Lütfen bir yorumda bulunun...


Yoldayım, gözlük taktım gözüme ve ağlayarak okudum yorumunuzu.. Canım çok yanıyor.. onun amcalarını tüm yakın çevresini dolaştık ailesiyle beraber.. o kadar mutlu ki nasıl gülüyor, konuşuyor, şakalaşıyor aklım almıyor..
Taş kırmadı ya kalp kırdı.. nasıl bu rahatlık , be bu merhametsizlik..
Sonumuz dediğiniz gibi olacak, o yola çok yaklaştık ..
 
Bunu yemek yeme meseleniz için söyledim. Adam zaten sinirliyken oranın tüyü, buranın eti diyerek daha çok kışkırtmışsınız. En başta şurası deseydiniz bunları engellerdiniz.

Kıyafetiniz konusunda da sizi siz olmaktan çıkaracak tavizler vermeyin. Vicdanla baskıyla bunu yapmaya mahkum bırakılmayın. İsteme biçimi zaten çok yanlış eşinizin. Ama bu olay oralara nasıl geldi onuda hiç anlamadım. Camdan atlanaya kalkan birinin tedavi olması lazım, her şeyden önemlisi bu.
 
Zaten sen birçok restauranta girip çıksana da sana bu şekilde bağırıp çağırmaya hakkı yok, zaten bu gibi insanlar herhangi bir bahaneye bakıyor. Aç olması vs ufak ayrıntı. kendi babası annesine nasıl davranıyor
 

Bana zaten hep dediği şey annem gibi biri olsan bizim senle hiç kavgamız olmaz.. annesi hiçbir şeye karışmaz, kadının söz hakkı yok gibi bir şey.. babası felan çok kaba bir insan zaten..ben dik başlı imişim annesi gibi mülayim olmalıymışım o ne derse evet gocacım diyeceğim sanırım, bunu yapmadığım İçin çileden çıkıyor ..
 
Ben olsam sizin gibi yiyemezdim. Çok iğrenç
Kim bilir kaç gündür değiştirmiyor! Tuvalete falan giriyor! O yara bandı mikrop yuvasıdır! Eldiven neden takmazlar ya off!
 
Eşinizi haklı bulanlara ben de şaşırdım. Kadın illa ilk oturdukları yeri beğenip oturmak zorunda değil, olabilir. 5-10 dk sonra yeseler ne olur? Al yani karısının kalbini kırdığına değdi mi orucu vaktinde açmak için? Hijyeninden şüphe ettiğim yerde ben de yemek yemem, dışarıda yiyeceksem biraz geç yesem de güzel bir yerde adamakıllı yemek isterim. Eşiniz terbiyesizlik etmiş ben sizi haklı buldum hanımefendi.
 

Siz elbette ki çoğu konunuz da olduğu gibi haksız değilsiniz, ama görüyorum ki seviyorsunuz ve devam ettirmek istiyorsunuz bu yüzden sakin yapınızında etkisiyle derdinizi bir iki cümle ile anlatmaya çalışıp karşı taraf anlamazsa köşenize çekilip içinize gömülüyorsunuz, sanmayın ki eşiniz bunu görecek. Görse bile siz o kadar sessiz kalmışsınız ki o "amaan ne olacak " triplerine girmiş..
Bizde eşimle son zamanlarda böyleydik, birbirimize karşı sürekli cephe alıyorduk, en ufak şeyde olmadık tavırlar laflar ediyorduk. Uzaklaşın bir iki gün değil, baya bir ay iki ay.. İletişim kurmayın, giderken herkes döndüğünde net kararını belirtecek deyin. Sizede çok iyi gelecek, görmediklerinizi göreceksiniz.
 
Öncelikle yazacaklarım hoşunuza gitmeyebilir kusura bakmayın. Ama başlıktan dolayı da yoruma açık olduğunuzu düşünüyorum. Yazınızı okuyunca önceki konularınızı da yüzeysel olarak gözden geçirdim. Bana geçinmeye pek niyeti olan birisi değilmişsiniz gibi geldiniz. (Tamamen okuduklarımdan varsayımla. Belki değilsinizdir. Sizi incitmek için yazmıyorum.) Bilmiyorum eşinizin yüzünede eş kişisi diye mi hitap ediyorsunuz ama bu bile küçümseme hissi veriyor insana. Dışarda bir çok mekan hijyen açısından sıkıntılıdır zaten( ki buna bizim uzaktan çok temiz diye düşündüğümüz çoğu mekan da dahil) iftar vakti ezan okunmuş eşinizde oruç tutuyor anladığım kadarıyla size öncelik vererek ne yemek istediğinizi sormuş zaten ama buda şartlar dahilinde olur bence. Çünkü ezan okundu diyorsunuz. Bunun üzerine benim yazınızdan anladığım siz hep kendi isteklerinizi söylemişsiniz. Ben şöyle yapardım muhtemelen: (Siz çalışıyor musunuz bilmiyorum dükkan falan yazmışsınız ama ) sen akşama kadar çalıştın yoruldun canının istediği bir şey varsa uyarım. Ve eğer o ilk söylediğiniz mekana götürüyorsa da ses çıkarmazdım. Bir de annesi istedi diye gitmedik benim sözümü dinlemedi demişsiniz. Benim yaşadığım kültürde akraba dost başsağlığı ve ziyaretlerinin yol yordamında ailelerden fikir alınır. Annelerimiz gerek var ya da yok der. Aramanız yeterli der. Bunda sizin annesi ile kıyas yapmanız ego belirtisi tamamen. Ki durum sizin istediğiniz hale gelmiş zaten. Ayrıca önceki konularınız da da eşinizin ailesinin temizlik alışkanlıkları ile ilgili yazdıklarınız da hoş değil bence. (Onlar geldikten sonra halıları yıkamaya göndereceğin falan) eşinizin yerinde olsam hissetsem size bakışım hiç hoş olmazdı ve direk kavga sebebi. Kimse ailesinin küçümsenmesini kabul etmez heleki eşi tarafından. Yani sonuç olarak benim yorumum kibirli ve çokça da ego sahibisiniz.(hakaret olarak algılamayın lütfen). Heleki her konuda olayları artık olmuyor böyle hayat geçmeze bağlamanız. Etrafımız boşanmış insanlarla dolu ve hala hiçbiri mutlu değil. (Büyük sorunlu evlilikleri olanları saymıyorum: aldatma, şiddet vs. ). Lütfen kendinizle ve eşinizle uğraşmayı bırakıp mutlu olmanın yollarını arayın. insanların haklisin yorumlarını burda beklemektense.
 

Estagfurullah kızmam darılmam..
Geçinmeye niyeti olmamak değil de evliliğe inancım bitti gibi bir şey.. sinirlendiğim kızdığım İçin eş kişisi diye yazmışımdır..
O an yara bantlı ve kapkara olmuş bir şekilde ve Allah bilir ne zaman değiştirdi,wc ye girdikten sonra falan değiştirdiğini hiç sanmıyorum..
O şekilde yemek yemek istemedim, bunda anormal olan bir şey olduğunu sanmıyorum..
Ailesinin temizlik anlayışları ile ilgili konumda da bahsettiğim şeyler yabana atılır şeyler değil diye tahmin ediyorum..
 
Sizin aile yapınızı bilemem mutlaka kendinize göre haklı taraflarınız vardır. Kimsenin hayatına dışardan yorum yapmayı doğru bulmam ama kendinize zarar verdiğinizi düşünüyorum. Mesela Psikolojik baskı gördüğünüzü yazmışsınız bir yorumunuzda bence siz de farkında olmadan kendinize baskı yapıyorsunuz. Bırakın insanlar nasıl hissediyorlarsa öyle yapsınlar size zararı olmadiktan sonra insanları değiştiremezsiniz ki sadece kendinizi yorarsınız. Yaptıklarınıza da sürekli haklı sebepler aramak zorunda kalırsınız ki öyle yapıyorsunuz bu daha fazla yorar. Bırakın akışına hayatı hep kendinizi değil de eşinizin de şartlarını gözönünde bulundurarak empati yapın. Tabiki hepimiz insanız herzaman sabır katsayımız aynı olmaz. Ama inanın erkekler (şiddet ve aldatmaya eğilimlileri ayrı tutuyorum) eşleri tarafından saygı görülmeyi, önemsenmesi çokça umursarlar. Onlar bizim gibi değiller. Dümdüzler. Bizim o kafamızda yazdığımız senaryolar saçma gelir bu yüzden onlara. Bunları 4 abisi ve 6 yıllık evliliği olan birisi olarak yazıyorum. Evlilikte şunu çok net anladım. Hiç birimiz hatasız dört dörtlük insanlar değiliz. Neticesinde kaç yaşındasınız bilmiyorum ama 25 - 30 yıllık eğitimi değiştiremezsiniz. Ama alışkanlıkları törpüleyebilirsiniz. Örneğin beni tanıyan tüm yakınlarım eş seçiminde dini ve siyasi görüşe ne kadar önem verdiğimi bilirdi. Kafatasçı ya da faşist olduğumdan değil bunlar çok değiştirilebilecek ya da törpülenecek şeylere açık olmadığından. Ama sevgi ile ilgili alışkanlıklar, bazı davranışları iki taraf da birbirini seviyorsa çok kolay değiştirilebilir. Önemli olan kırmadan, onuruna dokunmadan, inatlaşmadan yapmak. Bunları yazarken Düşünüyorum 6 yıl önceki kişi değilim ben, eşim de değil. Bazen ara ara muhakemesini de yaparız aramızda. Şuan neye kızar neyi yaparsam üzülür, ne gururunu kırar bilirim o da bilir ona göre davranır. Ben de aynı şekilde. Buna rağmen tabiki tartışmalarımız olur. Olacak da. Konuyu çok dağıttım kusura bakmayın. Yarabandı wc elini yıkadığını sanmıyorum falan diyorsunuz. Yarabandı takmamış olabilir ama gene elini yıkamamış da olabilir. Yani bunları düşünecek olursak bir sürü olumsuzluk bulabiliriz çoğu mekanda. Bu yarabandına neden bu kadar taktınız gerçekten anlam veremiyorum. Zaten yüksek derecede pişmeyecek mi o pide sizce mikroptan eser kalır mı? Etten emin değilim falan deseniz anlarım da. Böyle hayat geçmez doğru. Tekrar söylüyorum nacizane "Kendinizle uğraşmayı bırakın."
 
3 gün oldu tek kelime konuşmuyoruz, mecbur durumlar hariç, ve onun bazı laf atma girişimleri hariç..
İnsan hiç mi suçlu hissetmez kendini ya, gerçekten pişman olmuş bir şekilde özür dilemek bu kadar mı zor..
İnsan nasıl kırdığı bir kalbi umursamadan böyle durabilir,heleki bu kişi eşi ise..
Gece bana sarılmaya çalıştı,bu olaydan sonra hiçbir şey olmamış gibi yüzsüz yüzsüz bunu nasıl yapabilir insan..
Çok mu zor halden anlamak, kaç gündür ona olan mesafemden anlayıp ona göre bir şeyler yapmak..
 
Oturun konuşun. (Barisin diye demiyorum) O iletişim kurmayı bilmiyosa siz ona öğretin. Hala da iletişim kuramiyosaniz terapi alın. Bı evlilikte karı koca birbirini memnun etmek icin çabalamiyosa o evlilige lüzum yok. Her derdin çözümü var bacım.
 

Oturup adam gibi konuşacak biri olsa durur muyum sanıyorsunuz..
Yine bağıracak çağıracak,yine sesini yükseltecek..benim artık buna tahammülüm yok..
Ben onunla sorunların konuşularak çözüleceğine inanmıyorum artık, kendi öz eleştiri yapıp,evet ya ben burda fevri davrandım,hatalıydım diyecek bir insan değil..
Öyle olan biri olsa ben bu kadar dolmam zaten..
Onun yaptığı her şeyde kendine göre haklı açıklaması vardır.. Herkesin böyledir belki,ama şu konuda bu muameleyi hak edecek ne yapmışım bilmiyorum..
 
Bunun gibilerinden bağırdığı an çocukları eğitirken yapılan teknikleri uygulamak lazım. Bağırdığı an sakinliğinizi bozmadan " bagirdiginda seni duymuyorum, derdini anlamıyorum" diyip dur. Garip hareketler sergileyip dikkat çekmeye çalıştığında " isteklerini böyle yaptiramazsin" de. Arabada hız yaptığında " kendini öldürmek istiyosan kapıyı aç ben ineyim"de ruhsuz bı robot gibi ol
 
Bağırıyor çağırıyor,olay yine çözüme kavuşmadan ortamı terk etmeye çalışıyor..
Tartışma iyi veya kötü bir sonuca bağlanmadan..
Ben çok sabırlı bir insan değilim, bir an önce sonuca gitmek isterim, o bağırıp çağırsın,istediği lafları saysın, sonra da çeksin gitsin bir neticeye bağlanmadan. Oturup ta tamam olsun daha sonra konuşuruz diyemiyorum..
Zaten haksız isem ben gönül alırım, olayın ertelenmesine fırsat vermem..
Ama haklı isem de karşıdaki insanın bir şey yapması gerekmez mi? Şuan karşımda put gibi oturup telefonu ile ilgilenip tv izlemekten başka bir şey yapmıyor..
 
Bir profesyonele başvurmanız gerek. Geliriniz yeterli mi? Elinizi taşın altına koymanız gerek
 
Bir profesyonele başvurmanız gerek. Geliriniz yeterli mi? Elinizi taşın altına koymanız gerek

Terapiste gitmeyi de teklif ettim, ve bana dediği şey buna benim değil ,senin ihtiyacın var.. terapistin bana diyeceği şey “beyfendi biraz daha sakin olun” olacak dedi..
Gitmeden öngörü ile bilebiliyor ne olduğunu sorunun yani.
Ve kendinin ihtiyacı olmadığını savunan biri..
 
Haklı haksız aramiyoruz bunu duzeltmemiz gerekiyor. Ben yanlissam zaten elimden geleni yapicam ama sen hicbisiy yapmiycam diyosan bunu sürdürmek gereksiz diyip kestirip atmalisin. adamın mazeretlerine ayak uyduruyosun. Hiçbir halti duzeltmiycekse sen ne yapmayi dusunuyosun? Senin cabanla hallolucagini dusunuyo musun cidden.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…