Sağlıklı evliliğin şifresi çözüldü
Mutlu hayatın anahtarı evlilikten geçer. Ancak evlilik bazı problemler dolayısıyla zaman zaman çekilmez hale gelebiliyor, uzun süren krizler nedeniyle mutluluk bir hayal olabiliyor.
Ancak sağlıklı evliliklerde gerilim problem üzerinde yoğunlaşıyor ve kişiliklerin çarpışmadığı bu tatsızlıklarda tartışmalar gerilime neden olan konu çerçevesinde kalıyor. Uzmanlar bir klişe gibi görünse de sağlıklı bir iletişimin eşler arasındaki yegane çözüm yolu olduğunda ısrar ediyorlar. Sağlıklı iletişim demek tartışma yaşanmayan bir iletişim demek değil.
‘Biz hiç problem yaşamıyoruz’ diyen çift yok denecek kadar az. Her konuda aynı düşünemeyebilen çiftler, her durumda aynı istek ve ihtiyacı da hissetmeyebiliyor. ‘Hiç problem yaşamıyoruz’ diyen evli çiftler ya problemlerini çatışmaya dönüştürmeden çözmeyi öğrenmiş oluyorlar ya da tartışmaktan kaçınarak problemlerinin üstünü örtüyorlar. Tartışmanın da bir problem çözme şekli olduğunu hatırlatan psikologlar, bu noktadaki en hassas çizginin tartışma ile kavgayı birbirine karıştırmamak olduğunu vurguluyor.
Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi’nden Uzman Psikolog Çiğdem Demirsoy, eşler arasında kavgaların problemi çözmek yerine daha da büyüteceğini ifade ediyor. Sorunları tartışmanın ise karşılıklı olarak duygu ve fikirlerin birbirine iletilmesi olduğunu dile getiren Demirsoy, bu tartışmaların eşlerin yaşadıkları ortak problem üzerinde çözümler üretmelerine ve uzlaşacakları noktayı bulmalarına fırsat sağladığını kaydediyor.
Kavgada ise karşılıklı bir güç savaşı, haklı çıkma veya dediğini yaptırma uğraşı bulunduğunu anlatan Demirsoy, şöyle devam ediyor: “Kavgada taraflar birbirini anlamaya çalışmadığı için kendini anlatma çabasıyla giderek gerilim artar. Kızgınlık yükselir ve artan gerilimle birlikte iletişim yanlışları ilişkiye hakim olur. Kendilerini kabul ettirme çabasıyla birbirlerine çeşitli yöntemlerle güç ve baskı uygularlar. Bu baskılar bazen fiziksel güç göstermeye varabilir ama çoğunlukla da birbirlerinin kişiliğini, benliğini yaralamaya yönelik incitici söz ve hakaretlerdir.”
Kendisine saldırıldığını, baskı ve güç uygulandığını gören bir kişinin ya savaşacağını ya da kaçacağını söyleyen Demirsoy, her iki tutumun da evlilik ilişkisine zarar vereceğine dikkat çekiyor: “Savaşma tercih edildiğinde sertlik sertliği doğurarak gerilim yükselecek ve zamanla sevgi ve saygıyı zedeleyen kavgalar ilişkide yer alacaktır. Kaçma tutumuna gidildiğinde de ilişkiden uzaklaşma olacaktır.”
Böyle bir sonuca ulaşmamak için her iki tarafa da çatışmayı çözme ve ilişkiyi olumluya döndürme sorumluluğu düştüğünü dile getiren Demirsoy, “Karşı taraf hatalı da olsa, hakaretle de yaklaşsa onunla savaşmamak veya boşanma tehdidinde bulunmamak gerekir. Eşlerin her ikisi de kendisini problem çözme ve iletişim becerileri konusunda geliştirirse istenmeyen durumlar yaşanmaz. Kişinin duygularını tanıma ve uygun bir şekilde ifade edebilmeyi ve karşısındakini de anlamaya yönelik olarak dinleyebilmeyi öğrenmesi gerekir.” diye uyarıyor.
Demirsoy’a göre, sağlıklı iletişim kurulursa eşler yaşadıkları problemleri uygun şekilde tartışabilir ve kriz durumlarından ilişkileri için kazanımlarla çıkabilirler.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Alper Evrensel, evlilikte diyaloğu en çok zehirleyen durumun iletişimin bir güç savaşına dönüştürülmesi olduğuna işaret ediyor. Bu noktada eşlerin amacının artık sorunu çözmek değil, galip gelmeye çalışmak olduğunu dile getiren Evrensel, değerlendirmesini şöyle sürdürüyor: “Güç savaşının egemen olduğu bir iletişimde aradaki sorun daha da büyür, ihtilâf daha da derinleşir. Tartışmanın boyutu giderek büyür. Savaştan zaferle ayrılma arzusu, istenmeyen söz ve davranışları da beraberinde getirir. Sakin kafayla düşünüldüğünde ‘keşke olmasaydı’ denen durumlar ortaya çıkar.”
Güç savaşının bir kolunun ise ‘boşanma ile tehdit etme’ olduğunu bildiren Evrensel, “Bu kadar önemli bir kararın böylesi bir kriz anında verilmemesi gerektiği açıktır. Her krizde olduğu gibi böyle durumlarda da verilen kararların hatalı olma olasılığı çok yüksektir. Sonradan pişman olunacak söz ve davranışlar ise evlilik sürecini tahrip etmekte, eşlerin birbirine ve evliliğe duyduğu güveni zedelemektedir.” diyor.
Kaynak:Hürriyet