış anlamayın o kadar huzursuz olursunuz ki şimdi ki halinizi çok ararsınız.
Ben körü körüne aile savunan biri değilim.
Ailem eşime saygısızlık yaparsa aileme de eşimi ezdirmem. Ama eşim aileme durduk yere böyle saygısızlık yaparsa ona da ağzının payını veririm.
Kendi ailesi ağa paşa sizinkilere gelince yok. Asla tahammül edemem.
 
Kızlar herkese iyi akşamlar. Eşimle son zamanlarda karar vermekte zorluk çektiğimiz, daha doğrusu ortak bir noktada buluşamadığımız bir durum var. Sizin fikirlerinizi merak ediyorum. Çok ayrıntıya girmeden anlatmaya çalışacağım. Şimdiden okuyup yorum yaptığınız için teşekkür ederim. Lütfen empati yaparak kendinizi benim yerime koyup anlattıklarımı kendiniz yaşıyormuş gibi yorum yapın. ya da siz bu durumda olsaydınız ne yapardınız aslında merak ettiğim bu.

Şu anda maddi olarak zor bir süreçten geçiyoruz. Bir iş kurmayı denedik başaramadık. Bankalara olan borcumuz bir hayli fazla. Kendi boyumuzu aştı yani.

Eşimin babası o küçükken vefat etmiş. Annesi ve kız kardeşi var. Ve senelerce evde erkek figürü eşim olmuş. Biz evlendikten sonra da bu böyle devam etti. Ben bunu biraz geç fark ettim. Kayınvalidem, görümcem ve eşim bunu bu şekilde kabul etmeye devam ediyorlar. Ayrıca evde otursak da görünüşte kayınvalidem ve görümcem bana klasik kayınvalide ve görümce gibi davranmasalar da bu böyle. Dile getirsen kabul etmezler. Ama davranış ve beklentilere baktığın zaman bunun hala devam ettiği net bir şekilde anlaşılıyor. ( küçük bir örnek vermek gerekirse, kayınvalidemin babası Ankara’ya yakın bir ilçede eşimin teyzesi ile beraber yaşıyor. Dede yaşlı, kayınvalidem yarı zamanlı bir yerde çalışıyor. Yaklaşık iki senedir babasının durumunu bilmesine rağmen ve babası onu beklediğini açıkça belirtmesine rağmen kendi hiçbir şekilde gitmedi. Gitmesi zor bir yer değil tek bir otobüsle gidilebilecek bir yer. Kendi ekonomik özgürlüğü var. Ama o ısrarla bizimle beraber gitmek istediği için ve biz bir türlü müsait olamadığımız için bu süre uzadıkça uzadı. Bizimle beraber yani oğlu torunlarıyla beraber gitmek istemesini anlayabilirim bunda bir problem yok gidebiliriz. Ama illa bizimle gidilecek diye bir kural yok. Çünkü bizim ayrı bir hayatımız var eşimin ayrı bir işi var. Bu kadar beklendiğini bildiği bir durumda bizi beklemesine gerek yok. Kendi bir şekilde gidip babasının gönlünü alıp, daha sonra müsait olunca da beraber gidilebilirdi. Ama o ısrarla beraber gitmek istedi ve bunu bize dayattı. Umarım anlatabilmişimdir)

Eşim maddi olarak annesinden kopmadığı için, ben hala o evin lideri olarak kendimi görüyorum dediği için, kayınvalidemin belki farkında olmadan eşinden beklemesi gerektiği her şeyi oğlundan beklediği için bu durum ufak tefek ufak tefek şeylerden Çığ gibi büyüdü. Bu tabii ki benim tarafımdan böyle, diğer taraf için olması gereken bu. Yanlış anlaşılma olmasın ben kesinlikle beraber bir yere gitmeyelim gelmeyelim, birlikte olmayalım demiyorum. Ama bu o kadar benimsendi o kadar normalleştirildi ki bizim ayrı bir aile olduğumuz, bizim de kendimize ait bir yaşantımız olduğu, bazı şeyleri baş başa yapmak isteyebileceğimiz, tamamen unutuldu.

Eşim gerek izin olarak gerekse maddi durumlardan dolayı senede bir kere gidebildiğimiz tatili sürekli annesigile planlayıp sürekli onlarla beraber gitmek istedi. Kayınvalidem de sürekli bu şekilde bir fikir içerisinde. Bunu da bir örnek olarak söylüyorum.

Problemin çoğunluğunun eşimden kaynaklandığını farkındayım. o aradaki sınırı net olarak koyamadığı için ve kendine kadar kabul etmek istemese de oradan tam anlamıyla kopamadığı için bu şekilde oluyor.

Ben bende de hata var tabii ki. İlk başta bu durumu fark edemedim. Ya da ilk başta bu boyutta değildi bilmiyorum. Sonradan fark ettim. Rahatsızlığım hat safaya ulaştı. İlk doğumdan sonra kayınvalidemin Çatkapı ve sürekli habersiz gelmesi, benim kendi ailem kuzenlerim ya da arkadaşlarımla yaptığım planları ortak olmak istemesi ya da benim bu planları iptal etmek zorunda olmam sebep oldu. bu konuyu eşime açtım ilk başta, hallederiz dedi annemle konuşurum dedi ama konuşmadı. Ben kayınvalidemle konuştuğum zaman da ki daha öncesinde direk böyle bir konuyu konuşmak istemediğim için kaç kere ima ettim planımı iptal ettiğimi belirttim hani anne gelmeden önce sana zahmet arar mısın diye güzelce söyledigim halde aldığım cevap ben oğlumun evine randevuyla mı geleceğim. Bende randevu sistemi yok. gibi bir cevap oldu. Zamanla bu birazcık daha düzeldi.

Evlerimizin arası yürüyerek 15 dakika arabayla 5 dakika olmasına rağmen bazen kayınvalidemgile gittiğimizde orada kalmamız istediler. Ben rahat edemediği kalmak istemediğimi soyledigim zaman hem eşimden hem de kayınvalidemden tepki gördüm.

Ama bu ve bunun gibi çok çok fazla böyle mahremiyetine gölge düşüren, tam olarak Çekirdek aile olarak yaşamama müsaade edilmeyen durumlar oldu. Kısaca anlatacağım dedim ama şimdiden bile çok uzun oldu o yüzden daha fazla detaya girmek istemiyorum.

Kayınvalidem ve görümcem evim kirliymiş yemek güzelmiş ya da kötüymüş gibi şeylere takılmazlar. Yani klasik kötü kaynana ve kötü görümce değiller, kötü insanlar da değiller onları seviyorum ve sayıyorum.

Ama sınırsızlık ve düşüncesizlik çok fazla. Bundan dolayı ben bir süredir biraz mesafe koymaya çalışıyorum. Eşimle de bunun mücadelesini veriyorum.

Şimdi bunların üstüne eşim benim kök aileme karşı hep mesafeli. Uzun süre gidip gelmeye bile sıkıntı çıkardı. Hareketlerinin altında hep bir şeyler aradı, ya da daha doğru bir ifadeyle söylenen ya da yapılan her sözü yanlış anlamaya aşırı meyilliydi hala da biraz öyle. Kök ailemden birinin yaptığı en ufak bir şeyi, hoşlanmadığı en ufak bir davranışı gelip çok net bir şekilde benim suratıma söyleyebiliyor. Ama ama bahsettiğim şeyler çok saçma sapan şeyler. Tabii ki eşim bana söyleyebilir. Ama mesela biz de insanız kayınvalidem de benim de anlaşamadığım, ya da aynı fikirde olmadığımız konular oluyor. Ben bunları çok dikkatli ve özenle sectigim sözcüklerle eşime aktardığımda bile asla kabul etmiyor, sen yanlış anladın diyor. Annem ya da kardeşim kötü niyetli değil diyor. Yani ona göre bir taraf hep Suçlu, yapılan hareketler hep kasıtlı, her şeyi yanlış anlaşılabilecek davranışlarda, ama kendi tarafında her şey iyi niyetli, hiçbir şeyi yanlış anlaşılamaz, ve art niyetli olan kişi benim.

Bu durumda ister istemez beni eşimin anlayabilmesi adına onun kök ailesine karşı sınır koyma kararımı kesinleştirdi. Zaten bir rahatsızlığın böyle bir durumum vardı, bu da bunu pekiştirdi.

Son haftalardaki duruma geldiğimde ise maddi sıkıntılarımızdan dolayı eşim annesigile taşınmamızı teklif etti. Ama kayınvalidemin evinin küçüklüğünü falan bir kenara bırakıyorum benim yapabileceğim bir durum değil.

Eşim oraya taşınırsak kendimizin maddi olarak toplayabileceğimizi borçlarınızı daha rahat ödeyebileceğimizi söylüyor. Beni ikna etmeye çalışıyor. Ben de bütün maddi sıkıntıları kabul ettim. Eşime de bunu söyledim yanında olduğumu belirttim. Kesinlikle böyle bir kararı desteklemediğimi, orada huzursuz olacağımı. Bunun annesini ve kardeşini sevmedim ya da saymamadığım anlamına gelmediğini, ve bunun bir insanın iyi ya da kötü olmasıyla da alakası olmadığını anlattım. Aynı şekilde benim annemgile taşınmayı teklif etse de kabul edemeyeceğimi söyledim.

Şu anda zaten maddi sıkıntılar, maddi sıkıntılardan dolayı bunalmış stresli bir eş ve iki tane küçük bebek bir evi çekip çevirmeye çalışıyorum. Yaşayanlar tam olarak ne demek istediğimi anlarlar. Benim için de hiç kolay bir durum değil. Bazen kendi evimde bile duvarlar benim üstüme üstüme gelirken, acaba bir şans mı versem belki iyi olur diye kendimi düşünmeye zorluyorum. Kendimi orada yaşarken hayal etmeye çalışıyorum ama hiçbir şekilde hayal edemiyorum.

Ve erkek ve kadın arasındaki fark burada devreye giriyor şöyle ki, eşimin durumu kısaca anlatıp konuştuğu erkek kişileri benim davrandığımı, maddi olarak toparlanabilmek için bunun tek yolu olduğunu söylüyorlar. Benim konuşup kısaca anlattığım kadınlar ise, huzurum maddiyattan daha önemli olduğunu böyle bir durumda bu kadar stres ve kaygı ile beraber mutlu olamayacağım ve evliliğimiz açısından işlerin daha kötüye gideceğini söylüyorlar. Tabii ki benim kendi fikrim düşüncem belli bir kararım var ve sonuna kadar bunun arkasındayım zaten. Sadece eşim kendi yakınları ile konuşurken anlattığı için ve destek bulduğu için ona karşı bak konuştuğum insanlar da bu açıdan bakıyor benim açımdan da ben haklıyım diye kendimi ifade edebilmek için sordum birkaç kişiye.

Siz benim yerimde olsanız napardınız? Ben kesinlikle bu şekilde yaşayamayacağımı, psikolojik olarak iyiye gitmeyeceğimi, annesigile problem yaşayacağımı biliyorum. Çünkü şu anda bile hayatımıza bu kadar müdahale ederlerken ve ben bunu sınırlamaya çalışırken tamamen iç içe geçmek isteyeceğim son şey bile değil. Aynısı benim kök ailem için de geçerli bu arada, ama eşim zaten mesafeli olduğu için böyle bir şey söz konusu bile değil.

Bu arada bu şu anki durumumuz için tek çözüm yolu değil bunu belirtmek isterim. Ve eşimi azıcık tanıyorsam o evin faturalarından doğalgazına mutfak masrafına kadar her şeyini kendi karşılamak isteyecek, annesigile de çoğu zaman bir şey ödetmeyecek, buna eminim. Çünkü şu anda bile durum böyle. Faturalar falan ödemese bile çoğu şeyi kendi karşılamaya çalışıyor. Böyle bir durumda da bizim maddi olarak oraya taşınsak dahi toparlanmamız mümkün değil. Şu an bunu dile getirsem kesinlikle kabul etmez ama ben eşimi tanıyorum.


Not İstanbul’da yaşayan arkadaşlarıma çok geçmiş olsun. Umarım herkes iyidir. Böyle bir zamanda böyle bir konu açtığım için kusura bakmayın ama ateş düştüğü yeri yakıyor. Yani benim derdim beni yakıyor. Şimdiden herkese teşekkürler
Tabiki tasınma yanlarına. Hatta hayattaki en büyük amacın bu olsun
 
Kızlar herkese iyi akşamlar. Eşimle son zamanlarda karar vermekte zorluk çektiğimiz, daha doğrusu ortak bir noktada buluşamadığımız bir durum var. Sizin fikirlerinizi merak ediyorum. Çok ayrıntıya girmeden anlatmaya çalışacağım. Şimdiden okuyup yorum yaptığınız için teşekkür ederim. Lütfen empati yaparak kendinizi benim yerime koyup anlattıklarımı kendiniz yaşıyormuş gibi yorum yapın. ya da siz bu durumda olsaydınız ne yapardınız aslında merak ettiğim bu.

Şu anda maddi olarak zor bir süreçten geçiyoruz. Bir iş kurmayı denedik başaramadık. Bankalara olan borcumuz bir hayli fazla. Kendi boyumuzu aştı yani.

Eşimin babası o küçükken vefat etmiş. Annesi ve kız kardeşi var. Ve senelerce evde erkek figürü eşim olmuş. Biz evlendikten sonra da bu böyle devam etti. Ben bunu biraz geç fark ettim. Kayınvalidem, görümcem ve eşim bunu bu şekilde kabul etmeye devam ediyorlar. Ayrıca evde otursak da görünüşte kayınvalidem ve görümcem bana klasik kayınvalide ve görümce gibi davranmasalar da bu böyle. Dile getirsen kabul etmezler. Ama davranış ve beklentilere baktığın zaman bunun hala devam ettiği net bir şekilde anlaşılıyor. ( küçük bir örnek vermek gerekirse, kayınvalidemin babası Ankara’ya yakın bir ilçede eşimin teyzesi ile beraber yaşıyor. Dede yaşlı, kayınvalidem yarı zamanlı bir yerde çalışıyor. Yaklaşık iki senedir babasının durumunu bilmesine rağmen ve babası onu beklediğini açıkça belirtmesine rağmen kendi hiçbir şekilde gitmedi. Gitmesi zor bir yer değil tek bir otobüsle gidilebilecek bir yer. Kendi ekonomik özgürlüğü var. Ama o ısrarla bizimle beraber gitmek istediği için ve biz bir türlü müsait olamadığımız için bu süre uzadıkça uzadı. Bizimle beraber yani oğlu torunlarıyla beraber gitmek istemesini anlayabilirim bunda bir problem yok gidebiliriz. Ama illa bizimle gidilecek diye bir kural yok. Çünkü bizim ayrı bir hayatımız var eşimin ayrı bir işi var. Bu kadar beklendiğini bildiği bir durumda bizi beklemesine gerek yok. Kendi bir şekilde gidip babasının gönlünü alıp, daha sonra müsait olunca da beraber gidilebilirdi. Ama o ısrarla beraber gitmek istedi ve bunu bize dayattı. Umarım anlatabilmişimdir)

Eşim maddi olarak annesinden kopmadığı için, ben hala o evin lideri olarak kendimi görüyorum dediği için, kayınvalidemin belki farkında olmadan eşinden beklemesi gerektiği her şeyi oğlundan beklediği için bu durum ufak tefek ufak tefek şeylerden Çığ gibi büyüdü. Bu tabii ki benim tarafımdan böyle, diğer taraf için olması gereken bu. Yanlış anlaşılma olmasın ben kesinlikle beraber bir yere gitmeyelim gelmeyelim, birlikte olmayalım demiyorum. Ama bu o kadar benimsendi o kadar normalleştirildi ki bizim ayrı bir aile olduğumuz, bizim de kendimize ait bir yaşantımız olduğu, bazı şeyleri baş başa yapmak isteyebileceğimiz, tamamen unutuldu.

Eşim gerek izin olarak gerekse maddi durumlardan dolayı senede bir kere gidebildiğimiz tatili sürekli annesigile planlayıp sürekli onlarla beraber gitmek istedi. Kayınvalidem de sürekli bu şekilde bir fikir içerisinde. Bunu da bir örnek olarak söylüyorum.

Problemin çoğunluğunun eşimden kaynaklandığını farkındayım. o aradaki sınırı net olarak koyamadığı için ve kendine kadar kabul etmek istemese de oradan tam anlamıyla kopamadığı için bu şekilde oluyor.

Ben bende de hata var tabii ki. İlk başta bu durumu fark edemedim. Ya da ilk başta bu boyutta değildi bilmiyorum. Sonradan fark ettim. Rahatsızlığım hat safaya ulaştı. İlk doğumdan sonra kayınvalidemin Çatkapı ve sürekli habersiz gelmesi, benim kendi ailem kuzenlerim ya da arkadaşlarımla yaptığım planları ortak olmak istemesi ya da benim bu planları iptal etmek zorunda olmam sebep oldu. bu konuyu eşime açtım ilk başta, hallederiz dedi annemle konuşurum dedi ama konuşmadı. Ben kayınvalidemle konuştuğum zaman da ki daha öncesinde direk böyle bir konuyu konuşmak istemediğim için kaç kere ima ettim planımı iptal ettiğimi belirttim hani anne gelmeden önce sana zahmet arar mısın diye güzelce söyledigim halde aldığım cevap ben oğlumun evine randevuyla mı geleceğim. Bende randevu sistemi yok. gibi bir cevap oldu. Zamanla bu birazcık daha düzeldi.

Evlerimizin arası yürüyerek 15 dakika arabayla 5 dakika olmasına rağmen bazen kayınvalidemgile gittiğimizde orada kalmamız istediler. Ben rahat edemediği kalmak istemediğimi soyledigim zaman hem eşimden hem de kayınvalidemden tepki gördüm.

Ama bu ve bunun gibi çok çok fazla böyle mahremiyetine gölge düşüren, tam olarak Çekirdek aile olarak yaşamama müsaade edilmeyen durumlar oldu. Kısaca anlatacağım dedim ama şimdiden bile çok uzun oldu o yüzden daha fazla detaya girmek istemiyorum.

Kayınvalidem ve görümcem evim kirliymiş yemek güzelmiş ya da kötüymüş gibi şeylere takılmazlar. Yani klasik kötü kaynana ve kötü görümce değiller, kötü insanlar da değiller onları seviyorum ve sayıyorum.

Ama sınırsızlık ve düşüncesizlik çok fazla. Bundan dolayı ben bir süredir biraz mesafe koymaya çalışıyorum. Eşimle de bunun mücadelesini veriyorum.

Şimdi bunların üstüne eşim benim kök aileme karşı hep mesafeli. Uzun süre gidip gelmeye bile sıkıntı çıkardı. Hareketlerinin altında hep bir şeyler aradı, ya da daha doğru bir ifadeyle söylenen ya da yapılan her sözü yanlış anlamaya aşırı meyilliydi hala da biraz öyle. Kök ailemden birinin yaptığı en ufak bir şeyi, hoşlanmadığı en ufak bir davranışı gelip çok net bir şekilde benim suratıma söyleyebiliyor. Ama ama bahsettiğim şeyler çok saçma sapan şeyler. Tabii ki eşim bana söyleyebilir. Ama mesela biz de insanız kayınvalidem de benim de anlaşamadığım, ya da aynı fikirde olmadığımız konular oluyor. Ben bunları çok dikkatli ve özenle sectigim sözcüklerle eşime aktardığımda bile asla kabul etmiyor, sen yanlış anladın diyor. Annem ya da kardeşim kötü niyetli değil diyor. Yani ona göre bir taraf hep Suçlu, yapılan hareketler hep kasıtlı, her şeyi yanlış anlaşılabilecek davranışlarda, ama kendi tarafında her şey iyi niyetli, hiçbir şeyi yanlış anlaşılamaz, ve art niyetli olan kişi benim.

Bu durumda ister istemez beni eşimin anlayabilmesi adına onun kök ailesine karşı sınır koyma kararımı kesinleştirdi. Zaten bir rahatsızlığın böyle bir durumum vardı, bu da bunu pekiştirdi.

Son haftalardaki duruma geldiğimde ise maddi sıkıntılarımızdan dolayı eşim annesigile taşınmamızı teklif etti. Ama kayınvalidemin evinin küçüklüğünü falan bir kenara bırakıyorum benim yapabileceğim bir durum değil.

Eşim oraya taşınırsak kendimizin maddi olarak toplayabileceğimizi borçlarınızı daha rahat ödeyebileceğimizi söylüyor. Beni ikna etmeye çalışıyor. Ben de bütün maddi sıkıntıları kabul ettim. Eşime de bunu söyledim yanında olduğumu belirttim. Kesinlikle böyle bir kararı desteklemediğimi, orada huzursuz olacağımı. Bunun annesini ve kardeşini sevmedim ya da saymamadığım anlamına gelmediğini, ve bunun bir insanın iyi ya da kötü olmasıyla da alakası olmadığını anlattım. Aynı şekilde benim annemgile taşınmayı teklif etse de kabul edemeyeceğimi söyledim.

Şu anda zaten maddi sıkıntılar, maddi sıkıntılardan dolayı bunalmış stresli bir eş ve iki tane küçük bebek bir evi çekip çevirmeye çalışıyorum. Yaşayanlar tam olarak ne demek istediğimi anlarlar. Benim için de hiç kolay bir durum değil. Bazen kendi evimde bile duvarlar benim üstüme üstüme gelirken, acaba bir şans mı versem belki iyi olur diye kendimi düşünmeye zorluyorum. Kendimi orada yaşarken hayal etmeye çalışıyorum ama hiçbir şekilde hayal edemiyorum.

Ve erkek ve kadın arasındaki fark burada devreye giriyor şöyle ki, eşimin durumu kısaca anlatıp konuştuğu erkek kişileri benim davrandığımı, maddi olarak toparlanabilmek için bunun tek yolu olduğunu söylüyorlar. Benim konuşup kısaca anlattığım kadınlar ise, huzurum maddiyattan daha önemli olduğunu böyle bir durumda bu kadar stres ve kaygı ile beraber mutlu olamayacağım ve evliliğimiz açısından işlerin daha kötüye gideceğini söylüyorlar. Tabii ki benim kendi fikrim düşüncem belli bir kararım var ve sonuna kadar bunun arkasındayım zaten. Sadece eşim kendi yakınları ile konuşurken anlattığı için ve destek bulduğu için ona karşı bak konuştuğum insanlar da bu açıdan bakıyor benim açımdan da ben haklıyım diye kendimi ifade edebilmek için sordum birkaç kişiye.

Siz benim yerimde olsanız napardınız? Ben kesinlikle bu şekilde yaşayamayacağımı, psikolojik olarak iyiye gitmeyeceğimi, annesigile problem yaşayacağımı biliyorum. Çünkü şu anda bile hayatımıza bu kadar müdahale ederlerken ve ben bunu sınırlamaya çalışırken tamamen iç içe geçmek isteyeceğim son şey bile değil. Aynısı benim kök ailem için de geçerli bu arada, ama eşim zaten mesafeli olduğu için böyle bir şey söz konusu bile değil.

Bu arada bu şu anki durumumuz için tek çözüm yolu değil bunu belirtmek isterim. Ve eşimi azıcık tanıyorsam o evin faturalarından doğalgazına mutfak masrafına kadar her şeyini kendi karşılamak isteyecek, annesigile de çoğu zaman bir şey ödetmeyecek, buna eminim. Çünkü şu anda bile durum böyle. Faturalar falan ödemese bile çoğu şeyi kendi karşılamaya çalışıyor. Böyle bir durumda da bizim maddi olarak oraya taşınsak dahi toparlanmamız mümkün değil. Şu an bunu dile getirsem kesinlikle kabul etmez ama ben eşimi tanıyorum.


Not İstanbul’da yaşayan arkadaşlarıma çok geçmiş olsun. Umarım herkes iyidir. Böyle bir zamanda böyle bir konu açtığım için kusura bakmayın ama ateş düştüğü yeri yakıyor. Yani benim derdim beni yakıyor. Şimdiden herkese teşekkürler
Kendi evinizde yaşamaya devam edin. Fatura ve genel giderlerinizi düşürmek için indirimleri takip edin. Eşiniz küçücük bir araba süsüne 2000 TL harcamayı bıraksın; siz de 1,5 yaş ve 5 aylık 2 bebeğiniz varken kenara koyduğunuz para ile eşinizin tespih koleksiyonunu düşünerek hediye almayın. Önceliğiniz temel, sabit giderleriniz olsun.
 
Kızlar herkese iyi akşamlar. Eşimle son zamanlarda karar vermekte zorluk çektiğimiz, daha doğrusu ortak bir noktada buluşamadığımız bir durum var. Sizin fikirlerinizi merak ediyorum. Çok ayrıntıya girmeden anlatmaya çalışacağım. Şimdiden okuyup yorum yaptığınız için teşekkür ederim. Lütfen empati yaparak kendinizi benim yerime koyup anlattıklarımı kendiniz yaşıyormuş gibi yorum yapın. ya da siz bu durumda olsaydınız ne yapardınız aslında merak ettiğim bu.

Şu anda maddi olarak zor bir süreçten geçiyoruz. Bir iş kurmayı denedik başaramadık. Bankalara olan borcumuz bir hayli fazla. Kendi boyumuzu aştı yani.

Eşimin babası o küçükken vefat etmiş. Annesi ve kız kardeşi var. Ve senelerce evde erkek figürü eşim olmuş. Biz evlendikten sonra da bu böyle devam etti. Ben bunu biraz geç fark ettim. Kayınvalidem, görümcem ve eşim bunu bu şekilde kabul etmeye devam ediyorlar. Ayrıca evde otursak da görünüşte kayınvalidem ve görümcem bana klasik kayınvalide ve görümce gibi davranmasalar da bu böyle. Dile getirsen kabul etmezler. Ama davranış ve beklentilere baktığın zaman bunun hala devam ettiği net bir şekilde anlaşılıyor. ( küçük bir örnek vermek gerekirse, kayınvalidemin babası Ankara’ya yakın bir ilçede eşimin teyzesi ile beraber yaşıyor. Dede yaşlı, kayınvalidem yarı zamanlı bir yerde çalışıyor. Yaklaşık iki senedir babasının durumunu bilmesine rağmen ve babası onu beklediğini açıkça belirtmesine rağmen kendi hiçbir şekilde gitmedi. Gitmesi zor bir yer değil tek bir otobüsle gidilebilecek bir yer. Kendi ekonomik özgürlüğü var. Ama o ısrarla bizimle beraber gitmek istediği için ve biz bir türlü müsait olamadığımız için bu süre uzadıkça uzadı. Bizimle beraber yani oğlu torunlarıyla beraber gitmek istemesini anlayabilirim bunda bir problem yok gidebiliriz. Ama illa bizimle gidilecek diye bir kural yok. Çünkü bizim ayrı bir hayatımız var eşimin ayrı bir işi var. Bu kadar beklendiğini bildiği bir durumda bizi beklemesine gerek yok. Kendi bir şekilde gidip babasının gönlünü alıp, daha sonra müsait olunca da beraber gidilebilirdi. Ama o ısrarla beraber gitmek istedi ve bunu bize dayattı. Umarım anlatabilmişimdir)

Eşim maddi olarak annesinden kopmadığı için, ben hala o evin lideri olarak kendimi görüyorum dediği için, kayınvalidemin belki farkında olmadan eşinden beklemesi gerektiği her şeyi oğlundan beklediği için bu durum ufak tefek ufak tefek şeylerden Çığ gibi büyüdü. Bu tabii ki benim tarafımdan böyle, diğer taraf için olması gereken bu. Yanlış anlaşılma olmasın ben kesinlikle beraber bir yere gitmeyelim gelmeyelim, birlikte olmayalım demiyorum. Ama bu o kadar benimsendi o kadar normalleştirildi ki bizim ayrı bir aile olduğumuz, bizim de kendimize ait bir yaşantımız olduğu, bazı şeyleri baş başa yapmak isteyebileceğimiz, tamamen unutuldu.

Eşim gerek izin olarak gerekse maddi durumlardan dolayı senede bir kere gidebildiğimiz tatili sürekli annesigile planlayıp sürekli onlarla beraber gitmek istedi. Kayınvalidem de sürekli bu şekilde bir fikir içerisinde. Bunu da bir örnek olarak söylüyorum.

Problemin çoğunluğunun eşimden kaynaklandığını farkındayım. o aradaki sınırı net olarak koyamadığı için ve kendine kadar kabul etmek istemese de oradan tam anlamıyla kopamadığı için bu şekilde oluyor.

Ben bende de hata var tabii ki. İlk başta bu durumu fark edemedim. Ya da ilk başta bu boyutta değildi bilmiyorum. Sonradan fark ettim. Rahatsızlığım hat safaya ulaştı. İlk doğumdan sonra kayınvalidemin Çatkapı ve sürekli habersiz gelmesi, benim kendi ailem kuzenlerim ya da arkadaşlarımla yaptığım planları ortak olmak istemesi ya da benim bu planları iptal etmek zorunda olmam sebep oldu. bu konuyu eşime açtım ilk başta, hallederiz dedi annemle konuşurum dedi ama konuşmadı. Ben kayınvalidemle konuştuğum zaman da ki daha öncesinde direk böyle bir konuyu konuşmak istemediğim için kaç kere ima ettim planımı iptal ettiğimi belirttim hani anne gelmeden önce sana zahmet arar mısın diye güzelce söyledigim halde aldığım cevap ben oğlumun evine randevuyla mı geleceğim. Bende randevu sistemi yok. gibi bir cevap oldu. Zamanla bu birazcık daha düzeldi.

Evlerimizin arası yürüyerek 15 dakika arabayla 5 dakika olmasına rağmen bazen kayınvalidemgile gittiğimizde orada kalmamız istediler. Ben rahat edemediği kalmak istemediğimi soyledigim zaman hem eşimden hem de kayınvalidemden tepki gördüm.

Ama bu ve bunun gibi çok çok fazla böyle mahremiyetine gölge düşüren, tam olarak Çekirdek aile olarak yaşamama müsaade edilmeyen durumlar oldu. Kısaca anlatacağım dedim ama şimdiden bile çok uzun oldu o yüzden daha fazla detaya girmek istemiyorum.

Kayınvalidem ve görümcem evim kirliymiş yemek güzelmiş ya da kötüymüş gibi şeylere takılmazlar. Yani klasik kötü kaynana ve kötü görümce değiller, kötü insanlar da değiller onları seviyorum ve sayıyorum.

Ama sınırsızlık ve düşüncesizlik çok fazla. Bundan dolayı ben bir süredir biraz mesafe koymaya çalışıyorum. Eşimle de bunun mücadelesini veriyorum.

Şimdi bunların üstüne eşim benim kök aileme karşı hep mesafeli. Uzun süre gidip gelmeye bile sıkıntı çıkardı. Hareketlerinin altında hep bir şeyler aradı, ya da daha doğru bir ifadeyle söylenen ya da yapılan her sözü yanlış anlamaya aşırı meyilliydi hala da biraz öyle. Kök ailemden birinin yaptığı en ufak bir şeyi, hoşlanmadığı en ufak bir davranışı gelip çok net bir şekilde benim suratıma söyleyebiliyor. Ama ama bahsettiğim şeyler çok saçma sapan şeyler. Tabii ki eşim bana söyleyebilir. Ama mesela biz de insanız kayınvalidem de benim de anlaşamadığım, ya da aynı fikirde olmadığımız konular oluyor. Ben bunları çok dikkatli ve özenle sectigim sözcüklerle eşime aktardığımda bile asla kabul etmiyor, sen yanlış anladın diyor. Annem ya da kardeşim kötü niyetli değil diyor. Yani ona göre bir taraf hep Suçlu, yapılan hareketler hep kasıtlı, her şeyi yanlış anlaşılabilecek davranışlarda, ama kendi tarafında her şey iyi niyetli, hiçbir şeyi yanlış anlaşılamaz, ve art niyetli olan kişi benim.

Bu durumda ister istemez beni eşimin anlayabilmesi adına onun kök ailesine karşı sınır koyma kararımı kesinleştirdi. Zaten bir rahatsızlığın böyle bir durumum vardı, bu da bunu pekiştirdi.

Son haftalardaki duruma geldiğimde ise maddi sıkıntılarımızdan dolayı eşim annesigile taşınmamızı teklif etti. Ama kayınvalidemin evinin küçüklüğünü falan bir kenara bırakıyorum benim yapabileceğim bir durum değil.

Eşim oraya taşınırsak kendimizin maddi olarak toplayabileceğimizi borçlarınızı daha rahat ödeyebileceğimizi söylüyor. Beni ikna etmeye çalışıyor. Ben de bütün maddi sıkıntıları kabul ettim. Eşime de bunu söyledim yanında olduğumu belirttim. Kesinlikle böyle bir kararı desteklemediğimi, orada huzursuz olacağımı. Bunun annesini ve kardeşini sevmedim ya da saymamadığım anlamına gelmediğini, ve bunun bir insanın iyi ya da kötü olmasıyla da alakası olmadığını anlattım. Aynı şekilde benim annemgile taşınmayı teklif etse de kabul edemeyeceğimi söyledim.

Şu anda zaten maddi sıkıntılar, maddi sıkıntılardan dolayı bunalmış stresli bir eş ve iki tane küçük bebek bir evi çekip çevirmeye çalışıyorum. Yaşayanlar tam olarak ne demek istediğimi anlarlar. Benim için de hiç kolay bir durum değil. Bazen kendi evimde bile duvarlar benim üstüme üstüme gelirken, acaba bir şans mı versem belki iyi olur diye kendimi düşünmeye zorluyorum. Kendimi orada yaşarken hayal etmeye çalışıyorum ama hiçbir şekilde hayal edemiyorum.

Ve erkek ve kadın arasındaki fark burada devreye giriyor şöyle ki, eşimin durumu kısaca anlatıp konuştuğu erkek kişileri benim davrandığımı, maddi olarak toparlanabilmek için bunun tek yolu olduğunu söylüyorlar. Benim konuşup kısaca anlattığım kadınlar ise, huzurum maddiyattan daha önemli olduğunu böyle bir durumda bu kadar stres ve kaygı ile beraber mutlu olamayacağım ve evliliğimiz açısından işlerin daha kötüye gideceğini söylüyorlar. Tabii ki benim kendi fikrim düşüncem belli bir kararım var ve sonuna kadar bunun arkasındayım zaten. Sadece eşim kendi yakınları ile konuşurken anlattığı için ve destek bulduğu için ona karşı bak konuştuğum insanlar da bu açıdan bakıyor benim açımdan da ben haklıyım diye kendimi ifade edebilmek için sordum birkaç kişiye.

Siz benim yerimde olsanız napardınız? Ben kesinlikle bu şekilde yaşayamayacağımı, psikolojik olarak iyiye gitmeyeceğimi, annesigile problem yaşayacağımı biliyorum. Çünkü şu anda bile hayatımıza bu kadar müdahale ederlerken ve ben bunu sınırlamaya çalışırken tamamen iç içe geçmek isteyeceğim son şey bile değil. Aynısı benim kök ailem için de geçerli bu arada, ama eşim zaten mesafeli olduğu için böyle bir şey söz konusu bile değil.

Bu arada bu şu anki durumumuz için tek çözüm yolu değil bunu belirtmek isterim. Ve eşimi azıcık tanıyorsam o evin faturalarından doğalgazına mutfak masrafına kadar her şeyini kendi karşılamak isteyecek, annesigile de çoğu zaman bir şey ödetmeyecek, buna eminim. Çünkü şu anda bile durum böyle. Faturalar falan ödemese bile çoğu şeyi kendi karşılamaya çalışıyor. Böyle bir durumda da bizim maddi olarak oraya taşınsak dahi toparlanmamız mümkün değil. Şu an bunu dile getirsem kesinlikle kabul etmez ama ben eşimi tanıyorum.


Not İstanbul’da yaşayan arkadaşlarıma çok geçmiş olsun. Umarım herkes iyidir. Böyle bir zamanda böyle bir konu açtığım için kusura bakmayın ama ateş düştüğü yeri yakıyor. Yani benim derdim beni yakıyor. Şimdiden herkese teşekkürler
Bu kadar uzun ve yorucu yazan konu sahiplerinin nedendir bilmiyorum, hayatta da hep çok konuştuğu izlenimini alıyorum.

Sorunlarınız için kolaylıklar diliyorum.
 
Ben kayınpederimle yaşadım ev ayrıydı çatı katına bize oda yapmıştı mutfak vs farklı ama aynı ev sürekli beraber değildik ama beraberdik ki benim kayınpederim ve eşi iyi insanlar anlayışlı insanlar buna rağmen zordu 6 ayda kafayı yeme noktasına geldim ayrıca eve geçince masrafın artmaz sizden market vs beklerler haliyle. Ne diye iş kurarsınız anlamıyorum bebek varken. Normal işe girdin çalışsın hiç mi araba vs yok satacak
 
Ev ev üstüne olmaz eşiniz zaten bağımlı anneye daha beter olur. Kesinlikle çıkmayın kabul etmeyin. Borç ödenir bir şekilde gerekirse 2 iş yapsın onun borcu yüzünden her gün evde kaynana ile kavga edersiniz kendisi gelir işten uyur olan size olur.
 
Back
X