- 27 Ağustos 2013
- 1.234
- 2.617
Arkadaşlar benim sorunum kendimle. Uyumlu ve neşeli bi insanım normalde. Fakat birinin herhangi bi tavrına gıcık olduğumda; bi daha aldığı her karar, attığı her adım beni geriyo. Benimle alakalı olmasa bile. Zaten benimle alakalı olunca hop oturup hop kalkıyorum. Bakın bu klasik bi kaynana-gelin polemiği değil. Ben sorunun bende olduğunun farkındayım. Sadece psikoloğa gitmek istemediğim için sizden tavsiye almak istedim. Size bazı şeyler anlatmak istiyorum ama bunlar haklı haksız ayrımı yapın diye değil, sadece ufacık şeylere nasıl tepki gösterdiğimi görün beni biraz tanıyın diye.
2017 yılında evlendim ve çok şükür eşimle ve ailesiyle bi sorunum yok. Bu ailenin bi arabası var. Bu arabanın borçlarını eşim ve babası birlikte ödedi. Hatta son 1 yılı araba bizde diye biz ödedik. Araba kime lazımsa onda dursun deniyo ve genelde araba bizde duruyodu. Geçen yaz eşimin ailesi bize tatile gelicekti. Bizden 4-5 saat uzaklıkta bi şehirde yaşıyolar ve otobüsle geliceklerdi. Fakat kayınvalidem beslediği muhabbet kuşunu kimseye bırakmak istemediği için eşimi arayıp pazar günü gelip onları almasını söylemiş. Eşim "tamam önümüzdeki haftasonu gelirim" deyince; kayınvalidem "o zaman sizde çok kalamayız salı gel. Ama işe de nasıl gidiceksin yorulucaksın"demiş. Eşim de bunu bana söyleyince "bence saçma. Hasta olsalar tamam da bi kuş için o kadar benzin parası ödenmez bence, dayınlara bıraksınlar. Zaten haftaiçi gitmen de olmaz. Sabaha karşı gelip sonra işe nasıl gidiceksin"dedim. Orda konu kapandı. Ama ben bu talebe öyle bi taktım ki; bişey olsa da gelmeseler diye düşünmeye başladım.
Geldiler. O gün muhabbetlerinden o kadar sıkıldım ki migrenim tuttu. Bi ara yatağa uzandım. Eşim gelip nolduğunu sorunca da "kafam kazan gibi oldu" dedim. Sonra o bişeyler dedi. Tartıştık. Ama ben onun ailesine öyle nahoş duygular beslemeye başladım ki o süreçte ömür boyu bunu çekemicemi ve boşanmayı düşündüm uzun uzun. Bu arada da kayınvalidem bizi her gün denize sürüklüyo. Neyse sonra görümcem geldi bize. Geldikten 1 gün sonra da regl oldu. O denize girmeyince kayınvalidem de girmedi. Kızını yalnız bırakmamak için oturdu durdu yanında. Ne kadar bağımlı bi kadın, kızına karşı ne kadar saplantılı, hiç kendine ait bi hayatı, düşüncesi yok diye düşünmeye başladım.
Gittiler. Ama ben bi kere takıldım ya. Bitmedi. Kayınpederim bana sürekli ne zaman araba alacağımızı soruyodu. Bunu eşime söyledim. "Bu böyle olmuyo. Iki aileye de birer araba lazım. Madem yarı parasını ödedin arabanın. O zaman satalım o arabayı. Parayı bölüşelim herkes kendine araba alsın"dedim. Bu yüzden eşimle önce tartıştık, sonra olabilir aslında mantıklı dedi.
Kurban bayramında yakın bi akrabalarının düğün var diye komple kayınvalidemlerin yanındaydık. Benim annem ve babam çalışıyo ve onlarda başka şehirdeler. Ilk defa 9 gün arka arkaya evde kalmışlardı. Ben onların yanına gitmek istiyodum ama düğün var diye ses etmedim. Ama meğer onlar çok da önemsemiyomuş düğünü. Öyle ki kınaya gittik, düğüne gitmedik. Biz katılmasak bile olucakmış yani. Buna da ayrı bi hırslandım. Görümcem bambaşka bi şehirde master yapıyo. "Seneye hep beraber lavanta festivaline katılalım mı?" dedi. "İnşallah olur tabi ne zamana denk geliyo?" diye sordum. Kayınvalidem "Ramazan bayramına denk geliyo. Bayramı orda geçiririz zaten maksat beraber olmak" dedi. O anda masdan üstüne atlamak geldi içimde. Benim ailem yok sanki. Benin tüm derdim onla beraber olmak sanki. Bu kız ailesine gitmek ister der tut ağzını, patavatsız patavatsız konuşma işte. Bi an evvel gitmek için saatleri dahi saydım. Onların yanından ayrılmak son 1 ayda yaşadığım en güzel şeydi sanırım.
Sonra geçen kayınvalidemle konuşurken ona hevesle; eşimle birlikte işaret dili kursuna yazıldığımızı söyledim. "Ay o yoğunlukta nasıl gidicek... Hem niye gidiyosunuz ki o kursa ailemizde dilsiz yok ki" deyip kahkaha attı. Dicek bişey bulamadım hehehe diye böyle boş, salakça güldüm. Beynim error verdi çünkü.
Az evvel de eşimle konuştuk. Kayınvalidem ve görümcem; görümcemin master yaptığı şehirdeler. Araba da onlarda. Yarın yola çıkıcaklarmış, evlerine gidiceklermiş. Neden bilmiyorum bu duruma acayip bozuldum. "Helal olsun babama. Kızına güveniyo. Sen bana tek başıma 4-5 saatlik yol için bile izin vermemiştin. Gerçekten kalbim kırıldı" dedim. Bozuk bozuk kapattık telefonu.
Öyle sinirliyim, öyle hırslıyım ki. Kıskanıyo muyum, gelinim ya buluttan nem mi kapıyorum, eşimin ailesi bana görgüsüz mü geliyo, kötü kalpli miyim bilmiyorum. Hissettiğim şeylerden adını koyabildiğim tek şey; eşimin ailesini bi daha görmek istemiyorum. Galiba onları sevmiyorum. Ama elle tutulur bişey yok. Üstelik eşim annesinin patavatsız olduğunu da kabul ediyo. Bilmiyorum ki... Bana tavsiyeleriniz var mı, içimdeki kötü hisleri nasıl yok edebilirim?
2017 yılında evlendim ve çok şükür eşimle ve ailesiyle bi sorunum yok. Bu ailenin bi arabası var. Bu arabanın borçlarını eşim ve babası birlikte ödedi. Hatta son 1 yılı araba bizde diye biz ödedik. Araba kime lazımsa onda dursun deniyo ve genelde araba bizde duruyodu. Geçen yaz eşimin ailesi bize tatile gelicekti. Bizden 4-5 saat uzaklıkta bi şehirde yaşıyolar ve otobüsle geliceklerdi. Fakat kayınvalidem beslediği muhabbet kuşunu kimseye bırakmak istemediği için eşimi arayıp pazar günü gelip onları almasını söylemiş. Eşim "tamam önümüzdeki haftasonu gelirim" deyince; kayınvalidem "o zaman sizde çok kalamayız salı gel. Ama işe de nasıl gidiceksin yorulucaksın"demiş. Eşim de bunu bana söyleyince "bence saçma. Hasta olsalar tamam da bi kuş için o kadar benzin parası ödenmez bence, dayınlara bıraksınlar. Zaten haftaiçi gitmen de olmaz. Sabaha karşı gelip sonra işe nasıl gidiceksin"dedim. Orda konu kapandı. Ama ben bu talebe öyle bi taktım ki; bişey olsa da gelmeseler diye düşünmeye başladım.
Geldiler. O gün muhabbetlerinden o kadar sıkıldım ki migrenim tuttu. Bi ara yatağa uzandım. Eşim gelip nolduğunu sorunca da "kafam kazan gibi oldu" dedim. Sonra o bişeyler dedi. Tartıştık. Ama ben onun ailesine öyle nahoş duygular beslemeye başladım ki o süreçte ömür boyu bunu çekemicemi ve boşanmayı düşündüm uzun uzun. Bu arada da kayınvalidem bizi her gün denize sürüklüyo. Neyse sonra görümcem geldi bize. Geldikten 1 gün sonra da regl oldu. O denize girmeyince kayınvalidem de girmedi. Kızını yalnız bırakmamak için oturdu durdu yanında. Ne kadar bağımlı bi kadın, kızına karşı ne kadar saplantılı, hiç kendine ait bi hayatı, düşüncesi yok diye düşünmeye başladım.
Gittiler. Ama ben bi kere takıldım ya. Bitmedi. Kayınpederim bana sürekli ne zaman araba alacağımızı soruyodu. Bunu eşime söyledim. "Bu böyle olmuyo. Iki aileye de birer araba lazım. Madem yarı parasını ödedin arabanın. O zaman satalım o arabayı. Parayı bölüşelim herkes kendine araba alsın"dedim. Bu yüzden eşimle önce tartıştık, sonra olabilir aslında mantıklı dedi.
Kurban bayramında yakın bi akrabalarının düğün var diye komple kayınvalidemlerin yanındaydık. Benim annem ve babam çalışıyo ve onlarda başka şehirdeler. Ilk defa 9 gün arka arkaya evde kalmışlardı. Ben onların yanına gitmek istiyodum ama düğün var diye ses etmedim. Ama meğer onlar çok da önemsemiyomuş düğünü. Öyle ki kınaya gittik, düğüne gitmedik. Biz katılmasak bile olucakmış yani. Buna da ayrı bi hırslandım. Görümcem bambaşka bi şehirde master yapıyo. "Seneye hep beraber lavanta festivaline katılalım mı?" dedi. "İnşallah olur tabi ne zamana denk geliyo?" diye sordum. Kayınvalidem "Ramazan bayramına denk geliyo. Bayramı orda geçiririz zaten maksat beraber olmak" dedi. O anda masdan üstüne atlamak geldi içimde. Benim ailem yok sanki. Benin tüm derdim onla beraber olmak sanki. Bu kız ailesine gitmek ister der tut ağzını, patavatsız patavatsız konuşma işte. Bi an evvel gitmek için saatleri dahi saydım. Onların yanından ayrılmak son 1 ayda yaşadığım en güzel şeydi sanırım.
Sonra geçen kayınvalidemle konuşurken ona hevesle; eşimle birlikte işaret dili kursuna yazıldığımızı söyledim. "Ay o yoğunlukta nasıl gidicek... Hem niye gidiyosunuz ki o kursa ailemizde dilsiz yok ki" deyip kahkaha attı. Dicek bişey bulamadım hehehe diye böyle boş, salakça güldüm. Beynim error verdi çünkü.
Az evvel de eşimle konuştuk. Kayınvalidem ve görümcem; görümcemin master yaptığı şehirdeler. Araba da onlarda. Yarın yola çıkıcaklarmış, evlerine gidiceklermiş. Neden bilmiyorum bu duruma acayip bozuldum. "Helal olsun babama. Kızına güveniyo. Sen bana tek başıma 4-5 saatlik yol için bile izin vermemiştin. Gerçekten kalbim kırıldı" dedim. Bozuk bozuk kapattık telefonu.
Öyle sinirliyim, öyle hırslıyım ki. Kıskanıyo muyum, gelinim ya buluttan nem mi kapıyorum, eşimin ailesi bana görgüsüz mü geliyo, kötü kalpli miyim bilmiyorum. Hissettiğim şeylerden adını koyabildiğim tek şey; eşimin ailesini bi daha görmek istemiyorum. Galiba onları sevmiyorum. Ama elle tutulur bişey yok. Üstelik eşim annesinin patavatsız olduğunu da kabul ediyo. Bilmiyorum ki... Bana tavsiyeleriniz var mı, içimdeki kötü hisleri nasıl yok edebilirim?