İngilizce öğreniyoruz (bizim kızların topiği)


I totally agree...I guess this is not a proper way to learn English...In this way you can improve only your vocabulary...You can't, speak and understand English in this way...You can speak TÜRKİLİZCE...In my opinion instead of learning and translating the words, try to learn how to build a sentence...At first try to learn the structure of a sentence...And you shouldn't think as a Turkish...you should try to think "how can this sentence be expressed in English?"...However, I appreciate your ambition, too...if you find the right methods, you can reach your goal...

"tamamen katılıyorum...Bence bu İngilizce öğrenmek için doğru (uygun) bir yöntem değil...Bu şekilde sadece kelime bilginizi ilerletebilirsiniz...Bu yolla İngilizce konuşup anlayamazsınız...ancak TÜRKİLİZCE konuşabilirsiniz...Bence kelimeleri öğrenip Türkçeye çevirmek yerine nasıl cümle kurulur onu öğrenmeye çalışmalısınız...Öncelikle cümle yapısını öğrenin...Ve bir Türk gibi düşünmemelisiniz..."bu cümle İngilizce nasıl ifade edilir?" diye düşünmeye çalışmalısınız...Fakat çabanızı ben de takdir ediyorum...eğer doğru yöntemler bulursanız amacınıza ulaşırsınız...."


son olarak; vaktim oldukça seve seve yardımcı olmaya çalışacağım...en azından gördüğüm hataları söyleyebilirim ya da şöyle yaparız gelebildiğim günler başlıklar halinde bir şeyler vermeye çalışırım...bildiğimiz söyleyebildiğimiz yapıları kullanarak dedikodu yapmaya çalışırız bu da bizi yanlış öğrenmekten kurtarır...I think I can help you as I have been an Eglish teacher for 7 years...(sanırım size yardımcı olabilirim çünkü 7 yıldır bir ingilizce öğretmeniyim )
 
Son düzenleme:
yardıma açığım
bilmeyen birisinin çalışma programı hazırlaması ancak bukadar olabilir ancak dışarıdan gelecek profosyonel yardımlarada açığım
ödevlere cezalara hazırım

örneğin siz bana
bir gramer verip bununla ilgili 10 tane cümle kuracaksın derseniz bunun gibi birşeyide yaparım
ama dediğim gibi insan kendi başına ancak bu kadar çalışabiliyor

açıkçası gramer olarak preintermadiate kadar kursa gittim ama kursu bırakalı çok oldu ve ara verilip üstüne gidilmeyince unutuluyor nankör dil
birde öğrendiğim grameri kullanamayanlardanım
kendimi sesli ifade edemiyorum yani konuşamıyorum


film izleyerek
listening yapıyorum bazen şarkı dinliyorum

hikaye kitabı okuyarak reading yapıyorum
ama speakin ve writing yapamıyorum
1 paragraflık bir hikaye hayatta yazamam tıkanır kalırım
bildiğim bütün kelimeler sanki uzaklara kaçıyor benden

dediğim gibi seve seve yardıma açığım

hani şunu da itiraf edeyim kursa gittiğm zamanlarda zorunluluktan (abligation) gidiyordum ozaman çok sıkılıyordum çalışmıyordum
şimdi gerçekten kendim için başarılı olmak için öğrenmek istiyorum
hemde hiç istemediğim kadar öğrenmek istiyorum

eğer şu gramer yapısına çalışılacak derseniz oturur çalışırım ve zaten öyle ezbere kalıpları hemen yapabiliyorum (sayısalcı olmanın faydası)
ama bu öğrendiğim yapıları bir türlü kullanamıyorum (sayısalcı olmanın zararı)


gerçekten bilgiye açım ve hazırım
ama lütfen 2 gün yardım edip üçüncü gün bırakmayın gerçekten ihtiyacımvar bunu başarmaya
kendime olan özgüvenimin yeniden yerine gelmesini istiyorum :84::84::84:
 

söylediğim gibi elimden geldiğince, vaktim oldukça yardımcı olmaya çalışacağım...

:)) hadi ilk dilbilgisi dersimiz...cümlelerimizi kurarken unutmamamız gereken şey...basit kurallı bir İngilizce cümle kurmanın yolu belki de temeli..hemen hemen herşey bunun üzerinde gelişir...

SUBJECT + VERB + OBJECT üçlüsü....bunu araştırıp basit örnekler istiyorum...önce kaynaklardan cümleler sonra bildiğiniz kelimeleri kullanarak kendinize ait basit cümleler...
 
Son düzenleme:

peki yapacağım ne kadar zamanım var :))
 
subject; özne
I
you
we
they
he
she
it

verb; fiil
am/ is/ are
to be
yada diğer fiiller

object; isim

i am a teacher
 
Son düzenleme:
SUBJECT + VERB + OBJECT
Mehmet taught his son. (alıntı)

Mehmet came home.

I learn English.

I am (I’m) here. (Ben buradayım)
You are (You’re) here. (Sen buradasın)
He is (He’s) here. (O burada)
She is (She’s) here. (O burada)
It is (It’s) here. (O burada)
We are (We’re) here. (Biz buradayız)
You are (You’re) here. (Siz buradasınız)
They are (They’re) here. (Onlar buradalar)

bunları araştırdığım yerlerden buldum

şimdide benim cümlelerimi yazacağım :)
 

güzel hadi bakalım bekliyorum...yarın (ya da en kısa zamanda) cümleleri öğelerine ayırma çalışmaları yapacağız :))) ama cümle kurmaya çalışırken buna dikkat et... İngilizcede böyle ifade edilir, İngilizce konuşanlar böyle cümle kurarlar diye...
 
" a teacher" şeklinde gözüküyor...

düzelttim sanırım :))

I read a book

I am a student

they are girls

she is a dentist

i speak turkish

i can swim

i am a human

i am a girl
i am a woman

i wash dishes

i love tv serries

i go supermarket

she is a cashier

( sadece subject + verb + object ) üçlüsü ile cümle kurmak ne kadar zormuş bütün herşey ağzıma tıkılıp kaldı
daha fazla tense pleaseee
 
prenses peri günler tamamdır

süpersin

ödevin buyur canım noktaları am is are kullanarak doldur olurmu canım


I ..... a university student.

You ..... a clever person.

He .... a good doctor.

She.... a teacher of English.

It .... a wild dog.

We .... university students.

You ... intelligent students.

They .... teachers of English.

Istanbul ... a beautiful city.

These apples .... very delicious.

Peter and Ashley ... good friends.

My father ... a famous artist.
 
PRESENT TENSE IN ENGLISH - İNGİLİZCE'DE GENİŞ ZAMAN

İngilizce fiillerin bir çoğu iki basit present biçime sahiptir. Ana biçim..

I / you /we / they walk.
Ben / Sen,Siz / Biz / Onlar yürür.

ve üçüncü tekil şahıs sonuna s eklenen temel bir durumdur.


He / she / it walks. O / O / O yürür.

Bir fiil y ile bitiyorsa, y harfi i yapılır ve es eklenir.

She cries. O ağlar.
It flies. O uçar.

Geniş zaman davranış alışkanlıklarını ve karakteristiklerini tanımlar.

always her zaman
often çoğu kez
seldom nadiren
usually genellikle
sometimes bazen
rarely seyrekçe
frequently sıkça
occasionally ara sıra

never hiçbir zaman


Susan always smiles. Susan her zaman gülümser.
George seldom laughs. George nadiren güler.
We rarely frown. Kaşlarımızı seyrek çatarız.
He is handsome. O yakışıklı.
She is beautiful. O güzel.


Commands / Orders
Emirler / Talimatlar
Bir cümlenin öznesi çıkarıldığında, geniş zaman emir kipi halini alır.

Smile! Gül!
Walk. Yürü.
Run! Koş!

'to be' fiilinin birincil temel hali be dir.

Be kind! Kibar ol!
Be strong! Güçlü ol!
Be brave. Cesur ol!
 
yanlış yolda olduguna dair eleştirenler olmus ama ben gramer e dair eklemeler yapmaya devam edeceğim..çok iyi bilmiyorum tamam ama belki bir faydam dokunur
 
aydasu ben cevaplarını aldım hemen kontrol ediyorum sen mesajını editlermisin değilse kopya olma ihtimali olur
 
Hocalarım katkım olur mu bilmem ben de bunları buldum :26:
Simple Present Tense (Affirmative)
(Geniş Zaman Olumlu Cümleler)

Simple Present Tense Türkçe'deki Geniş Zamanın ifadesidir. Simple Present Tense bir eylemin sürekli tekrarlandığı veya alışılagelmiş olduğu fikrini verir. Bu eylem bir alışkanlık, hobi, günlük bir olay, planlanmış bir olay veya sık sık tekrar eden bir olay olabilir. Her gün (every day), her hafta (every week), her ay (every month) ve her yıl (every year) zaman belirteçleri Geniş Zaman’da kullanılır. Geniş zamanlı olumlu cümlelerde, cümlenin öznesi “he, she, it” gibi üçüncü tekil şahıslardan birisi ise, fiile fiilin yazılışına göre “-s”, “-es”, ya da “-ies” takılarından birisi getirilir. “I” ve “you” gibi tek kişiyi temsil eden zamirler kullanıldığında fiile herhangi bir takı getirilmez.

I eat lunch at home. (Ben öğle yemeğini evde yerim.)
We go to the cafeteria at 12:00. (Biz yemekhaneye saat 12’de gideriz.)
You leave the classroom at 16:00. (Siz sınıftan saat 16’da ayrılırsınız.)
They drink tea at breakfast. (Onlar kahvaltıda çay içerler.)

We have a book quiz every week. (Biz her hafta bir kitap sınavı oluruz.)
I drink tea every morning. (Ben her sabah çay içerim.)
They go to the sports center every Friday. (Onlar her Cuma spor merkezine giderler.)
The students get up at 6 o’clock every day. (Öğrenciler her gün saat 6’da kalkarlar.)

He runs every morning. (O her sabah koşar.)
She drives to school. (O okula arabasını kullanarak gelir.)
My mother cooks dinner every day. (Annem her gün akşam yemeği pişirir.)
The boy walks to school. (O [erkek] çocuk okula yürüyerek gelir.)

I run every morning. (Ben her sabah koşarım.)
He drinks milk every morning. (O her sabah süt içer.)
You come to school by bus. (Sen okula otobüs ile gelirsin.)
The students study every evening. (Öğrenciler her akşam çalışırlar.)
Burak listens to classical music. (Burak klasik müzik dinler.
John and Linda eat at home. (John ve Linda yemeği evde yerler.)
 
These apples ...is. very delicious. canım bir yanlışın bu var.these apples la birden fazla elma kastedilmiştir.o yüzden are olur diğerleri dogru

 
These apples ...is. very delicious. canım bir yanlışın bu var.these apples la birden fazla elma kastedilmiştir.o yüzden are olur diğerleri dogru


Hımm ben onu şey diye düşünmüştüm canım elma cansız ya it dedim ona kendimce sonra da it is oldu...
Teşşekür ederim
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…