Köylülüğüm nasıl geçer

Bir de şu var ben de diksiyonum tam İstanbul Türkçesi değil şive yok ama vurgu ve tonlamalar istediğim kadar düzgün değil konuşma şekli de bence önemli ailesi öğretmen ya da okumuş olanlar daha güzel konuşurken ben bunlar için düşünmek zorundayım
Sizin cidden basbaya özgüven probleminiz var. Kafanızda belli bir kesimi üste koymuşsunuz. Niye düşünmek zorunda olasınız. Kimse spiker gibi konuşmak zorunda değil. İki üni bitirmiş arkadaşım var yazarken de leri ayırmıyor ve konuşurken bir sürü telaffuz hatası yapıyor. Mesele bu değil. Ha çok kafanıza takılıyorsa zibilyon tane diksiyon video serisi var açar çalışırsın. Ama sen tamamen onlar gibi olmak istiyorsun bu da sağlıklı gelmedi bana
 
Çok değişik bir site iki dakikada herkes nasıl saldırmış 😂 köylülüğümden utanıyorum demedim buraya da belirttim zaten aksine becerilerim konusunda mutluyum fakat atıyorum bir iş yemeği ya da resmî bir ortamda bazı şeylerden emin olamıyorum mesela eşimin akrabası hakim onlar tatillerinden bahsediyordu ben de ne kadara mal oldu demiştim aslında bir bayanın böyle şeyler sorması hoş değil para sorma demişti eşim benim aklıma kaba olacağı gelmezdi , bu tip detaylar demek istiyorum anlatabildim inşallah
Ee yani para sorulmaz tabii ki burada da yazanlar oluyor soranlar oluyor çok tuhaf geliyor bana çok fikir sahibi olmak istiyorsanız gittiği yerin ücretlerini az buçuk internetten öğrenebilirsiniz.
 
Aynisini yapan sözde şehirli tipler biliyorum. :))) Şu sorulari normal sohbet sanan o kadar kişi var ki.
Bu gibi sorulari sohbet konularinizdan cikartmakla başlayin.

Ev kendinizin mi kira mi? Kiraysa ne kadar? Sizinse ne kadar?
Cocuk dusunuyor musunuz? Yoksa eden dusunmuyorsunuz? Varsa 2. Yapacak misiniz?
Geliriniz ne kadar?
Bunlara benzer seyler...
Aynen ben de katılıyorum eve giren paramızı yaptığımız yatırımı incik cincik soranlar oluyordu şok oluyordum
 
Güzel ablacım ben de severim sevmesem evde reçel turşu yapmam bana gelse ben de sevinirim. Fakat bu samimiyet her ortama gitmiyor işte çikolatayı da evde yaparım ayrıca o bir örnekti sürekli bunun gündem olmasına gerek yok bir örnek vermek amacıyla dedim sadece
Köy ekmeğini beğenmeyecek burun kıvıracak ortam hiçbir zaman yoktur 😂bir de ekşi maya ise 😋ben tarhana götürürüm salça götürürüm hatta onların kaplarını biraz otantik hale getiririm hasır jüt kumaşla kapak yaparım falan ama çok resmi veya az tanışıklık olduğumuz bir ortama gireceksek orkide veya güzel bir çiçek alırız.
 
Ee yani para sorulmaz tabii ki burada da yazanlar oluyor soranlar oluyor çok tuhaf geliyor bana çok fikir sahibi olmak istiyorsanız gittiği yerin ücretlerini az buçuk internetten öğrenebilirsiniz.
Ha işte siz o adapla büyüdüğünüz için bunu zaten biliyorsunuz ama benim için sorulabilir geliyor biri de bana sorunca ayıp diye düşünmez aksine detay veririm yardımcı olmak için
 
Konunuzun köylü olmakla ilgisi yok...Kamuda görevliyim ve toplumsal hayatta eksikliklerim var demek istiyorsunuz ..Bunun köylü olmakla ne ilgisi var?..Eksik gördüğünüz yönlerinizi üzerine kendiniz eğilebilirsiniz..Bozuk konuşma ,gereksiz diyaloglar,patavatsızlıklar,ortama uygun hediye alma v.s Kim mükemmel ki zaten..Keşke okullarda adabı muaşeret dersi okutulsa da herkese bir faydası dokunsa..
 
Ha işte siz o adapla büyüdüğünüz için bunu zaten biliyorsunuz ama benim için sorulabilir geliyor biri de bana sorunca ayıp diye düşünmez aksine detay veririm yardımcı olmak için
Kimseye sorulmaz diye bi sart yok. Cok samimi oldugun arkadasina sorarsin ama samimiyetinin olmadigi insanlarla konusmasan daha hoş. Herseyin ortamina durumuna, kişilerin yakinligina göre
 
Tabi ki üst ortamlarda sakil durmamak isterim bunu herkes ister bence ortamın yıldızı olayım değil genel adaba uygun davranıp rezil olmamayı kim istemez ki
ya mesela ben zamanın en iyi üniversitesine burslu kazanıp gitmiştim

bizim okulda yılbaşıdır d.günüdür filan bölümde kutlamalar olduğunda şaraplar şampanyalar açılırdı
ve büyük kısmı frankofondu

bana asistanlardan birisi direkt "hayatında ilk kez mi şarap kadehi tutuyorsun" demişti
yaş 17.

evet ilk kezdi. biz öyle alt notasını üst notasını bilmiyorduk şarabın anacım üniversiteye gittiğimizde. evet bölümün alayı da monşerdi bizim. biz de öğrendik şarap menülerini masaya gelen şarbı önce kadının tadıp onay verdiğini filan ama anaanesinden şarap görmüş nesil gibi miyiz, değiliz.

hani benim ingilizcem, almancam, türkçede telaffuzum, genel kültürüm, akademik başarım vs vs bunlarda hiç sorunum yok ama fransızcam yok.

o zamanlar bb kremler cc kremler yoktu ben yaz fondöteniyle kış fondöteninin farklı olması gerektiğini bilmiyordum. yazın bronzlaştıkları için daha koyu fondöten kullanırlarmış.

ya da mesela klasik örnek ama eve ayakkabıyla girildiğini ben üniversiteye gelene kadar görmemiştim, ramazanda içkili düğün yapıldığını...

daha eskiye gidersem ortaokulda da böyle çok olay yaşamışımdır ben, ben yazın tarlada çalıştığım için yazın yaşadığım şehirde olmuyordum. köyde oluyordum. yanıp kavrulup geliyordum (zaten beyaz türklere göre esmer olmam sebebiyle direkt 2. sınıf vatandaş olmalıyım :KK70: ). bu sarışın, beyaz türk arkadaşlarımın ise büyük kısmı ingiltereye isviçreye dil okullarına filan gidiyodu...bambaşka bir aile kültürleri vardı.

kast ettiğiniz böyle şeyler mi? bunları yaşamak için epey epey monşer bi çevreniz olması lazım yalnız.
 
ay nası kafanızda büyüttüyseniz artık şehirde büyüyen tipleri
kültür dediğiniz şey nedir ?
birkaç marjinal film-dizi-müzik dinlemek mi ?
marka kıyafetler giymek mi ?
protez tırnaklar,topuklu aykkabılar,leş gibi kokan parfümler mi ?
neyseniz osunuz
böyle sonradan görme gibi olayım onlara ayak uydurayım yakışayım derseniz üzerinizde feci sırıtır komik hale düşersiniz
oldugunuz gibi devam edin samimi olun
size üstten bakan bakışlar varsa yanlarına yaklaşmayın
saflıgınızın yok olmasına izin vermeyin !
afedersiniz de el yapımı reçel o diğer paketli çikolatalardan kat kat değerli
emeğiniz var onda
özenmeyin şu hayatlara
kendinizden kültürünüzden taviz vermeyin
ha derseniz ki ben kendimi geliştireceğim (bilgi konusunda ) zaten memursunuz ıvır zıvırları araştırıp bulabilecek kapasiteye sahipsinizdir
yemek yapmayı seviyorsanız gastronomi kursları var
resim yapmayı severseniz binbir türlü atölyeler var
herşey için kurs var ya
 
Ha işte siz o adapla büyüdüğünüz için bunu zaten biliyorsunuz ama benim için sorulabilir geliyor biri de bana sorunca ayıp diye düşünmez aksine detay veririm yardımcı olmak için
Benim çevremde de var öyle soran bana tuhaf geliyor kimsenin maaşını sormam evine giren para beni ilgilendirmez yaptığı tatile ne kadar ödemiş hiç ilgilendirmez gittiği yere internetten bakıp yaklaşık fiyatları öğrenebilirim yeni aldığı arabasına kaç bin ödemiş hiç mi hiç ilgilendirmez gerekli görürse kişi zaten söyler. En basitinden dayım İstanbulda boğaz manzaralı eve taşındı bir kez oralarda fiyatlar nasıl evi ne kadara tuttunuz diye sormadık gerekli görse kendisi söylerdi.
 
Konunuzun köylü olmakla ilgisi yok...Kamuda görevliyim ve toplumsal hayatta eksikliklerim var demek istiyorsunuz ..Bunun köylü olmakla ne ilgisi var?..Eksik gördüğünüz yönlerinizi üzerine kendiniz eğilebilirsiniz..Bozuk konuşma ,gereksiz diyaloglar,patavatsızlıklar,ortama uygun hediye alma v.s Kim mükemmel ki zaten..Keşke okullarda adabı muaşeret dersi okutulsa da herkese bir faydası dokunsa..
Bu köyde büyümekle alakalı tamamen mesela çat kapı girilir yüksek sesle konuşulur sofra adabı yoktur çinkü tarlada bağdaş kurup ortadaki tabağa ekmek banarsınız ben böyle büyüdüm en azından şehirde işçi ailede bile olsam bunların yerini daha medeni hareketler alacaktı , babam örneğin oturduğum binaya bağıra çağıra girer espri sanır ama kaba şeyler söyler, eşantiyon ürün için açılışlara gider ben bunları tasvip etmesem de mesela market market gezerim indirimli ürün için oysa arada az fark var başkası alıp geçer hepsi olmasa da çoğu köylülük ruhuyla alakalı şimdi herkesin köylü güzelleşmesini şaşırmıyorum klasik toplum ikiyüzlülüğü marketteki çalışan bile köylüye özensiz davranırken diğerine daha hoş konuşuyor kimse kimseyi kandırmasın
 
ya mesela ben zamanın en iyi üniversitesine burslu kazanıp gitmiştim

bizim okulda yılbaşıdır d.günüdür filan bölümde kutlamalar olduğunda şaraplar şampanyalar açılırdı
ve büyük kısmı frankofondu

bana asistanlardan birisi direkt "hayatında ilk kez mi şarap kadehi tutuyorsun" demişti
yaş 17.

evet ilk kezdi. biz öyle alt notasını üst notasını bilmiyorduk şarabın anacım üniversiteye gittiğimizde. evet bölümün alayı da monşerdi bizim. biz de öğrendik şarap menülerini masaya gelen şarbı önce kadının tadıp onay verdiğini filan ama anaanesinden şarap görmüş nesil gibi miyiz, değiliz.

hani benim ingilizcem, almancam, türkçede telaffuzum, genel kültürüm, akademik başarım vs vs bunlarda hiç sorunum yok ama fransızcam yok.

o zamanlar bb kremler cc kremler yoktu ben yaz fondöteniyle kış fondöteninin farklı olması gerektiğini bilmiyordum. yazın bronzlaştıkları için daha koyu fondöten kullanırlarmış.

ya da mesela klasik örnek ama eve ayakkabıyla girildiğini ben üniversiteye gelene kadar görmemiştim, ramazanda içkili düğün yapıldığını...

daha eskiye gidersem ortaokulda da böyle çok olay yaşamışımdır ben, ben yazın tarlada çalıştığım için yazın yaşadığım şehirde olmuyordum. köyde oluyordum. yanıp kavrulup geliyordum (zaten beyaz türklere göre esmer olmam sebebiyle direkt 2. sınıf vatandaş olmalıyım :KK70: ). bu sarışın, beyaz türk arkadaşlarımın ise büyük kısmı ingiltereye isviçreye dil okullarına filan gidiyodu...bambaşka bir aile kültürleri vardı.

kast ettiğiniz böyle şeyler mi? bunları yaşamak için epey epey monşer bi çevreniz olması lazım yalnız.
Ay dövme beni ama sarabi kim sectiyse o tadar, onay verirse önce hanimlara servis edilir bxbxbxh😐
 
bana asistanlardan birisi direkt "hayatında ilk kez mi şarap kadehi tutuyorsun" demişti
yaş 17.

evet ilk kezdi. biz öyle alt notasını üst notasını bilmiyorduk şarabın anacım üniversiteye gittiğimizde. evet bölümün alayı da monşerdi bizim. biz de öğrendik şarap menülerini masaya gelen şarbı önce kadının tadıp onay verdiğini filan ama anaanesinden şarap görmüş nesil gibi miyiz, değiliz.
İstanbul’un göbeğinde doğup büyüyen değil 17, 30 yaşındakiler bile bilmeyebilir bunu mesela köylülükle alakası yok
 
Köylülüğünüz geçmesin çünkü silinmesi gereken bir özellik değil tam tersi bir insan için zenginlik bu. Çeşitlilik, her türlü yaşamı görmek adapte olmak iyi bir şey. Emin olun bazen en şehirli dediklerimiz bile böyle absürt davranabiliyor. Yapmanız gereken, nezaket kurallarıyla ilgili kitap okumak veya veya videolar seyretmek. İstediğiniz her şeyi öğrenebileceğiniz yüzlerce kanal var. Size ters gelen anlam veremediğiniz konularda keskin konuşmayın yorumlar yapmayın mesela. Bizde böyle sizde şöyle diye kıyaslamalar yapmayın. Eşinizin kadın kısmı parayı sormaz demesi mesela hoş değil, ne demek kadın sormaz? Hayatım samimi olmadığımız insanlara ne kadar para ödediği sorulmaz, açar bakarız öğreniriz demesi gerek.

Eğitim hayatınız olmuş, en az 4 sene üniversiteye gitmişsiniz, hiç mi arkadaşlarınızın yaşam tarzını gözlemlemediniz?
 
Son düzenleme:
Biz köyden kopalı yarım asırdan fazla oldu. Ailem şehir yaşamına entegre oldular; fakat sonuçta köy kökenliler. Zaten yedi sekiz göbek İstanbullu veya levanten değilseniz; köy kökenlisinizdir. Ben İstanbul’da doğdum ve ben kopmamıza rağmen -ki ailedeki en fanatik Trabzon milliyetçisi benim; İstanbulluyum demem Trabzonluyum derim. Bu bir problem ya da utanılacak bir durum değildir. Bulunduğunuz ortama entegreyseniz, yani kendiniz olarak uyumlu bir kombinasyon oluşturuyorsanız; eğreti durmazsınız.

Bakın benim annem köylü, yoksul, çiftçi babasının tek göz köy evinden okula bile gönderilmeden çıkıp gelen emektar bir kadındır, ki aramızda jenerasyon farkı var kendisi büyükannem olacak yaştadır; yıllarca bu koca şehirde babamla beraber emeğiyle para kazandı, çok efendi, vakur, asil bir duruşu vardı gençken, ona şehir kültürünü babam verdi açıkçası; giyinmesini, oturmasını, kalkmasını, konuşmasını bilirdi. Apartmanda yaşadığının ayrımındaydı mesela merdivenlerde sokakta çekirdek çitleyen, gelenin geçenin dedikodusunu yapan, umumi alanları işgal eden, çocuklarıyla gürültü çıkarıp rahatsızlık veren, milletin tepesinden halı döven, su döken biri hiç olmadı. Bizim yedi göbek Kadıköylü öğretmenlerimiz annem için “Sultan getir, Bey/Sultan doğursun.” demişti. Annem öğretmenlerimiz karşısında siz dili kullanırdı, saygıda kusur etmez, kıldan inceydi; sözünü kesmez, çocuğuna bir harf öğretene minnetle yaklaşırdı. (Öğretmenlere asker arkadaşı gibi davranılan, hesap sorulan bu devire göre kıyaslayın), öğretmenlerimize elleriyle yaptığı el oyası fularlardan hediye ederdi. Çok övgü ve takdir alırdı. Benim öğretmenim boynunda sürekli takardı annemin işlediği oyaları. Elleriyle kete yapar götürürdü öğretmenlerimize. Kendi gelemiyorsa bizim elimize verirdi, biz götürürdük; ne utanırdık ne bu tarz düşüncelere girerdik. Bu kompleks yapılacak bir durum değil, kendine özgülük, adeta bir renk.
 
Son düzenleme:
Merhaba, yorumlarda biraz üzerinize gelmişler ama ben çok iyi anladım demek istediğiniz şeyi.

"Köylülük ayıp mı" falan diyerek politik doğruculuk oynamanın anlamı yok arkadaşlar, kültürel sermaye diye bir şey var, açın okuyun. Bir işçinin veya köylünün çocuğu her zaman bazı şeyleri öğrenmek için ekstra çabalamak zorunda. İşçi çocuğu olarak söylüyorum. Benzer süreçlerden geçtim. Beyaz yaka çocuklarıyla dolu bir lisede okudum ve içinde yaşadığım şehre ya da modern yaşam pratiklerine dair bazı konularda çok az şey bildiğimi orada görüyordum. Tabii buna üzülüp aşağılık duygusuna kapılmak yerine bunu faydalı bir şeye dönüştürmeye çalışmalıyız. Yaşın büyümesi, olgunlaşma, çevre değişimi, gözlemler, okumalar araştırmalar izlemeler, farklı deneyimler derken epey yakaladığımı düşünüyorum şimdi.

Siz de kendinizi yıpratmayın, nereden geldiğiniz alnınızda yazmıyor. Her şey öğrenilir. Özellikle pot kırmamanız gereken bir ortama giriyorsanız daha az konuşup daha çok dinlemeyi deneyebilirsiniz bir süre. Kontrollü gidin ama olmadığınız biri gibi de davranmayın. Gerçek ilişkiler kurun, hem kendinizle hem çevrenizle.
 
X