O kadar yazıyoruz, öğreten öğretiyor, çocuklarının başkalarını rahatsız etmesine izin vermiyor, evin içinde yapılmaması gereken şeyleri yaptırmıyor diyoruz, tek cevap git müstakil evde yaşa. Çünkü çocuk sadece kendi evinde takılacak, başka ortamlara girmeyecek, kütüphaneye çocuk tiyatrosuna gitmeyecek, toplu taşımaya binmeyecek saatlerce yolculuk yapmayacak, otelde kalmayacak, başka eve misafirliğe gitmeyecek. O yüzden gürültü yapabilir, evde koşabilir, oyuncağıyla yere vurabilir, parkede araba sürebilir. Küçük çocuğun zaman kavramı varmış gibi 1 saat idare edilsin ne var deniyor. Ya bütün akşam yapmak isterse, her gün yapmak isterse? Saatli mi izin verilecek, 1 saat yapabilirsin ama 2. saat yapamazsın denince çocuk farkı anlayacak mı?
Kimse oturtun kanepeye ses çıkarmasınlar demiyor. Çocuk maalesef ilgi çaba ve sabır istiyor. Evet hepimizin evinde bakıcılar yardımcılar yok, hem iş yapıp hem de çocukla ilgilenmek zor ama bir yolunu bulmalıyız. Yemek yapılıyorsa onun da eline verin marulu kıvırcığı koparsın veya masa kuruluyorsa kaşıkları bardakları dizsin masada. Akşam 8 den sonra ayakta çocuk olmasını ben anlayamıyorum. İki çocukta da saat 6 da akşam yemeklerini yedirdim, 7'de yıkadım pijama giydirdim kitap bakma masal dinleme, 8'de de yatırdım. Bir anda bir günde olan şeyler değil tabii. Alışana kadar kaç akşam yediler bitirdiler beni. Yatmadıkları uykularının gelmedikleri akşamlar odalarından çıkmalarına izin vermedim ben de çıkmadım. Pes ettiğin an hemen gevşiyorlar, kural mural kalmıyor.
Toplu yaşama kurallarını öğrenmiş, başkasını rahatsız edecek kadar gürültü yapmaması gerektiğini bilen çocukla her yere her ortama girersin. Onlar yetişkin değil, kendilerini bizim gibi oyalayamazlar bu nedenle misafirliğe giderken çocuğun ilgilenebileceği bir iki şey götürmek atla deve değil. Milletin tek anladığı, tek dediği çocuk anlamıyor, napalım elini ayağını mı bağlayalım, azarlayalım mı koşma diye. Ya şiddet dili var ya da sınırsız özgürlük. Ben pes ettim artık, isteyen istediği gibi takılsın çocuğuyla.