Ben de evliliğimde sizin üstlendiginiz sekilde bir misyon yüklemiştim kendime.Tek derdim kiradan kurtulup ev almakti.Ama beyimizin öyle tasasi yoktu pek.İş değişikliği yapti maas yönünden tatmin yasamaya baslayinca "isten cikabilirsin hayatimizi yasayalım bana da fazlasiyla vakit ayirmis olursun" diyince cazip gelmedi değil.Hem iş hem ev yoruyordu.Ama işimde istediğim yere gelmeme ramak kala bunu yapmak istemedim ciddi anlamda emek verdigim yerden vazgeçmek istemedim..
İşimden değil ama eşimden ayrıldım sonrasinda farkli sebeplerden.Bir kaç ay önce terfi aldım olabileceğim en iyi yerdeyim şuan.
En büyük iyiki'mdir işim.Mutlaka zorluyordur ama ilerde sizin de en büyük iyikiniz olacaktir biraz daha sabir olur mu?
Benim eski sitedede alt komşum öğretmendi zaten yarim gün çalişiyordu birde annesi hergün sabahtan gelip akşam kocasi gelene kadar hem çocuklara bakip hem büyuk çocugu okula birakip hemde evin işini yapiyordu ama kadin öyle azimliydiki bunlari yaparken bi görseniz annesi değil yardimcisi sanirdiniz. Bence maaşinin yarisini annesine veriyordu öyle tahmin ediyorum yoksa kimsenin annesi bu dünyada öyle canla başla çalişmaz:)
Merhabalar hanımlar,
Yine bir derdim var, yine kafam karman çurman.
Son zamanlarda zaten olanlar, yaşananlar, beni çok kötü etkilediğinden.
Sağlıklı düşünemiyorum.
2 tane oğlum var, biri 2 yaşına girecek, diğeri de 5 yaşına.
Çalışıyorum, yıllardan beri çalışıyorum, 21-22 senelik bir iş hayatım var.
O kadar yorgun hissediyorum ki son zamanlarda kendimi.
Hem psikolojikman hem de bedenen.
İşi bırakmayı düşündüren sebeplerim çok.
Şu anda ufak oğluma bir bakıcı bulmak gibi bir arayışımın olmaması başta geliyor.
Önceki bakıcıdan ağzım yandı, ondan öncekinden de sorunlar yaşamıştık.
Annem şu an (şimdilik) idare ediyor bizi, ancak annem tam sağlıklı değil bana göre.
Benim için eve her gittiğim gün bir kaos, ne kendi düzenim var ne temizliğim ve ben takıntılı bir insanım.
Annem sağolsun her zaman açığımı kapatmaya çalışmıştır, elinden geldiğince.
Ancak ona da yüklenmek istemiyorum, bakıcı buluruz umuduyla annem idare ediyor şu an.
Fakat ben yeni birine güvenebileceğimi sanmıyorum, çocuğumu da yabancı ellere teslim etmek istemiyorum.
En büyük iş bırakma nedenim bu.
Hem çocuğum bensiz büyüyor diye üzülmem, hem de artık annemin idare edebileceğini düşünmemem.
Diğer yandan büyük oğlum kreşe gidiyor zaten.
Eğer işi bırakırsam, bir süre daha kreşe gidecek ve belki maddi anlamda yetersiz olacağımızdan onu artık kreşe gönderemeyeceğiz.
Kreş oğluma çok iyi geldi, her anlamda gelişimini görüyorum.
Bu beni sevindiriyor ve onu bu eğitimden mahrum bırakacak olmak beni üzüyor.
Kirada oturuyoruz.
Yakın zamanda ev alma planlarımız yok.
Kredilerin durumları ortada, emlak fiyatları aldı başını gidiyor zaten.
Sanırım kendi evimizin sahibi olmak hayal gibi birşey şu an bizim için.
İlerde ne gösterir zaman bilinmez tabii.
Kirada olmasaydık zaten bu kadar düşünmezdim işi bırakmalı mıyım diye.
Bir diğer neden ise, etrafıma bakıyorum, ömrü boyunca hiç çalışmamış kadınlar var.
Bunu eksi olarak söylemiyorum, hiç çalışma hayatı olmamış ancak ne kadar maddi sıkıntı yaşasalarsa bir şekilde çorbalarını kaynatmış aileler var.
Misal eşimin abisi çalışmıyor, eltim çalışmıyor, 1 tane çocukları var, hatta 1 tane köpekleri var.
Tencereleri nasıl kaynıyor benim de aklım almıyor gerçekten.
Hiç bir şeylerinden mahrum değiller.
Koltuklarını yeni kaplattı mesela, eşinin ve kendisinin elinde akıllı telefon mevcut, çocuklarında İpad var.
Filan gibi.
Eşimin ailesi (anne-babası) onları destekliyor farkındayım ve gerçekten gözüm yok Allah daha çok versin daha çok desteklesinler.
Ama benim zoruma giden ben yıllarca çalışarak birşeyleri edindim ve hiç hazır verilen birşeyim olmadı.
Şimdi bakıyorum da, herkes ne kadar yardımsever, bir tek bize karşı öyle değiller.
Karnım burnumda işe geldiğim günler geliyor aklıma ve eşimin abisinin bu kadar umarsızca çalışmamasını görüyorum, bazen diyorum elin delisi ben miyim?
Niye bu kadar kaygılanıyorum? Neden bu kadar kafaya takıyorum?
Evimin hanımı olmak varken neden bu kadar kendimi hırpalıyorum?
Son zamanlardaki derdim bu.
Sağlıklı düşünemiyorum ve moralim çok bozuk.
İşler zaten sakin, malum son yaşananlar piyasadaki bir çok firmayı etkiledi.
Ancak benim yerim sağlam, bana çık diyen yok, olumsuz bir konu yok iş hayatımda.
Kişisel hayatım beni yoruyor ve artık iş hayatını kaldıramaz hale geliyorum sanırım.
Bu yorgunluk hem bedenimde fiziki olarak hissediyorum hem de ruhumda.
Ne enerjim var, ne de bir tebessüm suratımda.
Hayatımdan bezgin bir şekilde yaşıyormuşum gibiyim.
Her gün yataktan kendimi kazıyarak çıkartıyorum ki bu böyle değildi 5-6 ay öncesine kadar.
Çalışmadan gününü tamamlayan insanları gözümün önüne getirdikçe çalışmak zor gelmeye başladı sanırım bana.
Çocuklarımın hayatlarından çaldığımı, eşime yeterince özeni gösteremediğimi düşünmeye başladım iyiden iyiye.
Evime düzenimi verebilecekken, yıllardan beri (çocuklar oldu olalı) benim haricimde herkesin benim evimde düzeni var (bakıcı, annem, kayınvalide).
Kendim haricinde herkes bir şekilde evime düzen sağladı bir ben sağlayamadım gibi hissediyorum.
Sanki evimi, özümseyemeyerek yaşıyorum.
Duygularımı dile getirmek benim için zor gerçekten.
Sanırım bir psikolog yardımı bile almayı düşüneceğim.
Kafam o kadar karışık ve yoğun.
Okuyan arkadaşlara teşekkür ederim, umarım anlamışsınızdır anlatmak istediğimi.
Bazen ben bile kendimi anlayamıyorum çünkü.
İşi bırakmak istemekte haklı mıyım?
Sizce herşeyi göze alıp, maddi sorunlar ile karşılaşmayı bile göze alıp evimde çocuklarımın başında olmalı mıyım?
Eşim bu konuda kararı tamamen bana bıraktı.
Bana dediği tek şey "gün 1 den beri çalışmak veya çalışmamak konusunda özgürsün, bu tamamen senin tercihin, hangi eş istemez ki karısı sıcacık evinde otursun, çocuklarını büyütsün... maddi sorunlar yaşarız, yaşamayız değil ama benim de adam olup evime bakmam lazım..."
Canım merhaba aslında konunun dün gördüm okudum sonuna kdar.. dün yorum yazacaktım vaktim olmadı
sen zaten kararını değiştirmissin. şimdilik en azından.. ben seni bilyorum eski konularını yaşadıklarını niyeyse bende yazmak istedim içimdekileri..
Oğlum 8 aylık tı.. eşim ozamanlar 1500 tl alıyordu geçinemiyorduk evet aç değildik bir kap yemek pişiyordu kıt kanat geçiniyorduk ama zordu çok zordu.. aç değildik açıkta değildik oglumu ben büyütüyordum kişisel bir harcama şu bu hiç birşeyim yoktu zaten, sosyal hayat desen işte parklarda gezme para harcamama vs. tatil olayı zaten yok nerde.. ? ev gezmeleri genelde.. evime et kıyma hiç girmezdi kurbandan kalanlar .. kendi üzerime hiç birşey alamazdım. yeri gelir kuaföre dahi gidemezdim
sınırlı ölçüde birşeyleri yapabiliyorduk hemde çok sınırlı cocuk olunca tabi masraflar büyüdü dağ gibi oldu
sevgili eşimin ailesi asla destek olmadı.. yardım eli uzatmadı kimseden fayda yoktu ben bunu anladım
bana bir iş nasip oldu.. 2 yıldır calışıyorum
iş yerim çok sıkıcı köhne bir yer gün içerisinde 3 4 kişi ancak gelir işlerini yapar gönderirim
ay sonu 2 gün yogun olurum bitti gitti.. bütün gün yalnızım tek bir odada kimseyi gördüğüm yok konuştuğum yok
Rabbime çok şükür bu günüme işe girdikten sonra ailemden kimse destek olmadığı için ne yazık ki bakıcı ile devam ettim yoluma
ilk sene elime 800 tl gibi bir para kalıyordu bakıcıdan sonra.. pes etmedim. çok zoruma gitti belki ama pes etmedim
800 tl benim masrafımı oglumun masrafını cıkarıyordu çünkü..
bazen gözümü kararttm cık gitsin eclip dedim.. kıt kanat geçin değmez..
hep eşim olsun arkadaşlarım olsun sabret dediler, bunun emeklisi var tazminatı var ilerisini düşün..
ben birde ilçede yaşıyorum. iş imkanı çok çok zor.. bu iş yerinde itiraf edeyim psikolojim çok bozuldu.
neyse eşim kendi iş yeirnde yükseldi ve maaşıda arttı bir anda 400 500 tl fazladan.. bize ilaç gibi geld
daha sonra iş yerim yemek parasını vermeye başladı
bende evde yediğim için yemek parası bana kaldı şu an elime 1100 tl kalıyor ocaktan sonra eğer ki asgari ücret 2 bin tl olursa 1500 tl kalacak.. çok şükür..
Benden getirdiklerini ve götürdüklerini yazmak istiyorum sana
Götürdükleri ; 3 bakıcı değiştirdim çok yıprandım yoruldum tükendim.. oglum için hep vicdan azabı cektim. hep bir koşturmaca eve gidince oturmak yok dinlenmek ne haddime düzen takıntısı bir insanım evim hiç düzenli olmadı istediğim gibi temiz olmadı, olmayacak biliyorum. birini yapsam biri yarım kaldı.. hep başkalarının eli değdi bakıcı annem teyzem vs..
2 yıldır bir kere olsun evimi istediğim gibi temizleyemedim mesela..
geceleri yorgunluktan uyuyamadığım oglumun uyku düzeni olmaduığı için sabah ruh gibi işe geldiğim günler oldu..
iş yerinde daralmak bunalmak körelmekde cabası üstelik.. çok pes ettim dibe battım tekrar cıktım
cok bırakmak istedim işi ama maddiyat yoktu..
şimdi işten cıkarsam geçinirmiyiz ? evet geçiniriz ama böyle değil bu kadar olmaz.
Şimdi bana getirdiklerini anlatayım ; öncelikle kendime güvenim geldi bakımlı bir kadın oldum üzerime başıma birşeylet alabilyorum ogluma alabiliyorum artık .. bütcemiz dahlinde yetiyor çok şükür.
Evimde herkes gibi et olmasa da kıyma olmasa da en azından aylık alabilyorum en azından tavuğumu balığımı yıyebiliyorum
oglumun hiç birşeyi eksik değil şu anda..
Hafta sonları dileceğimizce geziyoruz oglumu avm götürebiliyoruz eğlence merkezine götürebilyoruz
yeri geliyor dışarıda bir tatlımızı yiyebilyoruz bir pizza yiyebilyoruz misal..
Şimdi araba aldık kredi çektik.. onu ödeyeceğiz 2 yıl birikim olsun dedik.. zamlarda iyi gelecek gibiydi eşime.. şimdi istediğim bir arabam var ve binebiliyorum yazın tatile gittik bu sene antalyaya 5 gece kaldık herkes gibi belki 5 yıldızlı otelde tatil yapamadık ama 4 yıldızlı otelde yaptık bütcemiz dahilinde
düğün dernek oluyor artık kendime elbise ayakkabı alabiliyorum misal
evimde misafirimi 4 4 lük ağırlayabilyorum hiç birşeyi eksik etmiyorum..
şimdi benden getirdiklerine ve götürdüklerine bakınca biraz içime su serpiliyor nerden nereye diyorum
şu an işten cıksam evet yine geçinebiliriz belki lakın esktraya lükse kesinlkle girmeden bu saydıklarımın çeyreğini yaparak..
Benimle çok alay edenler oldu kazandığının yarısını veriyor calısıyor yazık denildi..
bakcııya bıraktığım için canı vicdansız bir anne oldum çıktım..
2 yılda çok darbe yedim dibe battım tekrar cıktım..
eğer ki eşimin maaşı bizi geçindirebilecek düzeyse olsa cıkardım işten evet.
ama o zamanda ne olurdu biliyormsun insan o zaman evde kafayı yiyor..
evet evin tertemiz mis gibi oluyor.. senin istediğin gibi düzenli cocugun senin istediğin gibi yetişiyor
mutfak dolapların camların temiz oluyor başkasının eli değmiyor ocağını kendin temizliyorsun vs..
ama o zamanda evde köreliyor insan evde kafayı yiyor bir süre sonra hambal bir insana dönüşüyor..
ev hanımlarının işi daha zor bizden daha zor evde iş güç hiç bitmiyor çünkü akşama kadar akşam birde eş ile ilgileniyorsun ve çalşmadığın için herkes senden üst düzey bir ilgi alaka performans bekliyor.
hele ki birde gidecek gelecek yerin yok sosyal hayatın yoksa çabala dur evin içinde birde buna maddiyat eklendi mi tamam..
borca harca girmeden de birikim olmuyor. biz mesela araba için kredi çekmeseydik aylık şu an 733 tl asla kenara koyamazdık ama şimdi mecburen koyacağız..
ben böyle hem çok mutluyum hem çok mutsuzum ortası hiç olmadı benim için
ve şimdi bir karar verdim 2020 kpss için iş yerinde hazırlanmak istiyorum ama kendime güvenemiyorum..
senden daha kötü şartlarda olan çalışan insanlar ve eline daha az para geçen (ben ) gibi insanlar var bizlerl düşün ve işini bırakma.. ama eğer dersen ki bizim çok maddi sıkıntımız olmaz iyi kötü geçiniriz vs o zaman cık düşünme işten derim.
eltin vs başkalarının hayatını boşver sen kendi hayatına bak.. kimseden fayda yok
benim yıllık iznim felanda yok kullanamıyorum ileride artık tazminatla alırım
onnu yerine 5 gün kafa iznim var yazn hafta sonlarım resmi günler tatil..
Bunca senelik emeğinizle, ve birikimlerinizle (tazminat vs..) inşallah gönlünüze göre bir ev alır, emekli olursunuz.(son yorumları okuyunca içimden geçen bu oldu sizin adınıza.)
Sıkıntıların mükafatını almak dileğiyle..
Tüm çalışan kadinlar aynı duyguları paylaşıyoruz desem inanır mısınız?Hay ağzın bal yesin.
İşte bunu demek istiyorum.
Ev hanımlarının belki sıkılarak yaptıklarını ve bunaldıkları şeyleri, ben ekstra efor sarfederek yapmak zorundayım.
Eşime bile özel zaman ayırırken kırk saat düşünüyorum, uygun şartları yaratmak için.
Düşün, eve girmişim iki çocuk üstüme atlıyor.
İkisi birden "anneeeaaa" nidalarıyla bağırıyor, benim de kafam ona göre şişmiş bütün gün.
Sabrımın son demindeyim ve çocuklarıma en iyi şekilde davranmaya özen gösteriyorum.
Kızmadan, kırmadan, çünkü zaten kısıtlı vaktim var.
Evde ne eksik var, onları tespit ediyorum ki eşim gelirken alsın.
Sonrasında eksik ne yemek var, çorba mı pilav mı yoksa ana yemek mi?
Yoksa şöyle uydur kaydır birşey mi yapmalı?
Hop yemek hazırla.
Sonrasında eşim geliyor, yemek sofrası hazırla.
Toparla derken zaten saat olmuş kaç
Çocukların uyku saatine kadar onlarla ilgilenmeye çalışıyorum ki bu ilginin arasına ya çamaşır girer ya evin bir süpürge geçilmesi girer.
Uyku zamanı, derken harala gürele çocukları giydir, toparla.
Banyo gerekliyse eğer banyolarını yaptır falan filan.
Hop saat olmuş 11 - 12.
Bu kadar beden yorgunluğunda bir de eşini ehle.
Ertesi sabah ya kalkılamaz o alarma, ya da geç kalınır.
Benim yorgunluğum bu.
Buna ek olarak psikolojik olarak yaşadıklarım eklenince, hal içinden çıkılmaz oluyor.
Beynim doluyor, neyi nasıl düşüneceğim de organizasyonunu yapacağım diye kendimi yiyorum.
Şu an bile buraya yazarken bir çok işimi savsaklıyorum ayrıca....
Ve umrumda da değil nedense...
Ama yine de bir anne olarak yetersiz kaldığımı düşünüyorum.
Sanki kendi üstüme düşenleri çocuklarıma yapamıyorum.
Evet çamaşırları temiz pak, kendileri de temiz pak.
Yemekleri her zaman düzgün ve düzenli.
Odalarının ve çarşaflarının temizliği de sorunsuz.
Fakat ya psikolojik ve eğitsel faktörler?
Yeterince gününün nasıl geçtiğine odaklanamıyorum mesela?
Yeterince vakit geçiremiyorum çocuklarımla.
Öpüp koklamak ve şefkatimi vermek için kısıtlı zamanım var.
Ufaklık zaten eve adım atar atmaz tepemde olduğundan, büyük oğlumdan çalıyorum sanki zamanları.
Ona zaman ayırdığımda ise kalan süre 1 saat bilemedin yarım saat oluyor, uyku saati geliyor.
Bu beni üzüyor. Yeterli gelmiyor sanki, bana yetmiyor ki ona nasıl yetsin.
Bazen sinirlilik hali oluyor üzerimde.
Yorgunluktan, sabahın köründe kalkıp (6:30) gecenin bir saatinde yatmak zorunda olmaktan...
Çok yoruyor beni, haliyle iş hayatının bana göre olamadığını algılamaya başlıyorum.
Yapamıyorum herhalde diyorum artık, yapamıyorum.
Sanırım bardağım doldu ve taştı.
Annemden endişe ederken, şimdi kendim nöroloji birimine gidiyorum, yarın için randevu aldım.
Dün akşam sağ gözümde görme kaybı ve konuşma bozukluğunu tecrübe ettim.
Görme kaybı berbat birşey, Allah kimseyi sağlığından etmesin.
Ancak kendimi çok kötü hissettim ve kendim için korktum gerçekten.
Hayatımda ilk kez böyle birşey yaşadım.
Geçmiş olsun
Umarım kötü bir şey yoktur
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?