Aslında şöyle oluyor sonra onlar seni davet etmeye başlıyorlar etkinliklere böyle böyle çevre ediniyorsun.İlk 3 tavsiye için teşekkür ederimevet bence de uyarı alırdım ama işi bir şekilde yürütüyorum sadece stresi çok. Cidden böyle yaşanmaz
4. Tavsiye ise cidden 1 saat Scottish aksanı pratiği yapıcam diye bu kadar zahmete girmek istemiyorum ya
Genelde dil okullarinin/kurslarinin bir de aksanla ilgili problemleri gidermek icin verdikleri bir kac kurluk dersleri okuyor,onlari arastirinHerkese merhaba. Burada bir sürü yurtdışında yaşayan kadın olduğunu biliyorum o yüzden biraz dertleşmek istedim.
Ben 3 sene önce İskoçya’ya master yapmaya geldim ve sonrasında çok zorluklarla iş bularak kaldım ve giriş seviyesinde bir pozisyona başladım. Şu an uzmanlık alanımda danışmanlık veriyorum bu da insanların sürekli beni araması ve dertlerini anlatıp çözüm sunmamı beklemeleri ya da haftada en az 4-5 kere insanlarla toplantı yapmam demek. Yani mail üzerinden değil de daha çok konuşma üzerinden ilerleyen bir iş.
Gel gelelim ben İngilizce’yi iyi bildiğimi düşünmeme rağmen (buraya gelmek için girdiğim IELTS sınavı ve masterı başarıyla bitirmeme güvenerek) durumun böyle olmadığını anladım buradaki takım arkadaşlarımı çok ama çok zor anlıyorum. Zaten iskoçların aksanları meşhurdur bilen bilir çok farklı konuşuyorlar. Youtube linki koyacağım merak edenler için.
Mesela bir amerikalı ile gayet iyi anlaşabilirken buradaki insanları o kadar zor anlıyorum ki. Bu da beni çok geren ve strese sokan bir şey. Eğer o gün toplantım varsa karnım ağrıyarak uyanıyorum anlayamazsam ya da kendimi ifade edemezsem diye. Aylık takım yemeklerimiz oluyor toplanıp akşam yemeği yiyoruz kabus gibi geçiyor o günler bana. Çünkü özellikle iki iskoçyalı birbiri ile şakalaşıyorsa tek kelime anlamıyorum.
Dün bir rüya gördüm bir danışanla Türkçe konuşuyordum ve o kadar akıp gidiyordu ki konuşma çok mutlu ve rahat hissediyordum. Uyanınca düşünmeye başladım 2 yıldır iş hayatındayım burada ve 3 yıldır yaşıyorum. Acaba ben bu işi çözemeyecek miyim çünkü bu stresle yaşanmaz.
Uzmanlık alanımdan devam etmek istiyorsam maalesef daha az konuşma gerektiren bir pozisyon bulmak imkansız. Ayrıca iş de değiştiremem. Geçmişte çok iş değiştirdim o yüzden cv’mde sürekli 6-7 aylık kopuk kopuk deneyimler var ve İK bunları sorguluyor. Bu şirkette tutunmam lazım en az birkaç yıl daha.
Siz yeni bir ülkeye taşındığınızda neler yaptınız. Nasıl bu dil olayını aştınız. Hele almanca flemenkçe öğrenenler falan var şok oluyorum… ben daha ingilizce çözemedim. Keşke türkiye’de durum düzelse de ülkeme dönsem..
15 senedir göçmen hayatı yaşadığım, 3 kıta değiştirdiğim ve neredeyse her milletten insan gördüğüm için sorununuzun bu olduğunu söyleyebilirim. İşin kolayına kaçıyorsunuz. Onlar da benim gibiler onlara sığınayım diyorsunuz. İskoç olanları kahve içmeye davet ediyorsanız ve gelmiyorlarsa yine de gidin o cafeye. İnsanların konuşmalarını dinleyin, biri ille laf atar bir şey söyler, sohbete dahil etmek ister. Özellikle küçük yerde yerli halk evinde yiyip içmez, sırf sosyalleşmek için sabah çayını gider pub da içer. Aksanınızı öğrenmek istiyorum o yüzden sizi dinlememde sakınca var mı falan deyin. Markette alış veriş yaparken veya otobüste trende kulaklık takmayın konuşanları dinleyin. Lehçe farklılığı olan kelimeleri not alın. Kimse sizden mükemmel İskoç aksanı beklemez ama gayret ettiğinizi anlarlarsa yardım ederler. Yaşlılar bayılır bir saat muhabbet etmeye, çaktırmadan konuşmalarını dinleyin. Ben Türk'üm niye bunlarla uğraşayım demeyin sonuçta kendi isteğinizle oraya gittiniz. İskoç aksanı konuşacaksınız diye bir şey yok ama gündelik bir kaç kelimeyi cümleyi öğrenir ve kullanırsanız çok faydasını görürsünüz. Highland dedikleri kırsal alanları çok meşhurdur mesela. Yürüyüş sopasını alan kendini buralara atar. Bisikletle veya yürüyüş yaparak buradaki köyleri de gezebilirsiniz. İşyerinde molada falan sırf bu konudan bile sohbet açabilirsiniz.Çok uğraştım ama maalesef hiç İskoç arkadaşım yok. En yakın arkadaşlarım hep Hintli veya uzak doğulu. Benim gibi göçmen kişiler.
Birkaç kez iş yerimdeki ya da mahallemdeki iskoça dışarı kahve içelim diye teklif ettim ama hep kibarca reddediyorlar. Ben de ısrar etmedim çünkü yapı itibariyle introvert biriyim zaten
Herkese merhaba. Burada bir sürü yurtdışında yaşayan kadın olduğunu biliyorum o yüzden biraz dertleşmek istedim.
Ben 3 sene önce İskoçya’ya master yapmaya geldim ve sonrasında çok zorluklarla iş bularak kaldım ve giriş seviyesinde bir pozisyona başladım. Şu an uzmanlık alanımda danışmanlık veriyorum bu da insanların sürekli beni araması ve dertlerini anlatıp çözüm sunmamı beklemeleri ya da haftada en az 4-5 kere insanlarla toplantı yapmam demek. Yani mail üzerinden değil de daha çok konuşma üzerinden ilerleyen bir iş.
Gel gelelim ben İngilizce’yi iyi bildiğimi düşünmeme rağmen (buraya gelmek için girdiğim IELTS sınavı ve masterı başarıyla bitirmeme güvenerek) durumun böyle olmadığını anladım buradaki takım arkadaşlarımı çok ama çok zor anlıyorum. Zaten iskoçların aksanları meşhurdur bilen bilir çok farklı konuşuyorlar. Youtube linki koyacağım merak edenler için.
Mesela bir amerikalı ile gayet iyi anlaşabilirken buradaki insanları o kadar zor anlıyorum ki. Bu da beni çok geren ve strese sokan bir şey. Eğer o gün toplantım varsa karnım ağrıyarak uyanıyorum anlayamazsam ya da kendimi ifade edemezsem diye. Aylık takım yemeklerimiz oluyor toplanıp akşam yemeği yiyoruz kabus gibi geçiyor o günler bana. Çünkü özellikle iki iskoçyalı birbiri ile şakalaşıyorsa tek kelime anlamıyorum.
Dün bir rüya gördüm bir danışanla Türkçe konuşuyordum ve o kadar akıp gidiyordu ki konuşma çok mutlu ve rahat hissediyordum. Uyanınca düşünmeye başladım 2 yıldır iş hayatındayım burada ve 3 yıldır yaşıyorum. Acaba ben bu işi çözemeyecek miyim çünkü bu stresle yaşanmaz.
Uzmanlık alanımdan devam etmek istiyorsam maalesef daha az konuşma gerektiren bir pozisyon bulmak imkansız. Ayrıca iş de değiştiremem. Geçmişte çok iş değiştirdim o yüzden cv’mde sürekli 6-7 aylık kopuk kopuk deneyimler var ve İK bunları sorguluyor. Bu şirkette tutunmam lazım en az birkaç yıl daha.
Siz yeni bir ülkeye taşındığınızda neler yaptınız. Nasıl bu dil olayını aştınız. Hele almanca flemenkçe öğrenenler falan var şok oluyorum… ben daha ingilizce çözemedim. Keşke türkiye’de durum düzelse de ülkeme dönsem..
Boşver şimdi aksanı maksanı, elemanlar yakışıklı mı bunu yaz
15 senedir göçmen hayatı yaşadığım, 3 kıta değiştirdiğim ve neredeyse her milletten insan gördüğüm için sorununuzun bu olduğunu söyleyebilirim. İşin kolayına kaçıyorsunuz. Onlar da benim gibiler onlara sığınayım diyorsunuz. İskoç olanları kahve içmeye davet ediyorsanız ve gelmiyorlarsa yine de gidin o cafeye. İnsanların konuşmalarını dinleyin, biri ille laf atar bir şey söyler, sohbete dahil etmek ister. Özellikle küçük yerde yerli halk evinde yiyip içmez, sırf sosyalleşmek için sabah çayını gider pub da içer. Aksanınızı öğrenmek istiyorum o yüzden sizi dinlememde sakınca var mı falan deyin. Markette alış veriş yaparken veya otobüste trende kulaklık takmayın konuşanları dinleyin. Lehçe farklılığı olan kelimeleri not alın. Kimse sizden mükemmel İskoç aksanı beklemez ama gayret ettiğinizi anlarlarsa yardım ederler. Yaşlılar bayılır bir saat muhabbet etmeye, çaktırmadan konuşmalarını dinleyin. Ben Türk'üm niye bunlarla uğraşayım demeyin sonuçta kendi isteğinizle oraya gittiniz. İskoç aksanı konuşacaksınız diye bir şey yok ama gündelik bir kaç kelimeyi cümleyi öğrenir ve kullanırsanız çok faydasını görürsünüz. Highland dedikleri kırsal alanları çok meşhurdur mesela. Yürüyüş sopasını alan kendini buralara atar. Bisikletle veya yürüyüş yaparak buradaki köyleri de gezebilirsiniz. İşyerinde molada falan sırf bu konudan bile sohbet açabilirsiniz.
Ben ortaokul-lise-üniversitede Almanca dersi aldım, cümle kurma gramer sorunum yoktu ama İsviçre'ye gittiğim gün konuşulanları hiç anlamadım. Benim bildiğim Almanca, İsviçre'de konuşulan 4 lisandan biri ve en baskın olanı. Ama İsviçre Almancası tamamen farklı, sadece şive değil kelimeler bile farklı. Hatta her kantonun kendi lehçesi var, orada yaşayan arkadaşlar da onaylar bunu. Size verdiğim tavsiyeleri kendim uyguladım hemen dışarı attım kendimi. Ben normal Almanca biliyorum sizinle öyle anlaşabilirim deyince hemen onlar da normal Almanca'ya dönüyorlardı. Kitapçı, market, pazar, cafe vs her gün gider milleti dinlerdim. Benim bir avantajım da çocuklarım bebekti. 2,5 yaşındakini hemen kreşe verdik ve 6 ay içinde o dili konuşmaya başladı. 6 aylık olanı koydum bebek arabasına her gün bir yerlere gittim. O da kreşe başladı ve çocuklar evde birbirleriyle konuşurken bende de kulak alışkanlığı oldu.
Irkçı asla değilim, sadece ve sadece iyi insan kötü insan ayrımı yaparım. Bu iş arkadaşlarınız İskoçya'da doğmadılarsa ve sizin gibi iş için gittilerse genelde kapalı yaşıyorlar. Hint ve uzakdoğu aksanı zaten 1 km öteden anlaşılır. Üstelik çok baskın kültürleri var. 2.5 sene uzakdoğuda yaşadım, dışarıda farklı ev ortamında çok farklılar. Üst düzey çalışanları ve zengin olanları biraz daha kolay adapte oluyorlar çünkü para her kapıyı açıyor. Pahalı restoranlara giderler en lüks yerde tatil yaparlar, yani ye kürküm ye. Batı kültürüne göre yaşamak onlar için önemli. Orta sınıf beyaz yaka veya mavi yaka çalışanlar evden işe işten eve takılıyorlar. Siz de yazmışsınız, onlar da İskoçlar'la takılmıyor. Yani uzun lafın kısası sizin gibi göçmen olanların verdiği güven ve kabul edilme duygusunu biraz kenara atın. Onlarla da arkadaşlık yapın tabii ama sadece onlarla değil. İskoçlar sizi hep diğer göçmenlerle bir arada görüyorsa onlar da çekinir sizi davet etmeye. Genel sorun şu; İskoçya'da doğmuş eğitim görmüş yaşayan bir Asyalı veya Hintliyle; yetişkin olarak sonradan çalışmaya gelen asla bir olamaz.
Bana katılmayacaklar olacaktır ama ben yine de yazayım. Bu 15 senelik süreçte sadece anadilini konuşan bir tane çocuk tanımadım. Hem doğduğu ülkenin dilini hem de anadilini aksansız konuşurlar. Anne ya da baba başka millettense hele akıcı 3 dil konuşurlar. Hatta Japonca, Çince gibi latin alfabesi kullanılmayan lisanı bile çok akıcı konuşurlar. Çocuklarımin biri 10. sınıf diğeri 8. sınıfta ve şimdiye kadar neredeyse her milletten arkadaşları oldu oradan biliyorum. Ben de yurt dışına giderken çocuklar geç konuşur yapma etme dediler ama iyi ki onları değil doktoru dinlemişim. Kendi çocuklarım, arkadaşlarımın çocukları hatta doğumlarından bildiğim çocukların hiç birinde geç konuşma görmedim. 2 yaşında bebeğe hangi dilden sorsa o dilde cevap verir. O nedenle çocuklarınız lisana ne kadar erken maruz kalırsa o kadar iyi. Bir de Türkçe konuşarak yabancı dil öğrenilmiyor. Mümkünse günde 1 saat falan sadece İngilizce'ye maruz kalsalar bile yeter. Bilmiyorum hala var mı, benimkiler küçükken masal kitapları ve onların sesli versiyonu vardı. Masalı dinlerken ben de elimdeki sayfadan gösteriyordum onlara.
Evet çocuk eğitimi hele yabancı dil isteniyorsa çok para, biliyorum ve Allah yardımcınız olsun diyorum.
Fransızca ile uğraşıyorum, Fransızcanın kendisi bela iken bi de aksanlı konuşup dediği anlaşılmayan birine denk gelirsem sırıtıp teşekkür ediyorumHerkese merhaba. Burada bir sürü yurtdışında yaşayan kadın olduğunu biliyorum o yüzden biraz dertleşmek istedim.
Ben 3 sene önce İskoçya’ya master yapmaya geldim ve sonrasında çok zorluklarla iş bularak kaldım ve giriş seviyesinde bir pozisyona başladım. Şu an uzmanlık alanımda danışmanlık veriyorum bu da insanların sürekli beni araması ve dertlerini anlatıp çözüm sunmamı beklemeleri ya da haftada en az 4-5 kere insanlarla toplantı yapmam demek. Yani mail üzerinden değil de daha çok konuşma üzerinden ilerleyen bir iş.
Gel gelelim ben İngilizce’yi iyi bildiğimi düşünmeme rağmen (buraya gelmek için girdiğim IELTS sınavı ve masterı başarıyla bitirmeme güvenerek) durumun böyle olmadığını anladım buradaki takım arkadaşlarımı çok ama çok zor anlıyorum. Zaten iskoçların aksanları meşhurdur bilen bilir çok farklı konuşuyorlar. Youtube linki koyacağım merak edenler için.
Mesela bir amerikalı ile gayet iyi anlaşabilirken buradaki insanları o kadar zor anlıyorum ki. Bu da beni çok geren ve strese sokan bir şey. Eğer o gün toplantım varsa karnım ağrıyarak uyanıyorum anlayamazsam ya da kendimi ifade edemezsem diye. Aylık takım yemeklerimiz oluyor toplanıp akşam yemeği yiyoruz kabus gibi geçiyor o günler bana. Çünkü özellikle iki iskoçyalı birbiri ile şakalaşıyorsa tek kelime anlamıyorum.
Dün bir rüya gördüm bir danışanla Türkçe konuşuyordum ve o kadar akıp gidiyordu ki konuşma çok mutlu ve rahat hissediyordum. Uyanınca düşünmeye başladım 2 yıldır iş hayatındayım burada ve 3 yıldır yaşıyorum. Acaba ben bu işi çözemeyecek miyim çünkü bu stresle yaşanmaz.
Uzmanlık alanımdan devam etmek istiyorsam maalesef daha az konuşma gerektiren bir pozisyon bulmak imkansız. Ayrıca iş de değiştiremem. Geçmişte çok iş değiştirdim o yüzden cv’mde sürekli 6-7 aylık kopuk kopuk deneyimler var ve İK bunları sorguluyor. Bu şirkette tutunmam lazım en az birkaç yıl daha.
Siz yeni bir ülkeye taşındığınızda neler yaptınız. Nasıl bu dil olayını aştınız. Hele almanca flemenkçe öğrenenler falan var şok oluyorum… ben daha ingilizce çözemedim. Keşke türkiye’de durum düzelse de ülkeme dönsem..
Yok ya benim tipim değil valla kısa boylular genelde ve turuncumsu bir sarışınlıkları var
Fransızca ile uğraşıyorum, Fransızcanın kendisi bela iken bi de aksanlı konuşup dediği anlaşılmayan birine denk gelirsem sırıtıp teşekkür ediyorumama sen anlamak zorundasın, bence özel hayatına yabancı sevgili karışık arkadaş grubu doldur. 7 24 e yay kulak aşinalığını
HAHAHAHHAHAHAHAH haykırdım yaO nedir yaffff hem dedikleri anlasilmiyor, hem yakisikli degil cekilmezzzzzzzzzz
HAHAHAHHAHAHAHAH haykırdım ya
Cidden en azından bu çabaya değseniz be kardeşim
Buraya gelmeden önce vikingler beklemiştim geniş omuzlu solgun tenli ve sert bakışlıbi geldim küçük turuncikler geziyor sokaklarda
Arada bi uzun boylu delikanlısı çıkmıyor değil ama onlarda çok rağbet görüyor competitive bir ortam ve kesin bir sürü std taşıyorlardır
O dediğin İsveç Norveç değil miydi kızım, coğrafi olarak pek uzak değil ama politik olarak farklı bir ülke dhsdggdgd yanlış yere dümen kırmışsın
HAHAHAHHAHAHAHAH haykırdım ya
Cidden en azından bu çabaya değseniz be kardeşim
Buraya gelmeden önce vikingler beklemiştim geniş omuzlu solgun tenli ve sert bakışlıbi geldim küçük turuncikler geziyor sokaklarda
Arada bi uzun boylu delikanlısı çıkmıyor değil ama onlarda çok rağbet görüyor competitive bir ortam ve kesin bir sürü std taşıyorlardır
Norveç fenaaaO tipler Norveç ve canadada.
Bakmaya doyamadığım tipler.
Yemede yaninda yat