Öncelikle merhabalar,
Nereden başlayacağım konusunda bir fikrim yok. Konuyu açmadan önce günlerdir de düşünmekteyim. Genelde konuların kimileri tarafından çok sert eleştirildiği kimileri tarafından da çok sıcak kanlı bakıldığı bir sitedeyim. Açtığım konu hakkında ne düşünürsünüz bilmem ama amacım sadece biraz rahatlamak ve biraz kendi içimde yalnızlığımı yenmek. Bunun için o değerli vaktinizi bana ayıranlar için hatta dahası yorum yapanlar için minnettarım.
Şükür ki bir kaç cümleyle giriş bölümünü bitirmiş bulunmaktayım. Biraz geçmişimden bahsedip sonlandırmak istiyorum konuyu;
Henüz 5-6 yaşlarımdayken bir trafik kazası sonucu ailemde ölmeyi başaramayanlardan biriyim. Belki de kader dediğimiz şey bu olmalı ki ailemi o günlerde bağlılığın tam olarak ne olduğunu bilmediğim ailemi kaybettim. İlk ciddi gözyaşlarım da o zamanlarda akmaya başladı ve ilk ciddi yalnızlığımın çatısı o zamanlarda örüldü. Hatırladığım o kadar az şey var ki o günlere dair geçmişim kapkara bir geceden ibaret. Anneannemlerde kalışım, günlerce büyük kalabalıklar, telaşlar...
İnsan çok sonraları alışıyor derler ama öyle bir şey yok. Alışmıyor insan, sadece farkına varıyor geçmişin.
Yalnızlığa çok küçük yaşlarda alıştım, hayatın şu evrelerinde bir yetişkinin sahip olabileceği her şeye sahibim ama bir aile sıcaklığının bir aileyle yenilebilecek akşam yemeğinin ya da bir aileyle toplanıp muhabbet edilebilecek bir ortamın yoksunluğuyla dolu içim.
Her şeye rağmen hayatta sırtımı dayayabileceğim bir anneanne bir babaanne bir dedeye sahibim. Ama sahip olamadığım şeylere bakılırsa devede kulak kalıyor bunlar benim için. Yanlış anlaşılmak istemem elbette ki çok şükür. Hiçbirine ters tepkim yok. Bir zamanlar ciddi bir sorgulamaya düştükten sonra varlığını kabul ettim Yüce Yaradanın. O'nunla hiçbir problemim yok şükürler olsun ki.
Gel zaman git zaman özlem duydum her şeye. Yazın ailesiyle gidilen pikniklere, akşam olunca ailesiyle içilen çaya, anne kız arasında olan muhabbetlere... Aklınıza gelebilecek her şeye.
Ve yalnız kaldım bilmem kaç milyon dünyada. Çıkarcı arkadaşlarımı tanımam en fazla aylarımı aldı, pek de arkadaş çevrem olmadı, psikolojik olarak uzun yıllar herkese şüpheyle baktım. Ve insan çocukluğunu yaşayamayınca da pek bir arkadaş çevresi kurmakta zorlanıyor, içine kapanık oluyor. Ben de bunlardan biriyim. Hiçkimseyle konuşamaz arkadaşlık kuramaz oldum, anlatacak bir şeylerim olmadı hiç. Yalnızlığımı son zamanlarda internetle yenmeye çalıştım fakat o bile şuan etkisiz kaldı diyebilirim. Kadınlar kulübü'ne üye olmadan önce izlediğim kadarıyla hoş bir yer olarak aklımda kaldı, üye oldum, geçen zamana bakıyorum da gözümde hala hoş bir site olarak kalmış. Fakat bunun yanında koskoca da bir yalnızlık var.
Buradaki hemcinslerimin açtığı konular gerek hamilelik olsun gerek evlilik olsun gerek zayıflama olsun gerek ilişkiler olsun hep ben kendi çevremden baktım. Ve yalnızlığımı bir kez daha burada da kabullenmiş oldum. Bir kaç arkadaşlık kurmak dert ortağı olmak iyi gelirdi ama yapamadım, yazışmaya çalıştım ama gece yatağıma yattığım zaman hep aynı şeyi hissettim; yalnızlık. Bir ailemin olmayışı. Burada hazırlanan çeyizlere baktığımda hep benim için çeyizleri hazırlayacak bir annemin olmayışından yakındım. Buradaki hamilelik haberlerine baktığımda hep benim hamilelik zamanımda yanımda bana destek çıkacak ailemin olmayışından yakındım, evleneceğim zaman okuldaki mezuniyet töreninde... hayatın her yerinde...
Hep içimde hissettim yalnızlığı ve yazma ihtiyacı duydum... En azından ben de buradayım demek, bir ortama girmek, içimdekileri paylaşabilmek istedim.
Biliyorum uzun konular herkesi bir hayli sıkar ve sanırım okurken yarıda kesilir okuma. Bu yüzden kısa yazmak istedim lakin olmadı bunu da beceremedim. Neyse. Ben sadece içimdekileri paylaşmak istemiştim.
Nereden başlayacağım konusunda bir fikrim yok. Konuyu açmadan önce günlerdir de düşünmekteyim. Genelde konuların kimileri tarafından çok sert eleştirildiği kimileri tarafından da çok sıcak kanlı bakıldığı bir sitedeyim. Açtığım konu hakkında ne düşünürsünüz bilmem ama amacım sadece biraz rahatlamak ve biraz kendi içimde yalnızlığımı yenmek. Bunun için o değerli vaktinizi bana ayıranlar için hatta dahası yorum yapanlar için minnettarım.
Şükür ki bir kaç cümleyle giriş bölümünü bitirmiş bulunmaktayım. Biraz geçmişimden bahsedip sonlandırmak istiyorum konuyu;
Henüz 5-6 yaşlarımdayken bir trafik kazası sonucu ailemde ölmeyi başaramayanlardan biriyim. Belki de kader dediğimiz şey bu olmalı ki ailemi o günlerde bağlılığın tam olarak ne olduğunu bilmediğim ailemi kaybettim. İlk ciddi gözyaşlarım da o zamanlarda akmaya başladı ve ilk ciddi yalnızlığımın çatısı o zamanlarda örüldü. Hatırladığım o kadar az şey var ki o günlere dair geçmişim kapkara bir geceden ibaret. Anneannemlerde kalışım, günlerce büyük kalabalıklar, telaşlar...
İnsan çok sonraları alışıyor derler ama öyle bir şey yok. Alışmıyor insan, sadece farkına varıyor geçmişin.
Yalnızlığa çok küçük yaşlarda alıştım, hayatın şu evrelerinde bir yetişkinin sahip olabileceği her şeye sahibim ama bir aile sıcaklığının bir aileyle yenilebilecek akşam yemeğinin ya da bir aileyle toplanıp muhabbet edilebilecek bir ortamın yoksunluğuyla dolu içim.
Her şeye rağmen hayatta sırtımı dayayabileceğim bir anneanne bir babaanne bir dedeye sahibim. Ama sahip olamadığım şeylere bakılırsa devede kulak kalıyor bunlar benim için. Yanlış anlaşılmak istemem elbette ki çok şükür. Hiçbirine ters tepkim yok. Bir zamanlar ciddi bir sorgulamaya düştükten sonra varlığını kabul ettim Yüce Yaradanın. O'nunla hiçbir problemim yok şükürler olsun ki.
Gel zaman git zaman özlem duydum her şeye. Yazın ailesiyle gidilen pikniklere, akşam olunca ailesiyle içilen çaya, anne kız arasında olan muhabbetlere... Aklınıza gelebilecek her şeye.
Ve yalnız kaldım bilmem kaç milyon dünyada. Çıkarcı arkadaşlarımı tanımam en fazla aylarımı aldı, pek de arkadaş çevrem olmadı, psikolojik olarak uzun yıllar herkese şüpheyle baktım. Ve insan çocukluğunu yaşayamayınca da pek bir arkadaş çevresi kurmakta zorlanıyor, içine kapanık oluyor. Ben de bunlardan biriyim. Hiçkimseyle konuşamaz arkadaşlık kuramaz oldum, anlatacak bir şeylerim olmadı hiç. Yalnızlığımı son zamanlarda internetle yenmeye çalıştım fakat o bile şuan etkisiz kaldı diyebilirim. Kadınlar kulübü'ne üye olmadan önce izlediğim kadarıyla hoş bir yer olarak aklımda kaldı, üye oldum, geçen zamana bakıyorum da gözümde hala hoş bir site olarak kalmış. Fakat bunun yanında koskoca da bir yalnızlık var.
Buradaki hemcinslerimin açtığı konular gerek hamilelik olsun gerek evlilik olsun gerek zayıflama olsun gerek ilişkiler olsun hep ben kendi çevremden baktım. Ve yalnızlığımı bir kez daha burada da kabullenmiş oldum. Bir kaç arkadaşlık kurmak dert ortağı olmak iyi gelirdi ama yapamadım, yazışmaya çalıştım ama gece yatağıma yattığım zaman hep aynı şeyi hissettim; yalnızlık. Bir ailemin olmayışı. Burada hazırlanan çeyizlere baktığımda hep benim için çeyizleri hazırlayacak bir annemin olmayışından yakındım. Buradaki hamilelik haberlerine baktığımda hep benim hamilelik zamanımda yanımda bana destek çıkacak ailemin olmayışından yakındım, evleneceğim zaman okuldaki mezuniyet töreninde... hayatın her yerinde...
Hep içimde hissettim yalnızlığı ve yazma ihtiyacı duydum... En azından ben de buradayım demek, bir ortama girmek, içimdekileri paylaşabilmek istedim.
Biliyorum uzun konular herkesi bir hayli sıkar ve sanırım okurken yarıda kesilir okuma. Bu yüzden kısa yazmak istedim lakin olmadı bunu da beceremedim. Neyse. Ben sadece içimdekileri paylaşmak istemiştim.