Az önce Güneş Çavması'nı bitirdim... Artık Devir'e devam edebilirim..
Ne düşündüğüme gelince kitapla ilgili... Çoklu karakterle hazırlanmış kalabalık bir kitap. Bazen bu durumun beni yorduğunu fark ettim. Çoğu kişiyi ve konuşmaları çıkartsam kitaptan, kitap özünden hiçbir şey kaybetmez kesinlikle. Evet ben de bazen kitap çok sayfalı olsun diye bir sürü gereksiz diyalog yazıldığını düşündüm.
Sonra kişisel gelişim tarzının bu diyaloglarda gizlendiğini düşündüm...
Sonra fark ettim ki yazar kendi doğrularını, kendi inandıklarını dikte ediyor okuyucuya... Evet hemen hemen her yazar bunu yapar. Bu kitapta çok fazlaydı.. Sanki bu kitap kişisel gelişim olarak yazılmak istenmiş fakat yazarken yazarken yazarın kişisel çizgisinin eğitimi gibi bir hale girmiş. Biri bana zorla bir şey kanıtlamak istediğinde ya da illa benim dediğimi dinle, uygula diye baskı yaptığında rahatsız oluyorum. Bu kitapta bu rahatsızlığı hissettim epey. Hatta kitapta aynı şeyleri savunduğumuz halde... İçinden alıp kulağıma küpe yapacağım bir şeyler yoktu.. Yeni bir şey yoktu yani. O küpeler zaten kulağımdaydı.. Belki de kitapla birbirimize geç kaldık. 18 yaşındaki halim olsa boş kulaklarıma epey küpe çıkardı. Ama şimdi "aa bu küpeden bende var" dedim hep :)
Fazla kalabalıktı kitap... Olumsuz yorumlarım için kusuruma bakmayın, bunlar benim düşüncelerim oldu.
Karakterlere gelince...
Güneş erken battı, ben onu fazla tanıyamadım.
Çetin diye biri hiç olmadı bence :) Iyyy...
Yannis'in nesini sevdiler anlayamadım :)))
Maral çok gereksiz bir karakterdi bence ama Ece'nin dahil olması için ona ihtiyacı vardı yazarın belki de. Ee kulağı uzak yoldan tutmak sayfa sayısı arttırıyor :)
Atlas müthiş bir çocuk Rafet süper bir büyük anneydi bence.
Mecnun karakteri en iyi oturtulmuş karakterdi. Karakterin en başarılı yanı, genellemeyle değil değil. Ben böyleyim ben böyle düşünürüm ile pekiştirilmişti ve anlatılmak istenen Mecnun'la çok iyi ifade edilmiş okuyucuya.
Aysel - Uğur - Taylan ailesi içimi sızlattı.
Taylan'ın gay olması değil. Uğur ve Aysel'in birlikte yaşadığı ama birbirlerinden çok uzak olan hayatları..
Nurcan'ın kocası ne kadar gereksiz bir adam ya, Aysel'in değimiyle resmen Hödük! Nurcan üye mi acaba KK'ya ona birkaç akıl verseydik BDV ye konu açsaydı da :)))
Meriç öldü kızlar...
(( O Meriç ne kadınmış... Ben de hep eğer ölürsem beni gömerken ve ziyarete geldiğinizde müzik dinletin derim. Benim baş karakterim o oldu aslında... Keşke gidip o TV ünitesinin sol alt çekmecesinden o defteri alabilseydim...Lal'e yazdığı..
2. kitapta belki alırım da ama emin değilim 2. yi okumak istediğime. Aynı kalabalık ve aynı kuru kalabalık ile devam ediyorsa biraz düşünmem lazım. En azından 2. den önce birkaç felsefe kitabı okuyup beynimi yormam lazım...
Çok uzun yazmışım...
Devir'i bitireyim onu da yazarım...