Bence biz bunlari söyledikçe çocuğu bir duzeltme araci olarak görüp korkunc evlilik hayatina dahil eden insanlar azalacak. Bu çağda hala, çocuğunuz olsun duzelir diye tavsiye veren kadinlar var.
Çocuk vermeniz derken ondan çocuk sahibi olup onu baba yapmanız demek istedim. Boşanma sonucu annede de kalsalar babaları o kötü adam işte. O sevgisiz adam. Dunyanin hicbir yerinde degismeyecek bu durum.
Kocasının kötü oldugunu bilen, evliliginde gelecek görmeyen kadın korunmuyorsa, çocuğum olsun diye zorluyorsa, o masumlari bu korkunç hayatin içine, bile isteye koyuyorsa benim gözümde suçludur.
Erkekler korunmamali mi diye sorabilirsiniz. Bu tarz evliliklerde, evlilik içi tecavüz de çok fazla. Keske engel olunabilse ama ses çikaramayan çok kadın var. Boyle evliliklerde kocan korunsaydi diyebilir miyiz? Korunmayi bırakın ama rıza almıyor.
Bu sebeple kadının, kendi hayatina bir ortak getirmemesi için korunmasi gerek. 1 oldu 2 oldu 3 oldu. Bunlar yanlışlıkla mi oldu? Bile isteye yapılmış. Ne hakki vardı kadının buna? Hangi çocuk isterdi boyle ailenin icinde olmak?
Ne annelik ne de kadınlık kutsaldır. Kutsal olan sevgidir. Kutsal olan çocukluktur. Sevgi taşıyan anne de boyle bir hayata çocuk getirmek için ısrar etmez. Bunlari dusunemedi 1. Oldu. Nasil oluyor da 2 3 oluyor? Kimin hakki var sinavlarla dolu bu hayata çocuk getirmeye? Kutsal annelik, ayaklari altinda cennet olan annelik bu mi? Travmalarla büyüyecek çocuklar. Kimsenin buna hakkı yok.
Benim ruhumda da boyle yaralar var. Psikologa gittim. Ne kadar iyilestim sansam da en ufak bir acıda varlığını tekrar hatirlatiyor. Neden neden diye soruyorum.
Bu durumda annem kutsal, annemin ayaklari altinda cennet var, annem bütün zorluklari benim için çekti cümleleri bana samimi gelmiyor.
Kutsallık verdiğimiz her durumun altında zararli bir şeyler var. Bu yüceltme kutsama, tarafsız degerlendirmemizi engelliyor. Ama o anne, ama onun ayaklari altinda cennet var ... gibi gibi.
Canı yanmış bir çocuk olarak, bile isteye can yakan annelere ofke duyuyorum. Bu hislerimle kendimi günahkar ya da kötü hissetmiyorum. 1 kez geldigim bu dünyada bana da çicek bahçeleri sunulsun isterdim. Sevilmek, degerli hissetmek istedim. 26 yasindayim, babasinin elini tutmus bir kiz çocuğu gorsem ağlıyorum. Bir kere bir konser salonunda yasadim bunu. Herkes deli gibi eğlenirken ben gözyaşlarına boğuldum.
Üzgünüm kadınlara suçlarını hatırlatıp üzdüğüm için.
Ben o çocukların sesiyim. 26 yaşindayim iyileşemiyorum. Neden bütün ofkemi anneme yöneltiyorum? Babam oldum olasi kötüydü, sapıktı. Gelecek kaygısı taşimayan bir cahildi. Annem ona gore cok bilinçli ve kültürlüydü. Annem korunmaliydi. Cocuk sahibi olmak için diretmemeliydi bu kadar. Hepimiz travmalarla büyüdük.
Anneme gore yanlis yaptigimiz bir konu oldugunda, ben sizi yokluk içinde büyüttüm. 1 kişilik mamayi yariya bölüp yedirdim, bunlari haketmiyorum derdi. Kotu babaya sahip olmak yeterince mutsuz ediyorken, o yaşimda bir de aileme maddi zorluk vermiş olmanin azabı eklendi çocukluk omuzlarima.
Bu bilince son 2 3 senedir sahibim. Oncesinde sevgim, kaybetme korkum bu duygularim hep sömürüldü. Karşısında görmediğim bir deger ve sevgiyle de büyük bir hastalik atlattim. (Hastaligin psikolojik temelinde degersizlik duygusu vardı)
O kadar değersiz hissediyordum ki çocuk aklimla diyordum Allahim bana bir şey olsun ama ölmeyeyim. Hastanede biraz yatayim. Kimler benim için endise ediyor. Kimler aglayip üzülüyor bi göreyim.
Sevgi gormek için ettigim bedduayla hastalik sahibi oldum. Sonunda sevgi gördüm mü yine hayır. Bilseydim oyle bir dua etmezdim. Bunlari okuyan birileri umarim korunma yolunu seçer.
Çok uzattım neyse artik susayim.