• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Kayınpeder

Peki canım senin baban böyle olsaydı. Kocan yine bizim annemiz babamız dermiydi. Böyle 1 ay kalmalar takıntılar bağırmalar olsaydı. Lütfen dürüst olun. Sizçöpsüz üzüm anasız babasız. Oldu adam hasta diye suyuna git sende hasta ol. Bu haksızlık.
Babadır bağır da sever de diyor. "Kendini benim yerime koy, senin annen baban sağ olsaydı, baban da bize bağırsaydı ben de senin yaptığın gibi kafama taksaydım sen de bana böyle demeyecek miydin?" diyor. Kendimi eşimin yerine koyuyorum ben babamla bir yalnız kalır sorardım sorun nedir? diye, ve onunla konuşurdum, ve gerçekten de anlamaya çalışırdım sorunu, belki de bir şeyleri yanlış anlıyor, öyleyse düzeltirdim, ya da babama göre gerçekten eşimin bir hatası varsa o zaman da bunu eşime söylerdim. "babam senin şu davranışından rahatsız olmuş" falan diye. ben de eşimden bunu bekliyorum Eşim diyor ki "babam aslında bana kızdı. seninle alakası yok" diyor iyi de niye o zaman ikimize birden bağırdı hatta bağırırken de "Sözüm ikinize de" diye ekledi, ve bedeni de bana doğru dönüktü eşim biraz daha solda benden iki metre falan uzaktaydı. "Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla"dır o atasözü "Gelinim sana söylüyorum oğlum sen anla" değildir :)
 
galiba kp'de buna sinir oldu. Zaten eşime de pazara gittiğimizde demiş "sinirlisin, sabahları kalktığında surat asıyorsun, eşin sana yumurta ister misin? diye soruyor sen cevap bile vermiyor homurdanıyorsun" demiş. Eşim sordu bana böyle mi yapıyorum? diye ben de evet dedim, çünkü eşim sabahları erken kalkmayı hiç sevmez o dönemde mecburen kalkıyordu hatta ben uyandırıyordum onu "sofraya gel ayıp olacak herkes kalktı" diye. Halbuki uyusun dimi bana ne annesi babası kaldırsın eğer çok istiyorlarsa. Onun ayıbını da ben mi düşüneceğim. Ama işte kaptırmıştım kendimi mükemmel olmaya.
Üstün dökmenin bir lafı var. Diyor ki "çok fedakarlık iyi değil, bir süre sonra fedakarlık yaptığın kişiye kızarsın" (cümleyi tam kuramamış olabilirim ama ana fikir fazla fedakar olma)
Akışına bırak. Elinizden gelenin fazlasını yapmışsınız zaten. Daha da memnun değillerse onların sorunu. Görümce izde üzülüyorsa, annesi ve babası ile kendi ilgilensin.
 
Kp pazara gitmeyi seviyor, biz de götürdük iste. Aynı şehirde yaşasak böyle sorun olmayacak yine görüşeceğiz ama kp kendi evine gidip yatacak rahat rahat, kv'de de istediği zaman gelir gider ama böyle uzak olunca, karayolu ile 17 saat, uçak desen kp'in uçak fobisi var, eşim uçak biletini aldı da emrivaki yaptı yoksa binmezdi uçağa arabayla gelecekti. Sakinleştirici ilaç içirmişler de öyle bindirmişler kp i uçağa, e havaalanından eve de uç saat yol, hal böyle olunca üç gün kalınmıyor daha uzun kalınıyor. Biz de bu sefer bir ay kalmayacağız 2 hafta kalacağız. Kv sordu niye o kadar az kalıyorsunuz diye? İşlerimiz var dedik.
Oğlu ile gitsin siz evde işim var deyin ya da kv ile oturun kahve için. Yani sorunlu bile olmasa 4 kişi pazara gitsen yine sorun olur. Hem sorun yaşayıp hem de uzun uzun beraber kalmaya devam eden çok insan görüyorum bu sebeple bana ilginç geliyor. Bir ay böyle bir insanla yaşamak için çok uzun süre gerçekten. Eşiniz gitsin ailesini görmeye bazen de siz bir iki gün kalıp dönersiniz. Günleriniz değerli ise tabi. Benimde kv zor biri hayatta gidip kalmam. Oturmaya da gidince aZcık oturup kalkıyorum. Eşime kendisinin istediği zaman gidebileceğini söyledim.
 
Burada siz hiçbirşeyi takmayın. Asıl takması ve sorunu çözmesi gereken eşiniz. Size bukadar huzursuzluk veriyorlar ise kalma sürelerini kısa tutun. Sonuçta işinizle ilgili kararı siz verirsiniz. Neden 1 ay işe ara veriyorsunuz ki. İzin alamıyorum deyin 4 gün alabildim deyin. 4 gün den sonra kalmak istiyorlarsa kv ilgilensin. Onlara gittiğinizde de aynı şekilde 4-5 gün kalabileceğinizi ve iş nedeniyle dönmek zorunda olduğunuzu söyleyin.Benim kuzenimin kv çok sorunlu idi. 10 yıl çekti. 10 yıl eşi de destek oldu kv yi kibarca uyardı falan. Sonra adam dayanamadı kendi annesini kız kardeşini evden kovdu. Ve hayatından tamamen çıkardı. 6 yıl geçti kesinlikle arayıp sormuyor. Kuzenim diyor bayram seyran ara istersen mesafeli yine konuş. Adam Nuh diyor peygamber demiyor. Ben yıllarca uyardım. Ailemin huzurunu birdaha kaçıramam. Herkesin parası pulu var düşkün değiller. Artık kesinlikle istemiyorum diyor.Şu an gerçekten çok mutlular.Şimdi burada eşinize daha çok iş düşüyor.
Oğlu ile gitsin siz evde işim var deyin ya da kv ile oturun kahve için. Yani sorunlu bile olmasa 4 kişi pazara gitsen yine sorun olur. Hem sorun yaşayıp hem de uzun uzun beraber kalmaya devam eden çok insan görüyorum bu sebeple bana ilginç geliyor. Bir ay böyle bir insanla yaşamak için çok uzun süre gerçekten. Eşiniz gitsin ailesini görmeye bazen de siz bir iki gün kalıp dönersiniz. Günleriniz değerli ise tabi. Benimde kv zor biri hayatta gidip kalmam. Oturmaya da gidince aZcık oturup kalkıyorum. Eşime kendisinin istediği zaman gidebileceğini söyledim.
Yani ben görüşmeyelim gidip kalmayalım, gelip kalmasınlar demiyorum. Hatta ben kayınvalidemi çok severim, onunla vakit geçirmek de hoşuma gidiyor; birlikte güleriz, ağlarız, dertleşiriz, çok güzel anlar paylaşırız onunla, yani eşimin annesi olduğu için sevmiyorum onu, insan olarak, kişilik olarak seviyorum. öz anne demiyorum ama ikinci annem oldu o benim için; öz anne insanı doğuran biyolojik annedir, o farklıdır ama anne yerine koyduğunuz çok sevdiğiniz bir teyze falan olur ya onun gibi. Ne var ki kv ile çok görüşeyim kp ile az görüşeyim diye bir şey olamıyor. Kp'imi de sevmek isterdim, hatta uzaktan seviyorum, o da çok iyi yanları olan bir insan ama yakınında olunca bir süre sonra bana fena daral geliyor.
 
Of cok zor kv yine bi sekilde idare ediliyor ama byle iki kelime edilmeyecek kp insani tuketiyor.daha 1bucuk yildir evliyim ama kp bazen oyle konusuyorki saskinliktan kal geliyor bana. Allah yardimciniz olsun siz bu kdr ugrasacaginiza esiniz arayi bulmali konusmali onun ailesi sonucta sizden daha cok dusunmesi gerek.cok iyi niyetlisiniz ve tum sorumlulugu aliyosunuz
 
konu oğulları olunca bağırma hakkına sahipler. kızlarının yuvası nada bu kadar kendileri müdahil oluyor mu acaba
 
Ben en çok kayınvaldenize üzüldüm. Allah sabır versin. Kayınpeder okb olduğu için mazur görülmeli ama çok ta üstüne düşmeyin bence. Görümceniz densizlik etmiş. Açık a sorsaydınız keşke.
 
Yani ben görüşmeyelim gidip kalmayalım, gelip kalmasınlar demiyorum. Hatta ben kayınvalidemi çok severim, onunla vakit geçirmek de hoşuma gidiyor; birlikte güleriz, ağlarız, dertleşiriz, çok güzel anlar paylaşırız onunla, yani eşimin annesi olduğu için sevmiyorum onu, insan olarak, kişilik olarak seviyorum. öz anne demiyorum ama ikinci annem oldu o benim için; öz anne insanı doğuran biyolojik annedir, o farklıdır ama anne yerine koyduğunuz çok sevdiğiniz bir teyze falan olur ya onun gibi. Ne var ki kv ile çok görüşeyim kp ile az görüşeyim diye bir şey olamıyor. Kp'imi de sevmek isterdim, hatta uzaktan seviyorum, o da çok iyi yanları olan bir insan ama yakınında olunca bir süre sonra bana fena daral geliyor.
O adamı çözemezsiniz. Her sorun olduğunda eşinizden onunla konuşmasını da beklemeyin. Buna inanın ki ömür yetmez. Zaten eşiniz de laf söylemez ailesine belli. Dediğim gibi geldiklerinde kv niz ile başbaşa gezin sizde o zaman. Dip dibe olmak zorunda değilsiniz. Ya da kp gelmesin kv gelsin. Tek başına kalsın kendi kendine sinirlensin 😊 ailesini kaybetmiş bir kız çocuğuna bu şekilde davranan bana göre iyi biri değildir.
 
Sevgili Arkadaşlar benim derdim kayınpeder ile ilgili. Ben annemi 20 yaşımda kaybettim, 43 yaşıma kadar da yalnız yaşadım. Kendi ayaklarım üstünde duran, iyi bir eğitimi ve kariyeri olan birisiydim. Eşimin ailesi de çok iyi insanlar. Kv çok sevgi dolu anlayışlı bir insan, bana asla “kaynanalık” yapmaz ve onu çok severim. Kp ise sorunlu, iyi bir insan ama obsesif kompulsif bozukluğu var. Herşeye titizlenir strese girer. Herşeyini önceden planlar, tuvalete gideceği saatten tutun, kahvaltıdaki domateslerin tabaktaki yerleştirilme yerlerine (simetri hastalığı var), Çarşamba öğlen saat kaçta ne yiyeceğine kadar, her şeyi titizlikle planlar. Pazara gidilecek bir gece önceden ciddi bir tantane tek tek sebze poşetleri, şu poşete şu sebze diye itinayla pazar çantasına yerleştirilir, pazardan alınan maydanozlar saatlerce suda yıkanır, boylarına göre üç ayrı gruba ayrılır ve buzdolabina öyle yerleştirilir falan. Her sebze için böyle işlem yapılır. Liste uzar gider. Adam sürekli böyle diken üstünde, her şeyi hesaplıyor, herhangi bir şey 1 santim yerinden oynasa stres olur. Hal böyle olunca asla kendi evi dışına, misafirliğe gitmek ve kendi evi dışında bir yerde yatılı kalmak istemez; kendi kızında bile kalmaz.
Bu sene 4 yıldır evli olduğum eşimle bir ev aldık. Yazın kv, kp ve görümcem (farklı şehirde oturuyorlar) bize geldiler. Ben tabi biraz tedirgin oldum hem deneyimsizim misafir ağırlamak konusunda hem de kayın pederin özel durumu nedeniyle onları memnun etmek ve en iyi şekilde ağırlama telaşına düştüm. Bu arada biz eşimle çok çok kötü bir dönemden geçtik. Evde tadilat ve usta sorunu yaşayan bilir berbat bir şeydir ama bizim yaşadıklarımız ise akıl almaz şeylerdi (anlatmam çok uzun) eşimle bu yüzden aramız açıldı kavga ettik vs hayatımızda ilk defa, ki biz normalde hiç kavga etmeyiz. Kayınlarım da tam bu dönemin üstüne geldiler. Ben aylardır yorgun, uykusuz ve perişandim. Değil birgün, yarım gün bile dinlenemedim. Saçıma gidip dip boya bile yaptıracak fırsatım olmadı. Neyse bunlar geldi. Görümcem 10 gün, Kv ve Kp 1 ay kaldı. Ben her sabah sabahın 6.30’unda kalktım kahvaltı hazırladım. Masanın örtüsü, domatesin simetrisine kadar her şeyi mükemmel yapmaya çalıştım. Neyse bir gün pazara gideceğiz, saat 1 de çıkmak üzere anlaştık. Ben biri 1 geçse kp huzursuz olacak, bunu bildiğim için 12.50de her şeyimi hazırladım. Benim hazır olduğumu gören kv “hadi Ahmet çocuklar hazır” dedi Kp bir anda sinirlendi “e saat 1de çıkacaktık ben kendimi 1’e göre ayarladım” dedi. Eşim de “ben daha hazır değilim” dedi Ben “tamam 1 de çıkacağız zaten” dedim. Eşim sinirli sinirli “ben hazırım demedim sen hazırım mı dedin?” dedi bana. Ben “hazırım demedim, 1 de çıkacağız zaten sorun yok aşkım” dedim. Kp bir bağırdı. “Siz ne yapıyorsunuz böyle, devamlı kavga ediyorsunuz, hem “aşkım” diyorsunuz hem birbirinize iğneli laflar sokuyorsunuz, üç günlüğüne evinize geldik devamlı huzursuzluk çıkarıyorsunuz eğer siz birbirinize böyle alıştıysanız biz gidelim! Bizim geleceğimizi aylar öncesinden biliyordunuz hiçbir hazırlığınız yok her şeyiniz düzensiz” diye bağırdı. kv ona sus diye işaret yaptı. kp "yooo susmayacağım canıma tak etti" falan.
Ben yıkıldım. Onca eziyet çektim, onca fedakarlık yaptım, yaz süresince onlarla ilgilenmek için iş almadım, müsteri kaybettim vs. Sırf mutlu olsunlar diye kendimi paraladım. Ama sonuç başarısızlık. Mutlu olsun rahat etsin istemiştim oysa, biraz da bencilce çünkü yarın öbür gün yaşlanacaklar elden ayaktan düşünce bakıma muhtaç hale gelecekler ve ben onlara bakmak için oturduğum şehirden taşınmak zorunda kalmak istemiyorum, onlar benim evimde rahat etsinler,oturduğumuz yeri sevsinler ki ileride bizim yanımızda kalırlar” diye düşünüyordum.
Herkes kv ve kp yakında olunca şikayet eder ama asıl uzakta olunca zor. Çünkü ziyarete gidince mecburen uzun kalınıyor. Onlar bir ay bizde biz bir ay onlarda ve bütün düzen bozuluyor her iki tarafın da. Şimdi Aralıkta yine gideceğiz yanlarına. Onlar da yazın bize gelecekler. Ben nasıl davranacağımı şaşırdım artık.
Bir de üstüne üstlük görümcem geçenlerde telefonda arayıp “Ben anneme babama çok üzülüyorum, siz çok kötüydünüz, benim de tatilim mafoldu” demez mi Ay ne yaptık biz anlamadım. Yanlarında kavga da etmedik. Eşim de ben de saygılı davrandık, ne istedilerse yaptık. Ne hata ettik anlamadım?
Yapacak birşey yok çünkü söz konusu insan normal değil.Hasta olarak kabul edeceksiniz
 
erkeklerin genelde bağırma problemi var. normal söylense anlamıyoruz sanki. ben hiç düzenimi bozmadan devam ederim hayatıma, kıymeti bilinmeyince daha çok üzülüyor insan.
 
galiba kp'de buna sinir oldu. Zaten eşime de pazara gittiğimizde demiş "sinirlisin, sabahları kalktığında surat asıyorsun, eşin sana yumurta ister misin? diye soruyor sen cevap bile vermiyor homurdanıyorsun" demiş. Eşim sordu bana böyle mi yapıyorum? diye ben de evet dedim, çünkü eşim sabahları erken kalkmayı hiç sevmez o dönemde mecburen kalkıyordu hatta ben uyandırıyordum onu "sofraya gel ayıp olacak herkes kalktı" diye. Halbuki uyusun dimi bana ne annesi babası kaldırsın eğer çok istiyorlarsa. Onun ayıbını da ben mi düşüneceğim. Ama işte kaptırmıştım kendimi mükemmel olmaya.
kp sizi epey etkilemiş olsa gerek :) oğlunu uyarması güzel bir durum. Fakat siz yine de kp nizin obsesyonlarını normalleştirir tarzda onu destekliycek tavır ve davranışlarda bulunmayın. Zaten tecrübe etmişsiniz yaranamıycağınızı.
 
İyi de Kv eşinin huyunu biliyor

Ona paslasaydın tüm işleri

Yani sabahın köründe kalkıp simetrik domates vs kesemem Kv kalkıp hazırlasın kocası Nasıl severse

25-30 yıldır Adam tedavi olmamış bundan sonra değişmez
 
Back
X