yok yok haklısın
hafta sonu çok güzel geçti
aferin dedi hep böyle ol bak sıfır kıskançlık süper anlayış
Pek sevgili üşüyen prenses. Sen ne güzel pamuk gibi olmuşsun, böyle devam et
AMA
Tarafsız bir gözle yazmadan duramayacağim;
Son konularda adam iyice 'aman beee,senin tribine!' moduna girdi, ve sen de onu öyle görünce hatalarinla yüzleşip böyle pamuk gibi,eskiden aylarca uzatacagin konuları bir anda tatlıya bağlayan bir insan oldun ya
İnan ki adamin beyni şöyle düşünecek : yaaa işte, sı..an yaranir.
Boş vaktin varsa lütfen psikolojide scinerin fare deneyiyle ilgili yazılar oku (çok keyifli anlatılan yazılar var)
Basitçe fareyi bir kafese koyuyorlar, düğmeye bastıkca yemek veriyorlar. Ödüllendirildiği için düğmeye basmayı öğreniyor. Ya da başka bir düğmeye basınca elektrik veriyorlar bir süre sonra artık oraya yaklasmiyor. Bazen yemek verip bazen vermezsen de fare inatla basmaya devam ediyor... Bunu genelde cocuk egitiminde çocuğa on kere hayır hayır hayır deyip sonra 'allah kahretsin,tamam be' diyen annelerin cocuklarinin 'nasilsa yeterince azitirsam tamam diyecek' diye kendilerini yerden yere atmasıyla falan ilişkilendirirler. Nereye çeksen gidecek bir konu.
Ben de senin üşüyen prens ile ilişkilendireyim:
Adam sana prenses gibi davranıp ilgi (fareye göre yemek) verdikce, senin üstüne düştükçe sen simardikca simarmis, daha çok ilgi için ona kötü sözler söylemiş, onu kısıtlanmış, boğmuş, surat asıp kavga cikarmissin.
Ama adam ne zaman sana elektrik vermeye başlamiş, artık senden biktigini söylemiş, seni üzecek şeyler yapmaya başlamış. Bu sefer de sen bir büyük tepki verip sonra kaybetme korkusuyla alttan almış, yumusamissin.
Bu davranışın adamın kötü hareketlerini pekiştirir, farkında olmazsin.
Böyle yapana kadar adamın güzel hareketlerini, tatlı davranışlarını pekiştirir. Ne bileyim, sana bir adım attığında memnuniyetsiz memnuniyetsiz 'niye iki adım atmadin' deme de, bu adımdan ne mutlu olduğunu hissettir,günün gecesinde ona şarkı söyle ses kaydı at falan...
Böyle devam edersen çok kısa sürede işler tersine dönecek, özellikle köprüyü geçtikten sonra...
Mutlu olmak istediğini biliyorum. Ama böyle devam edersen mutsuzluk garanti, inan buna.
Psikiyatr meselesine gelince teşhis olarak ne söyledi? Belki de tam sana oturan,net birseydir. Mesela ben de üni yıllarımda psikoloji dersinde agorofobiyi izlerken birden aydınlandım. İki yıldır yaşadığım ve beni çok zora sokan ama benim 'strestendir, şöyle soyle yapsam gecer' dediğim şey resmen agorofobiymis, hocanın slaytta anlattığı her maddede kendimi buldum. Ertesi sabah psikiyatre gittim, Adam birkaç dakika konuşmadan sonra bana agorofobi dedi ve ilaç yazdı.
Yani teshis-cozum.
Sonuçta doktora 'burnum alıyor, ateşim de var' diye gitsen seni saatlerce dinlemez ve nurofen yazar gönderir. Sonra da iyileşirsin:) öyle değil mi?
Bence tekrar git (başka doktora) eğer o da aynı tanıyı koyarsa ilacını al ve kullan. Ben de birkaç ay kullandım agorofobi ilacımi. Ve inan ki huzura erdim. 7 saatlik otobüs yolculuğuna gidemezdim, yol eziyet olurdu. Sonrasında 20 günlük otobüs yolculuguna yazildim:)) ilaçlardan korkma.
Veeee artık bir adım at