Köylülüğüm nasıl geçer

sizin kast ettiğiniz şeyler

konuşma sırasındaki beden dili
kişisel alanı korumak
nerede nasıl konuşulur oturulur kalkılır, kiminle ne derece samimi olur nasıl hitap edilir
diksiyon, usul, yerine göre konuşma yerli yerinde tavır, gerekirse kendini saydırma, çizgi çekme, ağırlığını koyma, saygın bir tarz edinme, yaptığını da kendine yakıştırma böyle eli ayağı birbirine dolanmadan, teklemeden tutuk olmadan...

böyle şeyler sanırım...
Evet çok güzel tespit etmişsiniz
 
İnanır mısınız çok okurum sanat tarihinden klasiklere çoğu kitabı okudum daha ilkokula giderken ansiklopedi okurdum , bahsettiğim kültürel birikim değil adabımuaşeret gibi daha çok o kaslarım gelişmemiş bence , örneğin kuzenlerim İstanbul’da doğup büyüdüler ve benden kültürel olarak aşağıda olmalarına rağmen o şehirlilik onlarda mevcut kısaca bu bence okumakla alakalı değil
O zaman bu tarz şeylerin eğitimleri var, sosyal medyada bile böyle şeyler paylaşan hesaplar var. Eğitim alabilirsiniz. Etrafınızi gözlemleyeceksiniz. Zamanla uyum sağlarsınız.
 
O zaman bu tarz şeylerin eğitimleri var, sosyal medyada bile böyle şeyler paylaşan hesaplar var. Eğitim alabilirsiniz. Etrafınızi gözlemleyeceksiniz. Zamanla uyum sağlarsınız.
Tam nokta atışı eğitimler göremiyorum malesef gördüklerim hep genelgeçer bilgiler işte dik durun özgüvenli durun kitap okuyun vs benim eksiğim bunlar değil aslında kendime faydalı olacak bir içerik henüz göremedim
 
Bu köyde büyümekle alakalı tamamen mesela çat kapı girilir yüksek sesle konuşulur sofra adabı yoktur çinkü tarlada bağdaş kurup ortadaki tabağa ekmek banarsınız ben böyle büyüdüm en azından şehirde işçi ailede bile olsam bunların yerini daha medeni hareketler alacaktı , babam örneğin oturduğum binaya bağıra çağıra girer espri sanır ama kaba şeyler söyler, eşantiyon ürün için açılışlara gider ben bunları tasvip etmesem de mesela market market gezerim indirimli ürün için oysa arada az fark var başkası alıp geçer hepsi olmasa da çoğu köylülük ruhuyla alakalı şimdi herkesin köylü güzelleşmesini şaşırmıyorum klasik toplum ikiyüzlülüğü marketteki çalışan bile köylüye özensiz davranırken diğerine daha hoş konuşuyor kimse kimseyi kandırmasın
Cok gerekmedikce sayi iceren sorulari sormaktan kacinin. Kac lira, yasin kac, kac metrekare, kac cocuk, kac kilosun gibi. Eger sormaniz gerekiyorsa "bunu merak ettim ama tabi eger paylasmak istemezsen anlarim" diyebilirsin. "Neden evlenmedin, neden cocuk yapmadin" gibi sorular da yargilayici. Dedikodu sadece en yakin arkadasla yapilir, tanidiklarla ve akrabalarla asla yapilmamali. Googleda gorgu kurallari diye aratinca soyle bir sey cikti. Google yardimci olur: https://kirikkale.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2015_03/24030517_grgkurallar1.pdf Ben de mesela sakatligi olan ya da bir sebeple farkli gorunen birisine dik dik bakmamayi ortaokulda bir arkadasim sakatlaninca ogrendim. Ortak gidilen bir arabada onde bir adam/kadin varken ve yanina oturacak kisi belli degilse senin hemen gelip ilk olarak arkaya oturman ayipmis. Bunu universitede ogrendim. Yeni tanistigim ve hakkinda hic bir sey bilmedigim birine "ne is yapiyosun" diye sormamam gerektigini ogreneli ise 5 yil falan oldu. Herkes iyi islerde calismadigi gibi bazilari da issiz. O yuzden boyle bir ihtimali her zaman aklinizda bulundurarak soru sormaniz gerekir. Onun yerine, ben su alanla ilgileniyorum senin neler ilgini cekiyor diyebilirsin. Bence Google ve YouTube yardimci olur sana, bir kac sey okusan izlesen yeterli
 
Çok değişik bir site iki dakikada herkes nasıl saldırmış 😂 köylülüğümden utanıyorum demedim buraya da belirttim zaten aksine becerilerim konusunda mutluyum fakat atıyorum bir iş yemeği ya da resmî bir ortamda bazı şeylerden emin olamıyorum mesela eşimin akrabası hakim onlar tatillerinden bahsediyordu ben de ne kadara mal oldu demiştim aslında bir bayanın böyle şeyler sorması hoş değil para sorma demişti eşim benim aklıma kaba olacağı gelmezdi , bu tip detaylar demek istiyorum anlatabildim inşallah
O köylülükten değil yahu sizin kişisel vizyonsuzluğunuzla alakalı.
 
Eşinin senin soruna öyle tepki vermesi çok kaba olmuş. Bir kadın sohbet sırasında gayette böyle sorular sorabilir.
En yakın arkadaşın olur o ayrı ama eşimin pek de samimi olmadığım akrabasına ortam içinde böyle sorular sorsam adamın başından aşağı kaynar sular dökülür kesin. Eşi iyi ki uyarmış, bundan sonra nerede ne konuşacağını bilir belki.
 
Bizim iş yerinde de var köyde büyümüş biri. Kızın konuşması kayıyor bazen şive yapıyor, bir de kocam kocamın anası kocamın babası iyi ki evlenmişim modunda. Yazın evlendi mesela evinin eşyalarını dizdi araba aldılar ta öğrenciyken bursuyla çeyiz aliyirmus ama mesela bilgisayari yok ki bilgisayara da bize lazım iş yerinin bilgisayarını kullanıyor, telefonun İnterneti kullanmaz iş yerinin İnterneti kullanır gerçekten o köylü kurnazlığı denilen şey var aynı işi yapıyoruz maaşımız iyi ama 3 kuruşluk şeyler için iş yerinin imkanlarını kullanmaya bayılır. Sonra gerçekten nerede ne diyeceğini bilemiyor. Bir kere benden bir şey istedi (akrabası için maddi yardim), çok da mahcup bir şekilde istedi, isterken bana diyor ki isteyenin bir yüzü kara vermeyenin iki...
Köy hayatı şehir hayatı illa ki farklı oluyor konuşman iyi değilse onun üzerinde çalış bunun dışında kendini boşuna kasıyorsun. Zaten memur ortamları da köyden gelenlerden oluşuyor genelde.
 
Son düzenleme:
Tam nokta atışı eğitimler göremiyorum malesef gördüklerim hep genelgeçer bilgiler işte dik durun özgüvenli durun kitap okuyun vs benim eksiğim bunlar değil aslında kendime faydalı olacak bir içerik henüz göremedim
En başta diksiyon. Bir kalite ortaya konmak isteniyorsa bunun yolu hitabetten geçer. Düzgün diksiyon, doğru jest ve mimiklerle bunun yarısını sağlamış olursunuz. Gerisi de adap, usul ve yol yordamdır.
Bununla alakalı sosyal mecralarda çok sayfa var.
Misal ben çatalı sağda gördüğüm an deliriyorum, bu yaşta hala nasıl yapılıyor bu hata, çorba kaşığını ağzına dik sokanı görünce ‘hımm’ diyorum.
Oturma adabı, göz teması, el ve beden dili kullanımı, zerafet ve giyim kuralları, iletişimde söz alma, dinleme derken hepsi bütünleşiyor.
Kendi özel alanımızda istediğimizi yapmakta özgür olsak bile bahsettiğiniz ‘sınır’ koymamız gereken durumlarda illa ki kitabına uygun davranılmalı.


Kk ne gömmüşsünüz kadını yahu, göktaşı indirseydini tepesine!
Belli yani kendinde eksiklik görüyor bunu köylü olmasına değil köydeki yaşam biçimlerine bağlıyor. Ailesel olarak fazlaca doğal yaşamışlar, çevresi de öyleymiş anlaşılan ve bu doğallığı her yerde gösteremeyeceğinin farkında.
E öyle, yalan değil.
 
Misal ben çatalı sağda gördüğüm an deliriyorum, bu yaşta hala nasıl yapılıyor bu hata
Bazı insanların kendi tercihi bence bu. Sağ elle yemek dinen makbul olanı. Sanırım hadis ya da öyle bir şey. Ben sol elle yediğimde babaannem illa sağ elime aldırırdı çatalı kaşığı. 🤣
 
Bazı insanların kendi tercihi bence bu. Sağ elle yemek dinen makbul olanı. Sanırım hadis ya da öyle bir şey. Ben sol elle yediğimde babaannem illa sağ elime aldırırdı çatalı kaşığı. 🤣
Eksik ifade etmişim sanırım, bıçağı sol çatalı sağla alıp kesme durumuydu aslında. Yoksa tek çatalı istediğiniz elinizle kullanmak herhangi bir görgü kuralına aykırı değil.
Ha rahat ortamında herkes eliyle sandviçe saldırır o bambaşka ama ben konu sahibini anladım, çekinceleri var, eğreti durmak istemiyor.
Bahsettiği memur kesimi de şuan kpss ile atandım kısmı değil, eski memur kültür geleneğinden, aslında kendi yöresinde verilen önemden dolayı atfediyor üstlüğü.
Sol elle pek evet bir şey yapılmaz inanç gereği deniyor, bilgim olmadığı için bir şey diyemeyeceğim☺️
 
Merhaba arkadaşlar ben memurum aktif çalışıyorum ailem çiftçi atanana kadar da köyde yaşadım o ortamda büyüdüm ailem genel nezaketten yoksundu köyde nezaket olmaz zaten bilirsiniz ben çok kitap okudum büyükşehirlerde yaşadım ama özümdeki o köylü kızı silinmiyor sanki o üstüme yapışmış modern birisi olsam da ailesi memur olan öyle yetişmiş biriyle aynı ortamda bazı detaylarda geri kaldığımı hissediyorum misal ben birine misafir giderken ev yapımı şeyler ( reçel , evde yapılan ekmek vs ) götürmeyi hoş bulurum ama diğerleri daha şık ( çikolata, paketli bişi ) götürüyor, sohbette de içimdeki kısıtlı görmüşlük acaba belli olıyor mu diye düşünüyorum diğerlerinin sanki duruşu bakışı bile daha kendinden emin hatta sokakta kim köylü bi aileden gelmiş kim modern bi ortamda büyümüş anlıyorum bakışından duruşundan yanlış anlaşılmasın köylülükle bir derdim yok zaten her fıssatta köyde büyüdüğümü söylerim ama her ortamın farklı bir dokusu oluyor ya ben bi tık üst ortamlarda kendimi pek iyi hissetmiyorum, kendimi her açıdan geliştirmiş olmama rağmen, sizler bu konuda neler düşünüyorsunuz, benim gibi hisseden varsa dertleşmek isterim.
Ben de tam tersi şehirde yaşamış memur olanlara ayar oluyorum..bi tafralar falan bazılarında..ortamları yapay ve kasıntı..benim samimi olduğum tipler daha çok köy insanları emin olun (köy hayatı nedir bilmem yaşamadım ama rahat konuşup samimi olduğum arkadaşlarım köylü insanlar )
 
Konu sahibi sizi anladım. Ama bu anlattıklarınızın köylülükle pek alakası yok.

Eşim ve ben küçük Anadolu ilçesinde birlikte çalıştık bir dönem. Aynı kesimden iki bayan vardı. Neyse kadınlardan biri camdan yoldan geçen arkadaşlarıyla bağıra bağıra konuşurdu. Yemeğe gitmiştik iki kişiye ortak tabakla pilav gelmiş, direk pilava dalmıştı. Aynı tabaktan yiyemem ben. Yemedim haliyle. Oturmayı kalkmayı da bilmiyordu. Diğer bayan arkadaş daha usluplu, konuşmaları düzeyliydi. İkiside üniversite mezunu, aynı meslekten, aynı ortamda büyümüşler, ama farklılardı. Birazda kişilik meselesi... İçinizde varsa belli bir yaştan sonra da düzelmez. Sanmıyorum... Köylülük değil bunlar.
 
İki yaşımdan beri istanbuldayim. Köye de sık gitmeyiz. Ama ben tam koyluyumdur. Ruhum o topraklara ait hissediyorum. Benim gerçeğim de bu. Dolayısı ile ben sosyal ortamda bundan gocunmuyorum. İki kuşak önceden İstanbul'a gelmiş biri ile illaki fark oluyor. Ki ben kültür sanat ortamında çok bulundum. Bırakın kendi çevremi, ailesi okumuş ve gorgulu olduğu halde kendi tiki olduğu için kendini gelistirememis yasitlarimdan bile daha önde oldugumu hissediyorum çoğu konuda. Yada genel kültür olarak diyeyim. Fakat dediğiniz gibi sosyal açıdan koyluyum o kesin. Aynı zamanda ailem işçi ve alt gelir grubundan olduğu için de gezmeye tozmaya yeteri kadar ailece vakit bulamadıgimiz için birisi öldüğünde ne denir, ameliyat olduğunda ne denir o konularda bile çok zayıfım. Geçen birine taziyeye gittik ne götürülür arkadaştan destek aldım. Bir önceki taziyeye elim boş gitmiştim. Müdürüm güzel bir pastaneden güzel bir pakette kek alıp getirmişti mesela kadının gorgusu kendini belli ediyordu.
Ama ben bundan gocunmuyorum. Yani bir ara açığı kapatmak için ekstra cabalamam gerektigini düşünmüştüm ama artık düşünmüyorum. Bu benim gerçeğim. Hatta imkanım olsa köy okulunda falan öğretmen olmak isterdim. Bir ayağım köyde olsun çok isterdim. Ailem bağını kopardı gibi birsey. Eş tarafindan bari bir ayağım herhangi bir köyde olsun istedim ama eşimin de köyü ile bağı hiç yok.
Ben kendi genetik, sosyal, kültürel ortamimin maks. Haline ulasmaliyim ama imkansız haline değil. Mesela operadan yada klasik baleden zevk almıyorum. Sırf olmuş olsun diye kendimi bu alanda zorlamiyorum. Modern bale izleyebiliyorum. Klasik tiyatro sevmiyorum. Çünkü benim ev konforumdan vazgeçmem için orda TV den veya bilgisayardan izleyebileceğim den daha farklı birşey izlemem gerekir. Sırf tiyatro diye her oyundan zevk almam.
Celal Şengör şey diyordu kendisi için . Ben aslında ortaokul mezunuyum çünkü bir kuşak oncem universite bitirmiş. Yada buna benzer birseydi. 3 yada 5 kuşak öncesi üniversite mezunu olursa senin de o seviyede entelektüel birikimin olabiliyor vs gibi birseydi.
Ben buyum degisemem lafını hiç sevmem. İnsan değişmelidir bence. Hatta dünyaya geliş amacimizin da bu olduğunu dusunuyorum. Değişmek ve gelişmek. Ama dediğim gibi kendi kapasitemiz kadarı. Ben kendi çevrem ve şartlarım içinde kendimi fena gormuyorum. O yüzden kalan kısım için gocunmuyorum. Köylü tarafımı da çok severim.
 
Merhaba arkadaşlar ben memurum aktif çalışıyorum ailem çiftçi atanana kadar da köyde yaşadım o ortamda büyüdüm ailem genel nezaketten yoksundu köyde nezaket olmaz zaten bilirsiniz ben çok kitap okudum büyükşehirlerde yaşadım ama özümdeki o köylü kızı silinmiyor sanki o üstüme yapışmış modern birisi olsam da ailesi memur olan öyle yetişmiş biriyle aynı ortamda bazı detaylarda geri kaldığımı hissediyorum misal ben birine misafir giderken ev yapımı şeyler ( reçel , evde yapılan ekmek vs ) götürmeyi hoş bulurum ama diğerleri daha şık ( çikolata, paketli bişi ) götürüyor, sohbette de içimdeki kısıtlı görmüşlük acaba belli olıyor mu diye düşünüyorum diğerlerinin sanki duruşu bakışı bile daha kendinden emin hatta sokakta kim köylü bi aileden gelmiş kim modern bi ortamda büyümüş anlıyorum bakışından duruşundan yanlış anlaşılmasın köylülükle bir derdim yok zaten her fıssatta köyde büyüdüğümü söylerim ama her ortamın farklı bir dokusu oluyor ya ben bi tık üst ortamlarda kendimi pek iyi hissetmiyorum, kendimi her açıdan geliştirmiş olmama rağmen, sizler bu konuda neler düşünüyorsunuz, benim gibi hisseden varsa dertleşmek isterim.
Bana çikolata getireceklerine ev yapımı reçel getirsinler mutlu olurum bence bu gayet normal ve kesinle kendini olduğundan farklı göstermeye çalışma her zaman doğal bir olmakmdaha güzel
 
X