Ya belki adam kafelerde saçma bir makarnaya ya da doymayacagin antin kuntin bir yemeğe kebap parası odenmesine prensip olarak karşıdır:)
benim de karşı olduğum bazı yerler var, mesela üçüncü nesil kahveci denen yerlere ancak çoook çok ısrar sonucu giderim. Biri de ismarlasa mantığım almaz yani düz bir kahveye onca para odenmesini. Ya da araplara yönelik sunumla musteriye bir şeyleri geçirme derdinde yerler, mesela Süleymaniyede bir teras var, Dr limonata isteyince serum şişesinde , serum askılığıyla getiyor, hemsire şapkalı ya da doktor önlüklü,steteskoplu garsonlar getiriyor,çok meşhurdu. Mesela bizim tüm iş yeri toplandı o mekana gitti. Ben gitmedim çünkü yani bana ters öyle yerlere gitmek:)
Belki adam da belli bir yaşa gelmiş, artık kesin olarak sevmediği şeyleri biliyordur,kafeler de bunlardan bazılarıdır.
Ne bileyim, bir de çoğu kafe öylesine yapıyor yemekleri, tad almaktan ziyade doyuyorsun. Ben ne zaman çok sık kafede yemek yesem o dönem bağırsak problemleri yaşarım. Ama ocakbaşı öyle mi? Katkı maddesi yok,margarin yok..düz et düz lavaş mis gibi
Adamın da kendince böyle bir tercihi olabilir. Ama "ilk görüşmede ocakbaşı mi olur,ayı" demeyin,onun da seveni var
Ama şu konuda haklısınız. Sizinle buluşmuş malını mülkünü saymış. Siz vergi memuru musunuz, size ne adamın malından mülkünden? İnsanligiyla karakteriyle sizi etkileyemiyor da eviyle arabasıyla mi etkileyecek?
Tüm parçalar birleşince biraz huzursuz edici bir profil çıkıyor. Yine de adama karşı meyliniz varsa üçüncü buluşmayı da siz organize edin bakalım,ona uyum sağlayacak mi..