Selam kızlar,
Ankara’da okudum ve güzel bir işte çalışıyordum, eski eşime aşık oldum evlendik toyca bir fedakarlık yaparak onun yanına gidebilmek için uzun uğraşlar sonucu memleketim olan bu şehirde şimdiki işime geçtim. Şimdiki aklım olsa kendimi bu kadar paralamazdım ama cahillik işte, nitekim buraya geldikten 3 hafta sonra da ayrıldık, aynı evde yaşayamadan boşandık yani detayı eski konularımda var sizi sıkmayım. Neyse danışmak istediğim konu şu, şu anda eski işime dönme olanağı doğdu ama ikilemdeyim şöyle ki,
1. Ben bu işe başladığımda malum içim enkaz gibiydi ama işyerine kısa zamanda alıştım, sağolsunlar beni çabuk benimsediler ben de onları sevdim saydım, ortamı güzel ve huzurlu, kalifiye insan çok çoğu iyi okullardan mezun mühendisler kişilik olarak da iyiler, iş yoğun ama bir şekilde yürüyor insanlar birbirini idare ediyor. 5’te kafamız rahat çıkarız mesai pek yapmayız. Yöneticimiz iyi, baskı çok az. İzinlerimi istediğim zaman kullanabilirim bir ay kesintisiz izin alabilirim, işimi yıl içinde istediğim gibi planlayabilirim. İşini düzgün yaptığın sürece giriş çıkış saatine kılık kıyafetine karışan olmaz. Ufak tefek sürtüşmeler dedikodular döner ama büyük katakulliler olmaz kimse kimseyle pek uğraşmaz. Kendime ait odam var. Maaşım eski işimdekinden daha az ama yine de hamdolsun piyasaya göre iyi kazanıyorum memleketimde aileme yakın olduğumdan masrafım da daha az. Kötü tarafları ise uğraştığımız kitlenin profili genellikle epey düşük, sinirlerimizi bozacak bir tip her gün muhakkak çıkar birileriyle kavga etmediğimiz bir allahın günü yok. Saçma sapan şikayetlerle sürekli uğraşırız. Sanayi bölgesinde eski köhne bir binadayız. Burası gelişmiş bir şehir ama tutucu da bir anadolu kenti, aman aman duramam buralarda demesem de bazen boşanmış bir kadın olarak toplum baskısını hissediyorum, gelecekte sanki burada yaşamasam mı diyorum.
2. Eski işim ankarada bir plazada, boşanmış/bekar bir kadın olarak daha rahat edebilirim (şimdi de rahatsız değilim ama şu an yaşım genç gelecekte böyle olmayabilir), yurt içi yurt dışı bir sürü yer görme imkanım var, maaşım da biraz daha yüksek ama afaki bir fark değil ki ankarada masrafım daha fazla kira vs. Hedef kitle profili daha nezih, bir kısmı yabancı zaten ki yazışmalar görüşmeler çoğunlukla ingilizce olduğundan körelmeye başlayan dilimi tekrar düzeltebilirim. Ayrı oda yok açık ofis, öyle kotla falan işe gidemem. İnisiyatif kullanmak daha zor oturmuş bir sisteme uyacağım. İş tatmini daha fazla gelişime daha açık. Fakat yoğun bir stres var, yöneticiler sık sık baskı uygulayabiliyor, akşam haftasonu sürekli mesai yapman isteniyor, eve pert şekilde geliyorsun, kavga dövüş senede iki hafta izin kullanabiliyorsan şanslı sayılıyorsun ki o kadar kullanamadığın da oluyor. Biraz da lümpen bir plaza hayatı var samimiyetten uzak, bizim dönemimizde böyle değildi ama eski arkadaşlardan pek kimse kalmadı.
Annem git ankara dediğin şurası en kötü ne olabilir döner gelirsin diyor (görevlendirmeyle gideceğim geri dönme imkanım var ama ha deyince olmayabilir), biraz da zamanında ex için o işi bırakmama kızmıştı. Kardeşim ben olsam düzenimi bozmam niye baştan şehir değiştiresin buranın ankaradan büyük bir farkı mı var diyor. Babama kafam netleşmeden söylemedim çünkü beni kararsız görürse gitme der. İş arkadaşlarımın bir kısmı buranın eksikleri olsa bile yıpratıcı değil gitme diyor, bir kısmı da bu stres tolere edemeyeceğin birşey değil sanki canını mı alacaklar, ilerisi için ankarada yaşaman senin için daha iyi olur diyor. Eski işyerinden arkadaşlarım da kafayı mı yedin başka iş mi kalmadı diyor. Yani herkes farklı bişey söyleyip kararsızlığıma kararsızlık katıyor.
Bense 5 sene önceki mihail değilim artık değişiklik yapmaya gözüm basmıyor, bir de duygusalca ama bu işyerinde çok mutlu çok huzurlu oldum sağolsunlar çoğu yaramı bana hissettirmeden gözüme sokmadan sardılar, boşanma aşamasında olduğumu işe başlar başlamaz kendim söylemiştim. Kuyruğu dik tutmaya çalışsam da :) acılı olduğumu belli etmişim ki beni yeni tanımalarına rağmen hep neşelendirdiler, masama şifalı otlar çaylar çiçekler doğal taşlar kitaplar taşıdılar, eski eşimin şirketine ait evrakları mihail görmesin üzülür diye farklı işleme tabi tutmaları gibi çoğunu sonradan tesadüfen öğrendiğim iyi davranışlarını gördüm ve onlara minnet besliyorum esasında, çoğu da yaşça benden çok büyük insanlar. Kötü tipler de var ama iyilerle kat kat fazla muhatap oldum. Ama bir yandan da mantığım bu kadar duygusallığın iş hayatı için doğru olmadığını, ankaraya ve eski işime dönmenin geleceğim için daha mantıklı olacağını söylüyor ve mantığımı dinlemekte zorlandığımdan bu konuda ikna edilmeye ihtiyacım var.
Uzun ettiysem affola, fikirleriniz için şimdiden saolun kızlar.