- 2 Şubat 2009
- 6.913
- 5
- 41
- Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.
Kadınlar Kulübü'ne ücretsiz üye olmak için tıklayın...
Popüler Konu Karbonhidrat Diyeti Deneyimlerimiz
- Konu Sahibi psiqo
- Başlangıç Tarihi
- 18 Mart 2009
- 8.660
- 3.741
Aşkım, akşam üzeri arasında yediğin eriklerden oklavayı da yemiştin zaten :) Sabah öğlen ve akşam yediklerin harika, dediklerimi tam uyguluyorsun, teşekkürler. Ama o kavun var ya o kavunklava: :) Kız biz kavun karpuz'u bıraktık ya, kiraz ye, kaysı ye, şeftali ye, kavun yeme. (Ayy ben de yeme diyorum, kendime gıcık oldum şimdi.) Tatlım kavun ve karpuzu yememeye çalış olur mu bi dahaki sefere. Sana hızlandıran bi sistem düşündüm ve toptan uyguluyoruz senin listende herşeyi, zamanın az olduğu için. O yüzden yeme dedim tamam mı aşkım.
Zara, yat kalk dua et çok su içtiğine, ya tersi olsaydı? Tüm diyetlerde ve özellikle protein ağırlıklı diyetlerde iç organların sağlığı için çok su içilmesi gerekli, ben yeğenime içirmek için ne şaklabanlıklar yapıyodum, saat başı işyerinden telefon açıp su içene kadar kapatmıyodum telefonu. Onun metabolizma bizimki gibi değil, benim oğlan gibiyse yerinde durmuyordur eminim, içtiğinin yarısı terlemeyle gidiyodur zaten onun. Vücut istemediği halde su içmek tehlikeliymiş hem. O göbeğinin hepsi eriyecek göreceksin. Et ürünleri acayip susatır, içsin karışma :)
alsanaalsanasmile off yine beceremedim yaaa
ne yiyecegimi sasirdimm... karpuzun yasak oldugunu biliyordumda kavun serbest sandim öylelikle aldim bugün. neyse...
tmm meyve de yok :gitme:
bu arada ben bu tavuk burgerlerden bikmaya basladim gibii, migdem almiyor pek
abla karnim cok siss allahim patla artik yaaaaaaaa
yarin yüzmeye gidicemmm, gitsemde gidemesemde sevinicemm
- 18 Mart 2009
- 8.660
- 3.741
seninle ayni gün tatile cikiyoruz demekki...
bende 17. sinde...
hic ümidim yok 5 kg gitmez bende, halen regl yok yok yokkkkkkk
- 18 Mart 2009
- 8.660
- 3.741
- 16 Nisan 2010
- 743
- 0
bence seline linki yollamakla iyi etmedim galiba k
kesin blogu okuyodur offf
kiz neler cekmis ya durun ekliyimde okuyun valla.. ne aci cok üzüldüm
Mezuniyetimden sonra harıl harıl iş arıyorum. Özgeçmişimi yolladığım bir firma arayıp asistanlık pozisyonu için mülakata çağırıyor. Gidiyorum. ılk görüşmenin ardından eve sepetliyorlar. Birkaç gün sonra ikinci görüşme için aranıyorum tekrar. Gene gidiyorum. Asistanı olacağım adamın yanına götürüyorlar. Bir de o mülakat yapacakmış. E yapsın bakalım diyorum. ıçeri giriyorum, oturuyorum. Üzerime sağanak yağmur gibi yağan yüzlerce soruyu güzelce cevaplıyorum. Sonra kendim bir şeyler ekliyorum “efendim, görsel sanatlarla aram çok iyidir, genel kültürüm geniştir, hayatını kitap okumaya vakfetmiş bir insanım, yabancı lisanım da çok iyidir, halkla ilişkiler ve yurtdışında temsil konusunda şirketinize bir artı olabileceğimi düşünüyorum” diyorum. “Evet, güzel, eğitimize, kültürünüze, görgünüze diyecek bir şeyim yok ama ben daha önce hiç kilolu biriyle çalışmadım” diyor bana müstakbel patronum. ınsan Kaynakları Müdürü de odada. Hem sinirden hem de mahcubiyetimden kızarıyorum. Görmeye alışmış olduğum magma tabakasına hızlı bir yolculuk yapıp, hemen geri dönüyorum. Nasıl yani? Şimdi bu adamın önüne koyduğum koskoca özgeçmişin özeti “ben daha önce hiç kilolu biriyle çalışmadım” mı? Kiloluyum, değilim. Bunun yapacağım işle uzaktan yakından nasıl bir alakası olabilir? Mesela şişko olduğum için ıngilizce konuşurken dilim mi sürçer ya da dosyaya takacağım kâğıtları zımbalamakta engel mi çıkarır bana göbeğim? Şimdi niteliği daha düşük ama beli daha ince biri bana nazaran daha mı tercih edilir yani? Burası neresi? Huston, huston! Hangi gezegendeyim ben? Öyle ya da böyle işe alıyorlar beni. Ben her gün aynı lafı işitiyorum. “Juno Hanım, ben daha önce hiç kilolu biriyle çalışmadım ama beni şaşırttınız, sizin sadece vücudunuz kilo almış, beyninizse kıpır kıpır” diyor bana patron. Bu ne şimdi? ıltifat mı hakaret mi anlayamıyorum. Dertli kalpler için Orhan Gencebay’dan geliyor sayın dinleyiciler; “Beni böyle sev seveceksen, olduğum gibi göreceksen.” Bir gün dayanamayıp soruyorum. “N’oldu küçükken sizi şişman biri mi korkuttu!” diyorum. Şişmanlar tembel olurmuş ona göre. O nedenle benim tembel olmamam, aksine gece gündüz iş kovalamam onu çok şaşırtıyormuş. Bu nasıl bir önyargıdır büyük Allah’ım. Üzülüyorum tabi. Kocaman bir gölge altında yaşadığımı bir kez daha anlıyorum. Aslında kim olduğum, ne düşündüğüm, ne hissettiğim üzerime yapışan yaftalardan görünmez hale geliyor. Yürüyen bir steryotipim. Tipitip bile benden daha çok kimlik sahibi artık.
kesin blogu okuyodur offf
kiz neler cekmis ya durun ekliyimde okuyun valla.. ne aci cok üzüldüm
Mezuniyetimden sonra harıl harıl iş arıyorum. Özgeçmişimi yolladığım bir firma arayıp asistanlık pozisyonu için mülakata çağırıyor. Gidiyorum. ılk görüşmenin ardından eve sepetliyorlar. Birkaç gün sonra ikinci görüşme için aranıyorum tekrar. Gene gidiyorum. Asistanı olacağım adamın yanına götürüyorlar. Bir de o mülakat yapacakmış. E yapsın bakalım diyorum. ıçeri giriyorum, oturuyorum. Üzerime sağanak yağmur gibi yağan yüzlerce soruyu güzelce cevaplıyorum. Sonra kendim bir şeyler ekliyorum “efendim, görsel sanatlarla aram çok iyidir, genel kültürüm geniştir, hayatını kitap okumaya vakfetmiş bir insanım, yabancı lisanım da çok iyidir, halkla ilişkiler ve yurtdışında temsil konusunda şirketinize bir artı olabileceğimi düşünüyorum” diyorum. “Evet, güzel, eğitimize, kültürünüze, görgünüze diyecek bir şeyim yok ama ben daha önce hiç kilolu biriyle çalışmadım” diyor bana müstakbel patronum. ınsan Kaynakları Müdürü de odada. Hem sinirden hem de mahcubiyetimden kızarıyorum. Görmeye alışmış olduğum magma tabakasına hızlı bir yolculuk yapıp, hemen geri dönüyorum. Nasıl yani? Şimdi bu adamın önüne koyduğum koskoca özgeçmişin özeti “ben daha önce hiç kilolu biriyle çalışmadım” mı? Kiloluyum, değilim. Bunun yapacağım işle uzaktan yakından nasıl bir alakası olabilir? Mesela şişko olduğum için ıngilizce konuşurken dilim mi sürçer ya da dosyaya takacağım kâğıtları zımbalamakta engel mi çıkarır bana göbeğim? Şimdi niteliği daha düşük ama beli daha ince biri bana nazaran daha mı tercih edilir yani? Burası neresi? Huston, huston! Hangi gezegendeyim ben? Öyle ya da böyle işe alıyorlar beni. Ben her gün aynı lafı işitiyorum. “Juno Hanım, ben daha önce hiç kilolu biriyle çalışmadım ama beni şaşırttınız, sizin sadece vücudunuz kilo almış, beyninizse kıpır kıpır” diyor bana patron. Bu ne şimdi? ıltifat mı hakaret mi anlayamıyorum. Dertli kalpler için Orhan Gencebay’dan geliyor sayın dinleyiciler; “Beni böyle sev seveceksen, olduğum gibi göreceksen.” Bir gün dayanamayıp soruyorum. “N’oldu küçükken sizi şişman biri mi korkuttu!” diyorum. Şişmanlar tembel olurmuş ona göre. O nedenle benim tembel olmamam, aksine gece gündüz iş kovalamam onu çok şaşırtıyormuş. Bu nasıl bir önyargıdır büyük Allah’ım. Üzülüyorum tabi. Kocaman bir gölge altında yaşadığımı bir kez daha anlıyorum. Aslında kim olduğum, ne düşündüğüm, ne hissettiğim üzerime yapışan yaftalardan görünmez hale geliyor. Yürüyen bir steryotipim. Tipitip bile benden daha çok kimlik sahibi artık.
- 4 Mayıs 2010
- 1.031
- 6
Tamam Suzancım, bu belirli bir dönem sonra etkisi görülen bi diyet ama sen bilirsin. Daha önce deneyip de memnun kaldığın şey beni de memnun eder, hedefimiz sadece kilo vermek çünkü. Yine de ara sıra gel, özleriz seni.
Yo, ben dalga olayını hemen hissederim, örneğin geçen gelen arkadaşta hala ısrar ediyorum, öylesine gelmemişti, sadece iyi yazma rolü yaptı sonrasında, zaten baştan hazırlamıştı ne yazacağını bizim vereceğimiz tepkilere göre. Altıncı hissim çok kuvvetlidir. Sende sadece haklı bir gurur var, biraz bende de var engel olamıyorum napim :) E o kadar şımarmayı da hakettiğini düşünüyorum, çünkü geçmişinde neler yaşadığını az çok tahmin ediyorum. Ben eskiden daha da şey gibi yiyordum, bu konuda beni geçebilecek yoktur aranızda, hatta size yine bir diyete başlamadan önceki son menümü yazayım hemen. Ertesi gün karar vermişim diyete başlayacağım, Ankara'nın en ünlü kebapçılarından birine gittim oturdum masaya, masayı kapladım. Garson beni görünce gülümsedi, bizi en çok lokanta sahipleri ve çalışanları sever çünkü. Hoşgeldiniz beş gittinizden sonra ben siparişi verdim. İlk önce koca bir tas ezogelin çorbası içtim, en sevdiğim çorbadır bu arada. Çorbayla birlikte koca bir çoban salata, nohutlu, yoğurtlu bir karışım, ezme ve iki küçük kıymalı patlıcan dolması getirdiler. Ve kocaman şişmiş, fırından yeni çıkmış sıcacık puf diye kabarmış yuvarlak ekmek var ya adını hatırlayamadım şimdi. Herneyse çorbayla hepsini bitirdim, bu arada önceden çorba biter bitmez yiyeyim diye karışık 1,5 porsiyon ızgara söylemiştim, hemen onu getirdi. Üzerinde iki küçük lahmacun, bütün ızgara çeşitlerinden birer porsiyon, tavuk şiş, kanat, adana köfte, acısız adana köfte (bunun da adını unuttum), kuzu şiş, kuzu pirzola, yanında bulgur pilavı, soğan, domates, biber, yeşillik. Bir puf ekmek daha istedim ki kafamdan büyük, onların hepsini de yedim, bu arada hiç unutmuyorum bir tane tavuk şiş kalmıştı, tıka basa doluyum ama onu da yedim ertesi gün rejime giricem diye. Aklım kalmasın diye :))) Bitirdim ama bu kez de canım tatlı çekiyo. Ne kadar da yesem tatlı yiyebilirdim o dönem, sanki midemin bir köşesinde tatlı için ayrılmış bir yer daha vardı, Künefe söyledim hemen porsiyon mu olsun yoksa küçük tepsileri var onların, ondan mı dedi. Tepsiyle dedim, onu da yedim :) Sonra bir çay söyledim kendime şekersiz.:))) İçtim ve kalktım. O gün hafızamdan hiç silinmez. Ertesi gün rejime başlamıştım evet ama yine bir ya da iki gün falan sürmüştür aklımdan silinmiş.
Burda ben şunu yedim bugün diyeti bozdum diyen kızların bu yazdıklarımı okumasını istiyorum. Aslında diyet diye birşey yok, biz sadece bunu hayat tarzı yapmaya çalışıyoruz. Sen Zara'cım bence bu senin hayat tarzın olmuş artık, seni canı gönülden tebrik ediyorum. Bana gelince ben artık lokantaya gittiğimizde tek bir çeşit et türünden birini seçip sadece bir ya da iki parçasını yiyince doyuyorum, önden çorba içemiyorum, salatayı didikliyorum sadece. Tatlı için midemde yer yok artık. Bunları istemediğim için yemiyorum, inan canım çekse hepsinden yiyicem ama istemiyorum. Eğer ben o günlerden bugünlere gelebildiysem, yemin ediyorum herkes istediği kiloya inebilir. O yüzden az sabır, az dirayet arkadaşlar diyorum.
İzlemcim, 5 kiloyu çok rahat verirsin ayın 17'sine kadar. Listelerin çok güzel gidiyor çünkü. Hızlandırılmış bölümde ilerliyorsun, kilo vermemen için hiçbir sorunun yok. Pazartesi verdiğin toplam kiloya göre daha doğru bir tahmin yapabilirim ama Hatun'u hatırla mesela bir ayda falan verdi 9 kiloyu. Bence verirsin diyorum hayatım.
ayy aylinnn daha gelmedimi ´reglin yaaa ...doktorda gitmedin demi hla ptesini bekliyosun,,.yoksa gününümü karistirdin kiz ??
- 4 Mayıs 2010
- 1.031
- 6
- 18 Mart 2009
- 8.660
- 3.741
hayir yaa karistirmiyorumm
hadi ayin sonunda 29. da felan geldi desem o da degill. yine gecikmis oluyorr
gelmedi istee
bi belirtide yokk
belim de agramiyor gögüslerim de acimiyor anlamadimm
- 18 Mart 2009
- 8.660
- 3.741
- 4 Mayıs 2010
- 1.031
- 6
- 18 Mart 2009
- 8.660
- 3.741
merak ettigim sadece bu siskinlikle kac kg fazla göstericek. cünkü herkles 2 kg kadar fark oluyor diyordu inanmzdim... ama 89 gösterdi yanii
