Kadının kadına yaptığı şiddet

oversensitive

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
29 Eylül 2017
58
59
3
Sevgili hanımlar ben sizinle bir konuda tartışmak, fikirlerinizi öğrenmek istiyorum. Hem burada okuduklarım hem toplumda gördüklerim beni sürekli bu soruyu sormaya itiyor.
“Biz kadınlar olarak bu kadar haksızlık, eşitsizlik, sıkıntı stres yaşarken neden erkeklerin uyguladığı psikolojik şiddetten daha fazlasını birbirimize uyguluyoruz?”

Zaten ataerkil bir düzendeyiz. Medya her şeyde kadını yerden yere vuruyor. Sürekli bir kalıplara sokulma, kadının her şeyine karışma havası hakim. Buna rağmen Kadınların kadınları eleştirmesine, yargılamasına o kadar üzülüyorum ki. Biz birbirimize bu kadar acımasız davranırsak diğer herkes de zanneder ki kadınlara böyle davranmak normal. Kendini %100 seven kabul eden Mutlu Bir kadın tanıyor musunuz hiç? Hep bir yetersizlik ve baskı hissi... Neden yapıyoruz bunu? Ne istiyoruz birbirimizden? Hadi erkeklerin beyni bizimkinden farklı çalışıyor, olaylara aynı şekilde bakamıyoruz ona bir şey demiyorum. Burada bile sorulan soruya kız kardeşler gibi, bir anne, bir arkadaş gibi kadın şefkati ile cevap veremiyoruz? Sıkıntı yaşayana bir de biz tekme atıyoruz?

Ben erkeklerle yaşadığımız dertlerin çoğunun buradan başladığını düşünüyorum. Çünkü anne olarak bizde başlıyor. Neden kadın kadına duygusal şiddet uygular? Neden birbirimizi en kötü biz yargılıyoruz? Fikirleriniz nelerdir?

Teşekkürler şimdiden. Dolmuşum biraz :)
 
Çünkü nedeni şu.
Biz kadınlar o kadar baskı altına alındık ki.
En okumuşumuzdan en cahilimize kadar.
Dünyaya o kadar dar bir gözle bakmaya alışmışız ki...
Etrafımız, gidecek yerimiz, gözleyebileceğimiz tek şey akrabalarımız, eşlerimiz, dostlarımız, mahallemiz, iş yerindekiler vs.
Oysa erkekler o kadar özgür ki. Gidecek, keşfedecek, görecek o kadar imkanları var ki.
Hayatlarında kimse onlara
sen erkeksin bunu giyme,
sen erkeksin dışarı çıkma,
erkekler anlamaz, bilmez,
sen erkeksin kimse sana bakamaz, namusumuzu temsil ediyorsun,
erkekler bu saatte dışarda dolaşmaz,
erkek okumaz, kalabalıkta gülemez,
erkek başını yerden kaldırmaz,
erkeğin görevi çocuk doğurmak, bakmak demedi ki.

Onlara her şey serbestken bizim tek işimiz dünyaya baktığımız dar çerçeveden gördüğümüz kadınları sırf bizim gibi olmadıkları için yerden yere vurmak oldu.
Bizden daha iyi bir hayatı varsa bu yüzden kıskandık, güzelse kıskandık, yarışa soktuk.
Üst düzey bir yönetici olmuşsak o düzeye gelene kadar çektiğimiz tüm çileleri başkasından çıkardık.
Üstümüzde tonlarca ağırlıkla var olmaya çalışıyoruz.

O yüzden kadınlar lütfen kız çocuklarınızı prenses, erkek çocuklarınızı ağa gibi yetiştirmeyin.
Üzgünüm ama kimse ne prenses, ne paşa ne de ağa.
Kızları güçlü kadınlar olarak yetiştirin.
Okuyun, okutun, kocaya teşvik etmeyin.
Erkekleri de bir beyefendi gibi merhametli, kibar ve kadının insani haklarına saygılı yetiştirin.
Erkeksin yapar, kızsın yapamazsın demeden eşit yetiştirin.

Çünkü nesiller bizlerin elinde.
 
Kadın kadına en büyük kötülüğü her aldatılma, şiddet, psikolojik şiddet gibi konuda “erkekleri haklı bulup, çek, biraz kendine düzen ver, seksi çamaşır giy vs.” diye öğüt vererek yapıyor bence.
Tek çabalayanın kadın olmasını söylemek bu yönde tavsiye vermek belki sizin hoşunuza gider ama ben bu zihniyete sinir oluyorum. Böyle cevap verenler olumlu karşılanıyor ama aslında en büyük kötülüğü onlar yapıyor. Çünkü erkek ne yaparsa yapsın sen çekeceksin ey yüce kadın! Diyorlar.
Yücelik nedense hep kadında maşallah! Cefakar çileli kadınımız da “dik dur, sen kendine güven, yapabilirsin, bu eziyetleri çekme” diyene bileniyor da “sabret, çamaşır giy, güzel sofra hazırla “ diyene “kadın dostu” diyor!
Ben de bundan şikayetçiyim.
Sabredilecek şey vardır, sabredilemeyecek şey vardır!
 
ben kendimi %100 seviyorum ve kabul ediyorum
kimseden de baski gormuyorum cunku izin vermiyorum
eger sorununuz elestiriyse bu konuda erkeklerden daha acimasiz olabilirim cunku hemcinslerimin kendilerine layik gordukleri hayati kabul edemiyorum , kendilerini ezdirmelerine dayanamiyorum
bence konuya girisiniz mantiksiz olmus , biz birbirimizi acimasizca elestirelim ki birseyleri degistirelim
burda bile acilan konularda acimasizca yuzune vurmayinca pek cok kadin anlamiyor bile cozum yolunu yada yaptigi yanlisi
 
Herkes ezebildiğine yapar baskıyı.Burada derdini anlatan kişi kendini yeterince ifade edemiyorsa ya da “küfredin bana hakaret edin haklısınız ne deseniz” derse gelen vurur giden vurur..
Yanlış da yapsa kimsenin buraya aşağılanmak için konu açtığını sanmıyorum ama kadın olarak hemcinslerimizin stresleri üzerinden stres atmak gibi alışkanlıklarımız var malesef...
 
Ya öyle saçma şeyleri sorun ediyor ki bazıları.
Yaşına başına yaşadığın yıla yazık diye geçiyor içimden.
Derdi var diye yaptığı saçmalıkları yüzüne vurmamak ne kadar dürüst olur hem?
İnsana bazen soğuk duş gerekir ki ayıksın gerçeklere.

Sadece burası için değil gerçi ama her yerden her sınıftan insan var, kimbilir bunu söyleyenin annesi babası var mıydı, nasıl koşullarda büyümüştü. Mesela ben kendim büyük şehirde güzel imkanlarla büyüdüm yine de yıllarca çok bariz komik hatalar yaptım. Sanki yüze vurulma olarak değil şefkat lazım. Çok az bulunuyor. Biz kadınız kalbimiz daha kolay yumuşuyor keşke bunu açığa çıkarsak biraz.
 
Evet feminist olalım ama haksıza da haksızsın diyelim arkadaşım.
Bunu anlatmanın kibar yolları var haklısın ama cidden bazı hemcinslerim kendini o kadar çok hor görüyor ki, yaptığım yorumda kendisine gösterdiği saygıyla doğru orantılı oluyor ister istemez...

Ah işte haksıza haksız diyelim ama onu söyleme şeklimiz empatik olsun diyorum ben de. Pek çok kadın (erkekler de hatta) kendimize saygı göstermenin ne olduğunu bilmiyor bile. Hiç görmemiş ki, etrafında gözlemlememiş. Kendimi hep annemle kıyaslarım bu konuda. benim yaşımdayken çalışmayan babam ne derse yapan çocukluğunu köyde geçirmiş bir kadıncağızmış. Daha sonra çevresini genişlettikçe gördü anladı pek çok şeyi. Daha da önemlisi çevresinde gördüğü daha bilinçli kadınlar hor görmedi yardım edip, şefkat gösterdi ona. Haksız olduğu konuda tatlı tatlı yardımcı oldular. Aynı şekilde ben de sevgiyle yaklaşılınca abla tavsiyesi gibi alınca asıl mesajı gören bir insanım. Bu yüzden merak ediyorum zaten niye böyle her şey?
 
Sadece burası için değil gerçi ama her yerden her sınıftan insan var, kimbilir bunu söyleyenin annesi babası var mıydı, nasıl koşullarda büyümüştü. Mesela ben kendim büyük şehirde güzel imkanlarla büyüdüm yine de yıllarca çok bariz komik hatalar yaptım. Sanki yüze vurulma olarak değil şefkat lazım. Çok az bulunuyor. Biz kadınız kalbimiz daha kolay yumuşuyor keşke bunu açığa çıkarsak biraz.
Kendi hayatımdan örneklemek istiyorum.
Bir arkadaşım ne zaman şefkat istese tekrar ettiği hataları yüzündendi.Çok da uyarılmıştı.
Bu insan kendini sevmiyorsa ben niye pohpohlayayım ki.
Kalbim hatayı tekrar etmeyene hep yumuşak.
Bir de kabak gibi sonucu belli olan şeylerde yapılan hatalar var.
Atıyorum adam sormuyor ortadan kayboluyor,tekrar çıkınca nasıl taktik uygulasam falan diyenler,
Kaynanayla aynı binaya eve taşınıp sonra şikayetlenenler
Ergenlikten yeni çıkıp acelesi varmış gibi evlenip sonra eziklenenler
Bunlar çarşaf çarşaf tvlerde bile programları yapılan konular.Sonucu baştan belli.
İlk dayakta evi terketmeyip,üstüne affedip tekrar çocuk yapıp kucağında bebekle dayak yiyenler,
E bu insan kendini seçilmiş kişi sanıp karşıdakini değiştireceğine emin olmuş ,hangi akla hizmet?
Burada zibilyon kere aynı yorumu duyup ,öneriler alıp hala aynı dert konusunu açanlar.
Ne diyelim,olur geçer aman da pıtış mı,
Tekrar etsin aynı hataları diye mi?
Hayat hiç de şefkatli değil ,bana hiç olmadı,hala olmuyor.
Milletin sevgilim başka kızı takip ediyor diye ağlaması da tırt yani.
Daha da 25 sayfa yazarım.
Sonuç evet şefkat gösteremiyorum haksıza haksızsın demek zorundayım.
 
Çünkü nedeni şu.
Biz kadınlar o kadar baskı altına alındık ki.
En okumuşumuzdan en cahilimize kadar.
Dünyaya o kadar dar bir gözle bakmaya alışmışız ki...
Etrafımız, gidecek yerimiz, gözleyebileceğimiz tek şey akrabalarımız, eşlerimiz, dostlarımız, mahallemiz, iş yerindekiler vs.
Oysa erkekler o kadar özgür ki. Gidecek, keşfedecek, görecek o kadar imkanları var ki.
Hayatlarında kimse onlara
sen erkeksin bunu giyme,
sen erkeksin dışarı çıkma,
erkekler anlamaz, bilmez,
sen erkeksin kimse sana bakamaz, namusumuzu temsil ediyorsun,
erkekler bu saatte dışarda dolaşmaz,
erkek okumaz, kalabalıkta gülemez,
erkek başını yerden kaldırmaz,
erkeğin görevi çocuk doğurmak, bakmak demedi ki.

Onlara her şey serbestken bizim tek işimiz dünyaya baktığımız dar çerçeveden gördüğümüz kadınları sırf bizim gibi olmadıkları için yerden yere vurmak oldu.
Bizden daha iyi bir hayatı varsa bu yüzden kıskandık, güzelse kıskandık, yarışa soktuk.
Üst düzey bir yönetici olmuşsak o düzeye gelene kadar çektiğimiz tüm çileleri başkasından çıkardık.
Üstümüzde tonlarca ağırlıkla var olmaya çalışıyoruz.

O yüzden kadınlar lütfen kız çocuklarınızı prenses, erkek çocuklarınızı ağa gibi yetiştirmeyin.
Üzgünüm ama kimse ne prenses, ne paşa ne de ağa.
Kızları güçlü kadınlar olarak yetiştirin.
Okuyun, okutun, kocaya teşvik etmeyin.
Erkekleri de bir beyefendi gibi merhametli, kibar ve kadının insani haklarına saygılı yetiştirin.
Erkeksin yapar, kızsın yapamazsın demeden eşit yetiştirin.

Çünkü nesiller bizlerin elinde.

çok güzel yazmışsın teşekkür ederim. hem çocuklarımızı eşit yetiştirelim hem birbirimizden iyiyi öğrenelim. Her şey bizim elimizde :)
 
Kadın kadına en büyük kötülüğü her aldatılma, şiddet, psikolojik şiddet gibi konuda “erkekleri haklı bulup, çek, biraz kendine düzen ver, seksi çamaşır giy vs.” diye öğüt vererek yapıyor bence.
Tek çabalayanın kadın olmasını söylemek bu yönde tavsiye vermek belki sizin hoşunuza gider ama ben bu zihniyete sinir oluyorum. Böyle cevap verenler olumlu karşılanıyor ama aslında en büyük kötülüğü onlar yapıyor. Çünkü erkek ne yaparsa yapsın sen çekeceksin ey yüce kadın! Diyorlar.
Yücelik nedense hep kadında maşallah! Cefakar çileli kadınımız da “dik dur, sen kendine güven, yapabilirsin, bu eziyetleri çekme” diyene bileniyor da “sabret, çamaşır giy, güzel sofra hazırla “ diyene “kadın dostu” diyor!
Ben de bundan şikayetçiyim.
Sabredilecek şey vardır, sabredilemeyecek şey vardır!

Dişiliği hangimizin eteği daha kısa, hangimizin makyajı daha alımlı olarak ve erkekleri de ödül olarak görürsek zaten kendi topuğumuza sıkarız. Ben de o zihniyete katılmıyorum, kadınlığın daha derin anlamı olduğuna inanıyorum ve erkekliğin de. Psikolojik şiddet konularında içte değişmesi gereken şeyler var, kesinlikle dışta değil. Hele sabır hiç cevap değil.
 
Bence hersey Çocuklukta bitiyor.
Bir insanın karakterini anlamak için nasıl bir çocukluk geçirdiği önemli. .

Bir kitap okuyorum suan "Cocugunuza sürekli yapma elleme kırma alma "derseniz, buyudugunde özgüveni eksik bir yetiskinle karsilasirsiniz. . Yazıyor kitapta.
 
Nickinin hakkini veriyorsun. :KK53:

Benim de gordugum insanlarin kendilerine yapildigi icin elestirdiklerinin 10 katini karsi tarafa yapiyorlar. Kendisinin farkinda olmamak bu demek. :silah:

Çok haklısın. Bana söylendiğinde kalbim kırılmıştı başkası üzülmesin demek yerine aynı dalgayı devam ettiriyoruz ne acı...
 
Dişiliği hangimizin eteği daha kısa, hangimizin makyajı daha alımlı olarak ve erkekleri de ödül olarak görürsek zaten kendi topuğumuza sıkarız. Ben de o zihniyete katılmıyorum, kadınlığın daha derin anlamı olduğuna inanıyorum ve erkekliğin de. Psikolojik şiddet konularında içte değişmesi gereken şeyler var, kesinlikle dışta değil. Hele sabır hiç cevap değil.

Bir de şu var misal evliliğin de sorun yaşıyorsun bir buyugune anlattin diyelim. Cevap aynen şu "biz cekmedik mi "
 
Ah işte haksıza haksız diyelim ama onu söyleme şeklimiz empatik olsun diyorum ben de. Pek çok kadın (erkekler de hatta) kendimize saygı göstermenin ne olduğunu bilmiyor bile. Hiç görmemiş ki, etrafında gözlemlememiş. Kendimi hep annemle kıyaslarım bu konuda. benim yaşımdayken çalışmayan babam ne derse yapan çocukluğunu köyde geçirmiş bir kadıncağızmış. Daha sonra çevresini genişlettikçe gördü anladı pek çok şeyi. Daha da önemlisi çevresinde gördüğü daha bilinçli kadınlar hor görmedi yardım edip, şefkat gösterdi ona. Haksız olduğu konuda tatlı tatlı yardımcı oldular. Aynı şekilde ben de sevgiyle yaklaşılınca abla tavsiyesi gibi alınca asıl mesajı gören bir insanım. Bu yüzden merak ediyorum zaten niye böyle her şey?
İşte bazı kadınlarla empati kuramıyorum nasıl kurabilirim bir örnek vereyim
Sevgilim mi kocam mı konu başlığı
Kadın yıllarca aldatılmış evliliğini sürdürüyor ve kendisi de bir sevgili bulmuş
Gel de empati kur!
Ya da düğün altınları için bir konu var;eşi 1600 maaş alıyor
Kadın eşine borç ödemesi için altınları vermediği gibi hem hırpalıyor hem kendini hırpalatıyor
Gel empati kur
Yahu arkadaşım düğün altını borçla aldıysan milletin gözü doydu sat borcunu temizle
Akıllı ol
Bu akıl kadına da verilmiş!
E ama kullanın...
Ben bize yapışmış kafa içindeki kalp kavramını yargılıyorum
Akıl! vesselam kullanmayana da kullan diyorum...Doğal olarak da bunu anlatırken bazen çok az da olsa ironi yapıyorum.
 
tamam kadınlara pozitif ayrımcılıkla yaklaşalım da buraya açılan konuların çoğunda konu sahibesi zaten başka bir kadınla didişiyor. eltisi görümcesi kaynanası... eşine hırlayıp bayrağı çekmeyi gözü yemeyen etlisinden kaynanasından görümcesinde alıyor hırsını. konuyu açana şefkat gösterirsek bu sefer öbür kadını gömmüş oluruz; nerde kadın bakışı. bi de evlilik içi maddi konularda söz kadın oldu mu canım ister çalışır ister çalışmazsın bu senin hakkın bırak işi otur evinde misler gibi çocuğuna bak'lar havada uçuşurken erkek söz konusu oldu mu tabi eşek gibi çalışacak oluyor. ben erkeklere acıdığım için değil; ama bugün yediğin hurmalar yarın itibarını tırmalar diye düşündüğüm için, parayı kazanan daima eninde sonunda düdüğü çaldığından bu konularda kadınlara hak veremiyorum maaesef. kadındır diye her tavrına hoşgörülü yaklaşmak da kadın bakış açısını zedeliyor
 
Back
X