Kirşehir///40

selam bende kirsehirliyim bu arada hayirli bayramlar!!
slm sisko.aramiza hosgeldin kirsehirin neresindensin?
almanyanin hangi sehrindensin?
kıslar hoş geldiniz bakın bende kırşehir kamandayım ne güzel buraya gelin kaynaşalım kaydirigubbakcemile5
burası sizinde koşeniz ve sesiniz olsun almanya bir çok yakınımız var
kırşehirliler çoğunluğu yurt dişındaaaa :1hug:
 
günaydın arkadaşlar
uzun bi ara dersem uzun olmadı ben burdaydım ama nete giremedik
güzel bi bayramıdı bitirdik allahın izniyile
gelip burda gormediğim sevgili dostlara hoş geldiniz diyorum
bayramanızı can dan kutlarım uzatın yanaklarınızı opeyim
hasta olan arkadaşlara gecmiş olsun
yolcusu olanları allah selemetle yerlerine gitmelerine vesile olsun amin
ii hafta sonları sizlereeeeeee sevgiyle kalın
esmer güzeliiiii
 
kırşehirliler şehidimmiz bi dua da sizde gelsin
bügün kamandaki ceviz fastivalinde aniden bi onus bütün etkinlikler durdurldu şemdinlide hayın pusudaki askerlerimize since saldırmışlar ve 15 şehit verdik bi şehidimizde kırıkkalede
bu yüzden ceviz fastivalı ertelendi ve gözlerim kanlı göz yaşı döktüm bu vatan bolunmez kanlarımızla canlarımız la vatanımıza feda olsun yaşasın türküye ne mutluyum türküm diyeneee
İşte şehitlerimizin isimleri 4 Ekim 2008






Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'nin Irak sınırındaki Aktütün Jandarma Sınır Karakolu'na teröristler saldırdı. Çıkan çatışmada 15 askerimiz şehit oldu, 20 askerimiz yaralandı. 23 terörist ise öldürüldü.




İŞTE O KAHRAMAN ŞEHİTLERİMİZ

Şehit evlerine ateş düştü

İşte kimliği açıklanan şehitlerin isimleri:

- Astsubay Çavuş Hasan Önal (Eskişehir)

- Uzman Çavuş Cahit Yıldırım (Erzurum)

- Uzman Çavuş Selçuk Can (Osmaniye)

- Uzman Çavuş Hasan Aygör (Kırıkkale)

- Uzman Çavuş Onur Ilgin (Adana)

- Uzman Onbaşı Bahattin Erturhan (Sivas)

- Uzman Onbaşı Rasim Eser (Mersin)

- Çavuş İlhan Küçükksolak (Kocaeli)

- Onbaşı Muhammet Aydemir (Artvin)

- Er Hakkı Aran (Diyarbakır)

- Er Davut İlbaş (Siirt)

- Er Oktay Karakelle (Bayburt)

- Er Çağlar Mengü (İstanbul)

- Er Ramazan Yeşil (Antalya)

- Er Halil İbrahim Arılık (Denizli)

Aktütün Karakolu'nun fotoğrafları
 
keşke kırşehırde kalabılseydım ama orda bıle degılım kırşehırlıyım ama buldum ıste trabzonluyu yerimseniben eşimde bende memleketlerımızden cook uzaktayız taa kusadasında ama olsun belkı bırgun dıyorum belkı bırgun kırşehırde ufacık bır evımız olur ve orda son nefesımı verırım nasip
 
merhaba olcay kirsehirin neresindensin?aramiza hosgeldin.
ee kirsehirliler nasilsiniz bakem ee nirelerdesiniz
 
esmerim bidenem ikna çalişmalari nasil gidiyor ? Varmi olumlu bir gelişme şeker hayır yanlış anlama sakın sadece ankaraya gelebilecekmisin diye şeeetttiimdide ondan yaniiii:lepi::1hug:a.s.
 
♥ Önce kendime Sonra evime Sonra evimdekilere sonra kapılarımı açtığımda Bana değen ne varsa Yüreğimle beynim arası Çizgi derinliğince Günaydın

♥ Elini verene Gözünü değdirene Sözünü diyene Diyemeyene Sevgimi görene Göremeyene Günaydın

♥ Günaydın sabahımı aydınlatan güneşim, günaydın canım arkadaşlarım günaydınnn
:lepi:kaydirigubbakcemile5:1hug:a.s.:enbuyukkk:
 
esmerim bidenem ikna çalişmalari nasil gidiyor ? Varmi olumlu bir gelişme şeker hayır yanlış anlama sakın sadece ankaraya gelebilecekmisin diye şeeetttiimdide ondan yaniiii:lepi::1hug:a.s.
canım şey edemedim iknam boşuna adam sen hastasın diyorrrr neyse anlatırım sana bi denem
------------ kırşehirli hemşirelerim hoş geldiniz sefalar getirdiniz ------------
------------ buraya gelin canım benimmm---------- damlasuyu güzel düşüm canım benim kırşehir sev ama ölmeni istemem inşallah allah kalbine göre verrir evin olur sağlakla yaşarsın çok opyorum sizleriii
 
Sonunda kararımı ona da açıkladım: boşanmak istiyordum.

Şaşkınlıktan gözleri açılarak 'niye?' diye sordu.

'Gerçekten belli bir sebebi yok' dedim, 'sadece yoruldum.'

Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu. Bu hâli ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan başka bir işe yaramıyordu: işte, sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim. Ondan ne bekleyebilirdim ki!



Sonunda sordu: 'seni caydırmak için ne yapabilirim?'

Demek ki söyledikleri doğruydu: insanların mizacı asla değiştirilemiyordu. Son inanç kırıntılarım da kaybolmuştu.

'İşte mesele tam da bu' dedim. 'Sorunun cevabını kendin bulup kalbimi ikna edebilirsen kararımdan vazgeçebilirim.'

'Diyelim dağın tepesinde bir uçurum kenarında bir çiçek var. O çiçeği benim için koparmak, düşüp vücudunun bütün kemiklerinin kırılmasına, hattâ ölümüne mâl'olacak. Bunu benim için yapar mısın?'

Yüzümü dikkatle inceledi ve 'Sana bunun cevabını yarın vereceğim' dedi.
Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu.





Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu. Boş bir süt şişesini mutfak masasının üzerine koymuş, altına da bir not bırakmıştı.

'Sevgilim' diye başlıyordu,

'O çiçeği senin için koparmazdım' Kalbim yine kırılmıştı. Okumaya devam ettim.


'Çünkü her zaman yaptığın gibi bilgisayarın altını üstüne getirip çökerttikten sonra monitörün önünde ağladığında, onu tekrar düzeltebilmem için ellerime ihtiyacım var.'


'Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden, senden önce eve varabilmem üzere koşmam gerektiğinden bacaklarıma ihtiyacım var.'



'Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep yolu kaybettiğinden, yolu gösterebilmem için gözlerime ihtiyacım var.'



'<Sâdık arkadaşın>ın her ayki ziyaretinde sebep olduğu, karnındaki krampları rahatlatabilmem için avuçlarıma ihtiyacım var.'



'Evde oturmayı sevdiğinden, içe kapanıklığını dağıtmak, can sıkıntını hafifletmek üzere sana şakalar yapabilmem, hikâyeler anlatabilmem için ağzıma ihtiyacım var.'



'Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan gözlerinin bozulması kaçınılmaz olduğundan, yaşlandığımızda tırnaklarını kesebilmem, saçlarında -görülmesini istemediğin- beyaz telleri ayıklayabilmem, merdivenlerden aşağı inerken elini tutabilmem, çiçeklerin renginin - gençliğinde senin yüzünün rengi gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım var.'



'Ama seni benden daha fazla seven biri varsa, evet o uçuruma gidip, o çiçeği senin için koparırım bir tanem.'





Baktım, mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer dağılıyordu.

Göz yaşlarım mektuba düşüyordu.

'Mektubu okuduysan ve kalbin ikna olduysa lüften kapıyı aç canım. Çok sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütle kapıda bekliyorum.'

Koşarak kapıyı açtım. Endişeli bir yüzle ve ellerinde sıkıca tuttuğu susamlı ekmek ve sütle kapının önündeydi.

Artık çok iyi biliyordum: beni ondan daha çok kimse sevemezdi. O çiçeği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim.
 
Günün birinde üç erkek ormanda yürürlerken karşılarına büyük ve
vahşi bir nehir çıktı. Ama erkeklerin, nehrin karşı kıyısına mutlaka
geçmeleri gerekiyordu.

Peki bunu nasıl başaracaklardı

Birinci erkek dizlerinin üstüne çöktü ve Tanrıya dua etti
Tanrım, lütfen nehrin karşı kıyısına geçebilmem için bana güç ver
Pppppfffffuuuuuffffff....

Tanrı ona uzun kollar ve Güçlü bacaklar verdi
Böylece nehrin karşı kıyısına geçebildi Ancak bunun için 2 saat
boyunca dalgalarla boğuştu ve neredeyse 3-4 kez boğulma tehlikesi geçirdi.
Ama, başarmıştı !!!!

Bunu gören ikinci erkek de Tanrıya dua etti:
Tanrım Lütfen nehrin karşı kıyısına geçebilmem için bana güç ve
gerekli aracı ver
Ppppppfffffuuuuffff.....

Tanrı ona bir tekne verdi ve o da nehrin karşı kıyısına geçmeyi
başardı,ancak birkaç kez teknenin alabora olma tehlikesiyle
karşılaştı...

Tüm bu olan bitenleri izleyen üçüncü erkek de dizlerinin üstüne çöktü
ve Tanrıya yalvardı Tanrım lütfen nehrin karşı kıyısına geçebilmem için
bana güç, araç ve zekayı ver...
Ppppppfffffuuuuffff.....

Tanrı erkeği bir kadına dönüştürdü
Kadın haritaya baktı....
Nehrin biraz yukarısına doğru yürüdü Ve köprüden karşıya geçti
 
-------------------günaydın arkadaşlar ama kimse yok kendime günaydın diyorum herhalde nerdesiniz gercek dostlarım -------------
----------------okuyun benim için --------------
------------Ruhum dikenli teller gibi,
Kıpırdadıkça, batıyor bedenime.
İrin bağlamış, yüreğimin yaraları.
İçimin her köşesi acıyor.
Kan damlıyor yalnızlığımın hücrelerinden.
Terk edilmiş şehirlere benziyorum.
Paramparçayım hasretinle.
Geceler ağlıyor,
Yıldızların, boynu bükük.
Gölgeler bile kaçıyor çığlıklarımdan.
Dünün tortusu&#8230;
Bugünün berraklığına karışıyor.
Düşüncelerim güz yağmurları gibi.
Asabiyim son günlerde.
Gidişinden mi, terk edilişimden mi?
Bilmiyorum, bilemiyorum.
Dağınık bir oda gibi derbeder,
İçinden çıkılmaz bir haldeyim.
Duygularımın ayazında,
Üşüyorum.
Üşütüyorum bana yaklaşanları da.
Kasırga gibi&#8230;
Sert esiyorum bazen.
Ardımda can kırıkları bırakıyorum.
Hüzün bile yaklaşamıyor yanıma.
Yanımdan kovmuştum geçenlerde.
Kırgın bana besbelli.
Dokunma!
Dokunmayın!
Dokunmasınlar bam telime.
Uzak durun bir zaman.
İçimdeki fırtınalar dinmeli,
Durgun bir sabaha uyanmalıyım,
Şimdilik nöbetlerdeyim.
Kavgalıyım kendimle.
Sıçramasın kıvılcımlarım etrafa.
Bir süreliğine tecritteyim.
Döneceğim;
Bitince yasaklarım,
Dinince efkârım,
Dökülünce yaralarım&#8230;


CADIARZU--
 
esmer güzeli bende fastivale gelip üzgün dönenlerdenim ama ceviz badem turşuluktu sepetimizi doldurduk geldik ankarada oturuyorum ahali kırşehirde bende yılda 1 kez anca gidebiliyom
 
esmer güzeli bende fastivale gelip üzgün dönenlerdenim ama ceviz badem turşuluktu sepetimizi doldurduk geldik ankarada oturuyorum ahali kırşehirde bende yılda 1 kez anca gidebiliyom
:lepi:bak üzüldüm o gün şehitler nedinile kalkmişti fastival amaa iyi etmişin ceviz fena değildi bu yıl biraz pahalı ama olsun kamanın cevizleri çok ünlüdür afiyet olsun bizde bi kırşahirli olarak düzenlesek kk buluşması yapsak iyi olacak ama kimse katılmıyor bu davetime keşke seni tanımış olsaydım grş iki kişilik kk buluşması olurdu:teytey::teytey:
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…