Konu 2012'den ama ben yazayım madem soruyorsunuz,ingilizce kalbimde yara çünkü :)))İngilizce öğretmeniyim. Üniversitede çalıştığım için genç-yetişkinlerle tecrübem var. Ne alanda gelişmek istiyorsun tam olarak? Konuşmak mi? Okuduğunu anlamak mı? Belli bir dil sınavı mı? Ona göre yönlendirme yapabilirim belki işine yarayacak birkaç fikir çıkar
arkadaş fayda gördüğü bi uygulamayı bize de tavsiye etmek için hesap açmışKodlamalı Pratik İngilizce - merhaba bu uygulamayı kullanabilirsiniz çok işe yarayan bir uygulama ben aldım memnunun şuan.
Yazdıklarını okuyunca yorum yapnak istedim ama ingilizce öğretmeni falan değilimKonu 2012'den ama ben yazayım madem soruyorsunuz,ingilizce kalbimde yara çünkü :)))
Ben sıfır eğitimle, hazırlık falan okumadan ,dile de hiç merakım olmadan 25 yaşına kadar geldim.
25 yaşında yine sıfır dille yurtdışına çıktim , seyehate. sonrasında öğrenmeye başladım ama yollarda konuşa konuşa, turist gezdirme sitesinden her hafta yabancı arkadaşlari gezdire gezdire, arkadaşlarla/yolda tanistigim flortlerle whatsappta sabah akşam konuşa konuşa falan.
Son 4 yılda bir sürü ülkeye gittim tek basima gezmeye, insanların evinde kaldım gece boyu sohbet ettik, bir sürü arkadaşım oldu... Hatta 3 yıldır sevgilimle ingilizce konusuyoruz(onun İngilizcesi de harika değil), geldiğinde aylarca susmadan konuşuruz gece gündüz. Hatta ingilizce kavga ederiz :)
Ama buna rağmen dilim perişan :)) klasik sohbet konuları- ananemin köpeğinin maceraları, flört işleri falan tabii ki konuşuyorum ama anlamadığım çok şey var.
Bir kursa gideyim-bilenden öğreneyim dedim, onda da kurallı kurallı şeyler, fiilin ikinci hali, cümle diziliş kuralları falan,bana göre olmadığını anladım , kaydımi iptal ettim.
Türkçeyi nasıl kurallarıyla ogrenmediysem İngilizceyi de böyle öğreneceğime inanamiyorum.
Bir de benim sıkıntım şey. Monkey language konusunda bir dunya markasiyim. Hiç konuşamasak bile bir şekilde derdimi anlatırım, misal kimsenin asla ingilizce bilmedigi bir Rus şehrinde evinde kalacağım kişiye ulaşmak için insanların telefonunu kullanmam gerekiyordu. Telefonumu işaret edip zor durumda kaldığımı belirtip İstedim insanlardan, hepsi verdiler (evinde kalacağım kişi acmadigi için ayrı ayrı zamanlarda başka başka insanlardan aldım) . Beni anlamadıkları gibi 'zor durumda kaldıysan bize gel' falan dediler(yine monkey language ile)
Ya da adres gosterdigim insanin tarif etmeye dili yoksa girer koluma beni oraya kadar/ya da durağa kadar götürür:))
Hal böyle olunca nasılsa derdimi anlatiyorum diye çok zorlamıyorum sanirim. Sonuç olarak ben nasıl gerçekten güzel konuşabilirim, çoğu konusulani anlayabilirim, ingilizce projelere katılabilirim? (Gecen yıllarda bir ülkede bir gençlik projesine katıldım,kabus gibiydi. Misal insanlara fikrini sorup sorup sonra onu kendimce harmanlayıp sunum yapmam gerekiyordu.
İşte bu bende yok. Far görmüş tavşan gibi tutuldum kaldim. Gerçekten başarısız bir proje oldu benim için. Tam 'meger benim dilim yokmuş,ben var zannediyormusum' diye uzulmusken dönmeden yan ülkeye gittim,turistik amaçlı. Gayet güzel konuştum,ettim,dostluklar kurdum geldim. Çok acayip bir dilim var)
*İnşallah konuyu okuyan 'once Türkçe ogren' demezçok uykusuzum, toparlayamadim valla .
Vay arkadas ne aksiyon yasamissinYazdıklarını okuyunca yorum yapnak istedim ama ingilizce öğretmeni falan değilimdüz vatandaş olarak konuşuyorum.
Şey yazmışsın nasıl türkçeyi kurallarıyla öğrenmediysem ingilizceyi de öyle öğrenmedim diye ama türkçenin kurallarını öğrendin?
Konuşmayı çözmemiz o dili öğrendiğimiz anlamına gelmiyor. Sonra okullarda yazmayı öğreniyoruz. Sonra cümle kalıplarını öğreniyoruz, öğeleri öğreniyoruz vs. Ayrıca deyimleri, atasözlerini ya da bilimsel konuşma dilini öğreniyoruz.
Bir sunum yaparken ciddiyet gerekir. Her dil için geçerli bu. Doğal olarak sokak ağzıyla sunum yapamayız. Bunu türkçe yapabiliyo olmanın nedeni türkçenin her şeyini bilmen. Yaşlıyla nasıl konuşulur, patronla nasıl konuşulur, en yakın arkadaşınla ya da bir tanıdıkla nasıl konuşulur gibi.
Akademik ingilizcesi olan insanlar tüm toplantılarını sorunsuz halleder mesela, ama annesinin bi anısını anlatmakta zorlanabilir. Ayrı kulvarlarda olduğu için.
Bir de herkesle anlaşırım kısmı insanı yanıltabilir. Bi anımı anlatayım. Yurtdışındayız o zamana kadar her şey gayet iyi gidiyor. Pariste bir restaurantta hesap istiyoruz. Gelmiyor. Tekrar istiyoruz yine gelmiyor. En son ben kalkıp içeri gittim. Ben ingilizce konuşuyorum o fransızca cevap veriyor ama herkes herkesi anlıyor. Türkçesini yazayım sana.
- sizden hesabı 2 kez istedik ve hala gelmedi şu an yarım saati geçmiş durumda. Hesabı söyler misiniz burada ödemek istiyorum.
- ne zaman? Kimden istediniz hesabı?
-
-bu mu? Şu? Bi bak bakalım??
-yok yok onlar değil.
- yerleri silen?
-aa evet ona söyledim.
- ben bilmiyorum valla, şuna ilettim ben diyo adam.
-tamam tamam hallediyorum deyip beni yerime gönderdi kasadaki garson.
Eşim diyo ki ne konuşuyosun o kadar hararetle. Dedim ben fransızca biliyormuşum. Her fransızca soruya cevap verdim
Sonra hesap geldi ve hesabımızı getirmeyen garsonun biz ingilizce konuştuğumuz için getirmediğini öğrendik. Çünkü hesabı masaya koyarken adüsyooğn in french dedi.
Yani dil bilenle konuşamadık, bilmeyenlerle konuştuk. İnsanın içinde olunca her türlü anlaşırsın. Ama bu benim fransızcayı çözdüğüm anlamına gelmez.
Valla ne dedin anlamadımVay arkadas ne aksiyon yasamissinfransızlar kendi dillerinden baska dilde konusulsun istemezler ama sonucta fransizca bilsen zaten konuşurdun.
En Français s'il vous plâit
Arkadaşım benim kızım 12 yasında Dualingo diye bi oyun var telefonuna indirmişti o oyunu oynayarak İngilizcesinin geliştirdi şimdi kendi ana dili gibi yazıyor anlıyor çeviri yapabiliyor tabi bide ilgisi çoktu ama tavsiye ederim oyun dediğim ingilizce bi cümle veriyor sana pazzıl gibi doğrusunu yerleştiriyon sonra kademeli puan listesi var geçiyorsun tavsiye ederimbi türü öğrenemiyorum.öğrendim diyorum bi bakmışım bi çok şeyi unutuyorum.yapanlar nasıl yapıyo.çıldırcam yaa