Bunu kabul etmesi çok güzelAyrılıktan ziyade benim kendime bir konfor alanı açmam gerek. Daha geçen yıl söyledim. Gelecek eğitim öğretim de ya küçükle ilgilenecek birini tutarsın yada ücretsiz izin alırım dedim. İkisi birlikte olmuyor dedim. Oda kabul etti. Tüm gün istiyorum. Çünkü iş çıkışı spor sosyalleşme hepsine ihtiyacım var. İki yıldır anasınıfındaydı. Yine ablası vardı ama sadece okulda duruyordu. Şimdi ufaklığın okula gitmediğinde eve de gelebilecek, okul çıkışında eve gelip derslerinde yardımcı olacak oyun oynayacak biri olmalı. Birde yemek konusunda dize getirirsem ilk etapta bir rahatlamış olurum diye düşünüyorum
Okurken bi 100-120 kiloyum dersiniz diye düşündüm, 75 kilo yazınca şaşırdım. Boyunuz kaç bilmiyorum ama 10 yada 15 kilo verirseniz gayet fit olursunuz bence. Oda verilmeyecek bir kilo değil. Bukadar drama gerek yok, kilo verirken kimsenin desteğine ihtiyacınız yok. Herkesin çoluk çocuğu, yemek isteyen ailesi, evi, işi gücü var. Hepimiz pandemi geçridik. Sizin ekstradan stressiniz olmuş ama bunlar bahane değil bence. En kötü sabah 30 dk erken kalkar koşu bandında yürüseniz yada akşam herkes yattıktan sonra 30 dk yürüseniz, bir diyetisyen eşliğinde beslenmeyi oturtsanız 3 maksimumum 4 ayda bayağı hafiflersiniz. Ağrılarınızın kilodan olduğunu düşünmedim, öyle ağrı yapacak bir kilonuz yok bence daha çok stress kaynalıklı yaşadıklarınızın yükü gibi geldi bana ama tabii ben dr değilim.İyi geceler hanımlar. Biraz önce vücut ağrılarımdan yakınıyordum eşime. Aldığım kilolarda mı acaba diye söylendim. Sen çok kilo aldın dedi. Bana kaç kilosun dedi. Benim kilo almaya başladığımdan beri tartı fobim var. 75 kilo varımdır herhalde dedim. Bence fazlasın dedi. Tepki veremedim ama içimde fırtınalar koptu tabii. Aslında çok uzun yıllar fittim. Hatta şuan yedi yaşında olan oğlum doğduğunda kırkım çıktığında dal gibiydim. Ancak pamdemi dönemi ile beraber herşey alt üst olmaya başladı. Kayınpederin kanser tedavi sürecini bizde geçirmesi, eşimin online toplantıları ve hareketli olan oğlumun, onları rahatsız etmemesi üzerine kurduğum düzen ile bende düzenin bozulmasıyla başladı herşey. Sonra oğlumun davranış sorunları oluşmaya başladı. Kayınpederin vefatına yakın oğlumun otizm olabileceği gerçeği ile yüzleştik. Sonrası tamamen ona adanmış bir hayat. Bu arada çalışıyorum. Eğitimciyim. Benimle birlikte okula gidiyor, benimle çıkıyor. Hep benimle. Bu arada eşim çok yoğun çalıştığını, dikkatini işe vermek zorunda olduğunu söyleyerek bu süreçte çok da destek olmadı. Tabii eğitimlere giden paralar konusunda hiç ikilemedi, hep karşıladı. Açıkçası benim öğretmen maaşım asla bu giderleri karşılayamaz. Sadece o da yok. Büyük oğlumuzda özel okula gidiyor. Hal böyle olunca alt mesajlarında hep kendi işiyle tehdit etti beni. İşinin dikkat gerektirdiği, sadece işine yoğunlaşmazsa işinin tehlikeye gireceğini sık sık söyleyip durdu. Evde de öyle destekçi de değildir yani. İş yapmaz, önüne bekler. Of dediğin anda kapris yapar, küser. Baba oğul yemek beğenmezler. İstediğin gibi yapmazsan yine kapris yapar eşim. Biçare bende artık çeşit çeşit yapamayacağım için(vakit olmuyor, yoruluyorum) onların istediği hamur işi yağlı kızartma usulü yemekleri yapmaya başladım. Abur çuburlar yiyoruz çayla beraber. Eşim şeker hastası olduğu halde. Eskiden sabah yürüyüşü yapardım. Ama küçük oğlum beni yatakta bulamayıp babasını darlıyor diye, babasının uykusunu kaçırıyor diye onu da bıraktım. Anlayacağınız evdekilerin konforu üzerine kurduğum bir hayat benim yaşam disiplinimi benden aldı götürdü. Eşime bunu söylediğimde evde yürüme bandı var onu kullan diyor. Halbuki sen sabahları çık yürüyüşüne ben idare ederim demesini beklerdim. Şuan evden çalışıyor yine . Herkes evde. Benim işim bitmiyor ki yürüme bandına sıra gelsin. Zaten küçük oğlum hep ilgi alaka istiyor. Ne yemekleri bitiyor, ne talepleri. Belki bunlara rağmen dikkat etseydim yine bu hale gelmezdim ama bu yaşadıklarım bir etken. Aslında yavaş yavaş isyan bayrağımı kaldırmaya başlamıştım ki, Haziranda kalp krizi geçirdi. Üstelik yurt dışı tatilimizde. Konfor alanımız dışında. Çok zordu. Eve dönüşümüz çok zahmetli oldu. Yanımızda çocuklar. O zamandan beri sırtıma binen yük iki kat daha arttı. Artık daha kaprisli. Hem yemek beğenmiyor, hemde birçok yemeği sağlık sorunları yüzünden yiyemiyor. Ağzına uygun sağlıklı yemek yapmamı bekliyor. 17 yaşındaki oğlum bile yemek seçen bir çocuk olmasına rağmen sürece ona göre daha çok adapte oldu. Bunlar yaşanırken ben kendi önceliklerimi yok saydım. Süreçte içinde nasıl beslendim ne yaptım hiç önemsemedim. Zamanla midem de büyüdü. Doymuyorum. Ufaklık varken sporda yok. Artık kilo vereceğime dair motivasyonumda yok. Ama vücudumun ağırlaştığını, rahat hareket edemediğimi farkediyorum. Biraz fazla ayakta kalayım, kalçalarım eklemlerim ağrıyor. Daha önceden de 20 kilo vermişliğim var ama o zamanlar çok özgürdüm. Eşim daha anlayışlıydı. Büyük oğlumun her dakika yanında olmam gerekmiyordu. Söyleyin şimdi bu şartlarda ben nasıl motive olurum ve nasıl verebilirim. Verebileceğime dair inancım çok düşük. Ne olur beni motive edin
bana kızacaksınız belki ama bahanelerin ardına sığınmayın derim. aynı yaşlarda olmalıyız. benim de iki çocuğumun da ciddi sağlık sorunları var. küçük de hafif otizm tanılı. eşim ise dipsiz bir kuyu gibi yer. geçen seneye kadar düzenli günlük üç çeşit yemek yapıyordum, bu sene isyan ettim artık. bir iki çeşit yapıp bırakıyorum. beni gören herkes tebrik ediyor. kilomu korumamla ilgili. yakınlarım, ailemi bilenler ise sen nasıl bunlarla yaşadığın halde böyle kalabildin, diyorlar. büyük oğlum da 100 kiloyu geçmişti bir ara. düşünün yani babalı oğullu değirmen gibi öğütüyorlar. ve evet maalesef onların konforuna göre düzenlenmiş bir hayatım var ve ben de çalışıyorum.İyi geceler hanımlar. Biraz önce vücut ağrılarımdan yakınıyordum eşime. Aldığım kilolarda mı acaba diye söylendim. Sen çok kilo aldın dedi. Bana kaç kilosun dedi. Benim kilo almaya başladığımdan beri tartı fobim var. 75 kilo varımdır herhalde dedim. Bence fazlasın dedi. Tepki veremedim ama içimde fırtınalar koptu tabii. Aslında çok uzun yıllar fittim. Hatta şuan yedi yaşında olan oğlum doğduğunda kırkım çıktığında dal gibiydim. Ancak pamdemi dönemi ile beraber herşey alt üst olmaya başladı. Kayınpederin kanser tedavi sürecini bizde geçirmesi, eşimin online toplantıları ve hareketli olan oğlumun, onları rahatsız etmemesi üzerine kurduğum düzen ile bende düzenin bozulmasıyla başladı herşey. Sonra oğlumun davranış sorunları oluşmaya başladı. Kayınpederin vefatına yakın oğlumun otizm olabileceği gerçeği ile yüzleştik. Sonrası tamamen ona adanmış bir hayat. Bu arada çalışıyorum. Eğitimciyim. Benimle birlikte okula gidiyor, benimle çıkıyor. Hep benimle. Bu arada eşim çok yoğun çalıştığını, dikkatini işe vermek zorunda olduğunu söyleyerek bu süreçte çok da destek olmadı. Tabii eğitimlere giden paralar konusunda hiç ikilemedi, hep karşıladı. Açıkçası benim öğretmen maaşım asla bu giderleri karşılayamaz. Sadece o da yok. Büyük oğlumuzda özel okula gidiyor. Hal böyle olunca alt mesajlarında hep kendi işiyle tehdit etti beni. İşinin dikkat gerektirdiği, sadece işine yoğunlaşmazsa işinin tehlikeye gireceğini sık sık söyleyip durdu. Evde de öyle destekçi de değildir yani. İş yapmaz, önüne bekler. Of dediğin anda kapris yapar, küser. Baba oğul yemek beğenmezler. İstediğin gibi yapmazsan yine kapris yapar eşim. Biçare bende artık çeşit çeşit yapamayacağım için(vakit olmuyor, yoruluyorum) onların istediği hamur işi yağlı kızartma usulü yemekleri yapmaya başladım. Abur çuburlar yiyoruz çayla beraber. Eşim şeker hastası olduğu halde. Eskiden sabah yürüyüşü yapardım. Ama küçük oğlum beni yatakta bulamayıp babasını darlıyor diye, babasının uykusunu kaçırıyor diye onu da bıraktım. Anlayacağınız evdekilerin konforu üzerine kurduğum bir hayat benim yaşam disiplinimi benden aldı götürdü. Eşime bunu söylediğimde evde yürüme bandı var onu kullan diyor. Halbuki sen sabahları çık yürüyüşüne ben idare ederim demesini beklerdim. Şuan evden çalışıyor yine . Herkes evde. Benim işim bitmiyor ki yürüme bandına sıra gelsin. Zaten küçük oğlum hep ilgi alaka istiyor. Ne yemekleri bitiyor, ne talepleri. Belki bunlara rağmen dikkat etseydim yine bu hale gelmezdim ama bu yaşadıklarım bir etken. Aslında yavaş yavaş isyan bayrağımı kaldırmaya başlamıştım ki, Haziranda kalp krizi geçirdi. Üstelik yurt dışı tatilimizde. Konfor alanımız dışında. Çok zordu. Eve dönüşümüz çok zahmetli oldu. Yanımızda çocuklar. O zamandan beri sırtıma binen yük iki kat daha arttı. Artık daha kaprisli. Hem yemek beğenmiyor, hemde birçok yemeği sağlık sorunları yüzünden yiyemiyor. Ağzına uygun sağlıklı yemek yapmamı bekliyor. 17 yaşındaki oğlum bile yemek seçen bir çocuk olmasına rağmen sürece ona göre daha çok adapte oldu. Bunlar yaşanırken ben kendi önceliklerimi yok saydım. Süreçte içinde nasıl beslendim ne yaptım hiç önemsemedim. Zamanla midem de büyüdü. Doymuyorum. Ufaklık varken sporda yok. Artık kilo vereceğime dair motivasyonumda yok. Ama vücudumun ağırlaştığını, rahat hareket edemediğimi farkediyorum. Biraz fazla ayakta kalayım, kalçalarım eklemlerim ağrıyor. Daha önceden de 20 kilo vermişliğim var ama o zamanlar çok özgürdüm. Eşim daha anlayışlıydı. Büyük oğlumun her dakika yanında olmam gerekmiyordu. Söyleyin şimdi bu şartlarda ben nasıl motive olurum ve nasıl verebilirim. Verebileceğime dair inancım çok düşük. Ne olur beni motive edin
Boyum 158 cm. Yaş 47.75 kiloyu okuyunca çok şaşırdım. Çokta abartılacak bir kilo değilki bu? Boyunuz kaç? Bu arada yaşadığınız zorluklar için sizin adınıza çok uzuldum. Kilodan ziyade sizin biraz rahatlamaya, yukunuzu hafifletmeye ihtiyacınız var. Umarım biraz rahatlar daha sressiz bir yasantiya sahip olursunuz..
sizi motive ettiyse ne mutlu bana. ama keyfi olarak kilo alan insanlara saygı duyup sevimli bulsam inanın ben de salardım. o düşünce de beni motive ediyor.fee fi fo Yazınız bana çok iyi geldi. Yazdıklarınız inanın beni çok motive etti. Aşağı yukarı şartlarımız aynı. Söylediklerinize sonuna kadar katılıyorum. Bir tek kilolu insanlara saygı duyma konusunda fikir ayrılığımız var. Tabii ancak düşüncenize saygı duyuyorum. Yazdıklarınızı birkaç kez daha sindire sindire okuyacağım. Çok teşekkür ederim
Valla bence tüm gün sana yardımcı olacak kişinin parasını ödüyorsa evde bişi yapmasına gerek yokAyrılıktan ziyade benim kendime bir konfor alanı açmam gerek. Daha geçen yıl söyledim. Gelecek eğitim öğretim de ya küçükle ilgilenecek birini tutarsın yada ücretsiz izin alırım dedim. İkisi birlikte olmuyor dedim. Oda kabul etti. Tüm gün istiyorum. Çünkü iş çıkışı spor sosyalleşme hepsine ihtiyacım var. İki yıldır anasınıfındaydı. Yine ablası vardı ama sadece okulda duruyordu. Şimdi ufaklığın okula gitmediğinde eve de gelebilecek, okul çıkışında eve gelip derslerinde yardımcı olacak oyun oynayacak biri olmalı. Birde yemek konusunda dize getirirsem ilk etapta bir rahatlamış olurum diye düşünüyorum
aynı boy ve yaştayız:) 53 kiloydum ameliyat oldum sonrasında 56 oldum diye diyete girdim. hemen başlayın. diyetisyene hiç gitmedim ben. you tube da keto diyeti ve az karbonhidratlı beslenme diyetleri var. onları izleyerek başlayın. çok hızlı vereceksiniz hiç şüpheniz olmasın. yalnız sağlıklı beslenin, iki öğün yiyin evet ama 1000-1200 kalori arasında gidip gelin. 1000 kalorinin altına inmeyin 1200'ün üstüne çıkmayın. diyetarkadaşım diye bir site var, ben oradan kalori hesabı yapıyorum. ama tekrarlıyorum kalori hakkınızı çöp gıdalar için değil sağlıklı gıdalar için kullanın. haftada bir de kaloriyi aşmamak kaydıyla kaçamak yapın. oldu bitti. bu kadar:)Boyum 158 cm. Yaş 47.
Yazdıklarınızda haklısınız. Ama bu kiloda beni zorluyo bence. Öyle hissediyorum