Arkadaşlar 15 senesini İngilizceye vermiş bir tercüman olarak söylüyorum. Dil öğrenmek tarih, coğrafya öğrenmeye benzemez.
Tarih çalışıyorsanız, diyelim ki Lale devri, açar okur ezberler bitirirsiniz.
Ama dil canlı bir varlık. Her an değişiyor. Çok kapsamlı.
Neden öğrenemiyorum demeniz doğal, çünkü neyle karşı karşıya olduğunuzun farkında olmayabilirsiniz.
15 senemi verdim, mezun oldum, mezun olduktan beri kaç senedir piyasasındayım.
Sayısız çeviri yaptım hem ingilizceden türkçeye, hem türkçeden ingilizceye. Hem sözlü hem yazılı..
Ama hala bir şeyler öğreniyorum, hala bilmediğim bir kelime, terim, kalıp çıktı mı açıp saatlerce araştırıyorum.
Kafama yer etsin diye, aklımdan geçiriyorum gün içinde. Yapmassam yerimde sayarım, hatta geri giderim.
Dil nankör. Hayatınızın önemli bir parçası olduğunu anlamak zorundasınız.
İŞİN PÜF NOKTASI, kendi dilimizin gramerini ÇOOOOOOOOOK iyi biliyor olmak!!!!
Eğer Türkçe'de cümle yapılarını, öğelerini çok iyi biliyorsak; başka bir dilinkini de kendi dilimizi referans alarak anlayabiliriz.
Kendi dilinizi ne kadar iyi biliyor ve kullanabiliyorsanız, başka bir dili de o derece anlayabilir ve kullanabilirsiniz.
İşe basit çeviriler yaparak başlayın. Anlayamadığınız uzun cümleleri parçalara bölerek incelemenizi tavsiye ederim.
Böylece cümle kurulum mantığını aklınıza yerleştirebilirsiniz.
İKİNCİ MESELE; dil kurslarına gereksiz paralar bayılmayın. Çünkü kimse sizin kafanıza paket halinde bir dili sokuşturamaz.
Kendi başınıza uğraşa didine, okuya okuya öğrenmekten başka çareniz yok.
Dil kurslarında size ancak grammar anlatırlar, ki o da zaten tüm ders kitaplarında var. Açıp okursunuz zaten.
Okuyun da, birkaç defa okuyun önce grammar'i.
Sonra alın elinize bir İngilizce hikaye kitabı. Beginner stage'ten başlayın. Açın internetten de sözlükleri (Tureng, Seslisözlük, Zargan... vs.)
Orada gördüğünüz cümleleri çevirmeye çalışın, bakın nasıl anlıyorsunuz cümlelerin hangi mantıkla kurulduğunu.
Anladıkça seversiniz, sevdikçe ilerlersiniz
Garanti veriyorum.
SON OLARAK, yılmayın. Çok çabalamalısınız, gerçekten niçin öğrenmeniz gerektiğini düşünüp motive olun.
Karşınızdaki belki de hayatınız boyunca işinize yaramayacak bir kimya, fizik, coğrafya falan değil.
İngilizce bilmemek büyük eksiklik. Günümüzde bilgiyi bu kadar ulaşılabilir kılan şey internet ve internetin dili İngilizce.
İnanın, Google'da birşeyi Türkçe arattığınız zaman aslında HİÇ birşey bulamadığınızı İngilizceyi öğrendiğiniz zaman anlayacaksınız.
İnternette Türkçe kaynaklar yok denecek kadar az. Ama aynı şeyi İngilizce arattığınızda önünüze dünyalar seriliyor ve İngilizce bilmeyen insanlar tüm o bilgilerden mahrum kalıyor!!!! Gerçekten büyük kayıp...
İlk birkaç ay zor olacak, beceremiyorum galiba diyeceksiniz ama sonra bir anda açılmaya başlayacaksınız.
Orta seviyede bilmek de yeterli. Dil demek, ait olduğu milletin kültürü, anlayışı, sezgisi, tarzı demek ve siz tüm bunlara aşina olmadan asla bir İngilizin bir Amerikalının size her söylediğini anlayamazsınız zaten. Bu normal, bunun için kasmayın. İlk yapmanız gereken grammar'i sular seller gibi bilip, cümle mantığını kafanıza yerleştirmek.
Gerisi kelime dağarcığınıza yavaş yavaş kelimeler ve kalıplar eklemekten ibaret =)
Kolaylıklar dilerim.