İngilizce öğreniyoruz (bizim kızların topiği)


he sende temel var yani bende tuttum en baştan başladım pardon cicim..konusma kısmını ben halledemedim valla..içinde yaşamak lazım onun..sorduklarında pat diye cevap vermek lazım.çalıştıgım yere yurt dışından tel geliyor 2 kelimeyi üst üste koyup cümle kuramıyorum
 

bende biraz temel var ama :) temel olmayan arkadaşlarda var o yüzden siz anlatın benim için ileriye almayın :) bende tekrar etmiş oluyorum ve unuttuğum bilmediğim şeylere bakıyorum :))
valla 3 kez aynı kursa aynı kur a gittim ama :) konuşmayı beceremedim..
 

bende öyle ögretiyorum. ben ingilizce öğretmeniyim arkadaslar istersenşz yardımcı olabilirim
if you want ı can help you.
 
bende öyle ögretiyorum. ben ingilizce öğretmeniyim arkadaslar istersenşz yardımcı olabilirim
if you want ı can help you.

:) pakala present perfect ile present perfect prograssive arasındaki fark nedir??
i have lived in istanbul for two years...

i have been living in istanbul for two years..
ikiside aynı anlama geliyor ama kpds de ben bu farkı nasıl anlarım
 
Hi, girls...

I'm sure of that this topic will be usefull for all of us.
You are very clever and hardworking sisters.
By the way; it's time to learn the best grammer from our English Teacher tweety25.

Welcome...


to be sure of : emin olmak
usefull : yararlı
all : hep /hepsi
clever : akıllı/zeki
hardworking : çalışkan
By the way : bu arada
time : zaman / vakit
best : en iyi
 

canım öğretmen varken yanlış bişey söylemiyeyim.
ama
i have lived ..... yaşamışsın, bitmiş. süreç tamamlanmış (-ed takısı zaten geçmiş zaman biliyorsun )
i have been living.... : süreç hala devam ediyor. (-ing takısı da şimdiki zaman)

maalesef ikinci cümleyi türkçe de karşılayan bir zaman kavramı yok. o sebepten kafa karışıyor.
 

canım işte çevirince yaşamışsın bitmiş olmuyor
ikiside 2 yıldır istanbulda yaşamaktayım anlamına geliyor
sanırım
bende anlam karmaşasına düştüm hemde çok pis
 
canım işte çevirince yaşamışsın bitmiş olmuyor
ikiside 2 yıldır istanbulda yaşamaktayım anlamına geliyor
sanırım
bende anlam karmaşasına düştüm hemde çok pis

canım okuduğun cümleleri ingilizceye çevirmeye çalışma.
konuşurken de ingilizde düşünme.
ingilizce kalıp dili.
neden? niçin? e girince çıkamıyorsun işin içinden

ben kolej çıkışlıyım, lara da aynı okulda.
3 senedir tekrar farkettim ki ingilizceyi kalıplarla öğretiyorlar.

kullanılan sözlük bile ingilizceden ingilizceye.
çünkü ingilizce türkçe gibi sondan eklemeli bir dil değil.
anlatabildim mi bilmiyorum.
ay öğretmenimiz nereye gitti yahu
 
evet ya öğretmenimiz nereye gitti ???

kesinlikle katılıyorum sana bende kalıp olarak hepsini ezbere biliyorum ama iş konuşmaya gelince sözün bittiği yerdeyim :)):86::86:
 
girls, i am sorry but you are in the wrong way
you had better find a professional speaker or a teacher
i just took a glance at the messages, but there are lots of mistakes
i don't write to underestimate you, i just want to help you
i appreciate you because of your perseverance



kızlar üzgünüm ama yanlış yoldasınız, profesyonel birini bulsanız iyi olur çünkü mesajlara bir göz attım da gerçekten çok yanlış var, sizi küçümsemek için yazmıyorum, sadece yardım etmek istiyorum ve azminizden dolayı sizi takdir ediyorum
 
keşke profosyonel bir yardım alabilecek maddi olanaklara sahip olsaydım. hiç durmaz hemen bir kursa kaydolur yada yurtdışında öğrenim görürdüm..
malesef ben bu imkanlara sahip değilim. ama bunlar beni pes ettiremez. şuanda elimde olan en iyi olanak;
ingilizceden ingilizceye bir sözlük
türkçe ingilizce bir sözlük
bir kpds kitabı
bir test kitabı
ve internet
birde daha önceden gitmiş olduğum kurs eğitimi (temelim)

elimde olan imkanları en verimli şekilde kullanıyorum
bir mısırlı bir italyan ve 5 te amerikan arkadaşım var
onlar benim konuşmam için destekliyorlar
hatalarımı düzeltip cümlemi yeniden kuruyorlar
onlar bunu yaparken profosyenel yardım al git sen hiç çabalama demiyor
burada çabalıyoruz,
keşke (i wish) --- > yeni öğrendim
kusurlarımızın olduğunu söylemek yerine gelip şunları yanlış biliyorsunuz şöyle olacak deseydinizde imkanlarımızın genişlemesini sağlasaydınız çünkü bu şekilde ne ben başka bir eğitim olanağından yararlanabilirim ne de sen bize yararlı olabilirsin


whatever;
i learn new words;
abligation= zorunluluk
permission=izin
request= rica
prohibition=yasaklama
scarcity= yaralışehir
circumstance= durum
preference= tercih
advice= tavsiye
habbit= alışkanlık
about= yaklaşık

i watch tv serries but english, not subtittle :))
gilmore girls

i worked modals and :) , read book (çanlar kimin için çalıyor)
i talk abaout divorced with my husband ( ex )
 
benim profesyonelce konuşan birinden kastım veya öğretmenden kastım gidin özel ders alın hoca tutun falan değildiki. bu herkesin aklına gelir elbette niye böyle bişeyi size söyliym? forumda birsürü yardımsever ingilizce öğretmeni var, onlar size yardım edebilirdi. zaten profesyonel yardım alınca da cabalamazsan hiç bişey olmaz arkadaşların neden böyle bişey desin ki, ama en azından hataların düzeltilebilir. benim söylemek istediğim, burda emek veriyosunuz ama yaptığınız yanlışların farkında değilsiniz.
ben gelip de hata yapıyosunuz o öyle değil böyle olur diye düzeltsem çok mu şık bi hareket olucaktı sence? bi açıklama falan yapmadan?
 

demek istediğim şu ki evet yanlışlarımızı düzeltmen güzel olur..
zaten buraya konu açmamızın sebebide benim gibi öğrenmek isteyenlere de ingilizceyi bilip öğretmek isteyenlere de yönelik bir çalışma olması..
eğer biliyorsan ve bize yardım etmek istiyorsan senin bizi düzeltmene neden kızalim ki..

diğer arkadaşlarda zaten hatırladıkları kadarı ve bildikleri kadarını paylaştılar

bir tane ingilizce öğretmeni geldi ve geldiği gibi kayboldu

sonuçta buraya konu açtım ki herkes faydalanabilsin :)
eğer biliyorsan ve yardımcı olmak istiyorsan senin bilgilerinden faydalanmaya da hayır demem doğrusu..
hani konu bilgi edinmek için açılmamış olsaydı evet düzeltmen hoş olmaya bilirdi belki :)
ama konu zaten öğrenmek için açılmış bence düzeltmende bir sakınca yoktur
diğer arkadaşların da bunu anlayışla karşılayacağından eminim..


soon ex
i think
 
okay, we can start with the first problem
you translate word by word, you know a little english, you are perfect at these subjects
but when there is something new, you make the same mistake, the placement of the elements are different from turkish in many foreign languages

know:bilmek
translate:çevirmek
word by word:kelime kelime
subject:konu
same:aynı
mistake:yanlış
placement:yerleştirme
foreign:yabancı
element:öğe
different:farklı

(bu parçayı özellikle ingilizce yazdım ki okuyup anlamaya çalışın, bu konuda da yavaş yavaş ilerleyin diye, tabi anlamadıgın bi yeri varsa sor, kelimelerin çoğunu yazdım)

your sentence:
i talk abaout divorced with my husband ( ex )

i talked with my ex-husband about divorce

divorced sanırım sıfat oluyo türkçede ben türkçe gramer hiç bilmiyorum çünkü
kullanımı şöyle: we are divorced
divorce bunun isim hali, aynı zamanda fiil hali
hani biz okumaktan okunmuş deriz ya, geçmiş zaman ekiyle sıfat yaparız bunu, onlarda da aynen fiil+geçmiş zaman eki (divorce+d) olarak yapıyo (geçmiş zaman perfect burda, düzensiz fiillerde karışmasın)
''bu kitap okunmuştur'' deriz mesela, sondaki ''tur'' ekini kullanmadığımız için ingilizcede hep unutulur
onu da işte am/is/are ile karşılıyoruz
this book is read
read fiilinin 3. halide read oldugu için değişmedi
(eğer passive biliyosan aslında bu onun ta kendisi)
 
Son düzenleme:
ben kocamla boşanma hakkında konuştum demek istemiştim neler demişim ya
yes ı saw my mistakes :))
i hope i wrote right :))

thanks cemre


passive öğrenmiştim :) ama daha o konuyu tekrar etmedim
şimdilik tense leri çalıştım ve modalları çalıştım
ve hergün 5-10 kelime ezberliyorum yabancı film izliyorum altyazısız birde yabancı arkadaşlarla chat yapmaya çalışıyorum konuşma pratiği olsun diye


prenses peri günler tamamdır

ALA will quiz tomorrow..
in
on
at
galiba bunlardan
on günlerin önüne geliyor
on monday
on sunday
in istanbul
in ankara
at university
at school
bunları doğru mu yaptım??
 
bunlar tamam en temel örnekler ama, bazıları var, bölgeden bölgeye değişir
mesela on the plane de derler in the plane de derler veya on a ship/ at a ship
ama şunlar pek deişmez: on the bus, at the bus stop

bu yüzden in at ve on'a fazla takılmayın derim temel şeylerden başka. zaten devam ederseniz kulak dolgunluğuyla oturur
ama mesela günlerden önce ''on'' geliyo evet bu önemli
yıllardan önce ''in'' geliyo (in 1989)

bu arada filmleri ingilizce alt yazılı izlesen cok daha yararlı olur



ALA will quiz tomorrow.. bu cümlede fiil yok bu arada :)) sen sec dogru fiili, ben hemen söylemiym
 
Son düzenleme:

ingilizce alt yazılı bulamadım (
birde dizi izliyorum herhalde ondan ama evde filmlerim var onlarıda ingilizce alt yazılı izlerim :))
 


ALA will do quiz tomorrow (aslında make demek istiyordum da nedense make i hep yemek yapma olayıyla özdeşleştirdiğimden elim varmadı yazmaya :)) )
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…