Kocam bana vurdu

anlık bi şekilde annesini dövebilir miydi, hayır
ama seni dövdü bence olması gereken annesine de çocuklarının annesi olacak kadına da aynı merhametle yaklaşmasıdır
 
eh pes yani.
şurada şu kadar kadın toplanmış " e tamam adam vurmamalıydı ama sen de az değilmişsin" demiş.
bacılarım, aklınızı peynir ekmekle mi yediniz allasen ya? adam kadının boğazını sıkmış, tokat atmış, kafasını yere vurmuş.
kendinizde misiniz?

.......................................
elinizdeki kumandayı yavaşça yere bırakın.
hele bir de "adam zaten ev işi de yapıyormuş" minavalli konuşmalara ne diyeceğimi şaşırdım.
yapacak elbette. bir lütuf mu bu. eşek gibi yapacak hem de. ikisi de aynı evde yaşayıp aynı evde gıda maddesi tüketip aynı tuvalete dışkılıyorsa o evin işini de ortaklaşa yapacaklar.
lütfen o çok kullanılmış toplumsal cinsiyetçiliğinizi klavyenin üzerine bırakın.
adam elbette ev işi yapacak, bu kadına yardım falan değil, bir birey olarak o adamın görevidir zaten. kendi evini temizliyor yahu.
kocalarınıza hafta sonu misafiri muamelesi yapmayı bırakın. biz misafirlikte bile bulaşıklarımızı yıkayıp bardağımızı kaldırıyoruz, adam evini elbette süpürüp camlarını tabiki silecek. istemiyorsa evlenmesin efendim, bir yardımcı tutsun.
kadınlar dünyaya erkeklerin kıçlarını toplamak için gelmiyor...........................
r.

psikolojik ve fiziksel şiddete 15 yıl boyunca maruz kalmış birini tanıyorum.
....................................
ek olarak: konu sahibi kendine yardımcı bir eş bulduğu için şanslı falan değil, adam yapması gerekeni yapmış sadece. herkesin işini savsakladığı günümüz dünyasında sizi tedavi eden doktoru, ya da evrağınızı imzalayan nüfus memurunu alkışlıyor musunuz?

marilyn monroe marilyn monroe bu defa! (bunu anladın senHoppa ) düşündüklerimiz örtüşmüyor maalesef
bu konunun dışında, genel olarak yazıyorum çünkü şiddet ile ilgili görüşlerimi zaten diğer yorumlarda belirttim

şu hayatta birçok şey "bizce olması gerektiği gibi" olmuyor
erkekler söz konusu olduğunda da durum aynı "olması gereken" ile "olan" arasında fark var

ben de seninle aynı fikirdeyim, erkek de ev işlerine, çocuklara vs vs yardım etmeli ve evet bence de nasıl ki evi temiz tutmak, düzen, çocuklarla ilgilenmek bir kadının görevi ise bir erkeğin de görevi
fakat, günümüzde her erkek bunu yapmıyor, aksine yapmayanlar çoğunlukta
buna ister toplum sebep oluyor de, ister kadın zihniyeti sebep oluyor de, ister anneler böyle yetiştiriyor de
gerçek bu
bu yüzden de "olması gereken"e denk gelmek şu anda bir "şans" ve bence de değeri bilinmeli, hem erkekler hem de genel anlamda

ve evet ben beni doğru tedavi eden doktoru alkışlıyorum maalesef.
ne acı ki günümüzde insanlar, görevlerini tam olarak yapmıyorlar
insaniyet giderek ölüyor ve vicdan yerini para hırsına bırakıyor
işini layığıyla yapamayan doktorlar, avukatlar, polisler, öğretmenler (bunlar, insan hayatını çok etkileyebilecek meslekler olduğu için örnekledim, yoksa tüm meslekler için geçerli) çok var
hal böyle olunca, iyisine denk gelince seviniyor insan, mutlu oluyor "oh" diyor ve değerini bilmek istiyor.

ilaç alerjisi yüzünden hastaneye kaldırıldım, iç organlarım da şiştiği için kanama geçirdim, nöbetçi kadın doğum uzmanı bende alerji ile ilgili olmayan bir hastalık tespit edip dünya ilaç verdi bana. ertesi gün kendi kadın doğumcuma gittiğimde hiçbir şey olmadığı ortaya çıktı. ilk hamile kaldığımda ilk gittiğim kadın doğum uzmanı yanlışlıkla söktürücü ilaç yazmış bana ve 1 tane içtim. Allah'tan bebişime birşey olmadı ama çok ağladım.
bu yazdıklarım küçücük örnekler fakat istisna değiller aksine bin beterleri var ve hergün yaşanıyor!

eğer biz, iyi olan şeyleri, "zaten böyle olması gerekiyor" diyerek takdir etmezsek hata yapmış oluruz bence. aynen çocuğumuza yaptığımız gibi, hayatımızda başımıza gelen iyi şeyleri de hissettirmeliyiz iyi olanlara.

bazı anneler sadece çocukları kötü birşey yaptığında konuşurlar çocuklarıyla. ben, iyi veya doğru birşey yaptıklarını farkettiğimde de hemen göz hizasına iner, bu yaptığın ne kadar güzel birşey biliyor musun der ve anlatırım, çok işe yarar.
herkes, iyi bulduğu doktor için internette tek 1 yorum yazsa, iyi bir hemşire için herkesin okuyabileceği bir platforma teşekkür notu bıraksa vs vs vs bence yavaş yavaş bile olsa çok şey değişebilir. (bunu yapanlar var tabi, ama herkes yapsa)

aynı şekilde ben eşime de sen farklı bir adamsın, bana yardım ettiğin için çok şanslıyım diyebiliyorum
evet onun da görevi ama bence yaptığı "güzel" birşey

not: bu yazdıklarım sadece erkekler için değil, kadınlar için de geçerli fakat konu erkekler diye geliştiği için erkeklere yönelik yazdım.
 
hayır elbette bu o anlama gelmiyor.
yani 2 kere hak veriyorum, üçüncüsünde psikolojik şiddet sayıyorum değil.
hakaretle psikolojik şiddeti ayırt eden temel bir güdü var,
hakaret kızgınlıkla ve çoğunlukla kelimenin asıl anlamı düşünmeden edilen ve karşıdakinden hınç almak için söylenen bir kelimedir, salak, beyinsiz, ruh hastası.....vs vs. bunu 20 yıllık bir evlilikte bir kadın ya da bir erkek belki bin defa söyleyebilir.
hoş mu, hayır.
psikolojik şiddet mi?
hayır, değil.
eğer her hakarete psikolojik şiddet dersek, psikolojik şiddet kelimesinin anlamı hafifler.
yıllarca
"sen ne biçim adamsın, eve 3 kuruş para getirmiyorsun, beceriksizsin. bir b.ka yaramazsın" gibi hem karısından hem karısının ailesinden psikolojik şiddet gören erkekler var.
bu bir şiddettir, doğrudan karşıdakinin özgüvenini, kişiliğini hedef alan, kızgınlıktan çok, doğrudan onu yetersiz hissettirmek için söylenen sözler, bunlar da hakaret evet ama sistematik hakaret.
sistematik demek, sürekli yapılması demek değil.
bir hedefe yönelik olarak yapılması demek,
karşıdakinin kişiliğini ezmek, yok etmek için.
konu sahibinin böyle bir gayesi yok, o daha çok şımarık bir çocuk edasında "benim babam senin babanı döver" kaygısında

en güzel sarışınım ben de onu diyorum yani konu sahibi daha öncede şiddetli tartışmalar yaşadık derken ne demek istiyo mesela, o kavgaların hepsinde bu laflar edildi ama dayak olmamış olabilir
 
Bende 9 aylık evliyim evlilik biraz fedakarlık gerektiren bişey bunu öğrendim çok şükür sizin suçunuz şımarıklık ama onun suçu daha da büyük siz eşinizi olaydan önce s vdiğinizi söylemişiniz geri dönülmez gelmedi bana bence aile terapistine gitmeli ondan sonra barışmalısınız uyarsa. Yorumların hepsini okudum en doğru karar bu çünkü boşanırsanız daha iyisini bulcak değilsiniz kaç kişinin eşi sizinki kadar yardımcı oluyo ve şımarıklıkları alttan alıyordur ki ve annesi içinde iyi dediniz herkes siz kadar bile şanslı değil bu konularda o yüzden hemen bitirmeyi psikoloğa gidin ikiniz de derim
 
sizin şahsınızda söylemiyorum fakat, şuradan geriye dönsem en az 10 tane "kışkırtmışsın" yazılı mesaj bulabilirim, hem de çok rahat.
bu adamı haklı bulmaktır.
gurursuzsun demek bir psikolojik şiddet değildir, bir hakarettir.

"Kişinin bedeninden çok ruh sağlığını hedef alan şiddet türü psikolojik şiddettir. Genellikle bir defaya mahsus eylemlerden çok sürekliliği olan eylemler psikolojik şiddet olarak tanımlanır. Sürekli olarak bağırmak, korkutmak, küfür veya hakaret etmek, aileyle, arkadaşlarla, komşularla görüştürmemek, giyim tarzıyla ilgili baskı yapmak, eve hapsetmek, çocuklardan uzaklaştırmak, kıskançlık bahanesiyle sürekli kontrol altında tutmak, başkalarıyla kıyaslamak, sevdiği eşya ve hayvanlara zarar vermek, tehdit etmek, şantaj yapmak, aynı şekilde düşünmeye zorlamak gibi eylemlerle karşı karşıyaysanız psikolojik şiddet görüyorsunuz demektir.

Psikolojik şiddetin etkileri çoğunlukla gözle görülür olmadığı için hafife alınır, ama bu tür şiddet kişide ağır yaralar açabilir. Psikolojik şiddet görenlerde sürekli korku içinde yaşamak, kendini değersiz hissetmek, depresyon, intihar eğilimi, bağımlılık, utanç ve suçluluk duygusu, uyku ve beslenme bozuklukları, sosyal ilişkilerin bozulması gibi duygusal/psikolojik rahatsızlıklar görülebilir."
kaynak: http://www.kadinininsanhaklari.org/...abilir/kadina-karsi-siddet-ve-siddet-turleri/

birine salak demek psikolojik şiddet değildir, hakarettir. bir insana düzenli olarak "sen salaksın, beceremezsin, işe yaramazsın" demek psikolojik şiddettir.
şiddet sadece kadına gösterilmez, şiddet aynı zamanda kadının da erkeğe yöneltebileceği bir güçtür, kabul ediyorum.
konu sahibinin kocasını ittirmesi, bir şiddettir ve doğru değildir, bu zaten çelişkiye düştüğümüz bir nokta değil.
ama evlilikte yatak da ayırılabilir, kadın ya da erkek o an o kişiyle birlikte yatmak, uyumak istemiyorsa bunu yapabilir, bence bir sorun yok. sonuçta evlilik sicilya mafyası değil içine girdiniz mi çıkış olmasın, ya da evlilik akdini kanla imzalamıyorsunuz.
hatta eli yükseltiyorum: o gece adam sürekli gelip gitmek yerine kadını tek başına bıraksaydı böyle bir şey olmayacaktı, hakaret işitmeyecekti!
oldu mu?
olmadı.
nasıl ki adam onu rahat bırakmadığı için konu sahibinin hakaret etmesi haklı değilse, konu sahibi hakaret etti diye dayak yemesi de haklı değil.
bunlar iki ayrı kişilik problemi ve ikisinin de aklı başında değil, belli ki.

evin işleri eşin üzerindeymiş bir süredir, dikkat çekmişsiniz. doğru bu bir ortak paylaşım değil. ne demeliyim? bütün işi erkeğe yıkmış, aferin kızım mı? ben ikisinin de ortak bir paylaşım yapmasını savunuyorum, birinin diğerini köle niyetine kullanmasını değil.



elbette değil, ama vurmak da çözüm olmadığına ve fiziksel şiddet, bir hakaretten çok daha ağır olduğuna göre, yanlış nokta etrafında dönüyoruz.

siz ve çocuklarınız kısmına daha fazla girmeyeceğim, yeterince şahsileşti konu bana kalırsa.

Mesajlarınızı dikkatle okudum
Hepsinde teorik olarak haklısınız
Olaya erkeğin kadına uyguladığı şiddet değilde, insanın insana uyguladığı şiddet olarak bakıyorum
Ve şu bir gerçek ki tahrik çok önemli bir unsur bunu kabul etmelisiniz
Herkesin bu konuda ki eşiği farklı, birine onlarca söz söylersin tık etmez, birine tek kelime edersin kafanı gözünü kırar. Bu doğru bir hareket değildir, kimsenin kimseye şiddet uygulama hakkı asla olamaz ancak bunlar yaşanıyor, tüm duygular gibi öfke ve şiddette insanın yaratılışında mevcut. Teoriler bu durumu çözmüyor. Şiddet konusu evlilik içinde geçiyorsa (alışkanlık halinde karısına şiddet uygulayan adamlardan bahsetmiyorum asla) Her iki eş de karşısındakinin sınırlarını bilmeli. Kediyi düz duvardan yukarı dikersen döner yüzünü tırmamalar diye bir tabir vardır. Üstüne basa basa söylüyorum şiddet mazur görülmez ancak burada insanların anlatmak istediği bu tahrik eşiğidir, yoksa kimsenin şiddeti mazur gördüğü yok. Az önceki mesajlarımdan birinde yazdım, ben bunu kardeşimle yaşadım, kendi öz kardeşimi hastanelik olana kadar dövdüm, bir koca sülale alamadı elimden, doğru bir şey mi değil ancak bu uzaydan gelme bir durumda değil. O kadar üzüldüm ki yaptığıma doktora gittim bu olaydan sonra; öfke kontrol sorunum var sandım ama doktor bana öyle bir sorunum olmadığını söyledi iki terapiden sonra. Yaşadığım olayı ona anlattım, bana çileden çıkmışsın o kadar büyütülecek bir şey değil ama böyle hissettiğinde ne yapacağını bilmediğin için şiddete dökmüşsün dedi (yani her şiddet uygulayan hasta ya da sorunlu kişilik değil) ve yapmam gerekenleri anlattı. Velhasıl demek istediğim, dayak doğru bir şey değil asla asla ama ona zemin hazırlamak da doğru değil. Sakin sakin özür dileyen bir adamı gözü dönecek kadar öfkelendirmenin bir anlamı yok bunu anlatmaya çalıştık hepsi bu.
 
bu iki mesaj arasındaki üslup farkına dikkat çekmek için alıntı yaptım. yazacak başka bir şeyim yok, zira şu tondaki bir mesaja cevap vererek kendimi asla alçaltmam.
"ezerim" sözcüğünü de size iade ediyorum, benim üzerime pek olmadı, sizde daha güzel durur.
başka söyleyecek bir şeyim yok, dilediğinizce yazabilirsiniz.
Mari her zaman mantıklı yorumlar yaparsın, ki şimdi de olduğu gibi. Aklımdan ne geçiyorsa zaten yazmışsın, bana bir şey kalmamış. Ben bu siteye şaşırıyorum doğrusu artık, her ne sebeple olursa olsun burada dayak yemiş bir kadın varken, kural, kaide, sebep, koşul arayan kadınlarımız var, ne şaşılacak şey değil mi? Birlikte yaşıyorsan birileriyle, illa koca, karı şart değil, bir aile ya da ev arkadaşı fark etmez illa ki sorun çıkar. Sebep gerekmez, moralin bozuktur, kafan bir şeye takıktır, normalde kızmayacağın bir şey o an ağır gelir, sonuç olarak tartışma çıkar. Doğaldır yani, şimdi ne diyeceğim, ben görüp görebileceğiniz en huysuz, burnu dik, inatçı, kindar hatunların başında gelebilirim. 23 senedir de ailemle yaşıyorum, sınav zamanları falan canım aşırı sıkkın olur, o halde benim eğitim zamanım boyunca ki bu 16 yıla tekabül eder, bu süre zarfında her huzursuzluk çıkardığımda dayak yemem gerekirdi size göre? Biri sana kötü davrandı diye karşılığını dayakla mı vereceksiniz? Aferin o zaman size, huysuz! hatundan da beter bir kişiliğiniz var o halde. Şiddet tehlikelidir, hadi kadına bir şey olsaydı? O zaman da kışkırtmışsın diyebilecek miydiniz? Diyebilecek kadın varsa burada, adresimi vereyim gelsin ödül vereceğim ona!
Ek olarak maricim lafım sana, ben artık kk'daki şiddet konularına inancımı, güvenimi yitirdim. Biz geçmişte ne 30 sayfalarca yorum yaptık, sonuç hep başlangıç noktasında kaldı, lafın özü çeneni yorma, kimseye bir şey anlatamazsın. Saygılar. :KK51:
 
Ne kadar huysuz birisiniz siz. İnsanı çileden çıkaracak cinsten...
Eşinizin vurmasının asla haklı bir tarafı tabiki olamaz ama yinede ben sizi çok haksız gördüm
Geçmiş olsun..
 
marilyn monroe marilyn monroe bu defa! (bunu anladın senHoppa ) düşündüklerimiz örtüşmüyor maalesef
bu konunun dışında, genel olarak yazıyorum çünkü şiddet ile ilgili görüşlerimi zaten diğer yorumlarda belirttim

şu hayatta birçok şey "bizce olması gerektiği gibi" olmuyor
erkekler söz konusu olduğunda da durum aynı "olması gereken" ile "olan" arasında fark var

ben de seninle aynı fikirdeyim, erkek de ev işlerine, çocuklara vs vs yardım etmeli ve evet bence de nasıl ki evi temiz tutmak, düzen, çocuklarla ilgilenmek bir kadının görevi ise bir erkeğin de görevi
fakat, günümüzde her erkek bunu yapmıyor, aksine yapmayanlar çoğunlukta
buna ister toplum sebep oluyor de, ister kadın zihniyeti sebep oluyor de, ister anneler böyle yetiştiriyor de
gerçek bu
bu yüzden de "olması gereken"e denk gelmek şu anda bir "şans" ve bence de değeri bilinmeli, hem erkekler hem de genel anlamda

ve evet ben beni doğru tedavi eden doktoru alkışlıyorum maalesef.
ne acı ki günümüzde insanlar, görevlerini tam olarak yapmıyorlar
insaniyet giderek ölüyor ve vicdan yerini para hırsına bırakıyor
işini layığıyla yapamayan doktorlar, avukatlar, polisler, öğretmenler (bunlar, insan hayatını çok etkileyebilecek meslekler olduğu için örnekledim, yoksa tüm meslekler için geçerli) çok var
hal böyle olunca, iyisine denk gelince seviniyor insan, mutlu oluyor "oh" diyor ve değerini bilmek istiyor.

ilaç alerjisi yüzünden hastaneye kaldırıldım, iç organlarım da şiştiği için kanama geçirdim, nöbetçi kadın doğum uzmanı bende alerji ile ilgili olmayan bir hastalık tespit edip dünya ilaç verdi bana. ertesi gün kendi kadın doğumcuma gittiğimde hiçbir şey olmadığı ortaya çıktı. ilk hamile kaldığımda ilk gittiğim kadın doğum uzmanı yanlışlıkla söktürücü ilaç yazmış bana ve 1 tane içtim. Allah'tan bebişime birşey olmadı ama çok ağladım.
bu yazdıklarım küçücük örnekler fakat istisna değiller aksine bin beterleri var ve hergün yaşanıyor!

eğer biz, iyi olan şeyleri, "zaten böyle olması gerekiyor" diyerek takdir etmezsek hata yapmış oluruz bence. aynen çocuğumuza yaptığımız gibi, hayatımızda başımıza gelen iyi şeyleri de hissettirmeliyiz iyi olanlara.

bazı anneler sadece çocukları kötü birşey yaptığında konuşurlar çocuklarıyla. ben, iyi veya doğru birşey yaptıklarını farkettiğimde de hemen göz hizasına iner, bu yaptığın ne kadar güzel birşey biliyor musun der ve anlatırım, çok işe yarar.
herkes, iyi bulduğu doktor için internette tek 1 yorum yazsa, iyi bir hemşire için herkesin okuyabileceği bir platforma teşekkür notu bıraksa vs vs vs bence yavaş yavaş bile olsa çok şey değişebilir. (bunu yapanlar var tabi, ama herkes yapsa)

aynı şekilde ben eşime de sen farklı bir adamsın, bana yardım ettiğin için çok şanslıyım diyebiliyorum
evet onun da görevi ama bence yaptığı "güzel" birşey

not: bu yazdıklarım sadece erkekler için değil, kadınlar için de geçerli fakat konu erkekler diye geliştiği için erkeklere yönelik yazdım.
seninle bu kez farklı fikirde olduğumuza mutluyum, çünkü hep seninle farklı fikirlerde yazışmak istemiştim.
aslında kısmen aynı fikirdeyiz.
ne yazık ki dediğin gibi erkekler çoğunlukta. ve evet olması gerekenle olan arasında büyük bir fark var.
şanslı mısın?
evet. eşin, iyi düzgün ve doğru bir insan.
bu sebeple de zaten senin bütün bu yüklerin altından tek başına kalmaman gerektiğini bilip senin elinden sımsıkı tutuyor, ev işleri de bunun bir bölümü.
bu bir yandan evet bir şans çünkü hepimiz, ben de dahil, günün birinde döverek o paspası elimize tutuşturacak erkeklere rastlayabiliriz.
ama bunun bir şans işi olması, bizim o erkeğe minnettar olmamız anlamına gelmiyor (senin bu manada kullanmadığını biliyorum)
ama yorumların geneli "e adam ev işlerini de yapıyormuş, sen de daha ne istiyorsun" minvalinde. bunu tehlikeli buluyorum sadece.
çünkü bunu diyenlerin hiçbiri bir erkeğe "karın da bütün işleri yapıp çocuk büyütüyor, daha ne istiyorsun" demiyor.
sorunum bu.
elbette işini iyi yapan insanı takdir etmeli, tıpkı ev işlerinin bir bölümünü üzerine alan erkeği ve kadını takdir etmek gerektiği gibi.
sadece karşıdaki işini/yapması gerekeni yaptığı için bir takdir beklememeli.
biz takdir etmeliyiz evet, bu başka bir şey ama o takdir edilmese de yapmalı zaten.
yoksa evet aynı fikirdeyiz, günümüzdeki herkes o kadar vurdumduymaz ve çıkarcı ki iyi birini bulduğumuzda takdir etmeli, değerini bilmeli ve mesela ev işlerini 3-4 ay boyunca ona yüklememeliyiz.
 
Konu Sahibi daha önce de hakaret ettin mi bu pis adama ne dedin mesela
Bu kadar ısrarla yataktan kovduğum olmamıştı ama buna benzer birkaç kavga daha oldu şiddet içermeyen şekliyle.ya da yanına gidip gidip incitici şeyler söylemişliğim ''boşanalım uyuşamıyoruz birbirimize uygun değiliz'' demişliğim vardır.direk hakaret gibi değil de daha çok işittiğinde can acıtacak sözler.başlarda cevap vermezdi bu kadar kötü bir adam mıyım diye üzülüp küs kalmayalım uzatmayalım gibi şeyler söylerdi.zamanla o da incitici cevaplar vermeye başladı.''bıktım senden'' gibi.daha çok evliliğin ilk 3-4 ayında oldu.sonradan giderek azalmıştı.hatta son aylarda cinsel soğukluk dışında kronik bir sorunumuz kalmamıştı
 
Bu kadar ısrarla yataktan kovduğum olmamıştı ama buna benzer birkaç kavga daha oldu şiddet içermeyen şekliyle.ya da yanına gidip gidip incitici şeyler söylemişliğim ''boşanalım uyuşamıyoruz birbirimize uygun değiliz'' demişliğim vardır.direk hakaret gibi değil de daha çok işittiğinde can acıtacak sözler.başlarda cevap vermezdi bu kadar kötü bir adam mıyım diye üzülüp küs kalmayalım uzatmayalım gibi şeyler söylerdi.zamanla o da incitici cevaplar vermeye başladı.''bıktım senden'' gibi.daha çok evliliğin ilk 3-4 ayında oldu.sonradan giderek azalmıştı.hatta son aylarda cinsel soğukluk dışında kronik bir sorunumuz kalmamıştı

ama neden öyle şeyler söylediniz ki??
adam alttan alan naz çeken bi insanmış aslında.
ama patlaması büyük olmuş.
 
Aslında odaya geldikten sonra ben ittim ve uzunca bir süre git senle aynı odada yatmak istemiyorum mecbur muyum gibi seyler söyledim.arkasını döndü yattı cevap vermedi bir süre.uyuyalım dedi.ben devam ettim senle uyumak istemiyorum defol gibi şeyler söyledim :KK43: yine cevap vermedi.baya bi zaman cevap vermedi sonra sus bak kötü oluyorum konuşma dedi.ben de nolur naparsın falan dedi.bikaç kere daha kötü oluyorum bak kötü olacak falan dedi derin nefes falan aldı.ben git demeye devam edince bir anda oldu tokat ve diğerleri.çok üsteledim hata yaptım.konu çok uzun olmasın diye yazamadım bu detayları

Yuhh bacim sanada
sen gidip kanepede yatsaydin
 
seninle bu kez farklı fikirde olduğumuza mutluyum, çünkü hep seninle farklı fikirlerde yazışmak istemiştim.
aslında kısmen aynı fikirdeyiz.
ne yazık ki dediğin gibi erkekler çoğunlukta. ve evet olması gerekenle olan arasında büyük bir fark var.
şanslı mısın?
evet. eşin, iyi düzgün ve doğru bir insan.
bu sebeple de zaten senin bütün bu yüklerin altından tek başına kalmaman gerektiğini bilip senin elinden sımsıkı tutuyor, ev işleri de bunun bir bölümü.
bu bir yandan evet bir şans çünkü hepimiz, ben de dahil, günün birinde döverek o paspası elimize tutuşturacak erkeklere rastlayabiliriz.
ama bunun bir şans işi olması, bizim o erkeğe minnettar olmamız anlamına gelmiyor (senin bu manada kullanmadığını biliyorum)
ama yorumların geneli "e adam ev işlerini de yapıyormuş, sen de daha ne istiyorsun" minvalinde. bunu tehlikeli buluyorum sadece.
çünkü bunu diyenlerin hiçbiri bir erkeğe "karın da bütün işleri yapıp çocuk büyütüyor, daha ne istiyorsun" demiyor.
sorunum bu.
elbette işini iyi yapan insanı takdir etmeli, tıpkı ev işlerinin bir bölümünü üzerine alan erkeği ve kadını takdir etmek gerektiği gibi.
sadece karşıdaki işini/yapması gerekeni yaptığı için bir takdir beklememeli.
biz takdir etmeliyiz evet, bu başka bir şey ama o takdir edilmese de yapmalı zaten.
yoksa evet aynı fikirdeyiz, günümüzdeki herkes o kadar vurdumduymaz ve çıkarcı ki iyi birini bulduğumuzda takdir etmeli, değerini bilmeli ve mesela ev işlerini 3-4 ay boyunca ona yüklememeliyiz.


yaw yine aynı fikirdeymişiz :KK70: (son cümle de baya anlamlı olmuş :KK70:)
 
Mesajlarınızı dikkatle okudum
Hepsinde teorik olarak haklısınız
Olaya erkeğin kadına uyguladığı şiddet değilde, insanın insana uyguladığı şiddet olarak bakıyorum
Ve şu bir gerçek ki tahrik çok önemli bir unsur bunu kabul etmelisiniz
Herkesin bu konuda ki eşiği farklı, birine onlarca söz söylersin tık etmez, birine tek kelime edersin kafanı gözünü kırar. Bu doğru bir hareket değildir, kimsenin kimseye şiddet uygulama hakkı asla olamaz ancak bunlar yaşanıyor, tüm duygular gibi öfke ve şiddette insanın yaratılışında mevcut. Teoriler bu durumu çözmüyor. Şiddet konusu evlilik içinde geçiyorsa (alışkanlık halinde karısına şiddet uygulayan adamlardan bahsetmiyorum asla) Her iki eş de karşısındakinin sınırlarını bilmeli. Kediyi düz duvardan yukarı dikersen döner yüzünü tırmamalar diye bir tabir vardır. Üstüne basa basa söylüyorum şiddet mazur görülmez ancak burada insanların anlatmak istediği bu tahrik eşiğidir, yoksa kimsenin şiddeti mazur gördüğü yok. Az önceki mesajlarımdan birinde yazdım, ben bunu kardeşimle yaşadım, kendi öz kardeşimi hastanelik olana kadar dövdüm, bir koca sülale alamadı elimden, doğru bir şey mi değil ancak bu uzaydan gelme bir durumda değil. O kadar üzüldüm ki yaptığıma doktora gittim bu olaydan sonra; öfke kontrol sorunum var sandım ama doktor bana öyle bir sorunum olmadığını söyledi iki terapiden sonra. Yaşadığım olayı ona anlattım, bana çileden çıkmışsın o kadar büyütülecek bir şey değil ama böyle hissettiğinde ne yapacağını bilmediğin için şiddete dökmüşsün dedi (yani her şiddet uygulayan hasta ya da sorunlu kişilik değil) ve yapmam gerekenleri anlattı. Velhasıl demek istediğim, dayak doğru bir şey değil asla asla ama ona zemin hazırlamak da doğru değil. Sakin sakin özür dileyen bir adamı gözü dönecek kadar öfkelendirmenin bir anlamı yok bunu anlatmaya çalıştık hepsi bu.
Mesajınızın her kelimesine katılıyorum
 
ama neden öyle şeyler söylediniz ki??
adam alttan alan naz çeken bi insanmış aslında.
ama patlaması büyük olmuş.
Mesela ufak bir örnek,ilk aylarda yorgun olduğu ve öyle alıştığı için 9da uyurdu önce güzellikle uyardım devam etti.sonra bundan dolayı duyduğum öfke başka ufak bir tartışmayı alevlendirince o sözleri sarfettim :KK43:
 
Mesela ufak bir örnek,ilk aylarda yorgun olduğu ve öyle alıştığı için 9da uyurdu önce güzellikle uyardım devam etti.sonra bundan dolayı duyduğum öfke başka ufak bir tartışmayı alevlendirince o sözleri sarfettim :KK43:

şimdi ben de biraz şımarığımdır, memnuniyetsizimdir ve eşime karşı son zamanlarda tahammülsüzüm ama ettiğiniz lafların bi sınırı olmalı. yani kantarın topuzunu kaçırmışsınız o da devam ettirmiş. yanlış yanlışı doğurmuş artan şekilde.
herkesin bir tahammül sınırı var malesef.
 
X