peki bu hayal kırıklıgı yaratmadımı sizde ?Yukarıda yazdım bende de çakmadı
Ben de ne şimşeği diyorum hatta öyle bir beklentim de olmadı hiç
Oğlum seninki gibi tüp bebek zorluğu vs biliyorsun buna rağmen şimşek vs olmadı
Merhaba herkese, Uzun bir yazı oldu ama içimden gelenleri karşımda birisi varmış gibi anlattım.. Belki de yüzleştim..
26 yaşındayım. 22 Haziran 2013te evlendim. Beklentilerim olan ama beklentilerinin neredeyse hiç biri oluşmamış içi öfkeyle dolu bir Anneyim. Çok fazla vicdanlı ve çok fazla merhametliyim ama bunların yanında sevgi doluyum diyebilir miyim bilmiyorum hatta galiba değilim bile diyebiliyorum. 17 yaşından beri çalışma hayatındayım şuan Mali müşavir ve Muhasebe öğretmeniyim, sıcak kanlı, insancıl ve haraketli bir yapıya sahibim. Evlendiğim günden beri ilk yılımız eşimle mâ’nen çok şiddetli geçimsizliğimiz vardı kaç kere boşanmaya kalksakta yaşanan çok az diyebileceğim iyi günlerimizin hatrına hep şans verdik evliliğimize.. Yeni fark ediyorum eşim kendine ve bana şans verdi ama ben hiç bize şans vermemişim hep evliliğimize şans vermiş donuk bir aile hayatı yaşamışım.. Evlenirken ne eşimde ne de bende maddi hiçbir birikim olmadan kredi çekerek borçlanarak evlendik. Hayatında hiç borç ödememiş , kazancının bir kısmını ailesine verip bir kısmını kendisi harcamış ve tamamen olmasa da kısmen özgür yaşamış biriydim. Eşimden beklentim maddi hiçbirşey olmadı ama yapımdan ve yaşımın genç olmasından olsa gerek sürekli arkadaşlarımızla olalım, gezelim eğlenelim istiyordum ve eşimde benden 8 yaş büyük ve bu isteklerimi zamanında fazlasıyla yaşamış biriydi – evlenince de aynı olacağını düşünmüştüm- bu yüzden eşim haftaiçi akşamları asla dışarı çıkmaz haftasonu ise bence sıkıcı o ise keyif verici tarihi gezileri yapmamızı severdi. Arkadaşlarımı eleştirir sürekli siyasi ve dini inanç gözüyle ayırır, hep kendi penceresinden haklı ve haksızı ayırt ederdi ve bu yüzden en yakın dostlarımla görüşmeyi kestim.. Yalnız ve içine kapanmış, sürekli ağlayan, hayatından memnun olmayan, sürekli sorun çıkaran bir kadın olmuştum.
Aslında biz gerçekten BAŞKA DÜNYALARIN İNSANIYDIK.. kültürel farklılığımız o kadar çoktu ki.. Ben Tesettürlü fakat sosyalist düşünceli biriyim ve ailemde öyledir, eşim ve ailesi ise rahat giyinen pek tesettürün yer almadığı ve milliyetçi görüşü olan aşırı sağ kesimli bir aileydi. Ben küçük yaşta iş piyasasından olmamdan ötürü genç yaşta “fazla bilmiş” o ise “fazla bilmemiş” biriydi. Ben neysem öyle davranır içi dışı bir hatta fazla dobralık yüzünden karşındakini kırabilen bir özelliğe sahibim, süslü kelimeleri sevmem ve “herkes kendi hayatıyla ilgilensin” modunda yaşayan biriyim. Eşim ve ailesi ise sürekli birbirlerinin hayatına müdahele eden, kibar, süslü kelimeleri seven, aşırı kırılgan yapıda ve resmi bir ailedir. Sözün kısası Kültürel farklılığımız ciddi boyuttaydı ve bizim topluluğumuz ve aynı zamanda kadının içgüdüsel duyguları sebebiyle onlara uyum sağlaması gereken kişi bendim..
Evliliğimizin 8.ayında maddi sıkıntıdan dolayı ailesinin evine taşındık sadece eşimin annesi ve babasının yaşadığı eve. Taşınınca belki düzelir dediğimiz ciddi boyuttaki tartışmalarımız hiçbir şekilde düzelmedi ve aynı şiddette devam etti ve anladık ki biz birbirimizi sevmiyoruz boşanmaya kesin karar verdiğimiz dönemde beklenmedik bir şekilde hamile olduğumu öğrendim. Benim o kadar çok sevindiğim ve mutluluktan kendimi ifade edemediğim bir haberdi ki, eşim aynı sevinç içinde değildi. Aldırmak istedi, kendince haklı sebepleri vardı ama ben asla yanaşmadım. Karnımda henüz hissetmediğim bebeğime sarıldım, yaşama sevincim oldu.. Yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen rahat bir hamilelik geçirdim tabi bu süreçte eşimle aram düzelmişti, eşim bana aşık olmuştu bi dediğimi iki etmiyordu, kızı daha doğmadan ona da aşık olmuştu hâlâ da aşık kızımıza ve bana.. Ben doğuma kadar çalışmaya devam ettim sadece şirkette mali müşavir olarak.. Hamileliğimi çok sevmiştim.. Doğumun olduğu gün bazı aksilikler oldu sezeryan ameliyat olmak zorunda kaldım. Ve uyandığımda kızımı kucağıma verdiler işte o an o annelik şimşeği çakmadı bende! Hiçbirşey hissetmemiştim bunu aldığım narkoza bağladım biraz zamana ihtiyacım olduğunu düşündüm. Eşimin ailesinin evinde kızıma bir oda yaptık ve bütün lohusa dönemim o odada geçti. Ciddi bunalımlar ve eşimin ailesi ile ufak tefek tartışmalar yaşadım. Eşimin ailesi iyi insanlardır, evliliğimin ilk sürecinde kendi çocuklarına karıştıkları gibi benim hayatıma ve aileme karışmalarını istemedğimi birkaç kavga ile öğretmiş olduğum için (kavga etmek zorunda kalıyordum çünkü tatlı dille anlatmama rağmen hoşlanmadığım davranışlar devam ediyordu) benim yaptıklarıma müdahele edemiyorlardı.. Annelik duygusunu, sürekli beklediğim ,içime doğmasını en çok istediğim o duyguyu yaşayamıyordum, iş hayatıma geri dönüp, kalabalık bir çevrem olup gülmek eğlenmek istiyordum. Kızıma mükemmel bir şekilde, özenle bakıyordum ama hissederek değil vicdan, merhamet ve tamamen görev duygusuyla.. O sabırsızlıkla beklediğim, karnımda sevmeye sarılmaya doyamadığım yavrum artık ellerimde ama ANNE olamıyorum ona bakıcı olabiliyorum.. Nedenini anlayamıyordum yalvarıyordum Allaha bana o duyguyu versin diye, ama içten gelmiyor hiçbirşey hissetmiyordum ve o hiçbirşey hissetmeme duygusu eşime karşı da var.
Kızım şuan 8 aylık ve ben yaklaşık iki aydır çalışıyorum bütün gün şirkette ve haftanın 5 akşamı da öğretmenlik yaparak yoğun bir şekilde çalışıyorum. Kızıma eşimin annesi bakıyor. Emzirmiyorum çünkü kızım 2 aylıkken safra kesesi ameliyatı olduğum için sütüm kesilmişti.. Aramızdaki en önemli bağda kopmuştu kızımla..
Eve gittiğimde kızım bana yabancı gibi bakıyor, onu kucağıma aldığımda, oynadığımda, benden babaannesine gitmek istiyor. Çok zoruma gidiyor bu durum o kadar çok üzülüyorum ki.. Ama hala hissetmiyorum o Anneliği bir türlü kızımmış gibi yaşayamıyorum. Ve eşimden ayrılıp kızımla uzaklara gitmek istiyorum, istediğim hayatı yaşamak istiyorum. Çalışmaya devam etmek ama kızıma da anne olabilmek istiyorum.. Borçlar bitsin ve ben iki iş’te birden çalışmayım istiyorum.. Eşim beni sürekli isteklerimden dolayı eleştiren biri, kendisi gibi olayım, kendisi gibi düşüneyim istiyor.. Oysa ben bu yanlış evliliği yaparak hislerimin ölmesine sebep oldum. Ve hiç ama hiç hazır olmadığım bir dönemde Anne oldum.. Duygularımı, yaşama sevincimi, hislerimi ve kızımı istiyorum.. Sahip olduğum hiçbir şey yok, sadece ailemle yaşadığım bir evim yok, bana ait eşyalarım yok, kızım bile bana ait değil.. Ben hislerimi geri istiyorum!!
Bence annelik duygun var..sadece su on planda değil..cunku kafanı karıştıran senin canını sıkan başka şeyler var..Çok şükür hiç hasta olmadı ama aşılardan dolayı ufak tefek ateşi çıkmışlığı vardı o zaman sabaha kadar uyumamış yanından bi sanıye ayrılmamıştım. Bu gibi durumlarda eşimi yataktan gönderirim yada yatağa yatay şekilde üçümüz yatarız.. Kızım çok sakin ve fazla ağlamayan güler yüzlü bir bebek, bir keresinde sebepsiz ağlama krizine girdi o ağlıyor ben ağlıyorum kızıma neden çare olamıyorum diye elimden de düşürmem kimseye de vermem böyle durumlarda.. Ama bazen bunu görevmiş gibi yapıyorum bazen içimden can kopuyor gibi oluyor.. Psikilojim ciddi anlamda bozuk olduğu için sanırım..
Ben buna ınanmıyorum hatta cok sasırdım bu sekılde dusunmenıze
Ben cok ınanclı bırı olmamama ragmen o zaman ılk dogum yaptıgımda cocugumu gordugumde onu yıllardır tanıyormusum gıbı hıssedısımın yanında , resmen hıssettım Allah var idi.
Dünya uzerinde ne yaparsanız yapın asla ama asla Alllah izin vermedikce o cocugu dunyaya getıremezsınız , Allah yoktan var eder.
6 parmagın olur bırını aldırırsın ama bır tane parmak yapamıyorlar .
saçın dökülüyor , yerine gelmiyor.
Annelık hislerim onun benimle var oldugunu öğrendiğim an bende oluşmaya başladı, bütün hayatımı yememi içmemi ona göre yaptım ve hçi gocunmadım fakat ben cok isteyerek anne oldum ve zorla oldum oyle soylıyım.
Benimde oglum suanda 5.5 yasında her sabah yaırm saat bır saat evde evladımmm yavrummm gibi sesler yukselıyor.
yanlış anlamayın siz yasamıyorsunuz dıye yazmıyorum.
ben dunyada belkıde sadece cocugumu sevıyorum . onun benı sevıp sevmemesıyle cok ta ılgılenmıyorum.
Ben çocugumdan kendimi asla ayrı düşünemiyorum .
Şunuda eklemem lazım , bende calısıyorum ve mutlaka yanımda gün içinde ondan bişeyler olmasını saglıyorum cogunlukla cantamda kalan bır oyuncak veya corap.
Şaşırdım
Ben buna ınanmıyorum hatta cok sasırdım bu sekılde dusunmenıze
Ben cok ınanclı bırı olmamama ragmen o zaman ılk dogum yaptıgımda cocugumu gordugumde onu yıllardır tanıyormusum gıbı hıssedısımın yanında , resmen hıssettım Allah var idi.
Dünya uzerinde ne yaparsanız yapın asla ama asla Alllah izin vermedikce o cocugu dunyaya getıremezsınız , Allah yoktan var eder.
6 parmagın olur bırını aldırırsın ama bır tane parmak yapamıyorlar .
saçın dökülüyor , yerine gelmiyor.
Annelık hislerim onun benimle var oldugunu öğrendiğim an bende oluşmaya başladı, bütün hayatımı yememi içmemi ona göre yaptım ve hçi gocunmadım fakat ben cok isteyerek anne oldum ve zorla oldum oyle soylıyım.
Benimde oglum suanda 5.5 yasında her sabah yaırm saat bır saat evde evladımmm yavrummm gibi sesler yukselıyor.
yanlış anlamayın siz yasamıyorsunuz dıye yazmıyorum.
ben dunyada belkıde sadece cocugumu sevıyorum . onun benı sevıp sevmemesıyle cok ta ılgılenmıyorum.
Ben çocugumdan kendimi asla ayrı düşünemiyorum .
Şunuda eklemem lazım , bende calısıyorum ve mutlaka yanımda gün içinde ondan bişeyler olmasını saglıyorum cogunlukla cantamda kalan bır oyuncak veya corap.
Şaşırdım
peki bu hayal kırıklıgı yaratmadımı sizde ?
Bılmıyorum belkıde bazı ınsanlar sevgılerını bellı edemez ben bellı ederım genel olarak sıcak kanlıyımdır ve duygularımı gosterırıım kın nefret sevgı ask neyse .
Böyle bir beklenti içinde değildim fakat o günden sonra çokta yazmışımdır bunu ben başka bir insan oldum daha iyi olmaya calısıyorum
Benim de hayatım ona endeksli yemem içmem gezmem
Şu an hızlı trendeyiz birlikte zira o binmek istedi Eskişehir Ankara yolundayız
Burda çocuğu bırakıp tatile gideyimcilere vs ilk karşı çıkanlardan biriyim 5 yaşında sadece iki gece ayrı kaldık o evde babası ile ben iş için otobüste
Ama şimşek mimşek yok
Anne ve çocuk arasındaki zorunlu bağa ilişkin görüşlerim eskiden beri aynı ortaokulda da böyle düşündürdüm yani
Babam kalp krizi geçirdi kurtaramayız demişler biz annemle konuştuk vs ama dövünmedik bağırıp çağırmadık herkes siz danimarkalı soğuk insanlar mısınız dediler
Ben böyleyim yani çocuğum için çoğu kişinin fedakarlık dediği şeyleri herhangi bir fedakarlık olarak görmeden yaparım ben kendimi onun için özverili hissetmem
Ama öyle ahu yavrum moduna da giremedim yani herkes az büyüsün girersin dedi 5 yaşına geldi giremedim belki ergenlikte girerim ya da gelinden kıskanırım
ben sizin yaklaşımınızı daha sağlıklı buluyorum. çocuğum yok ama olursa sizin gibi hissederdim.bazı insanlar daha soğuk kanlı olabiliyor. bir de çocuğa çok aşırı ilgi göstermek, onun da kendi kişiliğini oluşturmasını engeller bence.Beklentim yoktu ki hayal kırıklığım olsun
Bebek çok istiyordum tüp bebek ile sıfır sperm denilen bir durumda oldu çocuğum ama ayy ben anne oldum ne büyük bir duygu kutsal görev vs hissim olmadı
Çocuğumu kimseye vermem değişmem vs vs ama özel bir duygu artımı aman nasıl evde bırakıp işe giderim bakıcıya nasıl teslim ederim duygularım olmadı yani
Yaa benim 3 çocuğum var. 3 üne de bebeklik dönemlerinde resmen aşık olmuştum. İşe gittiğimde böyle bir bakışları, gülüşleri, kokuları aklıma gelirdi. İnanılmaz özlerdim. Şimşek üstüne şimşek yani. Hala da öyle. İnsanın çocuğunu hele masum bir bebeği sevemeyeceğine inanmıyorum. Ama psikolojik sorun varsa olabilir tabi.
Sevememek değil işte bence o abartılı sevgi gösterileri yok yani o da bir birey bana ihtiyacı var ama ben doğurdum diye bir ayrıcalığım yok
Ben psikolojik sıkıntım olduğunu da düşünmüyorum ama belki de vardır
benımde aynı durumdayken oldu ben cocugumu cok ozel buluyorum meselaBeklentim yoktu ki hayal kırıklığım olsun
Bebek çok istiyordum tüp bebek ile sıfır sperm denilen bir durumda oldu çocuğum ama ayy ben anne oldum ne büyük bir duygu kutsal görev vs hissim olmadı
Çocuğumu kimseye vermem değişmem vs vs ama özel bir duygu artımı aman nasıl evde bırakıp işe giderim bakıcıya nasıl teslim ederim duygularım olmadı yani
Bence siz cok iskolik oldugunuz icin ve hamilelik surecinizde psikolojik olarak cok saglikli umdugunuz gibi gecmedigi icin bebeginize odaklanamiyorsunuz.Bence bir gun bebeginizi izleyin ne kadar masum hicbir seyden habersiz oldugunu hissedin.Ya da siz ozgur birisiniz yani birine bagimli olmayi sevmiyorsunuz.Esinizle ayri eve cikin cunku aile aile ustune olmaz daha rahat konusabilirsiniz bazi seyleri.Kendi evinizde her seyi nasil isterseniz oyle yapin.Ilac almak yerine kendinizin psikologu olun derim
neden bana degısık gelıyor.Benim de hayatım ona endeksli yemem içmem gezmem
Şu an hızlı trendeyiz birlikte zira o binmek istedi Eskişehir Ankara yolundayız
Burda çocuğu bırakıp tatile gideyimcilere vs ilk karşı çıkanlardan biriyim 5 yaşında sadece iki gece ayrı kaldık o evde babası ile ben iş için otobüste
Ama şimşek mimşek yok
Anne ve çocuk arasındaki zorunlu bağa ilişkin görüşlerim eskiden beri aynı ortaokulda da böyle düşündürdüm yani
Babam kalp krizi geçirdi kurtaramayız demişler biz annemle konuştuk vs ama dövünmedik bağırıp çağırmadık herkes siz danimarkalı soğuk insanlar mısınız dediler
Ben böyleyim yani çocuğum için çoğu kişinin fedakarlık dediği şeyleri herhangi bir fedakarlık olarak görmeden yaparım ben kendimi onun için özverili hissetmem
Ama öyle ahu yavrum moduna da giremedim yani herkes az büyüsün girersin dedi 5 yaşına geldi giremedim belki ergenlikte girerim ya da gelinden kıskanırım
Doğum sonrası depresyonu öyle kendi kendinin psikoloğu olarak aşılacak bir durum değil maalesef. Çok ağır olabiliyor ve ağır sonuçlara da yol açabiliyor. .Biliyorum çünkü ben hafifini yaşarken neler çektim. Doktor bana sen daha hafifsin aylarca hastanede yatanlar var bunun için demişti. Hafifi buysa ağırı nasıldır kim bilir diye inanamamıştım. Yazılanlardan bence konu sahibinin ciddi bir depresyonda olduğu ve yardıma ihtiyacı olduğu çünkü bu sorunu kendi kendine çözemediği de görülebiliyor. İlaç alması gerekiyorsa almalı ki çocuğuna faydası olabilsin.
İşte tam da bu! , ne oldu ne bitti niye oldu niye olmadı nasıl yaptım nasıl yapmadım sorularıyla şuan ki yaşamımı sorgulamaktan hayatımı yaşayamıyorum.. Tahammülsüzlük, istemediğim bir hayat (ama asla maddi değil) tamamen manevi.. Psikoloğum bana bilinçli danışanım demişti tıpkı sizin de söylediğiniz gibi, bu şuanki mevcut durumumdan daha çabuk kurtulmamı sağlarmış.Bazı insanlar o kadar güçlü oluyor ki, "depresyona girme lüks"leri bile yok! Bence siz de bu gruptasınız. Kendinizin o kadar farkındasınız ki, annelik duygum yok diye kendinizi sorguluyorsunuz. aksine o duygu sizde var. Ama hayatınızda yaptıklarınızı anlamlandıramıyorsunuz muhtemelen."Ne için yaşıyorum, ne için çalışıyorum?" Daha evlenir evlenmez 60-70 bin borç? Ben buna takıldım daha çok. Olmuşla ölmüşe çare yok tabi de.. Eşinizin geçmişten bir borcuysa, erken yaşta ne aceleniz vardı evlenmek için? Evlilik dolayısıyla yapılmış bir borçsa, ne gerek vardı? Sevginiz bitmiş.. eşinize saygı da duymuyorsunuz muhtemelen. Hem kapasitesi yok, sizden az kazanıyor, hem de daha iyisi için çabalamıyor. sizi ailesiyle yaşamaya mahkum ediyor. Ağır bir depresyon geçiriyor olabilirsiniz, bu donukluk, hissizlik hali ondan kaynaklanıyor olabilir.