Ağladım vallah:-(
Nereden başlasam nasıl anlatsam bilmiyorum ama karanlıklardayım
Hayatımı inkar, görmezden gelme ve içine atma düsturuyla yaşıyorum ama çok yoruldum.
Üniversite yıllarından beri olup biten her şey –ki 16 yıllık bir zaman bu- kendini tekrar edip duruyor.
Örneğin insanlar, sadece ben onlara yardım edersem, işlerini halledip arka çıkarsam seviyorlar beni
Ailem de öyle onlar plan yapar ben uyarım, uymazsam huysuzlukla, geçimsizlikle suçlanırım
Sevgili olaylarına hiç girmeyeyim sadece 1 ilişkim oldu ve bir ömre yetecek kadar yıprattı beni hem maddi hem manevi hem bedeni, sonrakilerde de dikiş tutturamadım zaten. Bekar olmama rağmen farklı taleplerle geldi hepsi.
Akrabalarım mesela, teyze, dayı, amca ya da hala fark etmeksizin hep laf sokuştuma çabasındalar hala hatta yengeler bile. Anneme, anneanneme canı sıkıldıkça bana beddua eden yengem var mesela. Erkek arkadaşım bile olmamasına rağmen “abimi rezil etmeden evlen koca delisi” diyen halam. Ünv. Mezun olup çabuk iş bulamayınca “git terzilik filan öğren de eve para getir” diyen bir başka halam. Aldığım arabayla kaza yapınca –ki araba hurdaya çıktı- katıla katıla gülen amcam var benim. evde kaldın diye dalga geçip bunu facebook üzerinden dillendiren amcalarım var benim.
Kızının yaptığı çöreği sevip ikinciyi almaya uzandığımda önümden tabağı çeken bir teyzem, evlerinde misafirken evine görücü gelince kızının kısmetini kapatmamdan endişe edip beni mutfağa tıkan bir başka teyzem.
Kuzenlerim mesela, ben üniversiteyi kazandım diye kitaplarımı parçalayan, kazandığım bölüm hakkında arkamdan ve yüzüme “ıyyyyy iğrenç” diyen kuzenlerim. Kocam seni hiç sevmiyor o çok küstah onunla muhatap olma diyen bir kuzenim var ki eşini sadece bayramda görürüm hoş geldin abi güle güle abiden öteye ya da hal hatır sormaktan başka bir şey yapmamışımdır O’na.
İşsiz olduğum zamanlarda üç beş mal satıp (ki bilidik avon ürünleri) kazandığım parayı yiyen kuzenlerim de var. İşe girince hoş geldin demeyen, cici giyindim diye sevinince “böğğğk çok zevksizsin” cümlesini yüzüme karşı kullamaktan çekinmeyen kuzenlerim.
Gözlerinin önünde dayak yesem sus diyen annem ve babam var. Benim evlatlarıma bacılık yapacaksın mecbursun diye beni onlara gelinlere ve yeğenlere parça parça sunan bir baba, gelinler beni dilleriyle dövse boş boş bakan bir anne. Kötü insanlar değiller severler beni biliyorum ama eziyet ettiklerinin farkında değiller. Konuşmaya kalksam da konuşulmuyor zaten. 17 yaşımdan beri ağabeylerim için uğraşıyorum (nişanları, düğünleri, eşlerinin hamilelikleri, ev temizlikleri, yeğenlerin büyütülmesi) ve bunları bir kardeş veya görümce olarak değil anneleri gibi yapıyorum çünkü annem ben beceremem deyip kenara çıkıyor ve enteresandır zerre sevmezler beni. Hep kahkahalarla geç kaldığımdan, yakında menapoza gireceğimden, bu saatten sonra doğuracağım çocuktan bir hayr gelmeyeceğini söylerler. Kardeşler deseniz hiç girmiyorum o konuya. İyilikleri kendilerinedir.
Tüm bu olumsuzluklar altında sarıldığım eski sevgilim. Desteğim yoldaşım olur dediğim beni yalan dolanla kandırmış bir sevgili. İlişki bittiğinde maddi olarak batmış, bedenen yıpranmış kaşı, saçı, kirpiği dökülmüş ben. 2,5 yıllık depresyon ve sonrasında işe girmemle bir nebze sıyrılma hali ama %100 değil.
Sonrasında hayatıma girip çıkanlar evlilik bana göre değil ama uçalım mı seninle diye soranlar, maaş kartını verecek misin evlenince diyenler ya da karşıma çıkıp sevgililerinin onları nasıl aldattığını anlatan erkek müsveddeleri.
Son olarak, bizi çarşıya götür, pazardan al diye benimle arkadaşlık kuranlar yani sevgili dostlarım. Benim omzumda ağlayan ama kahkaha atmak için başkalarına gidenler. Elimi uzattığım her şeyi benden önce kapanlar. Kıyafetimden saçıma kadar tüm fiziksel görüntü ve yapımı kahkahalarla eleştirenler ve hatırlamak dahi istemediğim neler neler…
Şimdi 34 yaşındayım ve yaşamak için en ufak bir sebebim yok. Bazen düşünüyorum ölüm parayla olsa keşke diye almaz mıyım hiç.
Hanımlar ben artık dayanamıyorum.
Çok üzüldüm, çok sinirlendim. Nasıl bir vicdansızlıktır bu? Rabb'im size sabır versin. Sizi iyi insanlarla karşılaştırsın. Insanlardan uzak olmak gerçekten iyi. Uzaklaşmaya çalışın canınızı sıkan insanlardan. Onların saçmalıklarını umursamadığınızıı gösterin.
Yuh be bu ne böyle? Ben de sandim ki 50 yasinda falansiniz heralde..
Maasiniz var, yaşınız da akil yaşı e o zaman neden kendinizi insanlara kullandirtiyorsunuz ki? Yazik degil mi? Ben sizin yerinizde olsaydim ceker giderdim. Kimseye de bi sey demezdim. Muhakkak kendinize göre birini bulabilirsiniz. Bulun ve evlenin. Illa onun sizi bulmasi gerekmez ki. Eger sevdiğiniz evleneceksem böyle bir erkekle evlenirim diyebileceginiz biri olursa ona evlenme teklifini siz edebilirsiniz. Ayrica her sey de evlenmek degil ki. Yani ben Doğulu olmama ragmen bizde hic öyle yasa falan takilmazlar.
Böyle insanlari cekmek zorunda degilsiniz haberiniz olsun... size yazik yahu
..
O dengesiz arkadaştan kurtul! Terbiyesizmiş. Çok sinirleniyorum dilleriyle insanları yaralayan mahlukatlardan.bazen dert yanıyorum anneme "ama annecim biz napalım ki" diyor kalıyorum.
evlenmek deseniz erkeklerin durumu belli küçük bir yerde yaşıyorum zaten düzenini kuran kurmuş çoktan
geçenlerde bir arkadaş bu saatten sonra bekar adam almaz seni kel kör fodul ayırtedecek lüksün yok artık dedi. acaba gerçekten öyle miyim diye düşündüm günlerce.
bazen dert yanıyorum anneme "ama annecim biz napalım ki" diyor kalıyorum.
evlenmek deseniz erkeklerin durumu belli küçük bir yerde yaşıyorum zaten düzenini kuran kurmuş çoktan
geçenlerde bir arkadaş bu saatten sonra bekar adam almaz seni kel kör fodul ayırtedecek lüksün yok artık dedi. acaba gerçekten öyle miyim diye düşündüm günlerce.
Bu tur sikintilar ciddi boyuta varabilir.
Allah korusun sagliginizdan olursaniz kim bakacak o zaman size.
Kendinizi dusunmek zorundasiniz, biraz bencil olun boyle hayat yasanmaz.
Isterse silsin beni millet basimi alip giderdim, beni dusunmeyeni benmi dusunecegim.
O dengesiz arkadaştan kurtul! Terbiyesizmiş. Çok sinirleniyorum dilleriyle insanları yaralayan mahlukatlardan.
Dün aile ile ilgili bir şeyler yazmıştım. Doğu toplumu olarak aileye gereğinden fazla yücelik, kutsiyet atfediyoruz. Bu da özellikle biz kadınların bireyselleşmesinin önünde engel. Misal kendinize ait bir hayat kurmak istiyoruz dediğiniz gibi , aile hemen vicdan azabı kartını oynuyor üstünüzde, "emek verdik sana" diye.
Hepimiz bunun farkındayız, fakat sanırım değiştiremiyoruz "ailenin yüceliğinden "vs. dolayı.
Sizin için çözüm bulamam belki, ama biraz daha güçlü durmaya çalışın. Yani anladığım kadarıyla aileniz, akrabalarınız tarafından bayağı sömürülüyorsunuz. Bu sizin kişiliğinizle de alakalı bence. Biraz daha sivrilin, saçma sapan işlerine yarayacak şekilde düzenledikleri "saygı" kavramını size koz olarak kullanmalarına izin vermeyin.
Birey olduğunuzu hatırlayın, onlara hatırlatın. Biriinin kızı, birilerinin yeğeni, birilerinin kuzeni, birilerinin görümcesi olarak değil kendinizi "birey" olarak tanımlayın.
Anladığım kadarıyla çalışıyorsunuz da , para kazandığınız bir emeğiniz var. Bir şekilde kimsenin ne dediğini umursamadan ailenizden uzak bir şehre ginidin, 34 yaşınızdasınız bırakın kimin ne diyeceğini.
Böyle başkalarının baskıısı altında yaşadıkça, kalan ömrünüzü yine sömürülerek geçireceksiniz. "Aile" kavramına o kadar önem atfetmeyin, kurtarın kendinizi.
Ya sizi kirmak istemiyorum ama bi sey soracagim. Sizin bi kusurunuz falan mi var? Hayir yani bu ne boyle? Ne demek bekar adam almaz kör bilmem ne.. ya dalga mi geçiyorlar bunlar? Siz niye agizlarinin payini vermiyorsunuz? Seni almislarsa beni hayli hayli alirlar neden demiyorsunuz? Neden evlilik hayatinizin en bas kosesinde?
Benim ablamin da yaşı büyük ben dalga geçiyorum onunla ama bizim aramizda espiri hayatta başkasının yaninda kirmam. Hatta diyorum ki seni proflar alacak ki kendisi akademik kariyer yapiyor. Ya sizin durumunuza cok üzüldüm ve cok sinirlerim bozuldu. Evlilik sitelerini deneseniz diyecegim ama onlara da guven olmaz ki..
Sizin bir an önce o insanlardan uzaklasmaniz lazim..
k.b ama onları sktr et gir bir işe al maaşını onlardan uzak biryere taşın cekilirmi boyle aile be kendini de ezdirme ben eskiden bana birsey diyenlere susardim tepeme binerlerdi ama simdi kim ufak birsey dese ben cevabini yapıştryorm artik.
canım yazını okurken sanki kendimi buldumNereden başlasam nasıl anlatsam bilmiyorum ama karanlıklardayım
Hayatımı inkar, görmezden gelme ve içine atma düsturuyla yaşıyorum ama çok yoruldum.
Üniversite yıllarından beri olup biten her şey –ki 16 yıllık bir zaman bu- kendini tekrar edip duruyor.
Örneğin insanlar, sadece ben onlara yardım edersem, işlerini halledip arka çıkarsam seviyorlar beni
Ailem de öyle onlar plan yapar ben uyarım, uymazsam huysuzlukla, geçimsizlikle suçlanırım
Sevgili olaylarına hiç girmeyeyim sadece 1 ilişkim oldu ve bir ömre yetecek kadar yıprattı beni hem maddi hem manevi hem bedeni, sonrakilerde de dikiş tutturamadım zaten. Bekar olmama rağmen farklı taleplerle geldi hepsi.
Akrabalarım mesela, teyze, dayı, amca ya da hala fark etmeksizin hep laf sokuştuma çabasındalar hala hatta yengeler bile. Anneme, anneanneme canı sıkıldıkça bana beddua eden yengem var mesela. Erkek arkadaşım bile olmamasına rağmen “abimi rezil etmeden evlen koca delisi” diyen halam. Ünv. Mezun olup çabuk iş bulamayınca “git terzilik filan öğren de eve para getir” diyen bir başka halam. Aldığım arabayla kaza yapınca –ki araba hurdaya çıktı- katıla katıla gülen amcam var benim. evde kaldın diye dalga geçip bunu facebook üzerinden dillendiren amcalarım var benim.
Kızının yaptığı çöreği sevip ikinciyi almaya uzandığımda önümden tabağı çeken bir teyzem, evlerinde misafirken evine görücü gelince kızının kısmetini kapatmamdan endişe edip beni mutfağa tıkan bir başka teyzem.
Kuzenlerim mesela, ben üniversiteyi kazandım diye kitaplarımı parçalayan, kazandığım bölüm hakkında arkamdan ve yüzüme “ıyyyyy iğrenç” diyen kuzenlerim. Kocam seni hiç sevmiyor o çok küstah onunla muhatap olma diyen bir kuzenim var ki eşini sadece bayramda görürüm hoş geldin abi güle güle abiden öteye ya da hal hatır sormaktan başka bir şey yapmamışımdır O’na.
İşsiz olduğum zamanlarda üç beş mal satıp (ki bilidik avon ürünleri) kazandığım parayı yiyen kuzenlerim de var. İşe girince hoş geldin demeyen, cici giyindim diye sevinince “böğğğk çok zevksizsin” cümlesini yüzüme karşı kullamaktan çekinmeyen kuzenlerim.
Gözlerinin önünde dayak yesem sus diyen annem ve babam var. Benim evlatlarıma bacılık yapacaksın mecbursun diye beni onlara gelinlere ve yeğenlere parça parça sunan bir baba, gelinler beni dilleriyle dövse boş boş bakan bir anne. Kötü insanlar değiller severler beni biliyorum ama eziyet ettiklerinin farkında değiller. Konuşmaya kalksam da konuşulmuyor zaten. 17 yaşımdan beri ağabeylerim için uğraşıyorum (nişanları, düğünleri, eşlerinin hamilelikleri, ev temizlikleri, yeğenlerin büyütülmesi) ve bunları bir kardeş veya görümce olarak değil anneleri gibi yapıyorum çünkü annem ben beceremem deyip kenara çıkıyor ve enteresandır zerre sevmezler beni. Hep kahkahalarla geç kaldığımdan, yakında menapoza gireceğimden, bu saatten sonra doğuracağım çocuktan bir hayr gelmeyeceğini söylerler. Kardeşler deseniz hiç girmiyorum o konuya. İyilikleri kendilerinedir.
Tüm bu olumsuzluklar altında sarıldığım eski sevgilim. Desteğim yoldaşım olur dediğim beni yalan dolanla kandırmış bir sevgili. İlişki bittiğinde maddi olarak batmış, bedenen yıpranmış kaşı, saçı, kirpiği dökülmüş ben. 2,5 yıllık depresyon ve sonrasında işe girmemle bir nebze sıyrılma hali ama %100 değil.
Sonrasında hayatıma girip çıkanlar evlilik bana göre değil ama uçalım mı seninle diye soranlar, maaş kartını verecek misin evlenince diyenler ya da karşıma çıkıp sevgililerinin onları nasıl aldattığını anlatan erkek müsveddeleri.
Son olarak, bizi çarşıya götür, pazardan al diye benimle arkadaşlık kuranlar yani sevgili dostlarım. Benim omzumda ağlayan ama kahkaha atmak için başkalarına gidenler. Elimi uzattığım her şeyi benden önce kapanlar. Kıyafetimden saçıma kadar tüm fiziksel görüntü ve yapımı kahkahalarla eleştirenler ve hatırlamak dahi istemediğim neler neler…
Şimdi 34 yaşındayım ve yaşamak için en ufak bir sebebim yok. Bazen düşünüyorum ölüm parayla olsa keşke diye almaz mıyım hiç.
Hanımlar ben artık dayanamıyorum.
Madem ölümü bile düşünmeye başlamışsın...Ölmen mi daha iyi yoksa evden ayrılman mı ?
Bu girdaptan kurtulmanın tek yolu,evden hatta şehirden ayrılman gibi görünüyor.
Ailen,gitmemen için manevi baskı yapabilir ama evlenseydin davul zurnayla göndereceklerdi seni.
Yalnız bırakamam diye düşünme zaten sonuçta tek çocuk da değilsin,yalnız kalmazlar.
Çok afedersin ama bilinen tabirdir,eşek olunca semer vuran çok olur.
Sen ortalıkta joker gibi her işe koşarken herkes seni seve seve kullanır.Değerini de bilmezler.
Uzakta olursan daha bile kıymetli olursun.34 yaş,yeni bir hayata başlamak için gayet güzel bir dönem.
Daha fazla zaman kaybetmeden kendi yolunu çizmeni tavsiye ederim.
canım yazını okurken sanki kendimi buldumben 29 yaşımdayım. şuan hayatımda bana destek olan kimsem yok malesef. hatta içler acısı 2 gün önce başıma kötü bir olay geldi. işe giderken taciz edildim.hemde evimin çok yakınında.kardeşlerimle konuşmuyorum akşam iş çıkışı eve giderken korktum beni alması için erkek kardeşimi arasam mı aramasam mı tereddüt ettim. nasıl bir haldeyim anla yani. sık sık bu dünyaya ait olmadığımı düşünüyorum artık bende ama mecbur yaşamak zorundayız bu hayatı.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?