- 13 Haziran 2015
- 1.731
- 1.728
-
- Konu Sahibi Zehrayenihayat
- #1
Paylaşımın için teşekkürler canımilk doğumum acaaiip konforlu vee çok çok rahattııı.. epiduralli normal doğum yapmıştım.. sohbet ederek doğurup sonra güle oynaya çıkmıştım.. hersey ınanılmaz kolay gecmıstı...
tavsiye ederim kesinlikle... 2.'yi ise epiduralsiz agrılı normal doğum yaptım ve tavsiye etmiyorum
Umarım cevap alabilirsin canım benim hiç bir fikrim yok. Normal yapan duydum ama şartı nedir bilemiyorumBen henüz hamile değilim ama kalırsam inşaAllah normal doğum yapmak istiyorum duydum ki ilk doğum sezaryen olunca ikinci normal olamıyormuş rahim yırtılması olabileceği için doktorlar riske girmiyormuş bu konuda bilginiz var mı kızlar bu arada ilk sezaryen doğumumun üzerinden 7 yıl geçti
Çok sağol canım çok güzel bilgiler paylaşmışsınİşte normal doğum düşünenler için doğum öncesi ve sancı sırası tavsiyecikler :
**Doğumdan 10 gün önce o bölgeye (vajina) zeytinyağı uygulayın. Zeytin yağının gerçek olması ve katkı kesinlikle içermemesi gerekmekte. Dıştan içe doğru ne kadar çok uygularsanız o kadar gevşetici etkisi olacaktır.
** Hurma gerçekten mucizevi bir şey ve bende çok severim. Hem doğumun doğal yollarla olmasını (suni sancı almadan özellikle) hemde doğumdan hemen sonra sütün gelmesini ciddi anlamda sağlıyor. Şimdiden günlük 3-5 tane yiyorum ama son ay düzenli olarak günlük çok çok tüketmeyi düşünüyorum. aç karna ve yemeklerden 20 dakika yarım saat önce öneriliyor. Bununla ilgili detaylı bilgilere ulaşınca konu açacağım :)
** Hamileliğiniz boyunca bol bol yürüyüş yapın. Hamilelik bol yürüyüşle ve hareketli geçtiği zaman normal doğum çok daha kolay oluyor.
** Son 2-3 hafta merdiven çıkın. Tabi bacakları epey ayrık tutarak ve ağır ağır. Son haftalarda merdiven çıkmak, bebeğin karnınızda aşağı doğru yerleşmesine yardımcı olarak doğumu kolaylaştırıyor.
** Hamileliğiniz boyunca günde 3 kere 15 “kegel” egzersizi yapın. Kegel egzersizleri, yani pelvik taban egzersizleri, rahim, vajina ve idrar kesesini destekleyen kasların kuvvetlenmesini sağlar. Kasmanız gereken kaslar, idrarınızı yaparken yarıda durup tutmak için kullandığınız kaslardır. Otururken, yatarken, vs. bu egzersizi yapabilirsiniz.
** Doğum sırasında pilates topu ve/veya doğum taburesi kullanın. Pilates topu veya doğum taburesi üzerinde çömelme pozisyonu, bebeğinizin doğum kanalında ilerlemesine yardımcı olacak, ve sancılarınızı rahatlatacaktır.
** Oturarak çalışıyorsanız hamileyken sırtınız arkaya yaslı ve bacaklarınız açık oturmaya dikkat edin. Çalışırken, yemek yerken vs. kambur oturmanız ve bacaklarınızı kapalı tutmanız bebeği sıkıştırır, ve bebeğin normal doğuma elverişsiz bir pozisyona dönmesine sebep olabilir.
** Hamileliğiniz boyunca bol su için. Doğumun doğal zamanı gelmeden bebeğin suyunun azalması, doğumun erken başlamasına sebep olabilir ve vücudunuz henüz hazır olmayabilir. Veya sezaryen gerekebilir.
** Bebeğin ters dönmesi durumunda ona zaman tanıyın, ve bebeği döndürme egzersizleri deneyin.
** Cesur olun, güçlü bir kadın olun! Her yıl dünyada 100 milyondan fazla kadın normal doğum yapıyor. Siz niye yapamayasınız? Kendinizi psikolojik olarak hazırlayın. Adı üstünde normal ve doğal olan doğum şekli bu ve bebeğinizin ve sizin sağlığınız için en iyisi bu.
** Verilmiş tarihe 10 gün daha ekleyin Çünkü insanlardaki hani şu sorma merakı sizi strese her zaman sokacak.. En azından bende olur çünkü emin olun çok bilenlerimiz çeşitli yorumlar yapacaktır. Halbuki bebişlerin normal süreci 38-42. haftalarda gelmesidir. İllaki 40. hafta dedimi pıt diye gelmez yahu :) İşte verilen tarihe 10 gün eklemek, doğum başlangıcıyla olabilecek sorunları kabul etmenizi sağlar. Geciken her doğum için doktorlar biraz huzursuz olurlar. Bu nedenle de size büyük ihtimalle sancı iğnesi teklif ederler. Doktorunuz böyle bir şeyi önerirse bunun nedenini sorun. Eğer güçlü biriyseniz büyük olasılıkla sancı iğnesi yerine beklemenizi tavsiye edecektir. Doğum eğer kendi rutin doğasında ilerlerse daha kısa ve kolaydır. Uzmanlar, annelere doğumun olması gereken günden sonra geçen her günü bonus olarak görmelerini ve bebek doğduktan sonra yapamayacakları şeyleri yapmalarını tavsiye ediyor.
**Anneannelerimizden bu yana işe yarayan bir yöntem. Sancılarınız başladığınızda etrafınızı telaşa vermeyin. Ancak kendinizi de kapılar arkasına kilitlemeyin. Bunların yerine sanki hayat normal devam ediyormuş gibi davranın. Hatta bir film koyup izleyin. Ilık bir duş alın..Erken doğumlarda sancıların şiddeti daha azdır ve dayanılabilinirlerdir. Uzun süre devam edebilirler. Çoğunlukla 24 saatten fazla... Bu durumda eğer vücudunuz sizin katılımınızı talep etmiyorsa, bunun için acele etmeyin. Sancılarınıza aldırmayın, dayanabildiğiniz kadar dayanın. Sancınız yokmuş gibi davranın. Enerjinizi, gerçekten ihtiyacınız olacak anlar için saklayın.
** Ne kadar sakin ve rahat olursanız vücudunuz da o kadar fazla yaşamsal doğum hormonu salgılar. Sancılar artar ve sonra doğum gerçekleşir. Evdeyken her şey yolundaysa (su gelme, kanama vs yok ise) sancılar 5 dakikada bir olana dek evde kalın.
** Doğum sancılarınız sırasında masaj isteyin.Sancılarınız süresince yanınızda olabilecek bir yakınınızdan (mesela eşinizden veya annenizden), sancı sırasında siz öne doğru eğilerek bir masaya veya duvara yaslanırken belinize bastırarak masaj yapmasını isteyin.
** Bekleme veya sancı odasından uzak durun ! Ben şahsen o amaçla olan bir yerde strese gireceğimi düşünüyorum.. Doğum sancıları hep hastaneye gidince başlar. Tedirginlik oranı artar ve bu da salgılanacak olan oksitoksin hormonunu olumsuz etkiler. Bunun anlamı da sancıların gelmesini ertelemesi demektir. Anne adayı odaklanıp nefes alıp vererek sancılarını kontrol edemiyorsa rahatsızlık baş gösterir. İşte o zaman problemin kesinlikle kendinde olmadığını, çevresi yüzünden böyle olduğunu kendine telkin edebilir. Normal ilerleyen bir doğum için hamilenin özelinin olması gerekir. Her şey doğal olmalı ve kontrol edilebilmeli. Hafif aydınlatılmış, birinin sizi gözetlemediği, eşinizin size destek verebileceği bir yer bulun. Ya da kendinizi battal boy bir yorgan ya da battaniyeye sarın. Dış dünyaya kendinizi kapatın, hatta kulak tıkacı, göz maskesi takın. Ancak bu şekilde tüm dikkatinizi sancılarınıza verebilir ve düzgün ritminizin bozulmamasını sağlayabilirsiniz.
**Sancılar sırasında en önemli şeylerden biri de bol su içmeniz. Peki, bardaktan içerken oluşabilecek sakarlıklardan nasıl korunursunuz? Emzikli bir su şişesi en kolay yoldur. Ama dikkatli olun. Günümüzde bu sancılar sırasında gerektiğinden daha fazla su içiliyor ve bunu kimse fark etmiyor. Bu konuda yanınızdaki yakınınızın sizi gözlemlemesini ve uyarmasını rica edin.
** Uzmanlar birine serviksinizin ne kadar açıldığını sorarsanız, sancıların nasıl ilerleyeceği hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz diyor. Her doktor, serviksin açıklık derecesine göre farklı sonuç çıkarır. Bir kadının serviksi 3 cm'den 10 cm'ye kadar açılabilir. Doğum öncesi 3 saat içinde 9 cm'ye kadar açılabilir ve sonraki 5 saat daha doğum yapamayabilir. Bu olanların tümünü bir yarış gibi görmek yerine tamamen sancılarınıza odaklanın. Bu performans baskınızı yükseltir ve adrenalin salgılarsanız, doğumunuz da kolay olur.
** Her hamilenin doğumda kaçınamadığı ortak bir noktası var; çığlık atmak. Sancılar artmaya başladığı anda hafif iniltiler, gırtlaktan çıkan garip inlemelere dönüşür. Birçok kadın, bu inlemelerin kendilerine yardımcı olduklarını söyler. Bırakın sesler sizin sancınızı azaltmaya yardım etsin. Uzmanlar, nefes ve beraberinde çıkan seslerin çok doğal reaksiyonlar olduğunu söylüyor. Nefes alıp bağırdığınız zaman içinizi boşaltırsınız. Nabzınızın artışı, gelen sancıyla düzenlenir.
*** Sizi paniğe sokacak kimseler yanınızda olmamalı.. Örneğin her şey yolunda da olsa anne veya eşlerimiz kıyamadığından hadi sezaryen ol kurtul diyebilir.. Önceden kafanızda kimin destek olacağını belirleyin.. Benim ikisi de yufka yürek hele eşim oturup ağlar
*** Mümkün olduğunca sancı varken yürüyün sakın yatmayın..
peki ikinciyi neden öyle yapmadın ? epiduralin belde çok ağrı yaptığı söyleniyor oldumu sizde ?ilk doğumum acaaiip konforlu vee çok çok rahattııı.. epiduralli normal doğum yapmıştım.. sohbet ederek doğurup sonra güle oynaya çıkmıştım.. hersey ınanılmaz kolay gecmıstı...
tavsiye ederim kesinlikle... 2.'yi ise epiduralsiz agrılı normal doğum yaptım ve tavsiye etmiyorum
sezryan sonrası normal doğum yapanlar var bununla ilgili net bilgim olmasa da bi kaç konu görmüştümBen henüz hamile değilim ama kalırsam inşaAllah normal doğum yapmak istiyorum duydum ki ilk doğum sezaryen olunca ikinci normal olamıyormuş rahim yırtılması olabileceği için doktorlar riske girmiyormuş bu konuda bilginiz var mı kızlar bu arada ilk sezaryen doğumumun üzerinden 7 yıl geçti
Evet ya epidural sonradan geçmeyen bel ağrısına sebep oluyor diyenler var ne kadar doğru?peki ikinciyi neden öyle yapmadın ? epiduralin belde çok ağrı yaptığı söyleniyor oldumu sizde ?
Sağol canım. Haklısın aslında ben kürtaj olmuştum annem uzaktaydı. Çıktım beni aradı nasılsın derdemez hüngür hüngür ağlamaya başlamıştım. İnsan annesine nazlanıyor.Yeni topiğiniz hayırlı olsun kızlar, hepinize Rabbim hayırlı doğumlar nasip etsin.
Ben normal doğum yapmadım, yapamadım bir takım sebeplerle, ama doğurana kadar normal olsun diye herşeyi yaptım nasip olmadı.
Velhasıl size tavsiyem doğum sancısı çekerken anneniz ve yakınlarınız asla gelmesin.
Siz doğurana kadar kimse yanınızda bulunmasın eşinizden başka, çünkü özellikle annemiz geldiğinde acımız psikolojik olarak ikiye katlanıyor, o an farkında olmasanız da naza çekiyorsunuz kendinizi.
Annem bana doğum öncesi söylerdi de gülerdim inanmazdım olur mu öyle şey derdim ve bizzat yaşadım. Benim size sancıları hafifletecek en önemli tavsiyem bu olur.
He bir de sancı çekerken yatmayın çünkü sancınızı daha çok hissedersiniz, ayakta sancı çekmek daha az acı veriyor
Kızlar pozitif normal doğum hikayelerinizi ve doğumunuzu kolaylaştırdığını düşündüğünüz ipuçlarını buraya yazarak bu konuda endişeli (benim gibi) anne adaylarına destek olabilirsiniz. Umarım çok kişi görür konuyu. Hadi güzel anneler!
Çok teşekkür ederim. Çok güzel bir paylaşım tüylerim diken diken oldu inanın.İlk doğumumu normal yapmış biri olarak kısmet olursa ikinci bebeğimide bu şekilde doğurmak istiyorum, desem herşeyi özetlemiş olarum sanırım. Detaylarda aşağıda öykümüzde
O akşam eve giderken test almaya karar verdim ve aldım,nasıl uygulanacağını öğrenmek için bilgileri okuduğumda sabah aç karın ile yapılmasının daha uygun olacağı yazdığından bu merakımı birkaç saat daha ertelim sabah ilk iş testi yaptım ve işte çok şükür ,ilk teste hamileydim...O ana kadar hiç birşeyden haberi olmayan eşim mışıl mışıl uyuyorken ben ayna karşısında biryanda süsleniyor bir yandan da kendime bakıp bakıp acaip bir duygu ile gülümsüyordum daha fazla dayanamadım aynadan eşime bakarak direk ben hamileyim dedim...( gerçi şuan olsa bu çok önemli olayı çok özel bir şekilde söylemeyi tercih ederdim ama dayanamadım hernedense ) yattığı yerden fırlayıp garip bir surat ifadesi ile panik,sevinç,mutluluk,bana bakarak nası yani dedi,bende 10 gün günümün geçtiğini akşam test aldığımı biraz öncede uyguladığımı ve hamile çıktığımı söylediğimde sarılıp beni öpüşü......
Ogün daha önce hiç yaşamadığım duygularıda yanıma alıp işe gelirken bu olaya hem inanıyor hemde acaba diyordum,işe gelir gelmez ilk iş olarak eczanede olan arkadaşımı arayıp bu hamilelik testlerinin nekadar doğru olup olmadığını sorduğumda delimisin sen, tabiki doğru deyişi hala kulaklarımda,çünkü ararken duymak istediğimde buydu zaten....Sonra eşimden gelen hergüne nazaran daha fazla telefonlar bilgi almalar o da benim gibi yinede bir acaba taşıyordu içinde bu acabadan kurtulmanın en iyi yolu doktora gitmekti. Testi yaptığımda tarih 22.04.2003 tü 7 haftalık hamilesiniz haberini aldığımda ise 24.04.2003.
Ve o tarihten sonra başlayan mide bulantıları,halsizlik,yoğun uyku ile bebeğim ben burdayım diyordu artık....Diyordu da, ne içimde olduğunu hissettiren bir kıpırtı, nede fiziksel görüntüde bir değişiklik olmadı uzun süre...Hernedense bir an önce göbişimin çıkmasını istemiştim.Her ay başlayan doktor kontrollerinde hep güzel haberlerini aldık bebişimin ama insan, en son ana kadar içindende, ya bir şey varsa kuşkusunu atamıyorda.
Ve işte 14.haftamızda hissetmiştim yavrumu içimde, o mu değilmi,o mu değil mi derken evet oydu,canımdı,kanımdı,içimde taşıdığım yarınlarımdı.....
Hemen iş arkadaşıma seslenip Eray kaç aylıkken oynamaya başlamıştı diye sorduğumda 4,5 aylık cevabını aldığımda benim kızım olacak demiştim, duyduğuma göre erkekler kızlara göre daha geç oynamaya başlarlarmış,bana onu söyleten hem bu duyumum, belkide bu duyumum arkasına sakladığım kızım olmasını istediğimdi belkide... O zamanlar önce sağlıklı olsun cinsiyeti ikinci planda deyip, ama Allah’ta gönlümü biliyor kuldan niye saklıyım diyerek kız istediğimi belirtiyordum....Bu söylemler, KIZ BEBEK kelimelerini doktorumuzun ağzından duyana kadar devam edip gitti.....Bu haberi aldıktan hemen sonra ilk iş eşimi arayıp o telefonu açar açmaz TUTKU geliyor dedim, Çünkü çok önceden belirlemiştik kıza ve erkeğe göre isimlerimizi, ben taaa evlenmeden önce hep derdim ileride bir kızım olursa adı HAYAL,yada TUTKU olacak diye.Ve işte TUTKU’M olacaktı artık, hemde herşeyden daha çok.
Allah’a çok şükür sorunsuz sayılabilecek bir hamilelik dönemi geçirdim öyleki son 15 güne kadar işime devam ettim. İzne çıktığımda 15 gün sonra doğuracağımı bilmiyordum tabi.J Ben çalıştığım dönemlerden evde olduğum döneme geçene kadar tüm hazırlıklar bitmişti hakkını ne yapsam ödeyemiyeceğim canım Anneciğimin sayesinde öyleki hamileliğimin belkide bukadar iyi geçmesindeki en büyük etken oydu hiç tartışmamız...Evet herşey hazırdı ama o hazırlıkların sahibi yoktu hala kollarımızda,sık sık odasını ziyaret eder,dolabındaki eşyaları seyreder hayaller kurardım bir gün bu hayallerin gerçeğe dönüşeceğini umarak....
Hamileliğim boyunca hep normal doğum istemiştim, ben bunu istedikçe her muaynede bebeğimin ölçüleri hep büyük çıktı,ama vazgeçmedim...Hesaplamalara göre bebeğim aramıza Aralık 22 yada 25 gibi katılacaktı. 29 Kasım Cumartesi akşamı annemlerden eve geldiğimiz, ki orda en ufak bir belirti yok, hatta o akşam annemlerde olan 5 aylık bebeği kucağıma aldığımda eşim düşereceksin dediğinde hangisini elimdekini mi ? karnımdakini mi diye espri bile yapmıştım....
Bende ilk önce bir karın ağrısı (aslında kasılması ) onun haricinde yine bir şey yok, öyleki o akşam yarın gideceğimiz yerin programını bile yapmıştık.....Yattıktan sonra ben yatakta bir o tarafa bir bu tarafa, e bide düşünün, bu dönmeler o kocaman göbişle ne kadar zamanda tamamlanır,ayaklarımı aşağı yukarı sağa sola ,,bi şeyler oluyor ama ne ?
Eşim en sonunda dayanamayıp Sibel ne oluyosun kıpır kıpır dediğinde, saat geceyarısı 12 yi gösteriyordu. Kalkıp lavobaya gittim gelen herhangi bir belirtide yok.Tekrar yattım ama sabah saat 04 :00 e kadar yatakta aynı şekildeyim..En son lavobaya gittiğimde yeni yeni gelen kan gibi bir sıvı tamam dedim misafirimiz gelmek için son hazırlıklarında,hemen duşumu aldım o heyecanla banyoda ayna falan kalmadı kırmışım, o sezlikte öyle bir ses getir di ki ama eşim bunu duymadı bile, ee bütün gece kıpırdanmaktan uyutmadım kendisi...Banyodan sonra salona geçtim hemen kitabı elime alıp doğum başlangıcı ile ilgili bilgileri okudum ve artık emindim aynı zamanda da sanki daha önceden bu konuda tecrübeliymiş gibide sakin....
Öyleki 04:00 ‘ten saat 07:30 kadar eşimi uyandırmadım bile...Geçen o zaman zarfında sancıların geliş sıklıklarını not ettim ( hala saklıyorum o kağıdı J ) salon içinde dolaştım durdum. İlk doğumum olacağı için okuduğum kitaptan sancıların uzun bir süre devam edeceğini öğrendiğimden bu uzun zamanın, uzun kısmını hastanede geçirmektense evde geçirmeyi istedim
saat 07:30 olduğunda eşimi uyandırmaya karar verdim başına gidip bebek geliyor dediğimde inanamadı tabi,nasıl inansın ki ben giyinip süslenmişim o televizyonlardan bildiği gibi ciyak ciyak bağırmıyorum ( ama o da oldu tabi J ) gayet normal bir halde karşısında durup bebek geliyor diyorum. Oda hemen kitabı eline alıp sancıların uzun sürebileceğini söylediğinde ben zaten akşamdan beri çekiyorum demiştim.
Bir saat falanda onunla beraber bekledikten sonra 08:30 gibi annemi arayıp anne sen çayı koy kahvaltıya geliyoruz sonrada hastaneye gideceğiz dediğimde annemin cevap verdiği ses tonu hala kulaklarımda, şaşırdı,sevindi,endişelendi....E ni ye çayı koyuyoruz , hastaneye niye gitmiyoruz dediğinde tamam annecim sen koy gelince görüşürüz demiştim.
Tabiki doğuma gitmeden önce amacım kahvaltı etmek değil onlar kahvaltı ederken benim biraz daha fazla evde vakit geçirmem di ( şimdi düşünüyorumda bu kadar cesaret doğru mu diye )
Evlerimiz yakın olduğu için bu görüşmeden 10 dk.sonra karşılarındaydım ama hala doğum yapacak biri gibi durmuyordum çünkü çektiğim sancıları ancak ben hissediyordum,Evden çıkarken nekadar zaman önceden hazır olan bebişimin çantasını yanımıza almadığımızı annem farketmese öylece gideceğiz hastaneye..
Saat 09:30 gibi doktor kontrolunde hamileliğin bu dönemine göre suyumun çok fazla olduğunu, bebişimin ağırlığının ise 3800 gr olduğunu, anlattığım sancıların doğum sancısı olup olmadığını anlamak içinde makinaya bağlanmam gerektiğini öğrendik.
Canımı sıkan ise aylardır muaynesine devam ettiğim ve doğumuma girmesini istediğim asıl doktorumun günlerden 30 Kasım 2003 PAZAR olduğu için izinde olmasıydı ama bu olasılığı daha önceden konuştuğumuzdan, hastaneye girer girmez, ilgililere eğer doğum olursa kesinlikle kendi doktoruma haber vermeleri gerektiğini söyledik.
Makinaya bağlandıktan sonra sancıların doğum sancısı olduğu anlaşıldığında normal doğum için hastaneye yatışımın yapılması gerektiğini dışarıda beni bekleyenlere haber verildiğinde,, işte o an........
Saat: 10: 00’dan öğlen 14:15 e kadar geçen zaman içerisinde kendi doktorum gelmiş, yapılan muayneler sıklaşmış ve sancılar hat safhaya çıkmıştı ve işte ben ilk kez eğer aksi bir şey olursa hiç beklemeden beni sezaryana almalarını söylemiştim,sanki ben bunu söylemesem doktorların aklına gelmeyecekmiş gibi J
Sancı odasından en son doğum odasına girip o sandalyeye çıktığımda artık herşey hızlanmıştı,artık beynim iyice uyuşmuştu yada ben öyle yapmıştım çektiğim acının canımı her nekadar yaksada biteceğine öylebir inandırmıştımki kendimi, sanki çekilen sancının acısı sadece o bölgede kalıp vücudumda başka bir yere ulaşmıyordu yada ben kendimi şartlandırarak orda kalmasını sağlıyordum aslında en önemlisi Allah yardım’cım oluyordu.Doktorumdan gelen direktifler üzerine ıkınıyor ondan gelen aferin ,süpersin, bravo işte böyle,. devam kelimeleriyle iyice cesurlaşıyordum sanki......3. kuvvetli ıkınmada............saat 14:25 te........................
Normalde, doğum anında hep ağlayacağımı zannediyordum hem acıdan hem mutluluktan,
Ama herşey bitip yanımdaki masaya bebeğimi yatırdıklarında o minicik pespembe,çırılçıplak varlığa baktığımda ,çıldırmış gibiydim,o anki ruh halini daha önce hiç yaşamamıştım ve tam olarak kelimelerle nasıl ifade edilir bilemiyorum.Adeta mutluluktan sarhoş olmuştum.
Ne ağlıyabiliyor,ne güle biliyordum sadece gözlerimi ondan hiç ayırmadan arka arkaya canım,bebeğim,aşkım ,bitanem kelimelerini sıralıyordum.Hele o ,dünyadaki en masum haliyle çırılçıplak göğsüme yatırdıklarında, meleğimin bana yaşattığı duyguları , dünyada bir daha bana yaşatabilecek başka bir şey yoktur heralde...
Aylardır beklediğim , özlediğim hayaller kurduğum ve en sonunda kavuştuğum yavrum göğsümdeydi şimdi, içimdeki duyguları artık ona bakarak aktarabiliyordum.....Meleğim kucağımdayken dikişlerim yapılıyordu doktorum acımıyor galiba dediğinde.....Söylenebilecek tek şey o minicik şeyin o an bana yaşattığı mutluluğun tadının yanında, hissedebilecek hiçbir acı yok.
Bu ana gelene kadar,bana karşı olan her konudaki , yardımlarını ,sabırlarını ,sevgilerini hiç ama hiç eksik etmeyen başta anneme,eşime,kız kardeşime,abideciğime J yani habibe’ciğime ve sayamadığım herkeze çok ama çook teşekkürler.İyi ki varsınız,iyiki yanımdasınız.
İşte bebeğim böyle bizim öykümüz.Oysa yazdıklarımdan daha fazla yazamadıklarımda bize yaşattığın mutluluklar,
Bize yaşattığın bu mutluluğun karşılığında ne kadar mutluluk verebilirsek sana
o kadarını yaşatmaya hazırız
yaşamının her anında
Seni çok ama çoooook seviyoruz....TUTKU’M
Teşekkürler canımcım varsa takip ettiğin herhangi bir topik bu topikten bahsedersen sevinirim ne kadar çok kişiye ulaşabilirsek o kadar güzel olacak
Doktorunuz bulursan ormal yapanlar var.arası baya uzun çünkü.Ben henüz hamile değilim ama kalırsam inşaAllah normal doğum yapmak istiyorum duydum ki ilk doğum sezaryen olunca ikinci normal olamıyormuş rahim yırtılması olabileceği için doktorlar riske girmiyormuş bu konuda bilginiz var mı kızlar bu arada ilk sezaryen doğumumun üzerinden 7 yıl geçti
İlk doğumumu normal yapmış biri olarak kısmet olursa ikinci bebeğimide bu şekilde doğurmak istiyorum, desem herşeyi özetlemiş olarum sanırım. Detaylarda aşağıda öykümüzde
O akşam eve giderken test almaya karar verdim ve aldım,nasıl uygulanacağını öğrenmek için bilgileri okuduğumda sabah aç karın ile yapılmasının daha uygun olacağı yazdığından bu merakımı birkaç saat daha ertelim sabah ilk iş testi yaptım ve işte çok şükür ,ilk teste hamileydim...O ana kadar hiç birşeyden haberi olmayan eşim mışıl mışıl uyuyorken ben ayna karşısında biryanda süsleniyor bir yandan da kendime bakıp bakıp acaip bir duygu ile gülümsüyordum daha fazla dayanamadım aynadan eşime bakarak direk ben hamileyim dedim...( gerçi şuan olsa bu çok önemli olayı çok özel bir şekilde söylemeyi tercih ederdim ama dayanamadım hernedense ) yattığı yerden fırlayıp garip bir surat ifadesi ile panik,sevinç,mutluluk,bana bakarak nası yani dedi,bende 10 gün günümün geçtiğini akşam test aldığımı biraz öncede uyguladığımı ve hamile çıktığımı söylediğimde sarılıp beni öpüşü......
Ogün daha önce hiç yaşamadığım duygularıda yanıma alıp işe gelirken bu olaya hem inanıyor hemde acaba diyordum,işe gelir gelmez ilk iş olarak eczanede olan arkadaşımı arayıp bu hamilelik testlerinin nekadar doğru olup olmadığını sorduğumda delimisin sen, tabiki doğru deyişi hala kulaklarımda,çünkü ararken duymak istediğimde buydu zaten....Sonra eşimden gelen hergüne nazaran daha fazla telefonlar bilgi almalar o da benim gibi yinede bir acaba taşıyordu içinde bu acabadan kurtulmanın en iyi yolu doktora gitmekti. Testi yaptığımda tarih 22.04.2003 tü 7 haftalık hamilesiniz haberini aldığımda ise 24.04.2003.
Ve o tarihten sonra başlayan mide bulantıları,halsizlik,yoğun uyku ile bebeğim ben burdayım diyordu artık....Diyordu da, ne içimde olduğunu hissettiren bir kıpırtı, nede fiziksel görüntüde bir değişiklik olmadı uzun süre...Hernedense bir an önce göbişimin çıkmasını istemiştim.Her ay başlayan doktor kontrollerinde hep güzel haberlerini aldık bebişimin ama insan, en son ana kadar içindende, ya bir şey varsa kuşkusunu atamıyorda.
Ve işte 14.haftamızda hissetmiştim yavrumu içimde, o mu değilmi,o mu değil mi derken evet oydu,canımdı,kanımdı,içimde taşıdığım yarınlarımdı.....
Hemen iş arkadaşıma seslenip Eray kaç aylıkken oynamaya başlamıştı diye sorduğumda 4,5 aylık cevabını aldığımda benim kızım olacak demiştim, duyduğuma göre erkekler kızlara göre daha geç oynamaya başlarlarmış,bana onu söyleten hem bu duyumum, belkide bu duyumum arkasına sakladığım kızım olmasını istediğimdi belkide... O zamanlar önce sağlıklı olsun cinsiyeti ikinci planda deyip, ama Allah’ta gönlümü biliyor kuldan niye saklıyım diyerek kız istediğimi belirtiyordum....Bu söylemler, KIZ BEBEK kelimelerini doktorumuzun ağzından duyana kadar devam edip gitti.....Bu haberi aldıktan hemen sonra ilk iş eşimi arayıp o telefonu açar açmaz TUTKU geliyor dedim, Çünkü çok önceden belirlemiştik kıza ve erkeğe göre isimlerimizi, ben taaa evlenmeden önce hep derdim ileride bir kızım olursa adı HAYAL,yada TUTKU olacak diye.Ve işte TUTKU’M olacaktı artık, hemde herşeyden daha çok.
Allah’a çok şükür sorunsuz sayılabilecek bir hamilelik dönemi geçirdim öyleki son 15 güne kadar işime devam ettim. İzne çıktığımda 15 gün sonra doğuracağımı bilmiyordum tabi.J Ben çalıştığım dönemlerden evde olduğum döneme geçene kadar tüm hazırlıklar bitmişti hakkını ne yapsam ödeyemiyeceğim canım Anneciğimin sayesinde öyleki hamileliğimin belkide bukadar iyi geçmesindeki en büyük etken oydu hiç tartışmamız...Evet herşey hazırdı ama o hazırlıkların sahibi yoktu hala kollarımızda,sık sık odasını ziyaret eder,dolabındaki eşyaları seyreder hayaller kurardım bir gün bu hayallerin gerçeğe dönüşeceğini umarak....
Hamileliğim boyunca hep normal doğum istemiştim, ben bunu istedikçe her muaynede bebeğimin ölçüleri hep büyük çıktı,ama vazgeçmedim...Hesaplamalara göre bebeğim aramıza Aralık 22 yada 25 gibi katılacaktı. 29 Kasım Cumartesi akşamı annemlerden eve geldiğimiz, ki orda en ufak bir belirti yok, hatta o akşam annemlerde olan 5 aylık bebeği kucağıma aldığımda eşim düşereceksin dediğinde hangisini elimdekini mi ? karnımdakini mi diye espri bile yapmıştım....
Bende ilk önce bir karın ağrısı (aslında kasılması ) onun haricinde yine bir şey yok, öyleki o akşam yarın gideceğimiz yerin programını bile yapmıştık.....Yattıktan sonra ben yatakta bir o tarafa bir bu tarafa, e bide düşünün, bu dönmeler o kocaman göbişle ne kadar zamanda tamamlanır,ayaklarımı aşağı yukarı sağa sola ,,bi şeyler oluyor ama ne ?
Eşim en sonunda dayanamayıp Sibel ne oluyosun kıpır kıpır dediğinde, saat geceyarısı 12 yi gösteriyordu. Kalkıp lavobaya gittim gelen herhangi bir belirtide yok.Tekrar yattım ama sabah saat 04 :00 e kadar yatakta aynı şekildeyim..En son lavobaya gittiğimde yeni yeni gelen kan gibi bir sıvı tamam dedim misafirimiz gelmek için son hazırlıklarında,hemen duşumu aldım o heyecanla banyoda ayna falan kalmadı kırmışım, o sezlikte öyle bir ses getir di ki ama eşim bunu duymadı bile, ee bütün gece kıpırdanmaktan uyutmadım kendisi...Banyodan sonra salona geçtim hemen kitabı elime alıp doğum başlangıcı ile ilgili bilgileri okudum ve artık emindim aynı zamanda da sanki daha önceden bu konuda tecrübeliymiş gibide sakin....
Öyleki 04:00 ‘ten saat 07:30 kadar eşimi uyandırmadım bile...Geçen o zaman zarfında sancıların geliş sıklıklarını not ettim ( hala saklıyorum o kağıdı J ) salon içinde dolaştım durdum. İlk doğumum olacağı için okuduğum kitaptan sancıların uzun bir süre devam edeceğini öğrendiğimden bu uzun zamanın, uzun kısmını hastanede geçirmektense evde geçirmeyi istedim
saat 07:30 olduğunda eşimi uyandırmaya karar verdim başına gidip bebek geliyor dediğimde inanamadı tabi,nasıl inansın ki ben giyinip süslenmişim o televizyonlardan bildiği gibi ciyak ciyak bağırmıyorum ( ama o da oldu tabi J ) gayet normal bir halde karşısında durup bebek geliyor diyorum. Oda hemen kitabı eline alıp sancıların uzun sürebileceğini söylediğinde ben zaten akşamdan beri çekiyorum demiştim.
Bir saat falanda onunla beraber bekledikten sonra 08:30 gibi annemi arayıp anne sen çayı koy kahvaltıya geliyoruz sonrada hastaneye gideceğiz dediğimde annemin cevap verdiği ses tonu hala kulaklarımda, şaşırdı,sevindi,endişelendi....E ni ye çayı koyuyoruz , hastaneye niye gitmiyoruz dediğinde tamam annecim sen koy gelince görüşürüz demiştim.
Tabiki doğuma gitmeden önce amacım kahvaltı etmek değil onlar kahvaltı ederken benim biraz daha fazla evde vakit geçirmem di ( şimdi düşünüyorumda bu kadar cesaret doğru mu diye )
Evlerimiz yakın olduğu için bu görüşmeden 10 dk.sonra karşılarındaydım ama hala doğum yapacak biri gibi durmuyordum çünkü çektiğim sancıları ancak ben hissediyordum,Evden çıkarken nekadar zaman önceden hazır olan bebişimin çantasını yanımıza almadığımızı annem farketmese öylece gideceğiz hastaneye..
Saat 09:30 gibi doktor kontrolunde hamileliğin bu dönemine göre suyumun çok fazla olduğunu, bebişimin ağırlığının ise 3800 gr olduğunu, anlattığım sancıların doğum sancısı olup olmadığını anlamak içinde makinaya bağlanmam gerektiğini öğrendik.
Canımı sıkan ise aylardır muaynesine devam ettiğim ve doğumuma girmesini istediğim asıl doktorumun günlerden 30 Kasım 2003 PAZAR olduğu için izinde olmasıydı ama bu olasılığı daha önceden konuştuğumuzdan, hastaneye girer girmez, ilgililere eğer doğum olursa kesinlikle kendi doktoruma haber vermeleri gerektiğini söyledik.
Makinaya bağlandıktan sonra sancıların doğum sancısı olduğu anlaşıldığında normal doğum için hastaneye yatışımın yapılması gerektiğini dışarıda beni bekleyenlere haber verildiğinde,, işte o an........
Saat: 10: 00’dan öğlen 14:15 e kadar geçen zaman içerisinde kendi doktorum gelmiş, yapılan muayneler sıklaşmış ve sancılar hat safhaya çıkmıştı ve işte ben ilk kez eğer aksi bir şey olursa hiç beklemeden beni sezaryana almalarını söylemiştim,sanki ben bunu söylemesem doktorların aklına gelmeyecekmiş gibi J
Sancı odasından en son doğum odasına girip o sandalyeye çıktığımda artık herşey hızlanmıştı,artık beynim iyice uyuşmuştu yada ben öyle yapmıştım çektiğim acının canımı her nekadar yaksada biteceğine öylebir inandırmıştımki kendimi, sanki çekilen sancının acısı sadece o bölgede kalıp vücudumda başka bir yere ulaşmıyordu yada ben kendimi şartlandırarak orda kalmasını sağlıyordum aslında en önemlisi Allah yardım’cım oluyordu.Doktorumdan gelen direktifler üzerine ıkınıyor ondan gelen aferin ,süpersin, bravo işte böyle,. devam kelimeleriyle iyice cesurlaşıyordum sanki......3. kuvvetli ıkınmada............saat 14:25 te........................
Normalde, doğum anında hep ağlayacağımı zannediyordum hem acıdan hem mutluluktan,
Ama herşey bitip yanımdaki masaya bebeğimi yatırdıklarında o minicik pespembe,çırılçıplak varlığa baktığımda ,çıldırmış gibiydim,o anki ruh halini daha önce hiç yaşamamıştım ve tam olarak kelimelerle nasıl ifade edilir bilemiyorum.Adeta mutluluktan sarhoş olmuştum.
Ne ağlıyabiliyor,ne güle biliyordum sadece gözlerimi ondan hiç ayırmadan arka arkaya canım,bebeğim,aşkım ,bitanem kelimelerini sıralıyordum.Hele o ,dünyadaki en masum haliyle çırılçıplak göğsüme yatırdıklarında, meleğimin bana yaşattığı duyguları , dünyada bir daha bana yaşatabilecek başka bir şey yoktur heralde...
Aylardır beklediğim , özlediğim hayaller kurduğum ve en sonunda kavuştuğum yavrum göğsümdeydi şimdi, içimdeki duyguları artık ona bakarak aktarabiliyordum.....Meleğim kucağımdayken dikişlerim yapılıyordu doktorum acımıyor galiba dediğinde.....Söylenebilecek tek şey o minicik şeyin o an bana yaşattığı mutluluğun tadının yanında, hissedebilecek hiçbir acı yok.
Bu ana gelene kadar,bana karşı olan her konudaki , yardımlarını ,sabırlarını ,sevgilerini hiç ama hiç eksik etmeyen başta anneme,eşime,kız kardeşime,abideciğime J yani habibe’ciğime ve sayamadığım herkeze çok ama çook teşekkürler.İyi ki varsınız,iyiki yanımdasınız.
İşte bebeğim böyle bizim öykümüz.Oysa yazdıklarımdan daha fazla yazamadıklarımda bize yaşattığın mutluluklar,
Bize yaşattığın bu mutluluğun karşılığında ne kadar mutluluk verebilirsek sana
o kadarını yaşatmaya hazırız
yaşamının her anında
Seni çok ama çoooook seviyoruz....TUTKU’M
peki ikinciyi neden öyle yapmadın ? epiduralin belde çok ağrı yaptığı söyleniyor oldumu sizde ?