Arkadaşlar merhaba, belki sana ne üzerine ne vazife diyeceksiniz ama dün yaşadığım bu olay beni çok sinir etti. Paylaşıp sizden akıl almak istedim....
Taşra üniversitelerinden birinde, kendi alanımda değil de fen edebiyat fakültesinde yüksek lisans yapıyorum. Ders aldığım bir hoca var. Fakülte geneli pek tanınan biri değil, kendi halinde odasında takılan bir prof. Fakülte artık lisansa öğrenci almıyor, bu hoca da bir tek benim gbi yüksek lisans dersleri veriyor. Doktora öğrencisi yokmuş elinde. Açıkçası çok fazla yayını, çalışması falan yok. Ders anlatışı kesinlikle berbat. Diğer hocalara göre ( asla hocaları başka hocalara çekiştirmem, bu hocadan ders aldığımı söyleyince danışmanım kendiliğinden söyledi) kendini satmayı beceremiyormuş ama bana göre torpille girmiş. Cidden ya hiçbir şey bilmiyor ya da bilerek anlatmıyor ki kendine rakip çıkmasın. Neyse adamın ders anlatış şeklinden dersin içeriğine kadar her şeyinden nefret ediyorum. Ama seçmiş bulundum işte diyerek katlanıyorum. Aslında iki kişiyiz derste ama diğer kız gelmiyor, yani tek başıma bu dersi dinlemek zorundayım. Hocanın odasında ders işliyoruz ve sürekli göz kontağı kurayım istiyor. Resmen gözlerim acı çekiyor adama bakarken
Aksi gibi adam beni bir seviyor anlatamam! Yani sen çok akıllısın, seninle güzel şeyler yapacağız falan... Bu zamana kadarki öğrencileri pek tınlamamış bu hocayı. Erkek öğrencileri zaten askerliği uzatmak için yüksek lisans yapıyormuş, ondan dem vuruyor. Kız öğrenci candır modunda...
Neyse çok uzattım... bu adamın dersine her gittiğimde kapı çalar çalmaz(daima kapısı kapalıdır) bir toparlanma hali... Kulaklık masada, bilgisayarı daima açık, masada rulo tuvalet kağıdı falan... Ben içeri girer girmez kapı pencere açtırıyor. Neyse yalan yok adamın odada porno izlediğini düşünüyordum. Zaten uyuz olduğum için hiç de hüsnü zanda bulunamıyorum. Ama bana ne deyip umursamıyordum. Ta ki düne kadar
Dün yine dersine gittim, Sabah saat 9. Kapıyı çaldım bekledim, girmeye niyetliydim (bazen odada olmuyor diye kapıyı yoklayım dedim) ama kapı kilitli. Ah kapı kilitli mi kalmış falan diye ses geldi... Neyse paldır küldür içeriden sesler. hemen kapıyı açtı, ben içeri girmeden pencereye koştu pencereyi de açtı. Kapı açık kalsın ceryan yapsın sigara içtim dedim dedi. Ben bu telaşına anlam veremedim. Sonra baktım masada yine kulaklık ve tuvalet kağıdı ikilisi var. Bu sefer ekstra kare peçeteler de var. Bu sefer ciddi anlamda rahatsız oldum. Çünkü az önce her ne yaptıysa ellerini yıkamadan ders anlatacak diye düşündüm
Sorun şu ki derste eline kitap ya da bir şey alıp incelemem için bana veriyor. Resmen verdiği kitabı alırken, öğüresim geldi. Aksi gibi laboratuvar indik, deney yapılan balon jojeleri falan alıp tutmam için veriyor falan... Ne kadar tiksindiğimi anlatamam
Şimdi ben kesinlikle bu hocadan bir daha ders almak istemiyorum. Dönem başı ya da ortası bile olsa dersi bırakırdım ama son 2 hafta diye dişimi sıkıyorum. Devamsızlık hiç yapmadım, huyum gereği devamsızlık yapamıyorum. Danışmanım bu hoca değil ama gitmiş danışmanımla konuşmuş tezinde ortak çalışalım demiş bir de
Danışmanım da iyi hoca aslında ya, beraber çalışalım diye bana iletti. İnanın hiç istemiyorum, bu olaydan önce de olsa istemezdim ama şimdi hiç istemiyorum. Danışmanım biraz bildiğini okuyan biri, zaten ders seçimimi bana yaptırmadı, kendi seçti her şeyi. Bulduğum tez konularını da istemiyor, bu hoca ile ortak çalışabileceği bir şey olsun istiyor. Bin türlü tez konusu buldum ama yok!
Bir akıl verin lütfen
Adamın günahını mı alıyorum? Siz olsanız ne düşünürdünüz? ve en önemlisi bu hocadan nasıl yakamı kurtarırım?