Kapitalist düzenin bazı insanları soktuğu kalıplar ,tam da onların istedikleri gibi ilerliyor her şey. Saatlerce çalış, didin, bir gün boyunca kazandığın parayı git bir kazağa ver, o marka sahibi ultra zengin kişiler senin dişinle tırnağınla kazandığın paranla hayatını yaşasın.
Nolmuş yani hırkanız biraz solduysa, botunuz eskidiyse, işinizi gördükten sonra ne önemi var, keşke değiştirsek şu zihniyetleri artık, üniversitede profesör hocalarımız aynı kıyafetlerle gelirlerdi ,onların insanlığından, bilgisinden bir şey mi eksiltiyor bu durum. Ben de kıyafete çok az para harcarım. Kazancımı kızımın eğitimine, farklı yerleri gezmeye , kaliteli ve sağlıklı yiyecekler yemeye harcarım ya da birikim yaparım, çok da mutluyum böyle olduğum için. Keşke şu kafaları değiştirebilsek, kapitalizmle kirlenmiş zihinleri aydınlatabilsek
Minimalist yaşam diye bir kavram var, onu da bir araştırın, size bu tip şeyler söyleyen kişilere minimalist yaşamayı seviyorum,böyle mutluyum deyin.
Hayrettin karacayı tanır misiniz tema vakfı kurucusu, karaca markasının sahibi, hep aynı kazağı giyiyor, neden diye sorulduğunda verdiği cevap şu
Neden hep aynı kazağı giyiyor?
Birkaç tane var. Artık hepsi delik deşik. Sürekli aynı şeyleri giyer. Gömleklerinin manşetlerini, yakalarını değiştirir. Ayakkabılarına pençe yaptırır. Çünkü şunu söylüyor: “Param var ama hakkım yok. Fazladan aldığınız her bir tüketim malzemesinin doğaya bedeli var” diyor. Hayrettin Karaca hep söylediği gibi yaşadı. İhtiyacı olmayan hiçbir şeyi almıyor. Bir kişinin yaptığı çok önemli. Milyarlarca insanla çarpılınca doğada inanılmaz bir etki yaratıyor