kitapları ile evli edebiyat öğretmeni eş

Farklilik en guzeli! Konu sahibi icin degisik yonde gelisme firsati! Adami icin ise, konu sahibine yol gosterici olmak onu cok mutlu edecektir eminim!
Farklilik bir iliskide gelisme icin cok buyuk motivasyon sebebidir. Gelismenin oldugu iliskiler uzun omurlu olur!

bende beni geliştirecek bişeyler öğretecek bir eş isterdim. ne büyük nimet aslında da
 
:) :)Zamanın birinde bir alim evlenmiş,ama kitaplardan başını alıp,eşiyle ilgilenmiyormuş.Bir gün beş gün eşi artık daralmış, kocasına yaklaşmış,adam gene kitaba gömülmüş okuyormuş.Neye bakıyorsun bey demiş.Van kuluna bakıyorum deyince,ne olur biraz da ben kuluna bak,demiş.(van kulu,eskı kaynak bir kitap bildiğim kadarıyla)
Şaka bir yana, sana hak veriyorum.Gezmelisiniz de.Fakat sende kitaplara karsı onyargılı olma.Geçen hafta alışverişimi bitirince halk kütüphanesine daldım yine poşetlerimle:KK45:.Yıllar önce okuduğum sefiller romanını buldum.
Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım inan.
İdealimdeki meslek kütüphane memurluğuydu küçükken.
Benimde eşim, beni tuhaf bulur zaman zaman,çünki ben her fırsatı değerlendiren biriyim,çocuklarımı emzirirken bile kitap okumamı, garip karşılardı.Çünki ona göre bol zamanı olmalı insanın kitap okumak için:kahve:
 
simdi bu iyi biseymi kotu mu onu çozemedim :)
wc ye girip çikmiyor kitapla, bu sefer kavga çikiyor karrdeiysle kapoida bekliyor kapiyi yumrukluyro çik diye :))
9 yasinda daaha :))))
o yaşlarda normal ama mesela arasıra kitaplardan kafasını kaldırmanız iyi olur, sosyalleşmesi açısından. ben o yaşlardayken okulda ders anlatılırken Harry Potter okumakla meşguldüm az kızmamışlardır. Matematik dersinden Resim dersine tüm derslerde kitap okuyordum :KK70: Ama o dönem 3 tane belge getirdim tam tamına.. yani heryerde kitap okuyabilen birinin dikkati aşmış oluyor.
Yok yok yanmiyor :KK70: ama ramak kaladan dönüyor :-D yine bir ama :KK66: normal kitap okumayı özlüyorsun, roman, klasik tarzı :KK70: sadece o kadar.
ben zaten bir ara normal kitap göremiyordum :KK70: bize 3 ayda marx ve weber'i okutturdular da. kapital'in ciltleri gözümün önünden gitmiyor. :KK70:
Yanlis anlasilmasin!Hayat sadece kitaplardan ogrenilmiyor.

Onu asla degistirmeye calismiyorum.

Ben ondan yeni seyler ogrenmeye calisiyorum. Bu da onun hosuna gidiyor. Bir universiteli kadin benim hayat tecrubeme daha cok guveniyor ve saygi duyuyor diye seviniyor.
Doğru. Ama mesela benimki de "bir üniversiteli kadın ama herşeyi bana bırakmak yerine kendine daha çok güveniyor." diyor. :) Doğruya doğru şimdi hayat tecrübesine daha çok güvenirim ama her bilgi yaşayarak tecrübe edilemiyor. Bu da onun farkında. O yüzden körü körüne güvenmem ben. Saygı duyarım sonsuz ama güven işleri yürümüyor öyle
 
Doğru alıntı yapamamışım.so
Haklısın.
Başka bir konusuna baktım
eski kız arkadası aralarına girmesin diye apar topar evliliğe
sürükledim gibi bir şeyler yazmış.
Konu ile ilgili şuan başladığım noktada değilim.
Eski kız arkadaşı onu sevmiyordu.dışardan bakan biri anlar.karşışıklı olsa ateşe atar mıyım kendimi.zaten araya istesem de giremezdim.kız oyalıyordu.​
 
Ç
Başından beri yorumum aynı oldu. Yanlış evlilik yanlış seçimler.
Ya tanımadılar birbirlerini aceleye getirilmiş veya görücü usülü bir evlilik oldu. Ya da aşktan gözleri kör olmuştu evlenince açıldı.

Adam ilgi alanlarına dönüp kendini kapatmış ama kadında da gram çaba yok aradaki duvarları kaldırmak için. Yapmak zorunda mı, tabi ki değil. Ama nereye kadar gider ki böyle bir evlilik.

Benim eşim müzik delisidir mesela. Ev müzik marketle stüdyo arası bir şeye dönmüş durumda. Bense müzikten zerre anlamam, dinlemekten öteye gidemem. Onda bile hangi şarkı hangi grubun karıştırabilirim o kadar zayıf bir kulağım var. Ama her akşam eşim pratik yaparken on dakika da olsa hobi odasında yanında duruyorum. O anlatıyor ben zerre bişey anlamadan dinliyorum, soru soruyorum, yorum yapıyorum. Günde sekiz kere whatsapp'tan gelen gitar fotoğrafına maruz kalıyorum. Geyiğini yapıyorum falan. Evet ilgi alanım değil ama sevdiğim adamın ilgi alanı. Ben de onunla paylaşıyorum bunu. Dahil oluyorum. Ki kitap okumak müzik gibi de değil, çok rahat dahil olunacak bir alan. Konu sahibi telefonuyla oynamayı tercih etmese her şey daha farklı olabilir evliliklerinde.
ÇOK zorlama değil mi?
 
Evlilikte özgür alan cok onemlidir eşler kendi hobileriyle nefes alır ama diğer bir onemli nokta ise ortak zevk ve alanlardir . Birlikte film izleyip kitap tartismalari yapabilirsiniz . Anladigim kadariyla esiniz tipik bir öğretmen degil kendini gelistiren biri ve gercekten edebiyatcilar farkli insanlardir özgün olurlar tadini cikarin
 
ÇOK zorlama değil mi?
Seviyorsan sevdiğin adamın ilgi alanıyla ilgilenmek, sevdiğin adamın sevdiği şeyi sevmek zorlama gibi gelir mi? Sizin evliliğiniz de alelacele olmuş kız araya girmesin diye. Böyle olayları hiç anlamıyorum umarım hiç de anlamam. İlgi alanını sevmediğin, sevmeye bile çalışmadığın bir adamla nasıl alelacele evlendin?
 
Bu efendi, mulayim adamlarla evli olup onlara kotu davranan kadinlarin probelemi ne biliyor musunuz? Onlar BAD BOY istiyorlar, efendi adam degil.

Onlar yarismaci sperm pesindeler.
Doga kanunu boyledir.
Disiler yarismada ustun gelen erkegi secer.

Hani duz duvara tirmanan, otomobilini emniyet kemersiz, motorsikletini kasksiz suren yuksek risk seylerle ugrasmis/ugrasan biraz deli dolu adam istiyorsunuz.
KİbiRli , ukala ve dikkafalı .insanlara yukarıdan aşağıya bir bakışla bakıyor. Yeterince bad boy bence.her kadın böyle bir erkek istemez.hiçe sayılmak istemiyorum. Nezaketinin bile arkasında diken olan gıcık biri
 
Doğru alıntı yapamamışım.so

Eski kız arkadaşı onu sevmiyordu.dışardan bakan biri anlar.karşışıklı olsa ateşe atar mıyım kendimi.zaten araya istesem de giremezdim.kız oyalıyordu.​
Ha bir de bu adamı kapmak için yarıştin, bile bile isteye isteye simdi sikayet ediyorsun :KK70: yazik ki ne yazik (adama)
 
Seviyorsan sevdiğin adamın ilgi alanıyla ilgilenmek, sevdiğin adamın sevdiği şeyi sevmek zorlama gibi gelir mi? Sizin evliliğiniz de alelacele olmuş kız araya girmesin diye. Böyle olayları hiç anlamıyorum umarım hiç de anlamam. İlgi alanını sevmediğin, sevmeye bile çalışmadığın bir adamla nasıl alelacele evlendin?
Onu severek evlendim. Ama o bana böyle çaba harcamaz ki.
 
Doğru alıntı yapamamışım.so

Eski kız arkadaşı onu sevmiyordu.dışardan bakan biri anlar.karşışıklı olsa ateşe atar mıyım kendimi.zaten araya istesem de giremezdim.kız oyalıyordu.​

E tamam sonuçta haklı çıkarmış oluyorsun
arkadaşları..
Sen ve eşin çok farklı dünyaların insanlarısınız..
Ben birbirinizi tanıyarak, bu farklılıklarınızın
farkında olarak evlendiğinizi düşünerek
baktım olaya.
Yada sadece senin çaba göstermen değil, onunda göstermesi
gerekiyor gibi düşündüm.
Ama siz birbirinizi doğru düzgün tanımadan apar topar
evlenmişsiniz.
Şimdi de uyum sağlayamıyorsunuz.
Arkadaş bu konuya değinerek yapıyordu yorumlarını
bende hakkını teslim ettim, haklı çünkü.
 
Annem babamı hiç değiştiremedi.
Adam 65i geçti, durmadan okur, durmadan yazar.
Artık çıkar şu kitabı diye takılıyoruz.
Annem de evde yalnızım, konuşsam da kafasını kaldırmaz der durur.
Sanmıyorum değişeceğini.

Ama sorun kitap okuması değil, bir filmi bile birlikte izlemiyor oluşunuz, size ayırdığı vakitte canının sıkılması sorun.
 
Ç

ÇOK zorlama değil mi?

Sorduğum onca soruyu yanıtsız bırakıp bu mesajı alıntılamanız kişiliğiniz hakkında ipucu veriyor.

Hayır, zorlama değil. Yeteneğim olmasa da yeni şeyler öğreniyorum, ufkum genişliyor ve eşimle bir şeyler paylaşıyoruz. Elektronik piyano nasıl gitar anfisi olarak kullanılır dün gece bunu öğrendim mesela. Bir şeyler öğrenmek için işe yarar olması gerekmiyor benim için.
 
o yaşlarda normal ama mesela arasıra kitaplardan kafasını kaldırmanız iyi olur, sosyalleşmesi açısından. ben o yaşlardayken okulda ders anlatılırken Harry Potter okumakla meşguldüm az kızmamışlardır. Matematik dersinden Resim dersine tüm derslerde kitap okuyordum :KK70: Ama o dönem 3 tane belge getirdim tam tamına.. yani heryerde kitap okuyabilen birinin dikkati aşmış oluyor.

ben zaten bir ara normal kitap göremiyordum :KK70: bize 3 ayda marx ve weber'i okutturdular da. kapital'in ciltleri gözümün önünden gitmiyor. :KK70:

Doğru. Ama mesela benimki de "bir üniversiteli kadın ama herşeyi bana bırakmak yerine kendine daha çok güveniyor." diyor. :) Doğruya doğru şimdi hayat tecrübesine daha çok güvenirim ama her bilgi yaşayarak tecrübe edilemiyor. Bu da onun farkında. O yüzden körü körüne güvenmem ben. Saygı duyarım sonsuz ama güven işleri yürümüyor öyle

Naranta, kitap olmadan once de yasam vardi, yarin kitaplar yerini beyine yazili eserleri zaplayacak donanima yer birakacak, basili kagit tarihe karisacak. Hayat o zaman da var olacak. Yanlis anlasilmasin, ben insanlarin, firsat buldukca kitap okuyarak gecirmesi taraftariyim. Ancak hayati ogrenmek icin sadece kitap okumak yeterli degil.

Bir TIR soforunun ya da dagdaki cobanin maruz kaldigi hayat, bir magarada inzivaya cekilmis filozofun hayatindan farkli degil. Eger birey yeterince zeki ise, yeterince dusunmeye cok zamani oldugu icin kendi icinde firtinalar kopan, kendini ve hayati sorgulayan, ve kendi teorilerini ortaya atabilen bir filozofa donusebiliyor.

Dogrusu benim icin onun gorusu herhangi bir profesorun ortay attigi teoriden daha mantikli ve akla yatan olabiliyor.

O zaman ben neden guvenmeyeyim ona? Elbette koru korune kimseye guvenilmez ama, magarasinda cok yalniz kalmis, cok zeki bir adam var ortada.
 
KİbiRli , ukala ve dikkafalı .insanlara yukarıdan aşağıya bir bakışla bakıyor. Yeterince bad boy bence.her kadın böyle bir erkek istemez.hiçe sayılmak istemiyorum. Nezaketinin bile arkasında diken olan gıcık biri
1.si adam öğretmen, 2.si adam kendini geliştiren, kültürlü bir insan. Bu zaten bir süre sonra adamın çok şey bilmesi demek. Bu bilgiyle ister öğretir ister kibirlenir ister ukalalığını yapar ki bu bence tatlı bir ukalalık olur çünkü adam bilmediği şeyde inatlaşmaz bence, isterse de insanlara tepeden bakar. Her şeyi ben biliyorum havasında değildir de çok şeyi ben biliyorum çünkü araştırıyorum, kültürleniyorum boş boş tv izleyip telefonla oynamıyorum, kafamın içinde saman yok havasıdır. Adam hava atmakta haklı. Ülkede kitap okuma oranı çok düşük!
 
Naranta, kitap olmadan once de yasam vardi, yarin kitplar yerini beyine yazili eserleri zaplayacak donanima yer birakacak, kagit tarih ekarisacak. Hayat o zmana da var olacak. Yanli sanlasilmasin, ben insnalrin, firsta buldukca kitap okuyarak gecirmesi taraftariyim. Ancak hayati ogrenmek icin sadece kitap okumak yeterli degil.

Bir TIR soforunun ya dadagdaki cobanin maruz kaldigi hayat, bir magarad inzivaya cekilmis filozofun hayatindan farkli degil. Eger birey yeterince zeki ise, yeterince dusunmeye cok zamani oldugu icin kendi icinde firtinalar kopan, kendini ve hayati sorgulayan, ve kendi teorilerini ortaya atabilen bir filozofa donusebiliyor.

Dogrusu benim icin onun gorusu herhangi bir profesorun ortay attigi teoriden daha mantikli ve akla yatan olabiliyor.

O zaman ben neden guvenmeyeyim ona? Elbette koru korune kimseye guvenilmez ama, magarasinda cok yalniz kalmis, cok zeki bir adam var ortada.
Doğru. Ama insanlar gelişmeye yazı ile birlikte başlamışlardır. Kitapların internet ortamına düştüğü doğru ama ben bunu savunmuyorum ve istemiyorum mesela. En kolay elde tutulan bilgi maddeleşmiş bilgidir. Maddeleşmiş bilgi de kitaptır. İnternet elimizle tutabildiğimiz bir şey değil. Bugün var, yarın ana kabloyu şak diye keserler tüm dünyada elektrik gider -böyle bir dizi vardı. İnsanlar o zaman yine kitaplara muhtaç. Her bilgi, her tarih kaydedilmeye mahkum olmalı kaybedilmeye değil. O yüzden kitaplar yerine yok olacaksa insanlık yok olsun. En azından dünyaya ve geleceğe imzamızı atmış oluruz. Kendi kendimize yaşamış gelişmiş yok olmuş olmayız.

Zeka her insanda vardır önemli olan onu geliştirecek materyalleri kullanmak. :) Veya şöyle söyleyeyim zeki insan eşittir kültürlü insan değildir.

Ve bence bir filozofun hayatı da, yaşamı da, zihni de dağdaki çoban ile bir değil. Dağdaki çoban düz adamsa tabii! Ve kitaplar sadece "felsefi" kitaplardan oluşmuyor? Önemli olan hayalgücünü yazıya dökebilmek. Hayalgücünü maddeleştirebilmek.
 
X