- Konu Sahibi canayakxixn
- #1
> 1957 yılında Amerika'nın güneyine araştırma
> yapmak üzere üs kuran Nasa 'yı birgün küçük bir
> kızılderili çoçuk farkeder ve koşa koşa epeyce
> uzakta bulunan kamplarına gidip
> Büyükbabasına haber verir.
>
> -Büyükbaba, beyaz adamlar gelmiş,
> aşağıdaki vadide gördüm...
> Çok kalabalıklar ve birşeyler yapıyorlar.
>
> Yaşlı kızılderili homurdanmaya başlar,
> belli ki epeyce sinirlenmiştir.
>
> -Onlarla konuştun mu?
>
> -Hayır, beni görmediler. Ben büyük
> tepenin üzerinden onları izledim.
>
> -O zaman yarın yanlarına git ve orada ne
> aradıklarını sor.
>
> Küçük kızılderili ertesi sabah yola koyulur.
> Üsse varır ve beyaz adamlardan birinin
> yanına gidip;
>
> -Burada ne yapıyorsunuz? diye sorar
>
> Beyaz adamlardan birkaçı küçük kızılderilinin
> basını okşarlarlar, ona gülümserler ve;
>
> -Hani geceleri gökyüzünde parlayan birşey var ya,
> biz buradan onu seyrediyoruz.
>
> -Ay'ımı?! peki ama neden?
>
> Adamlar küçük çocuğun sorusunu yine
> gülümseyerek yanıtlarlar.
>
> -İleride... çok yıllar sonra buradan oraya
> insanları götürebilmek ve orada yeni bir hayat
> kurabilmek için... Anladın mı?
>
> Küçük kızılderili şaşkınlığını gizlemeye çalışarak
> "Anladım" der ve koşa koşa uzaklaşır.
>
> Öyle hızlı koşmuştur ki, kampa geldiğinde
> konuşamaz haldedir. Hemen büyükbabasının
> yanına gider ve kendisine söylenenleri
> bir bir anlatır. Yaşlı kızılderili torununun
> anlattıklarını dinledikten sonra iyice sinirlenir,
> bağırıp çağırmaya başlar.
> Ertesi sabah yine torununu yanına çağırır ,
> hayvan derisi üzerine kızgın bir çubukla ve
> kendi lisanınca yazdığı
> not u torununa uzatarak der ki;
>
> -Bunu al, beyaz adamlara götür ve onlara de ki;
> " Bunu büyükbabam gönderdi... Oraya, yani ay a
> gittiğinizde bunu oradakilere verecekmişsiniz"
>
> Küçük kızılderili kendisine söyleneni
> aynen yapar. Üs deki beyaz adamlardan birine
> notu verir, Büyükbabasının söylediklerini de
> iletir ve yine koşaradım uzaklaşır.
>
> Üs çalışanları, belli bölümleri yakılmış deri
> parçasına bakıp, bakıp saatlerce gülerler.
> Ancak aradan bir kaç gün geçtikten sonra, yaşlı
> kızılderilinin o notla, sözde ayda yaşayanlara nasıl
> bir mesaj iletmek istedigini merak etmeye başlarlar.
> Bu merak günden güne öylesine büyür ki,
> bir tercüman çağırmaya karar verirler.
>
> Tercüman geldiğinde herkes bir araya toplanır ve
> merakla beklemeye başlarlar. Bu arada gülüşmeler
> hala ara ara devam etmektedir.
> Tercüman deri parçasını eline alır , okur ve
> ağlamaya başlar. Herkez şaşkındır, gülüşmeler yerini
> iyiden iyiye meraka bırakmıştır.
> Tercüman yaşlı
> gözlerini kalabalığa çevirir ve der ki;
>
> -Not aynen şöyle;
> "Bu adamlara dikkat edin,
> elinizden topraklarınızı almaya geliyorlar!"CADIARZUlmaz:
>
> Sunay Akın
> yapmak üzere üs kuran Nasa 'yı birgün küçük bir
> kızılderili çoçuk farkeder ve koşa koşa epeyce
> uzakta bulunan kamplarına gidip
> Büyükbabasına haber verir.
>
> -Büyükbaba, beyaz adamlar gelmiş,
> aşağıdaki vadide gördüm...
> Çok kalabalıklar ve birşeyler yapıyorlar.
>
> Yaşlı kızılderili homurdanmaya başlar,
> belli ki epeyce sinirlenmiştir.
>
> -Onlarla konuştun mu?
>
> -Hayır, beni görmediler. Ben büyük
> tepenin üzerinden onları izledim.
>
> -O zaman yarın yanlarına git ve orada ne
> aradıklarını sor.
>
> Küçük kızılderili ertesi sabah yola koyulur.
> Üsse varır ve beyaz adamlardan birinin
> yanına gidip;
>
> -Burada ne yapıyorsunuz? diye sorar
>
> Beyaz adamlardan birkaçı küçük kızılderilinin
> basını okşarlarlar, ona gülümserler ve;
>
> -Hani geceleri gökyüzünde parlayan birşey var ya,
> biz buradan onu seyrediyoruz.
>
> -Ay'ımı?! peki ama neden?
>
> Adamlar küçük çocuğun sorusunu yine
> gülümseyerek yanıtlarlar.
>
> -İleride... çok yıllar sonra buradan oraya
> insanları götürebilmek ve orada yeni bir hayat
> kurabilmek için... Anladın mı?
>
> Küçük kızılderili şaşkınlığını gizlemeye çalışarak
> "Anladım" der ve koşa koşa uzaklaşır.
>
> Öyle hızlı koşmuştur ki, kampa geldiğinde
> konuşamaz haldedir. Hemen büyükbabasının
> yanına gider ve kendisine söylenenleri
> bir bir anlatır. Yaşlı kızılderili torununun
> anlattıklarını dinledikten sonra iyice sinirlenir,
> bağırıp çağırmaya başlar.
> Ertesi sabah yine torununu yanına çağırır ,
> hayvan derisi üzerine kızgın bir çubukla ve
> kendi lisanınca yazdığı
> not u torununa uzatarak der ki;
>
> -Bunu al, beyaz adamlara götür ve onlara de ki;
> " Bunu büyükbabam gönderdi... Oraya, yani ay a
> gittiğinizde bunu oradakilere verecekmişsiniz"
>
> Küçük kızılderili kendisine söyleneni
> aynen yapar. Üs deki beyaz adamlardan birine
> notu verir, Büyükbabasının söylediklerini de
> iletir ve yine koşaradım uzaklaşır.
>
> Üs çalışanları, belli bölümleri yakılmış deri
> parçasına bakıp, bakıp saatlerce gülerler.
> Ancak aradan bir kaç gün geçtikten sonra, yaşlı
> kızılderilinin o notla, sözde ayda yaşayanlara nasıl
> bir mesaj iletmek istedigini merak etmeye başlarlar.
> Bu merak günden güne öylesine büyür ki,
> bir tercüman çağırmaya karar verirler.
>
> Tercüman geldiğinde herkes bir araya toplanır ve
> merakla beklemeye başlarlar. Bu arada gülüşmeler
> hala ara ara devam etmektedir.
> Tercüman deri parçasını eline alır , okur ve
> ağlamaya başlar. Herkez şaşkındır, gülüşmeler yerini
> iyiden iyiye meraka bırakmıştır.
> Tercüman yaşlı
> gözlerini kalabalığa çevirir ve der ki;
>
> -Not aynen şöyle;
> "Bu adamlara dikkat edin,
> elinizden topraklarınızı almaya geliyorlar!"CADIARZUlmaz:
>
> Sunay Akın