Alt yapısı öğrenilmiş çaresizlik... Akvaryumun içindeki balık denizden korkuyor. O akvaryumdan çıkmaya cesaret gösteren olunca , diğer balıklar paçasından tutup aşağı çekiyorlar. İstiyorlar ki kendisi kurtulamıyorsa, diğerleri de kurtulamasın. Çünkü cesur olan, öbürünün korkaklığını vurgulamış oluyor. Korkaklıkları ile yüzleşmektense, akvaryumun içindeki hayatın güzelliğinden dem vuruyorlar. Çıkma diyor biri, bak yem ayağımıza geliyor. Çıkma diyor diğeri, denizde büyük balıklar var. Ama denizde engin ve ferah bir hayat var diyor kurtulmak isteyen, hayır bu bir avuç su korunaklı diyor diğerleri hep bir ağızdan.
Hani kayınvalidesinden çok çekmiş gelinler vardır, ileride kendisi de kayınvalide olunca yaşadığı her eziyeti gelinine çektiren. Ya da kocasından dayak yerken, hakarete uğrarken ağlayıp göz yaşı döktüğü halde kendi oğlu karısını dövdüğünde haz duyan kadınlar hepsi böyle işte. İstiyorlar ki kendi çektiği acıları herkes yaşasın. Durum eşitlensin. Acımasız insanlar bunlar aslında. Ben mutsuzsam herkes mutsuz olsun kafasındakiler. Boşan diyenler değil.