• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Kadere inanr msnz?

slm kadere ınanmyorum evrenın ıstedıklerı olur eyer evrene olumlu dusunur ıstenınenler gelıyor zaten

eylülcüm, Evren (haşa) Sahipsiz midir?
Allah istemedikçe sen isteyebilir misin?
bunları bi düşün bence...
selametle..

Kadere iman

--------------------------------------------------------------------------------

İmanın altıncı şartı, kadere, hayır ve şerrin Allahü teâlâdan olduğuna imandır. Amentüdeki, (Ve bil kaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ) ifadesi, kaderin, hayır ve şerlerin hepsinin Allahü teâlâdan olduğuna iman etmeyi bildirmektedir.

İnsanlara gelen hayır ve şer, fayda ve zarar, kazanç ve ziyanların hepsi, Allahü teâlânın takdir etmesi iledir. Kader,lügatte, bir çokluğu ölçmek, hüküm ve emir demektir. Çokluk ve büyüklük manasına da gelir. Allahü teâlânın, bir şeyin varlığını ezelde dilemesine kader denilmiştir. Kaderin, yani varlığı dilenilen şeyin var olmasına Kaza denir. Kaza ve kader kelimeleri, birbirinin yerine de kullanılır. Buna göre kaza demek, ezelden ebede kadar yaratılacak şeyleri, Allahü teâlânın ezelde dilemesidir. Bütün bu eşyanın, kazaya uygun olarak, daha az ve daha çok olmayarak yaratılmasına kader denir. Allahü teâlâ, olacak her şeyi ezelde, sonsuz öncelerde, biliyordu. İşte bu bilgisine Kaza ve kader denir.

Bütün hayvanların, nebatların, cansız varlıkların [katıların, sıvıların, gazların, yıldızların, moleküllerin, atomların, elektronların, elektro-magnetik dalgaların, kısaca her varlığın hareketi, fizik olayları, kimya tepkimeleri, çekirdek reaksiyonları, enerji alışverişleri, canlılardaki fizyolojik faaliyetler], her şeyin olup olmaması, kulların iyi ve kötü işleri, dünyada ve ahirette, bunların cezasını görmeleri ve her şey, ezelde, Allahü teâlânın ilminde var idi. Bunların hepsini ezelde biliyordu. Ezelden ebede kadar olacak, eşyayı, özellikleri, hareketleri, olayları, ezelde bildiğine uygun olarak yaratmaktadır. İnsanların iyi ve kötü bütün işlerini, Müslüman olmalarını, küfürlerini, istekli ve isteksiz bütün işlerini, Allahü teâlâ yaratmaktadır. Yaratan, yapan yalnız Odur. Sebeplerin meydana getirdiği her şeyi yaratan Odur. Her şeyi bir sebep ile yaratmaktadır.

Mesela, ateş yakıcıdır. Halbuki, yakan Allahü teâlâdır. Ateşin, yakmakta hiçbir ilgisi yoktur. Fakat, âdeti şöyledir ki, bir şeye ateş dokunmadıkça, yakmayı yaratmaz. [Ateş, tutuşma sıcaklığına kadar ısıtmaktan başka bir şey yapmaz. Organik cisimlerin yapısında bulunan karbona, hidrojene, oksijenle birleşmek ilgisi veren, elektron alış-verişlerini sağlayan, ateş değildir. Doğruyu göremeyenler, bunları ateş yapıyor sanır. Yakan, yanma tepkisini yapan, ateş değildir. Oksijen de değildir. Isı da değildir. Elektron alış-verişi de değildir. Yakan, yalnız Allahü teâlâdır. Bunların hepsini, yanmak için sebep olarak yaratmıştır. Bilgisi olmayan kimse, ateş yakıyor sanır. İlk okulu bitiren bir kimse, (ateş yakıyor) sözünü beğenmez. Hava yakıyor der. Orta okulu bitiren de, bunu kabul etmez. Havadaki oksijen yakıyor der. Liseyi bitiren, yakıcılık oksijene mahsus değildir. Her elektron çeken element yakıcıdır der. Üniversiteli ise, madde ile birlikte enerjiyi de hesaba katar. Görülüyor ki, ilim ilerledikçe, işin içyüzüne yaklaşılmakta, sebep sanılan şeylerin arkasında, daha nice sebeplerin bulunduğu anlaşılmaktadır.

İlmin, fennin en yüksek derecesinde bulunan, hakikatleri tam gören Peygamberler ve O büyüklerin izinde giderek, ilim deryalarından damlalara kavuşan İslam âlimleri, bugün yakıcı, yapıcı sanılan şeylerin, aciz, zavallı birer vasıta ve mahluk olduklarını, hakiki yapıcının, yaratıcının sebepler değil, Allahü teâlâ olduğunu bildiriyor.] Yakıcı, Allahü teâlâdır. Ateşsiz de yakar. Fakat, ateş ile yakmak âdetidir. Yakmak istemezse, ateş içinde yakmaz. İbrahim aleyhisselamı ateşte yakmadı. Onu çok sevdiği için, âdetini bozdu. [Nitekim ateşin yakmasını önleyen maddeler de yaratmıştır. Bu maddeleri, kimyagerler bulmaktadır.]

Allahü teâlâ dileseydi, her şeyi sebepsiz yaratırdı. Ateşsiz yakardı. Yemeden doyururdu. Tayyaresiz uçururdu. Radyosuz, uzaktan duyururdu. Fakat lütuf ederek, kullarına iyilik ederek, her şeyi yaratmasını bir sebebe bağladı. Belirli şeyleri, belli sebeplerle yaratmayı diledi. İşlerini, sebeplerin altına gizledi. Kudretini sebepler altında sakladı. Onun bir şeyi yaratmasını isteyen, o şeyin sebebine yapışır, o şeye kavuşur. [Lambayı yakmak isteyen, kibrit kullanır. Zeytinyağı çıkarmak isteyen, baskı aleti kullanır. Başı ağrıyan, aspirin kullanır. Cennete gidip, sonsuz nimetlere kavuşmak isteyen, İslamiyet'e uyar. Kendini tabanca ile vuran ölür. Zehir içen ölür. Terli iken su içen, hasta olur. Günah işleyen, imanını gideren de, Cehenneme gider. Herkes, hangi sebebe başvurursa, o sebebin vasıta kılındığı şeye kavuşur. Müslüman kitaplarını okuyan, Müslümanlığı öğrenir, sever, Müslüman olur. Dinsizlerin arasında yaşayan, onların sözlerini dinleyen, din cahili olur. Din cahillerinin çoğu kâfir olur. İnsan hangi yerin vasıtasına binerse, oraya gider.]
alıntı
 
Son düzenleme:
Emine Şenlikoğlunun dediği gibi

ALLAH var işte var, var, var
Onu İSPAT etmeye ne gerek var...

kader de böyledir..Allaha inanan her kul, Onun öngördüklerine Kadere ve kazaya da iman etmek zorundadır..seçme lüksümüz yoktur olamaz..
 
inanırım her hayır ve şer allahtan birde nasipbe nasipse allah dilediyse verir dilemediyse vermez
 
arkadaşım zaten müslümanım diyen herkes kadere inanmak zorundadır.çünkü imanın şartlarındandır "kadere iman" ...çok şükür inanıyorum...
 
Tepki toplayacağı apacık gözüksede benim düşüncem bir insan kendi özgür iradesi ile kimsenin etkisi altında kalmadan aldığı kararların olumlu veya olumsuz olarak sonuçlarını çekiyorsa bunu kadere bağlayamıyorum doğru ve yanlışların getirisi olarak görüyorum.

Şu şekilde de bir kıyas olabilir hiç bir şekilde özgür olarak karar alamıyor zorundalıkları dayatılanları yaşıyorsa bir insan onun için belki kader konusunda daha iyimser olabilirim çünkü kendi iradesi dışında alınan kararların yükümlülüğünü taşıdığı ve bunu haketmediğini düşündüğüm için daha iyimser olarak görmek istememden olur bu da. Elbet bir gün haketmediği mutsuzluklardan arınıp mutlu olacağına inanmak isterim.

Bazı arkadaşlar müslüman olan kadere inanmak zorundadır diye bir nevi tepkili yaklaşmışlar ama iman sevgi bağıdır zorunluluklar yoktur, gönülsüzlük yoktur eğer bir şeyi zorunluluk içinde görüp yapıyorsa bir insan bir tek kendini ve çevresindekileri kandırır.

Şu an şuraya yazarken benim gönlümden aklımdan geçen tek şey kadere inanmadığım sırf tepki toplamamak adına Allaha inandığım için kadere inanıyorum desem bir tek sizleri kandırabilirim ama yaradanı kandıramam.
 
tepki toplayacağı apacık gözüksede benim düşüncem bir insan kendi özgür iradesi ile kimsenin etkisi altında kalmadan aldığı kararların olumlu veya olumsuz olarak sonuçlarını çekiyorsa bunu kadere bağlayamıyorum doğru ve yanlışların getirisi olarak görüyorum.

şu şekilde de bir kıyas olabilir hiç bir şekilde özgür olarak karar alamıyor zorundalıkları dayatılanları yaşıyorsa bir insan onun için belki kader konusunda daha iyimser olabilirim çünkü kendi iradesi dışında alınan kararların yükümlülüğünü taşıdığı ve bunu haketmediğini düşündüğüm için daha iyimser olarak görmek istememden olur bu da. Elbet bir gün haketmediği mutsuzluklardan arınıp mutlu olacağına inanmak isterim.

Bazı arkadaşlar müslüman olan kadere inanmak zorundadır diye bir nevi tepkili yaklaşmışlar ama iman sevgi bağıdır zorunluluklar yoktur, gönülsüzlük yoktur eğer bir şeyi zorunluluk içinde görüp yapıyorsa bir insan bir tek kendini ve çevresindekileri kandırır.

şu an şuraya yazarken benim gönlümden aklımdan geçen tek şey kadere inanmadığım sırf tepki toplamamak adına allaha inandığım için kadere inanıyorum desem bir tek sizleri kandırabilirim ama yaradanı kandıramam.

kadere ve kazaya inanmak bizim inancımızda zaten var canım..
 
kadere inanmak zorundayız
inanmasam çıldırırdım heralde ben..
kadere inanmak teslimiyeti beraberinde getiriyor
zaten kadere inanmamakla bizim dinimize göre
çok büyük günah işlemiş oluruz
 
kadere, alın yazısına inanıyorum.
Ama hayatın sadece kaderden ibaret olduğuna inanmıyorum.Yani bişeyi yaşayıp, bu benim kaderimmiş napalım diyip geçmemek lazım. bence belli bi yere kadar kader var, sonrasında iyi ve kötüyü yaşamak bizim elimizde...
 
haklısın canım..kadere ve kazaya inanmak dinimizde var..

hayatım dinimizdeki kader sadece Allahın koyduğu ve hiç kimsenin değiştirmeye gücünün yetemeyeceği kurallardır.Ama hayatımızla ilgili olaylara biz karar veririz.Bizim kararımızdır ki bu dünya bir imtihan dünyası olsun aksi halde neden sorumlu olabiliriz ki..
 
hayatım dinimizdeki kader sadece allahın koyduğu ve hiç kimsenin değiştirmeye gücünün yetemeyeceği kurallardır.ama hayatımızla ilgili olaylara biz karar veririz.bizim kararımızdır ki bu dünya bir imtihan dünyası olsun aksi halde neden sorumlu olabiliriz ki..

sonunda yine kadere bağlarız ama..sevgilerimle..
 
Back