- 8 Haziran 2012
- 5.378
- 1.437
- Konu Sahibi AngryPenguin
- #1
Bunları da mı görecektik!
Tamam, kadınlar aleyhine bir sürü şey oluyor, kadın düşmanlığı tavan
yapmış durumda, her gün kadınlar dövülüyor, taciz ediliyor, tecavüze
uğruyor, uluorta öldürülüyor, katilleri serbest bırakılıyor...
Ama bu kadarını tahmin edebilmek imkansızdı.
Pes doğrusu!
O kadınları öldüren katilleri televizyon programlarına çıkartıp, bir de
allayıp pullamaya başladılar.
Resmen kadın cinayetlerini meşrulaştırma faaliyeti.
Deşifre- meşifre laflarına, haber-maber laflarına itibar etmek mümkün
değil.
Demek ki, reyting için yapılmayacak hiçbir şey yok!
Seda Sayan'ı hep samimi, içten, dobra, olduğu ve göründüğü gibi
bulurdum.
Ama böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil.
Onun da hatasını anlaması gerekiyor.
Kadınlar zaten büyük felaketler yaşıyor bu ülkede, en azından bir de
kadınlardan darbe yemesinler...
Sizi Aylin Nazlıaka'yla baş başa bırakıyorum...
HERKESİ KÖR, ALEMİ SERSEM Mİ SANIYORLAR?
AÇIKÇA BELLİ Kİ, TEK KAYGI RATİNG
Seda Sayan'ın programını izlediniz mi, yoksa birileri mi haber verdi?
-Haber verdiler. Sonra yayın takibi yapan ajanstan programı istedim, akşam
izledim...
Siz o programda neye itiraz ettiniz?
-Kadın katillerinin meşrulaştırılmasına! Benim kişilerle hiçbir meselem yok, ama
temsil ettikleri zihniyetle var. Ve ben, o zihniyetle mücadele ediyorum. Her gün
sadece kadın olduğu için öldürülenlerin ülkesinde kadın katillerinin ekrana
çıkmasına seyirci kalamazdım!
Demek sizin de kanınıza dokundu. Benim de dokundu. Hepimiz, bu
ülkede kadınlara yapılan vahşetten, şiddetten ölümüne şikayetçiyiz.
Ama Seda Sayan, katili "deşifre etmek" için televizyona çıkardığını
söylüyor...
-Olur mu öyle şey! Katilin tek deşifre edilme yolu canlı yayına çıkarmak mı? Bu mu
yani! Herkesi kör, alemi sersem mi sanıyor bunlar? Çok açıkça belli ki, tek kaygı
reyting. Katilin öldürdüğü kadınlardan birinin çocuğu arıyor, onu da azarlayıp
kapatıyor telefonu. Dertlerinin katili deşifre etmek olmadığı, bu tepkiden bile
belli...
---------------------------------------------------------------------------------------------
NERESİNDEN TUTSAK ELİMİZDE KALIR!
"Böyle güler yüzlü katil" gördünüz mü cümlesinin neresinden tutalım?
-Neresinden tutsak elimizde kalır! Biraz vicdanı olan biri nasıl böyle bir cümle
kurar, anlamıyorum. Kadın katilini, canlı yayına çıkarmışsın, adam tabii ki sırıtır da
güler de... Kadın katillerini ekrana çıkarmak, öldürülen kadınları bir kez de canlı
yayında öldürmek demektir! Yargısıyla, medyasıyla defalarca öldürüyorlar
kadınları.
Sizce bir kadın neden böyle bir şey yapar?
-Farkındalık sorunu diyeceğim ama kendisi, "Şiddetin göbeğinde büyüdüm" diyor
Ekranın ışıltısı ve reyting gereği sanırım. Bu konunun kadını- erkeği yok aslında.
Kitle iletişim araçlarının bireyin ve toplumun üzerindeki belirleyici etkisini yok
sayamayız. O yüzden daha dikkatli, daha özenli olunmak durumunda. Özeleştiri
yapamayanlar nasıl eleştirebilir ki?
ATTIĞIM EN FAYDALI TWEET
Siz, zeki bir manevrayla programın sponsoruna mı baskı yaptınız?
Olayın aslı nedir? Seda Sayan'ın sponsorluğunun iptal ettirilmesinin
sorumlusu siz misiniz?
-Programı izledikten sonra Twitter'dan düşüncelerimi paylaştım. Ertesi gün
RTÜK'e başvuruda bulunacağımı yazdım. Sponsor olan firmanın iletişim bilgilerini
yazıp bir de şikayet dilekçesi örneği koydum ve herkese, programı protesto
etmeleri için çağrıda bulundum. Açıkçası bu çağrımın bu kadar hızlı ve kitlesel bir
eyleme dönüşmesi beni de şaşırttı.
Hayatta en işe yarayan tweetlerinizden biri mi oldu?
-Sanırım öyle! Birden bire firmaya şikayet dilekçeleri ve telefonlar yağmış. Gece
vakti yaşanan bu baskı sonucu, şirket, sabah saatlerinde sponsorluk sözleşmesini
iptal ettiğini açıkladı. Kendilerine duyarlılıkları için teşekkür ediyorum.
Aranızdaki telefon konuşması nasıl gelişti?
-Gün içinde beni beş kez aramış. Uygun olduğumda "Herhalde hatasını anladı,
özür dileyecek" diyerek geri aradım. Çok kibar başlayıp, "Sayın vekilim, düşünce
olarak size yakınım" diyen Seda Hanım konuşmasını bağırarak bitirdi! Bana dava
açacağını, kendisini yanlış fikirlerime alet ettiğimi söyledi. Son cümlesi, "Siz zaten
Meclis'te ayakkabı fırlatacak kapasitede bir vekilsiniz!" oldu. Hiç değilse ayakkabı
olayını bilecek kadar siyaseti izlemiş olmasına, kadın hakları adına sevindim!
VATANDAŞ SEDA'DAN PATRON SEDA'YA
Onu hiç konuşturmadığınız, hiç dinlemediğiniz doğru mu?
-Seda Hanım'ın üslubunu biliyorsunuz... Halkın vekili olarak zamanımı halk için
verimli kullanmak zorundayım. Vatandaş Seda'yı dinledim ama patron Seda
moduna geçince ve sözlerimi anlamamazlıktan gelince, kibarca "İyi günler!"
dileyip kapattım.
"Siz kimsiniz!" diyor size... Açıklar mısınız lütfen siz kimsiniz?
-Ben halkın oyları ile seçilmiş bir milletvekiliyim.
Size "azınlıksınız" diyor, bu laf da delirtir insanı! Bu ülkede şiddet
gören, tecavüz eden, öldürülen kadınlar mı azınlık? Siz onların
haklarını savunuyorsunuz...
-AKP'nin yeni Türkiyesi'nin dili bu. Kendisinden az olduğunu düşündüğü herkesi
küçümseyerek, kendince itibarsızlaştırarak yok saymaya çalışan çoğunlukçu
zihniyetin ete, kemiğe bürünmüş hali. "Azınlık" diye azımsadığı o kadınlar, bu
ülkede nice kadının hakkını meydanlarda, sokaklarda, mahkemelerde,
karakollarda savunuyor. Seda Sayan'ın başı derde girse, onun hakkını da
savunacak olan bizleriz! Bir de unutmasınlar, az olsak da bin kaplan gücündeyiz
biz!
---------------------------------------------------------------------------------------------
"ANKARA ERGENİ" İŞ BAŞINDA
Melik Gökçek'in topa girmesine ne diyorsunuz?
-Bozacının şahidi şıracıymış! "Ankara ergeni", beni yine şaşırtmadı. Kadın katilini
ekrana çıkaranların savunmasını, tecavüze uğrayıp hamile kalan kadınlar için,
"Çocuk niye ölsün? Anası ölsün!" diye konuşanların yapması tesadüf değil.
Şöhret tutkunuz olduğunu söylüyor Seda Sayan, bu konuda diyeceğiniz
bir şey var mı? "Kadın kadının kurdudur" durumları mı?
-Alt benlik, kişinin kendiyle ilgili kaygılarını baskı ortamında ortaya çıkarır. Şu bir
gerçek: Kadınlar, kadın dayanışması ile güçlenecektir. Şarkıcı değilim ben,
siyasetçiyim. Şöhret değil siyaset üretme tutkum var. Topluma faydalı işler yapma
isteğim var.
Bu iş, bütün kadınları ilgilendiriyor. Dernekler, feministler suç
duyurusunda bulundular ve protesto yürüyüşü yaptılar. Bu, kadın
haklarını savunan herkesin meselesiyken nasıl oldu da Aylin ve
Seda'nın kavgasına döndü?
-Haklısınız. Bu Aylin Nazlıaka ve Seda Sayan meselesi değil. Bir "kadın kavgası"
yakaladık, magazin şenlensin diye bir durum da yok ortada. Ben politik
mücadelemin magazinleşmesine izin vermeyeceğim. Kadın derneklerinin ve
sosyal medyada tepkilerini dile getirenlerin ortak duygusu, kadın katillerinin
televizyona çıkarılmasına duyulan öfkeydi.
KADIN PROGRAMLARINDA ASIL SORUNLAR İSTİSMAR EDİLİYOR
Peki bu programda deşifre olan neydi?
-Bakın, o program ve sonrasında yaşananlar şu gerçekleri ortaya çıkardı: Kadın
programlarında, kadına ait konular konuşulurken, asıl sorunlar istismar ediliyor!
Çünkü, toplumsal cinsiyet rolleri ve bu roller içinde kadına biçilen kalıplar, erkek
bakışıyla yeniden üretiliyor. Kadına yönelik şiddet ve cinayetler hikayeleştirilerek
anlatılırken, sorun özelleştirilip toplumsal bir sorun olmaktan çıkarılıyor. Ayrıca
ekran başında ya da stüdyoda yaşanan şiddeti merakla dinleyen izleyici, soruna
yabancılaşıp, "Oh bu benim başıma gelmedi, ne kadar güvendeyim!" duygusuyla
sorunla arasına mesafe koyuyor. Yani toplumda soruna dair yabancılaşmaya yol
açıyor. İşte bu programda deşifre olan da bence buydu...
Sonuçta Seda Sayan'ın mı ekmeğine yağ sürüldü?
-Pek öyle olmamış gibi, yoksa bu kadar öfkeli olmazdı herhalde... Hatayı kabul
etmek bir erdemdir. Bunun yerine, "Seni mahvederim !"cümleleri kurmayı tercih
etti.
---------------------------------------------------------------------------------------------
KATİL, "RAHŞAN AFFI"YLA ÇIKMIŞ BENCE DOĞRU YAPILMAMIŞ
Katilin "Rahşan affı" ile dışarı çıkmasına ne diyorsunuz?
-Ben yanlışa, "Yanlış!" demekten korkmam. Af konusunda doğru yapılmamıştır.
Beni kendileriyle karıştırıyorlar herhalde. Ama şunu da hatırlatmak isterim; affın
çıktığı dönemde CHP, iktidarda değildi. Kaldı ki kadın katillerinin, konuşacağı yer
televizyonlar değil, mahkeme salonlarıdır.
-------------------------------------------------------------------
BAKALIM SEDA SAYAN AİLE BAKANINI DA TEHDİT EDECEK Mİ?
Seda Sayan tartışmayı benim ve partim üzerinden yürüterek konuyu dağıtmaya
çalışıyor. Bakalım programı, benden sonra RTÜK'e şikayet eden Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı'nı da ekranlardan tehdit edecek mi?
http://sosyal.hurriyet.com.tr/Yazar...krana-cikarmak-oldurulen-kadinlari-bir-kez-de
Tamam, kadınlar aleyhine bir sürü şey oluyor, kadın düşmanlığı tavan
yapmış durumda, her gün kadınlar dövülüyor, taciz ediliyor, tecavüze
uğruyor, uluorta öldürülüyor, katilleri serbest bırakılıyor...
Ama bu kadarını tahmin edebilmek imkansızdı.
Pes doğrusu!
O kadınları öldüren katilleri televizyon programlarına çıkartıp, bir de
allayıp pullamaya başladılar.
Resmen kadın cinayetlerini meşrulaştırma faaliyeti.
Deşifre- meşifre laflarına, haber-maber laflarına itibar etmek mümkün
değil.
Demek ki, reyting için yapılmayacak hiçbir şey yok!
Seda Sayan'ı hep samimi, içten, dobra, olduğu ve göründüğü gibi
bulurdum.
Ama böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil.
Onun da hatasını anlaması gerekiyor.
Kadınlar zaten büyük felaketler yaşıyor bu ülkede, en azından bir de
kadınlardan darbe yemesinler...
Sizi Aylin Nazlıaka'yla baş başa bırakıyorum...
HERKESİ KÖR, ALEMİ SERSEM Mİ SANIYORLAR?
AÇIKÇA BELLİ Kİ, TEK KAYGI RATİNG
Seda Sayan'ın programını izlediniz mi, yoksa birileri mi haber verdi?
-Haber verdiler. Sonra yayın takibi yapan ajanstan programı istedim, akşam
izledim...
Siz o programda neye itiraz ettiniz?
-Kadın katillerinin meşrulaştırılmasına! Benim kişilerle hiçbir meselem yok, ama
temsil ettikleri zihniyetle var. Ve ben, o zihniyetle mücadele ediyorum. Her gün
sadece kadın olduğu için öldürülenlerin ülkesinde kadın katillerinin ekrana
çıkmasına seyirci kalamazdım!
Demek sizin de kanınıza dokundu. Benim de dokundu. Hepimiz, bu
ülkede kadınlara yapılan vahşetten, şiddetten ölümüne şikayetçiyiz.
Ama Seda Sayan, katili "deşifre etmek" için televizyona çıkardığını
söylüyor...
-Olur mu öyle şey! Katilin tek deşifre edilme yolu canlı yayına çıkarmak mı? Bu mu
yani! Herkesi kör, alemi sersem mi sanıyor bunlar? Çok açıkça belli ki, tek kaygı
reyting. Katilin öldürdüğü kadınlardan birinin çocuğu arıyor, onu da azarlayıp
kapatıyor telefonu. Dertlerinin katili deşifre etmek olmadığı, bu tepkiden bile
belli...
---------------------------------------------------------------------------------------------
NERESİNDEN TUTSAK ELİMİZDE KALIR!
"Böyle güler yüzlü katil" gördünüz mü cümlesinin neresinden tutalım?
-Neresinden tutsak elimizde kalır! Biraz vicdanı olan biri nasıl böyle bir cümle
kurar, anlamıyorum. Kadın katilini, canlı yayına çıkarmışsın, adam tabii ki sırıtır da
güler de... Kadın katillerini ekrana çıkarmak, öldürülen kadınları bir kez de canlı
yayında öldürmek demektir! Yargısıyla, medyasıyla defalarca öldürüyorlar
kadınları.
Sizce bir kadın neden böyle bir şey yapar?
-Farkındalık sorunu diyeceğim ama kendisi, "Şiddetin göbeğinde büyüdüm" diyor
Ekranın ışıltısı ve reyting gereği sanırım. Bu konunun kadını- erkeği yok aslında.
Kitle iletişim araçlarının bireyin ve toplumun üzerindeki belirleyici etkisini yok
sayamayız. O yüzden daha dikkatli, daha özenli olunmak durumunda. Özeleştiri
yapamayanlar nasıl eleştirebilir ki?
ATTIĞIM EN FAYDALI TWEET
Siz, zeki bir manevrayla programın sponsoruna mı baskı yaptınız?
Olayın aslı nedir? Seda Sayan'ın sponsorluğunun iptal ettirilmesinin
sorumlusu siz misiniz?
-Programı izledikten sonra Twitter'dan düşüncelerimi paylaştım. Ertesi gün
RTÜK'e başvuruda bulunacağımı yazdım. Sponsor olan firmanın iletişim bilgilerini
yazıp bir de şikayet dilekçesi örneği koydum ve herkese, programı protesto
etmeleri için çağrıda bulundum. Açıkçası bu çağrımın bu kadar hızlı ve kitlesel bir
eyleme dönüşmesi beni de şaşırttı.
Hayatta en işe yarayan tweetlerinizden biri mi oldu?
-Sanırım öyle! Birden bire firmaya şikayet dilekçeleri ve telefonlar yağmış. Gece
vakti yaşanan bu baskı sonucu, şirket, sabah saatlerinde sponsorluk sözleşmesini
iptal ettiğini açıkladı. Kendilerine duyarlılıkları için teşekkür ediyorum.
Aranızdaki telefon konuşması nasıl gelişti?
-Gün içinde beni beş kez aramış. Uygun olduğumda "Herhalde hatasını anladı,
özür dileyecek" diyerek geri aradım. Çok kibar başlayıp, "Sayın vekilim, düşünce
olarak size yakınım" diyen Seda Hanım konuşmasını bağırarak bitirdi! Bana dava
açacağını, kendisini yanlış fikirlerime alet ettiğimi söyledi. Son cümlesi, "Siz zaten
Meclis'te ayakkabı fırlatacak kapasitede bir vekilsiniz!" oldu. Hiç değilse ayakkabı
olayını bilecek kadar siyaseti izlemiş olmasına, kadın hakları adına sevindim!
VATANDAŞ SEDA'DAN PATRON SEDA'YA
Onu hiç konuşturmadığınız, hiç dinlemediğiniz doğru mu?
-Seda Hanım'ın üslubunu biliyorsunuz... Halkın vekili olarak zamanımı halk için
verimli kullanmak zorundayım. Vatandaş Seda'yı dinledim ama patron Seda
moduna geçince ve sözlerimi anlamamazlıktan gelince, kibarca "İyi günler!"
dileyip kapattım.
"Siz kimsiniz!" diyor size... Açıklar mısınız lütfen siz kimsiniz?
-Ben halkın oyları ile seçilmiş bir milletvekiliyim.
Size "azınlıksınız" diyor, bu laf da delirtir insanı! Bu ülkede şiddet
gören, tecavüz eden, öldürülen kadınlar mı azınlık? Siz onların
haklarını savunuyorsunuz...
-AKP'nin yeni Türkiyesi'nin dili bu. Kendisinden az olduğunu düşündüğü herkesi
küçümseyerek, kendince itibarsızlaştırarak yok saymaya çalışan çoğunlukçu
zihniyetin ete, kemiğe bürünmüş hali. "Azınlık" diye azımsadığı o kadınlar, bu
ülkede nice kadının hakkını meydanlarda, sokaklarda, mahkemelerde,
karakollarda savunuyor. Seda Sayan'ın başı derde girse, onun hakkını da
savunacak olan bizleriz! Bir de unutmasınlar, az olsak da bin kaplan gücündeyiz
biz!
---------------------------------------------------------------------------------------------
"ANKARA ERGENİ" İŞ BAŞINDA
Melik Gökçek'in topa girmesine ne diyorsunuz?
-Bozacının şahidi şıracıymış! "Ankara ergeni", beni yine şaşırtmadı. Kadın katilini
ekrana çıkaranların savunmasını, tecavüze uğrayıp hamile kalan kadınlar için,
"Çocuk niye ölsün? Anası ölsün!" diye konuşanların yapması tesadüf değil.
Şöhret tutkunuz olduğunu söylüyor Seda Sayan, bu konuda diyeceğiniz
bir şey var mı? "Kadın kadının kurdudur" durumları mı?
-Alt benlik, kişinin kendiyle ilgili kaygılarını baskı ortamında ortaya çıkarır. Şu bir
gerçek: Kadınlar, kadın dayanışması ile güçlenecektir. Şarkıcı değilim ben,
siyasetçiyim. Şöhret değil siyaset üretme tutkum var. Topluma faydalı işler yapma
isteğim var.
Bu iş, bütün kadınları ilgilendiriyor. Dernekler, feministler suç
duyurusunda bulundular ve protesto yürüyüşü yaptılar. Bu, kadın
haklarını savunan herkesin meselesiyken nasıl oldu da Aylin ve
Seda'nın kavgasına döndü?
-Haklısınız. Bu Aylin Nazlıaka ve Seda Sayan meselesi değil. Bir "kadın kavgası"
yakaladık, magazin şenlensin diye bir durum da yok ortada. Ben politik
mücadelemin magazinleşmesine izin vermeyeceğim. Kadın derneklerinin ve
sosyal medyada tepkilerini dile getirenlerin ortak duygusu, kadın katillerinin
televizyona çıkarılmasına duyulan öfkeydi.
KADIN PROGRAMLARINDA ASIL SORUNLAR İSTİSMAR EDİLİYOR
Peki bu programda deşifre olan neydi?
-Bakın, o program ve sonrasında yaşananlar şu gerçekleri ortaya çıkardı: Kadın
programlarında, kadına ait konular konuşulurken, asıl sorunlar istismar ediliyor!
Çünkü, toplumsal cinsiyet rolleri ve bu roller içinde kadına biçilen kalıplar, erkek
bakışıyla yeniden üretiliyor. Kadına yönelik şiddet ve cinayetler hikayeleştirilerek
anlatılırken, sorun özelleştirilip toplumsal bir sorun olmaktan çıkarılıyor. Ayrıca
ekran başında ya da stüdyoda yaşanan şiddeti merakla dinleyen izleyici, soruna
yabancılaşıp, "Oh bu benim başıma gelmedi, ne kadar güvendeyim!" duygusuyla
sorunla arasına mesafe koyuyor. Yani toplumda soruna dair yabancılaşmaya yol
açıyor. İşte bu programda deşifre olan da bence buydu...
Sonuçta Seda Sayan'ın mı ekmeğine yağ sürüldü?
-Pek öyle olmamış gibi, yoksa bu kadar öfkeli olmazdı herhalde... Hatayı kabul
etmek bir erdemdir. Bunun yerine, "Seni mahvederim !"cümleleri kurmayı tercih
etti.
---------------------------------------------------------------------------------------------
KATİL, "RAHŞAN AFFI"YLA ÇIKMIŞ BENCE DOĞRU YAPILMAMIŞ
Katilin "Rahşan affı" ile dışarı çıkmasına ne diyorsunuz?
-Ben yanlışa, "Yanlış!" demekten korkmam. Af konusunda doğru yapılmamıştır.
Beni kendileriyle karıştırıyorlar herhalde. Ama şunu da hatırlatmak isterim; affın
çıktığı dönemde CHP, iktidarda değildi. Kaldı ki kadın katillerinin, konuşacağı yer
televizyonlar değil, mahkeme salonlarıdır.
-------------------------------------------------------------------
BAKALIM SEDA SAYAN AİLE BAKANINI DA TEHDİT EDECEK Mİ?
Seda Sayan tartışmayı benim ve partim üzerinden yürüterek konuyu dağıtmaya
çalışıyor. Bakalım programı, benden sonra RTÜK'e şikayet eden Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı'nı da ekranlardan tehdit edecek mi?
http://sosyal.hurriyet.com.tr/Yazar...krana-cikarmak-oldurulen-kadinlari-bir-kez-de