- 22 Nisan 2014
- 107
- 45
-
- Konu Sahibi Altschmerz
- #41
yorumunuz için teşekkür ederim, keşke ben de annem hakkında sizin gibi düşünebilsem ama yavaş yavaş ipler kopuyor, Kilo vermek benim için hep kolay oldu zor olan tekrar almamaktı. ve başaramadım, şu an çok fena bi psikolojideyim kabus gibi günler geçiriyorum ama düzeltmeye çalışıyorum. Size dersler konusunda sınav konusunda tek önerim lys kasmanız. inanın lys çok önemli ygsyi gözünüzde sakın büyütmeyin, yazın vaktiniz de varken akşamları en azından fizik mat Geo çalışın ki sene içinde zorluk olmasın. geometriye YGS için de lys için de çalışın. Ben eşit Ağırlık olduğum için fen dersleri hakkında pek bi bilgim yok ama ben bu sene çok planlı çalıştım. Biliyorum çok klişe ama plan yapıp ona uyarsanız asla sıkıntı yaşamazsınız hatta kendinize vakit bile ayırabilirsiniz, gözünde büyütmeyin yeter:) başarılar diliyorum şimdiden :)Merhaba ,ben sizden 1 yaş küçüğüm.Benimde fazla kilom var ,ama yüzümü falan herkes çok beğenir,Allah'tan ordan kurtarıyorum
Öncelikle sizi ezmelerine ve bu kadar dalga geçmelerine neden izin verdiniz üzüldümBen de kiloluyum ama bugüne kadar kimse ağzını açıp da bir şey söyleyemedi,küçükken bana da söylemişti bir kaç çocuk o kadar.Dışarıdan sert görünüyorum ve kimsenin daha doğrusu yakınlarım dışında kimseye dış görünüş şakası yapmam,yaparsam da kalplerini asla kırmam kendimden biliyorum çünkü.
Kilolusunuz diye kimsenin sizi küçük görmesine ve ezmesine veya gülmesine bile izin vermeyin.Bana öğretmenlerim bile şaka yapamıyolar,baştan tavrımı koydum çünkü.Ben bir ara 15 kilo civarı verdim,isteyince cidden oluyor,istediğiniz üni. de tutmuş,tek yapmanız gereken azıcık dikkat ve hareket etmek.Annenize de ayrı bir şaşırdım,benim annem kendisine bazen çok ters davranmama rağmen bana hep destek oldu.Annenize bile kendiniz için laf söyletmeyin,destek olmuyorsan sus bari anne deyin gerekirse,çünkü bu hayatta bize destek olabilecek birisi varsa bir annemiz var sadece.
Şeyy bu arada bu son senem lise 4'e geçtim,ders çalışmaya başlıcam ağustos da .bazı konularda temelim iyi ,ama geo,fizik falan zorluyo mat da öyle,nasıl çalıştığını sorabilir miyim,cevaplarsan veya özel mesaj atarsan çok sevinirim.
Benlede lisede çok dalga geçmişlerdi hemde bir sürü konudan dolayı ama sonra noldu evrim teorisini kanıtladım ve o dalga geçenler bile bana mesajlar atmaya başladı ünideyken..Ama sana br konuda kızdım kaç kez kilo vemrişsin neden geri aldın ? İstedikten sonra yapılamıycak hiçbişey yok ama sen gerçekten istemen lazım.Ailenin tutumu çok yanlış ama senin hırs yapıp kendini ispat etmen gerekirdi.Ama çok gençsin bunu hala yapabilirsin başarabilirsin istediğin okulda tutuyomuş daha ne ?Azimli ol zayıflarsan sporda yaparsan çatlak görüntüsü azalır diye düşünüyorum.Yani en zayıf insanlar bile spora gidiyoken sen neden gitmiyosun lütfen kendine değer ver sen değerlisin bunu kafana yerleştir ve ne gerekiyosa yap unutma zaferden öncesi sadece acıdır umarım zaferine ulaşırsın
Canim ayni yaştayiz hatta bende ilk yıl kazanamadim bu sene tekrar girdim sinava. Kucukken cok zayif bi bebektim bu ilkokul 4-5. Sinifa kadar devam etti yariyil tatilinde öyle bir kilo almışım ki ogretmenim beni taniyamadi.ilk okulda cok sorun yasamadim zaten arkadaşlarim arasinda cok sevilen biriydim kimse dalga gecmezdi okulda. Ama evde abim bir dalga gecerdi ki herseye bedel. Evlenmis 3 cocuk dogurmus kadinlar gibisinden tut , balina karaya vurmus , bu kurban ebruyu keselime kadar giderdi konu .Cok üzülürdum ama belli de etmezdim takmiyor gibu gozukurdum. Annem bi kac kez diyetisyene gidelim dedi ben istemedim utandim. Sonra liseye basladim ve ordaki kizlari gordukce ben niye boyle degilim diye uzulurdum ustelik en yakin arkadasim o zamanlar 39 kilo olan bi kizdi. Ve ben karar verdim diyet yapip zayiflayacaktim.diyetisyene gittik taam 78 kiloydum yani arkadasimin iki kati. Neyse diyetisyenin verdigu listeye uydum yürüyüş yaptim ara ara bozdum tabi diyetimi toplamda 2 senede 26 kilo verdim. Su an 52 kiloyum ve benimde catlaklarim var gogsumde gobek cevremde ama inan kilolu olmaktan daha iyi hem spor yaptikca kuculuyor tamamen gecmiyor tabi. Bence iste zayiflamak istiyorum dedigin andan itibaren onunde duracak hic bisey yok baskalari icin degil basta kendin icin yap zaten verdikce hirslanacaksin
Çok uzun oldu kusuruma bakmayın ama yazdıkça rahatladım.
O kadar yalnız ve çaresiz hissediyorum ki. En sonunda buraya yazma kararı aldım, çünkü tek başıma düşünmekten ve kendimi hiçbir şekilde avutamamaktan çok yoruldum.
Yaşadıklarımın ve düşündüklerimin içinden çıkamaz oldum.
Çocukluğumdan beri asla kendine güvenebilen kendini seven bi insan olamadım, bunda kimin etkisi var bilmiyorum. Belki annemin, belki çevremin.
İlk "şişko" lafını duyduğumda 8-9 yaşlarındaydım. Yani ufacık bir çocuk. O kadar üzülmüştüm ki, gittiğimiz tatil köyü bana benim yaşlarımda bir erkek çocuğunun bana söylediği laf yüzünden cehennem olmuştu. İlk kabus günlerimi o zamanlar yaşadım galiba. Hala da hatırlarım nasıl odadan çıkmak istemediğimi, gittiğimiz iki haftalık tatil boyunca o çocuktan köşe bucak kaçtığımı. Aynayla sorunlarım o zaman hafiften başladı sanırım.
19 yaşındayım henüz. Ve bu yaşıma kadar hep özgüvensiz yaşadım. Lise2 ye kadar hep balık etli bir kızdım, yazın tatile gideceğimiz sıralar dışında bunu hiç sorun etmemiştim. Yine de kendimle kaldığım zamanlar kendimi severdim, aynadaki görüntümü, gülüşümü, sesimi, kabiliyet saydığım bir çok şeyi. Mutluydum yani. Annem çalışırdı, 3 yaşımdan beri kreşlerde, okullarda büyüyorum. Bir de erkek kardeşim var. Normal bir aile olduğumuzu düşünüp şükrederken belki biraz da ergenliğin etkisiyle bazı sorunların farkına vardım ve bunları kafamda büyütmeye başladım. Belki de hala ergenin tekiyim bilemiyorum. Lise2 deydim, sınıfımda bir çocuktan hoşlanmaya başlamıştım, onunla güzel bi arkadaşlık kurmuştum. Okulu sevmeme neden olmuştu resmen. Heycanlıydım çok. Fakat "şişman"dım işte. Bir gün benimle dalga geçtiler ( aralarında hoşlandığım çocuk da var.) sırama yürürken sıraları sallamaya başladılar. "Dikkat! Lily geliyor! Deprem riski var Lily oturana kadar kimse sıranın altından çıkmasın!" Kilolu olduğumun farkındaydım ama böyle bariz bir şekilde dalga geçilmesiyle ben kendimi ayna karşısında ağlarken bulmaya başladım.
Bir gün bu konuyu anneme açmak istedim. Ona anlatıp onun da desteğiyle bir şeyler yapmak istedim. Bunu anlattığımda annem "Haklılar çünkü gerçekten öküz gibisin, az ye kilo verirsin hadi uğraştırma beni" gibi bir şeyler söyleyip beni başından savmıştı. Ben hayatımda hiç bu kadar kötü hissettiğimi hatırlamıyodum. Günlerce okula gitmek istemedim, defalarca kaçtım ve bu nedenle annemle tartıştım hep.
O sıralar adetim gecikmeye başlamıştı. Umursamadım, 1 hafta 2 hafta derken 2 ay gecikti ve ben rahatsız olmaya başladım bu durumdan. Anneme söyledim. O da beni doktora götürdü. Öğrendim ki bende polikistik over diye bir şey varmış. Kist adet olmamı önlüyormuş, kilo vermem gerekiyormuş. Doğum kontrol hapı yazdı, kilo ver ve 3 ayda bir kontrole gel dedi doktor. Çıkınca annem beni bir güzel payladı, bi de bu mu çıktı başımıza, az yesen bunların hiçbiri olmayacaktı ye ye nereye kadar utanmasan 200 kilo olacaksın millete kızım var demeye utanıyorum şu haline bak insana bile benzemiyorsun gibi laflar etti yine canımı yaktı. Bunları hiç unutamadım. Annem hep kalbimi kırar, ne zaman yanına gitsem bir şey paylaşsam beni buna pişman eder. Sonra ya hiçbir şey olmamış gibi davranır ya da ben öyle davranırım, daha fazla canımı yakmasın diye. Hani yavru kediler büyümeye başladıktan sonra anne kedi yavrularını istemez, onları yanından kovar ama yavru kediler tekrar gelir ya. Annemle durumumuz resmen öyleydi. Bir gün anneme diyetisyene gitmek istediğimi söyledim.Kilo vermem gerekiyordu 80 kiloya kadar çıkmıştım ve çok kötü hissediyordum. Laf soka soka beni diyetisyene götürdü. Diyetisyen kilomu ölçüp söylediğinde annem bana öyle bi baktı ki o bakışı unutamam. İğrenir gibi, bi fazlalıkmışım bi yükmüşüm gibi. O bakıştan sonra "neden öyle bakıyorsun anne" deyip doktorun yanında ağlamıştım kendimi tutamayıp. Doktora dönüp "bu hep böyle duygu sömürüsü yapıyor işte, küçükken geceleri yemek diye diye ağlardı, bilmiyorum kilo verebilir mi" dedi. O gün hayatımın en büyük hırsını yaptım ve 18 kilo verdim. Gerçi annemi yine memnun edememiştim ama yine de kendimle gurur duyuyordum. Kendimle barıştım ilgi görmeye başladım bi kaç aylığına da olsa annemle olan sorunlarımı (annemin benimle olan sorunlarını) yok saymaya başlamıştım. kistim düzelmişti, düzenli adet görüyordum. O kadar iradesizdim ki diyeti bıraksam da böyle devam eder diye düşündüm. Ve diyeti bırakıp kiloluyken nasıl yiyorsam öyle yemeye devam ettim. Hızla aldım o kiloları, doğum kontrol hapına devam, kilo vermeye çalışmak, anneyle uğraşmak, ergenliği atlatmaya susmaya çalışmak. O aşağılanmaları görmezden gelerek yaşamaya çalışmak.
Lise sona geldiğimde 90 kiloydum, 170 boyumla. Lise boyunca çok sevdiğim arkadaşım ne olduysa lise sonda bana garez etmeye başladı. Başka arkadaşlar edindi, benden uzaklaştı. Bir şey demedim diyemedim çünkü hak ettiğimi düşündüm. Kimsenin bana ihtiyacı olmadığını, değersiz olduğumu gereksiz olduğumu düşündüm hep. Eve gitmek istemiyordum. Okula gitmek istemiyodum. İnsan içine çıkmak istemiyodum aynaya bakmıyodum o kadar kötü günlerdi ki. Bi yandan da sınava hazırlanıyordum. Bir gün o benden uzaklaşan arkadaşın sosyal ağda benimle bariz bi şekilde dalga geçtiğini gördüm. İşi gücü yok bana sarmış. Ben kilolarımı kapatsın diye paltoyla geziyodum bi an bile çıkarmıyodum ona kadar dalga geçmişti. Yürüyüşümden saçlarıma, parmaklarımın şekline kadar benimle dalga geçmişti ve konu çok tutmuştu anlaşılan. bir sürü insanın o dalga geçme ayinine katıldığını gördüm. Her gece ağladım her gece. Kabus gibi günlerdi, okula gitmek tekrar kabusum oldu, sabah erkenden gelir sıraya otururdum ve asla kalkmazdım. çıkışta sınıfta kimse kalmadığında kalkar eve giderdim. Bu sırada benim stresle başa çıkma yöntemimin yemek yemek olduğunu farkettim. En büyük sorunum yemek yemek olmasına rağmen böyleydi. Her okul çıkışında bi fast food menüsü yiyip, akşamına da evde yemek yiyodum.
Bir gün annemin yanında tişörtümü değiştirirken annem elimden tişörtü aldı beni kendine çevirdi. "Bunlar ne?" diye sordu karnımı gösterip. O an farkettim inanır mısınız karnımda kocaman kırmızı yarıklar oluşmuştu. Zaten belimde, göğüslerimde olan çatlaklarıma bi de onlar eklenmişti. Hem de boydan boya üstelik 18 idim henüz. O gün bana demediğini bırakmadı. " Şu haline bak her yerin çatlamış, ayı gibi oldun zaten habire yiyosun, seni bu halinle kim napsın bi bak şu çatlaklara ilerde sen nasıl evleneceksin utanmayacak mısın bunlardan, bu kilodan bu göbekten utanmayacak mısın? Gittikçe maymuna benziyosun ben senin gibi bi kızı hakedecek ne yaptım" dedi bana. İşte o gün bugündür benim iki kabusum oldu. İlki tahmin edeceğiniz üzere annemdi zaten, ikincisi de çatlaklar. o lafları duyunca kilo vermeye başladım. O sınav stresinin yanında bi de kilo vermeye çalıştım, benimle geçilen dalgaları unutmaya çalıştım görmezden gelmeye çalıştım. Düşünmemeye çalıştım. 10 kilo kadar verdim. Yetmez dedim 5 kilo daha verdim. Sınavlarıma girdim çıktım, tamam dedim şimdi rahat kafayla kilo vericem. Lise bitti o kızı bi daha görmeyeceğim dalga geçse de duymayacağım dedim rahatlatmaya çalıştım kendimi. Anneme yaranmaya çalıştım sırf bana bir şey demesin kızmasın diye. İstediği gibi zayıf olmak istedim sadece bunu istedim ki bana karışmasın, beni sevsin diye.
Sonra sınav açıklandı. Çok kötü yapmıştım. Hal böyle olunca hiç dinlemeyen annem tarafından bir de gerizekalı ilan edildim. Ve o gün patladım. Saatlerce hıçkıra hıçkıra ağladım susamadım, nefes alamadım ağlamaktan. İlk başta ağlarken yine karşıma geçip bana kızmaya başladı ama baktı ki susmuyorum acıdı heralde. Üzüldü galiba ilk defa benim için. Neden bu kadar ağladın hadi sakin ol bi sene daha hazırlanırsın gerekirse demeye başladı. O gün anlattım her şeyi, bütün sene okulda nasıl insanların benimle dalga geçtiğini, nasıl aşağılandığımı nasıl günler geçirdiğimi hepsini anlattım. Küçük kardeşim, babam bile ağladı ben anlatırken. Annem benden özür diledi. Ben senin yanındayım dedi. Her şey düzelecek sandım.
Sınava tekrar hazırlanmaya başladım, kilo vermiştim kendime güvenim geliyordu. Bi ateşkesteydik sanki sakindik annemle. Çatlaklarımı o kadar umursamıyordum artık. zayıfladıkça küçüldüler.
Tabi sonra yine aynı şeyler, yine kilo aldım 95 oldum bu sefer, yine annemle kavga ediyordum. O yüzden eve gelmiyordum sabah akşam dershanedeydim, gittiğim dershanenin yurdunda kalmaya başladım sırf annemi görmemek için. Öyle atlattım. Sonra bir gün baktım sırtım kollarım bacaklarım çatlamış, göğüslerimdekiler boynuma kadar geliyor. Her şeyi bıraktım bunlara taktım kafayı. Zaten bu siteyle tanışmam da böyleydi çatlaklarıma çözüm aramaktı.
Şimdi artık kilo versem de bu çatlaklar yüzünden mutsuz olacağımı düşünüyorum. O yüzden kilo vermeyi bile denemiyorum. Sınavımı başardım istediğim yerler geliyor. Ama buna bile sevinemiyorum. Sırf çatlaklarım görünüyor diye gün ışığına çıkmıyorum. Odamdaki siyah perdeleri çekerek oturuyorum tüm gün. Odamdan çıkmıyorum. Çatlaklarımı düşünmem bile hayattan soğumama yetiyor. ve naparsam yapayım gün geçtikçe artıyorlar. Bugün annem yine üzerime gelirken anneme patladım. Uğraşma benimle benim sana bi zararım yok dedim bağırdım anneme. Kızdı bana komşulara rezil olduk diye. Bugün 19 yaşında biri olarak annemden dayak yedim, kollarımı çizdi saçlarımı yoldu ve sırtımı morarttı. Dayanamadım evden çıkıyordum babam geldi. Babam zaten sinirlenmeye yer arar. O da hırpaladı beni. Ve ben herkese küstüm, her şeye küstüm. Gidebilecek bi yerim yok yapabilecek bişeyim yok. Hayatımın ilerisini düşünemiyorum düşünmek istemiyorum böyle bi psikolojiyle böyle bi bedende daha ne kadar yaşarım bunu düşünmek bile göğsümü acıtıyor.
Çok uzun oldu kusuruma bakmayın. Ama anlattığımda anlayabilecek kimsem yok ve bunları düşünmekten çok yoruldum.
Hayatı boyunca ona sadece dış görünüşle gelinen, dış görünüşle yargılanan ve sonunda her ne kadar aksini düşünmeye çalışsa da dış görünüşe önem veren biri haline gelen biri yazdı bunu sizlere. Sabahın 5'inde. Buraya kadar okuyan ablalarıma arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Ben sadece içimi dökmek istedim.
Çok teşekkür ederim buraya yazan bütün herkes siz de dahil bana okuduğumda kendimi o kadar iyi hissettiriyorsunuz ki. Ben hiç düşünmezdim benim Annem bile yanımda olmuyor bir başkası mı bana destek olacak derdim ama sadece yazdıklarınızı okumak bile beni olduğum yerden bi adım ileriye götürüyor. kendimle yüzleşiyorum inanın aylardır aynaya bakmıyordum şimdi saçlarımı açmaya başladım aynaya bakmaya başladım kendimi ne olduğumu kabullenmeye çalışıyorum kendimi anlamaya ve sevmeye çalışıyorum başarmak biraz sabır gerektirecek ama yapacağıma inanmaya başladım bu bile benim için mucize. değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim beni mutlu ettiniz Allah da sizleri her daim iyi insanlarla karşılaştırsın :)Canım benim annenin davranışlarını hiç olgun bulmadım, belki sana değer veren sana destek olan biri olsaydı sen de azimle gayret eder verebilirdin kilolarını.
Ama olsun, üniversiteye başlıyorsun bak ne güzel, artık kendi kendine yetebilmelisin.
Madem ki seni anlayan destek olan, seninle derdini paylaşan kimse yok sen de bizimle paylaş. sana destek olalım. Herkesten önce sen kendine değer ver, ayağa kalk, toparlan, göster onlara günlerini.
Sen değerlisin çünkü, kimse sana hakaret edemez, buna izin verme. Rabbim seni yarattıysa, bu dünyaya gönderdiyse bil ki çok değerlisin bunu unutma
Canim ayni yaştayiz hatta bende ilk yıl kazanamadim bu sene tekrar girdim sinava. Kucukken cok zayif bi bebektim bu ilkokul 4-5. Sinifa kadar devam etti yariyil tatilinde öyle bir kilo almışım ki ogretmenim beni taniyamadi.ilk okulda cok sorun yasamadim zaten arkadaşlarim arasinda cok sevilen biriydim kimse dalga gecmezdi okulda. Ama evde abim bir dalga gecerdi ki herseye bedel. Evlenmis 3 cocuk dogurmus kadinlar gibisinden tut , balina karaya vurmus , bu kurban ebruyu keselime kadar giderdi konu .Cok üzülürdum ama belli de etmezdim takmiyor gibu gozukurdum. Annem bi kac kez diyetisyene gidelim dedi ben istemedim utandim. Sonra liseye basladim ve ordaki kizlari gordukce ben niye boyle degilim diye uzulurdum ustelik en yakin arkadasim o zamanlar 39 kilo olan bi kizdi. Ve ben karar verdim diyet yapip zayiflayacaktim.diyetisyene gittik taam 78 kiloydum yani arkadasimin iki kati. Neyse diyetisyenin verdigu listeye uydum yürüyüş yaptim ara ara bozdum tabi diyetimi toplamda 2 senede 26 kilo verdim. Su an 52 kiloyum ve benimde catlaklarim var gogsumde gobek cevremde ama inan kilolu olmaktan daha iyi hem spor yaptikca kuculuyor tamamen gecmiyor tabi. Bence iste zayiflamak istiyorum dedigin andan itibaren onunde duracak hic bisey yok baskalari icin degil basta kendin icin yap zaten verdikce hirslanacaksin
Çok teşekkür ederim buraya yazan bütün herkes siz de dahil bana okuduğumda kendimi o kadar iyi hissettiriyorsunuz ki. Ben hiç düşünmezdim benim Annem bile yanımda olmuyor bir başkası mı bana destek olacak derdim ama sadece yazdıklarınızı okumak bile beni olduğum yerden bi adım ileriye götürüyor. kendimle yüzleşiyorum inanın aylardır aynaya bakmıyordum şimdi saçlarımı açmaya başladım aynaya bakmaya başladım kendimi ne olduğumu kabullenmeye çalışıyorum kendimi anlamaya ve sevmeye çalışıyorum başarmak biraz sabır gerektirecek ama yapacağıma inanmaya başladım bu bile benim için mucize. değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim beni mutlu ettiniz Allah da sizleri her daim iyi insanlarla karşılaştırsın :)
seni anlıyorum sana yard edebilirim ben bu sorunların hepsini astim özelden bana ulas
Çok uzun oldu kusuruma bakmayın ama yazdıkça rahatladım.
O kadar yalnız ve çaresiz hissediyorum ki. En sonunda buraya yazma kararı aldım, çünkü tek başıma düşünmekten ve kendimi hiçbir şekilde avutamamaktan çok yoruldum.
Yaşadıklarımın ve düşündüklerimin içinden çıkamaz oldum.
Çocukluğumdan beri asla kendine güvenebilen kendini seven bi insan olamadım, bunda kimin etkisi var bilmiyorum. Belki annemin, belki çevremin.
İlk "şişko" lafını duyduğumda 8-9 yaşlarındaydım. Yani ufacık bir çocuk. O kadar üzülmüştüm ki, gittiğimiz tatil köyü bana benim yaşlarımda bir erkek çocuğunun bana söylediği laf yüzünden cehennem olmuştu. İlk kabus günlerimi o zamanlar yaşadım galiba. Hala da hatırlarım nasıl odadan çıkmak istemediğimi, gittiğimiz iki haftalık tatil boyunca o çocuktan köşe bucak kaçtığımı. Aynayla sorunlarım o zaman hafiften başladı sanırım.
19 yaşındayım henüz. Ve bu yaşıma kadar hep özgüvensiz yaşadım. Lise2 ye kadar hep balık etli bir kızdım, yazın tatile gideceğimiz sıralar dışında bunu hiç sorun etmemiştim. Yine de kendimle kaldığım zamanlar kendimi severdim, aynadaki görüntümü, gülüşümü, sesimi, kabiliyet saydığım bir çok şeyi. Mutluydum yani. Annem çalışırdı, 3 yaşımdan beri kreşlerde, okullarda büyüyorum. Bir de erkek kardeşim var. Normal bir aile olduğumuzu düşünüp şükrederken belki biraz da ergenliğin etkisiyle bazı sorunların farkına vardım ve bunları kafamda büyütmeye başladım. Belki de hala ergenin tekiyim bilemiyorum. Lise2 deydim, sınıfımda bir çocuktan hoşlanmaya başlamıştım, onunla güzel bi arkadaşlık kurmuştum. Okulu sevmeme neden olmuştu resmen. Heycanlıydım çok. Fakat "şişman"dım işte. Bir gün benimle dalga geçtiler ( aralarında hoşlandığım çocuk da var.) sırama yürürken sıraları sallamaya başladılar. "Dikkat! Lily geliyor! Deprem riski var Lily oturana kadar kimse sıranın altından çıkmasın!" Kilolu olduğumun farkındaydım ama böyle bariz bir şekilde dalga geçilmesiyle ben kendimi ayna karşısında ağlarken bulmaya başladım.
Bir gün bu konuyu anneme açmak istedim. Ona anlatıp onun da desteğiyle bir şeyler yapmak istedim. Bunu anlattığımda annem "Haklılar çünkü gerçekten öküz gibisin, az ye kilo verirsin hadi uğraştırma beni" gibi bir şeyler söyleyip beni başından savmıştı. Ben hayatımda hiç bu kadar kötü hissettiğimi hatırlamıyodum. Günlerce okula gitmek istemedim, defalarca kaçtım ve bu nedenle annemle tartıştım hep.
O sıralar adetim gecikmeye başlamıştı. Umursamadım, 1 hafta 2 hafta derken 2 ay gecikti ve ben rahatsız olmaya başladım bu durumdan. Anneme söyledim. O da beni doktora götürdü. Öğrendim ki bende polikistik over diye bir şey varmış. Kist adet olmamı önlüyormuş, kilo vermem gerekiyormuş. Doğum kontrol hapı yazdı, kilo ver ve 3 ayda bir kontrole gel dedi doktor. Çıkınca annem beni bir güzel payladı, bi de bu mu çıktı başımıza, az yesen bunların hiçbiri olmayacaktı ye ye nereye kadar utanmasan 200 kilo olacaksın millete kızım var demeye utanıyorum şu haline bak insana bile benzemiyorsun gibi laflar etti yine canımı yaktı. Bunları hiç unutamadım. Annem hep kalbimi kırar, ne zaman yanına gitsem bir şey paylaşsam beni buna pişman eder. Sonra ya hiçbir şey olmamış gibi davranır ya da ben öyle davranırım, daha fazla canımı yakmasın diye. Hani yavru kediler büyümeye başladıktan sonra anne kedi yavrularını istemez, onları yanından kovar ama yavru kediler tekrar gelir ya. Annemle durumumuz resmen öyleydi. Bir gün anneme diyetisyene gitmek istediğimi söyledim.Kilo vermem gerekiyordu 80 kiloya kadar çıkmıştım ve çok kötü hissediyordum. Laf soka soka beni diyetisyene götürdü. Diyetisyen kilomu ölçüp söylediğinde annem bana öyle bi baktı ki o bakışı unutamam. İğrenir gibi, bi fazlalıkmışım bi yükmüşüm gibi. O bakıştan sonra "neden öyle bakıyorsun anne" deyip doktorun yanında ağlamıştım kendimi tutamayıp. Doktora dönüp "bu hep böyle duygu sömürüsü yapıyor işte, küçükken geceleri yemek diye diye ağlardı, bilmiyorum kilo verebilir mi" dedi. O gün hayatımın en büyük hırsını yaptım ve 18 kilo verdim. Gerçi annemi yine memnun edememiştim ama yine de kendimle gurur duyuyordum. Kendimle barıştım ilgi görmeye başladım bi kaç aylığına da olsa annemle olan sorunlarımı (annemin benimle olan sorunlarını) yok saymaya başlamıştım. kistim düzelmişti, düzenli adet görüyordum. O kadar iradesizdim ki diyeti bıraksam da böyle devam eder diye düşündüm. Ve diyeti bırakıp kiloluyken nasıl yiyorsam öyle yemeye devam ettim. Hızla aldım o kiloları, doğum kontrol hapına devam, kilo vermeye çalışmak, anneyle uğraşmak, ergenliği atlatmaya susmaya çalışmak. O aşağılanmaları görmezden gelerek yaşamaya çalışmak.
Lise sona geldiğimde 90 kiloydum, 170 boyumla. Lise boyunca çok sevdiğim arkadaşım ne olduysa lise sonda bana garez etmeye başladı. Başka arkadaşlar edindi, benden uzaklaştı. Bir şey demedim diyemedim çünkü hak ettiğimi düşündüm. Kimsenin bana ihtiyacı olmadığını, değersiz olduğumu gereksiz olduğumu düşündüm hep. Eve gitmek istemiyordum. Okula gitmek istemiyodum. İnsan içine çıkmak istemiyodum aynaya bakmıyodum o kadar kötü günlerdi ki. Bi yandan da sınava hazırlanıyordum. Bir gün o benden uzaklaşan arkadaşın sosyal ağda benimle bariz bi şekilde dalga geçtiğini gördüm. İşi gücü yok bana sarmış. Ben kilolarımı kapatsın diye paltoyla geziyodum bi an bile çıkarmıyodum ona kadar dalga geçmişti. Yürüyüşümden saçlarıma, parmaklarımın şekline kadar benimle dalga geçmişti ve konu çok tutmuştu anlaşılan. bir sürü insanın o dalga geçme ayinine katıldığını gördüm. Her gece ağladım her gece. Kabus gibi günlerdi, okula gitmek tekrar kabusum oldu, sabah erkenden gelir sıraya otururdum ve asla kalkmazdım. çıkışta sınıfta kimse kalmadığında kalkar eve giderdim. Bu sırada benim stresle başa çıkma yöntemimin yemek yemek olduğunu farkettim. En büyük sorunum yemek yemek olmasına rağmen böyleydi. Her okul çıkışında bi fast food menüsü yiyip, akşamına da evde yemek yiyodum.
Bir gün annemin yanında tişörtümü değiştirirken annem elimden tişörtü aldı beni kendine çevirdi. "Bunlar ne?" diye sordu karnımı gösterip. O an farkettim inanır mısınız karnımda kocaman kırmızı yarıklar oluşmuştu. Zaten belimde, göğüslerimde olan çatlaklarıma bi de onlar eklenmişti. Hem de boydan boya üstelik 18 idim henüz. O gün bana demediğini bırakmadı. " Şu haline bak her yerin çatlamış, ayı gibi oldun zaten habire yiyosun, seni bu halinle kim napsın bi bak şu çatlaklara ilerde sen nasıl evleneceksin utanmayacak mısın bunlardan, bu kilodan bu göbekten utanmayacak mısın? Gittikçe maymuna benziyosun ben senin gibi bi kızı hakedecek ne yaptım" dedi bana. İşte o gün bugündür benim iki kabusum oldu. İlki tahmin edeceğiniz üzere annemdi zaten, ikincisi de çatlaklar. o lafları duyunca kilo vermeye başladım. O sınav stresinin yanında bi de kilo vermeye çalıştım, benimle geçilen dalgaları unutmaya çalıştım görmezden gelmeye çalıştım. Düşünmemeye çalıştım. 10 kilo kadar verdim. Yetmez dedim 5 kilo daha verdim. Sınavlarıma girdim çıktım, tamam dedim şimdi rahat kafayla kilo vericem. Lise bitti o kızı bi daha görmeyeceğim dalga geçse de duymayacağım dedim rahatlatmaya çalıştım kendimi. Anneme yaranmaya çalıştım sırf bana bir şey demesin kızmasın diye. İstediği gibi zayıf olmak istedim sadece bunu istedim ki bana karışmasın, beni sevsin diye.
Sonra sınav açıklandı. Çok kötü yapmıştım. Hal böyle olunca hiç dinlemeyen annem tarafından bir de gerizekalı ilan edildim. Ve o gün patladım. Saatlerce hıçkıra hıçkıra ağladım susamadım, nefes alamadım ağlamaktan. İlk başta ağlarken yine karşıma geçip bana kızmaya başladı ama baktı ki susmuyorum acıdı heralde. Üzüldü galiba ilk defa benim için. Neden bu kadar ağladın hadi sakin ol bi sene daha hazırlanırsın gerekirse demeye başladı. O gün anlattım her şeyi, bütün sene okulda nasıl insanların benimle dalga geçtiğini, nasıl aşağılandığımı nasıl günler geçirdiğimi hepsini anlattım. Küçük kardeşim, babam bile ağladı ben anlatırken. Annem benden özür diledi. Ben senin yanındayım dedi. Her şey düzelecek sandım.
Sınava tekrar hazırlanmaya başladım, kilo vermiştim kendime güvenim geliyordu. Bi ateşkesteydik sanki sakindik annemle. Çatlaklarımı o kadar umursamıyordum artık. zayıfladıkça küçüldüler.
Tabi sonra yine aynı şeyler, yine kilo aldım 95 oldum bu sefer, yine annemle kavga ediyordum. O yüzden eve gelmiyordum sabah akşam dershanedeydim, gittiğim dershanenin yurdunda kalmaya başladım sırf annemi görmemek için. Öyle atlattım. Sonra bir gün baktım sırtım kollarım bacaklarım çatlamış, göğüslerimdekiler boynuma kadar geliyor. Her şeyi bıraktım bunlara taktım kafayı. Zaten bu siteyle tanışmam da böyleydi çatlaklarıma çözüm aramaktı.
Şimdi artık kilo versem de bu çatlaklar yüzünden mutsuz olacağımı düşünüyorum. O yüzden kilo vermeyi bile denemiyorum. Sınavımı başardım istediğim yerler geliyor. Ama buna bile sevinemiyorum. Sırf çatlaklarım görünüyor diye gün ışığına çıkmıyorum. Odamdaki siyah perdeleri çekerek oturuyorum tüm gün. Odamdan çıkmıyorum. Çatlaklarımı düşünmem bile hayattan soğumama yetiyor. ve naparsam yapayım gün geçtikçe artıyorlar. Bugün annem yine üzerime gelirken anneme patladım. Uğraşma benimle benim sana bi zararım yok dedim bağırdım anneme. Kızdı bana komşulara rezil olduk diye. Bugün 19 yaşında biri olarak annemden dayak yedim, kollarımı çizdi saçlarımı yoldu ve sırtımı morarttı. Dayanamadım evden çıkıyordum babam geldi. Babam zaten sinirlenmeye yer arar. O da hırpaladı beni. Ve ben herkese küstüm, her şeye küstüm. Gidebilecek bi yerim yok yapabilecek bişeyim yok. Hayatımın ilerisini düşünemiyorum düşünmek istemiyorum böyle bi psikolojiyle böyle bi bedende daha ne kadar yaşarım bunu düşünmek bile göğsümü acıtıyor.
Çok uzun oldu kusuruma bakmayın. Ama anlattığımda anlayabilecek kimsem yok ve bunları düşünmekten çok yoruldum.
Hayatı boyunca ona sadece dış görünüşle gelinen, dış görünüşle yargılanan ve sonunda her ne kadar aksini düşünmeye çalışsa da dış görünüşe önem veren biri haline gelen biri yazdı bunu sizlere. Sabahın 5'inde. Buraya kadar okuyan ablalarıma arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Ben sadece içimi dökmek istedim.